29 Mart 2013 Cuma

HACILAR İLÇESİ


İlçe Kaymakamı: Hauk SEZEN                   Tel. sant: 0 352 442 15 01
Belediye Başkanı: Bilal ÖZDOĞAN             Tel. sant: 0 352 442 12 25 
İlçe Nüfusu: 20.896
Yüzölçümü km2:  208
İl Merkezine Uzaklığı: 11 km.


İlçenin Tarihi 
Ağcalı cemaatine bağlı Hacılar Oymağı, Türkistan’dan Anadolu istikametine doğru yapılan göçler sonucunda ilk olarak Çukurova ve havalisini vatan tutmuştur. İlk zamanlar Toros Dağlarını yaylak olarak kullanan Hacılar oymağı XV. Yüzyılın ortalarına değin yapılan göçler sonucunda Anadolu’da nüfus yoğunluğunun artması sebebiyle hem Anadolu’daki ticaret yolunun kuzey-güney istikametinde uzanmasından dolayı hem de doğal yolların bu istikamette olmasından ötürü Erciyes Dağı ve civarını yaylak hayatı için mekân tutmuşlardır. XVI. yüzyıla gelindiğinde Adana ve havalisinde meskûn olan Hacılar Oymağına mensup iki büyük aile arasında kız meselesinden dolayı kavga çıkmış; konar-göçer hayat süren bu iki aile arasındaki tartışmaların önü alınamamış ve nihayetinde vaka bir kan davası haline dönüşmüştür. Bunun sonucunda kan davasının bitmesini isteyen aileler Erciyes Dağı ve civarına göç etmişler ve günümüzde Sakar Eşmecik Bağları dâhilinde bulunan dört kuyular mevkiine yerleşmişlerdir. Sesli Dağı, Dört Kuyular ve Köşe Beğendik civarına yerleşen Hacılar halkı, burada bir köy kurmuşlardır. Daha sonra hem doğu yönünden gelen Avşar atlılarının baskısından hem de su sıkıntısının hat safhaya ulaşmasından dolayı bugünkü Hacılar’ın bulunduğu yere yani eski yerleşim yeri olan dört kuyuların yaklaşık olarak 8-10 km daha doğusuna taşınmışlardır. Osmanlı Tahrir Defterlerine göre Hacılar köyü Cebel-i Erciyes Nahiyesine bağlı köylerden birisini oluşturmaktadır. Tahrir kayıtlarına göre XVI. yüzyılda malikânesi vakfa, divanisi tımara tahsis edilen Hacılar köyünden padişahın hükmü doğrultusunda Avarız vergisi alınmamaktaydı. Türkiye Cumhuriyeti döneminde gelişmesine devam eden Hacılar köyü, gelişmesi mukabil 1930 yılında Belediye 1931 yılında da Nahiye olmuştur. 16.05.1990 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 3647 sayılı kanunla ilçe olmuş ve 09.09.1991 tarihinde fiilen faaliyete başlamıştır. 01.01.2005 tarihi itibarıyla da Kayseri Büyükşehir Belediyesi sınırlarına dâhil olarak Kayseri’nin beş merkez ilçesinden biri olmuştur.


Coğrafi Yapı:

Kayseri ili merkezine uzaklığı 11 km. olan ilçenin merkez rakımı 1350 m. olup İlçe, Kayseri ilinin güneyinde, Erciyes Dağı eteklerinde kurulmuştur. Erciyes Dağının önemli bir bölümü ilçe sınırları içerisinde kalmaktadır. İlçenin kuzeyinde ve doğusunda Melikgazi ilçesi, güneyinde Develi ilçesi, batısında İncesu ilçesi bulunmaktadır. İlçe sınırları içerisinde Erciyes Dağı dâhil olmak üzere irili ufaklı 15 civarında dağ bulunmaktadır.

İlçe arazisi küçük ekim alanları ve bahçeler dışında genellikle volkanik kaya ve tepelerden oluşmaktadır. Arazi, yapı itibariyle güneyden kuzeye, batıdan doğuya doğru eğimlidir. Ancak doğa güzelliği, mesire yerleri, bağ ve bahçeleri ile gezilip görülmeye değer bir ilçedir. İlçenin 208 km2 yüzölçümü bulunmaktadır. İlçe sınırları içerisinde kayda değer akarsu ve göl bulunmamaktadır. İlçemiz tipik bir karasal iklime sahiptir. Yazları sıcak ve kurak kışları ise soğuk ve kar yağışlı geçmektedir. Ayrıca ilçemizin bitki örtüsü bozkırdır.

Hacılar Çevresinde yer alan dağlar :

Erciyes Dağı, Lifos Dağı, Çarık Dağı, Selim’in Kartın Dağı, Sesli Dağı, Boz Dağı, Süt Donduran Dağı, Oğlakkıran Dağı, Kefeli Dağı, Peri Kartını Dağı, Yanık Dağı, Kızıl Tepe Dağı, Hasan Dağı, Üç Tepeler Dağı, Guskunkıran Dağı.

Hacılarda halk tarafından ziyaret edilen ve kutsal sayılan yerler 1. Erenler Türbesi : Erenler Mevkisindedir. 2. Hasan Dede Türbesi : Hasın Dağı Mevkisindedir. 3. Sakar Dede Türbesi : Beğendik Mahallesinde ve Dört Kuyular Mevkisindedir. 4. Sesli Dede Türbesi : Sesli Dağı üzerindedir. 5. Şıh Arslan Dede Türbesi : Şıh arslan Dağı üzerindedir. 6. Gelincik Kayası : Kelyazı Mevkisindedir.

İdari Yapı:

İdari bakımdan önceleri Kayseri Merkez İlçeye, daha sonra ise Melikgazi İlçesine bağlı olan Hacılar, 18.05.1990 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 3647 sayılı kanunla ilçe olmuş ve 09.09.1991’de resmen faaliyete geçmiştir. İlçe, Kayseri  İlinin güneyinde, Erciyes Dağı eteklerinde kurulmuştur. Erciyes Dağının önemli bir bölümü ilçe sınırları içerisinde bulunmaktadır. İlçenin kuzey ve doğusunda Melikgazi İlçesi, güneyinde Develi İlçesi, batısında İncesu İlçesi bulunmaktadır. İlçe sınırları içerisinde Erciyes Dağı dahil olmak üzere irili ufaklı 15 civarında dağ bulunmaktadır. Hacılar İlçesi Merkez Belediye, 10 Mahalle ve 2 Köy Muhtarlığından oluşmaktadır.

Belediye: Merkez Belediyesi haricinde belediye yoktur. 2007 yılı bütçesi 5.000.000,00 YTL, gerçekleşen gelir 3.209.634,02 YTL, gerçekleşen gider 3.205.520,89 YTL’dir. 2008 yılı bütçesi 4.250.000,00 YTL, gerçekleşen gelir 3.540.338,87 YTL, gerçekleşen gider 3.819.113,20 YTL’dir. 2009 yılı bütçesi 4.000.000,00 TL, gerçekleşen gelir 3.185.045,49 TL, gerçekleşen gider 3.348.210,38 TL’dir. 2010 Yılı Bütçesi 4.000.000,00 TL’dir. 12 memur, 3 sözleşmeli, 35 kadrolu işçi olmak üzere, toplam 50 personel bulunmaktadır. 2009 yılında 63 adet inşaat ruhsatı ve 38 adet Yapı Kullanma İzin Belgesi verilmiştir. Ayrıca kaçak ve çirkin yapılaşmayı önlemek için imar çalışmalarına gerekli hassasiyet gösterilmektedir. Belediye makine parkında 3 adet binek otomobil, 1 adet dolmuş, 1 adet temizlik aracı, 1 vidanjör aracı, 5 adet kamyon, 6 adet iş makinesi, 1 adet yolcu otobüsü, 2 adet kamyonet aracı, 1 adet su taşıma tankeri, birisi yıkama birisi taşıma olmak üzere 2 adet cenaze aracı bulunmaktadır. İlçe merkezindeki 10 adet mahallenin isimleri şöyledir: 1. Akdam Mahallesi 2. Akyazı Mahallesi 3. Aşağı Mahalle 4. Beğendik Mahallesi 5. Orta Mahalle 6. Yediağaç Mahallesi 7. Yeni Mahalle 8. Yukarı Mahalle 9. Erciyes Mahallesi 10. Hürmetçi Mahallesi (5216 sayılı yasa ile köyden mahalleye dönüştü) b) Köyler: İlçe Merkezine bağlı 2 köy ve 4 mezra bulunmakta olup, isimleri şöyledir 1-Sakar çiftliği Köyü 2-Karpuz sekisi Köyü a) Gerbula Mezrası b) Kuyucak Mezrası c) Kızlarpınarı Mezrası d) Kayaönü Mezrası Hürmetçi Mmahallesi ve Karpuzsekisi köyleri birbirine çok yakın olup ortak sınırları paylaşmaktadırlar. İlçe merkezi ve köyleri arasında ulaşım için yol bağlantıları mevcuttur. Bunların tamamı asfalt seviyesinde bitirilmiştir. Bütün köylerde elektrik, telefon ve su şebekesi vardır. Köylerimizdeki halkın geçim kaynağı genel olarak tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır.

Belde Ve Köyler
Karpuzsekisi
Sakarçiftliği Köyü

Ulaşım:


Hacılar İlçesine her 15 dakikada bir Büyükşehir Belediyesine bağlı otbüslerle ulaşım sağlanmaktadır. Otobüsler Kiçikapı mevkiinden hareket etmektedir.


Ekonomik Yapı:

Halk önceleri bağcılık, tarla ziraat, hayvancılık ve el sanatları ile meşgul iken, günümüzde sanayi ve ticaret ön plana çıkmıştır. İlçe arazisinin genelde engebeli olması nedeniyle, İlçe merkezinde bağcılık ve meyvecilik ağırlık kazanmaktadır. İlçeye bağlı köylerde ise hayvancılık ve hububat tarımı yapılmaktadır. Halkın büyük bir çoğunluğu geçimini sanayi işkollarından sağlamaktadır. 1999 yılında Hacılar Özel Organize Sanayi’nin kurulmasıyla Türk sanayisinde Hacılar kendine özel bir yer bulmuştur. Hacılar, sanayi yatırımları bakımından Türkiye’nin en gelişmiş ilçeleri arasındadır. Kayseri Organize Sanayi Bölgesinin önemli bir bölümü ilçe sınırları içerisinde olup, değişik alanlarda üretim yapan onlarca fabrika bulunmaktadır. Halen organize sanayide, ev tekstili ve oturma gruplarında öncülük yapan kuruluşlarımız, Türk ekonomisine büyük katkılar sağlayarak, Hacılar sanayini yurt içinde ve yurt dışında başarılı bir şekilde temsil etmektedir. İstanbul Sanayi Odası tarafından her yıl açıklanan İlk 500 Büyük Firmadan 7 tanesi ilçemizde yer almaktadır. Bunlar; HES Kablo A.Ş., Boytaş Bellona Mobilya A.Ş., Merkez Çelik A.Ş., İstikbal Mobilya A.Ş., HAS Çelik A.Ş., Boyçelik Metal A.Ş. ve Boyteks Tekstil A.Ş.’dir. İlçe merkezinde 4 büyük sanayi kuruluşu vardır. (HES Kablo A.Ş., Has Çelik A.Ş., HES Fibel A. Ş., HES Kimya A.Ş.) İlçemizde tarım, küçük sanayi işletmeciliği şeklinde yapılmaktadır. İlçede çiftçilikle uğraşan yaklaşık 350 aile bulunmaktadır. İlçenin tarımsal yapısı, bağcılık, meyvecilik, hububat ekimi, hayvancılık, az miktarda yem bitkileri ve aile sebzeciliğinden oluşmaktadır. İlçemizde tarımda kullanılan arazinin toprağının kumlu olması ve yıllık metrekareye düşen yağış miktarının az olması nedeniyle, üretimi yapılan bitkisel ürünler oldukça sınırlıdır. Su kaynaklarının yetersiz olması nedeniyle sulanabilen tarım arazisi sınırlı seviyededir. Karpuzsekisi köyü ve Hürmetçi mahallesinde geniş meralar bulunup büyükbaş hayvan yetiştiriciliği bakımından önemli potansiyele sahiptir. İlçemizde 3.427 büyükbaş hayvan, 3.500 küçükbaş hayvan,1.200 adet kanatlı hayvan, 1.020 adet de kovan mevcudu vardır. İlçenin Kayseri’ye çok yakın olması ve ulaşım kolaylığı nedeniyle ticaret ve sanayi alanında çalışmaların büyük bir bölümü kendi iş yerinde ve il merkezinde yapılmaktadır. İlçe halkı genellikle yaz aylarında Beğendik, Yediağaç ve Akdam mahallelerinde bulunan bağ evlerine göç ederek, daha yüksek rakımlı yerlere çıkmaktadır. Alternatif Kayak Pisti yapılıp hizmete girdiği zaman verilecek günübirlik hizmetlerle ve Turizm Merkezi ile ilçenin sosyal yapısının çok hızlı bir şekilde değişeceği tahmin edilmektedir. Turizm merkezi, kayak pisti, sosyal tesisleri, halısı, bağı bahçesi ve doğa güzelliği ile Hacılar’ın ülke genelinde ve uluslararası alanda sayılı bir ilçe olması çok arzu edilen bir durumdur.



Sosyal Yapı:

İlçede Yukarı Mahalle, Orta Mahalle ve Aşağı Mahalle konut bakımından eski ve taş binalardan oluşmaktadır. Yeni Mahalle, Erciyes ve Akyazı Mahallelerinde betonarme konutlar inşa edilmektedir. Beğendik, Yediağaç ve Akdam Mahalleleri yerleşim itibariyle bağ ve bahçeleri ile dikkat çekerek güzel bir görünüm sergilemektedir. Ayrıca İlçemizin konut problemine çözüm üretmek, planlı kalkınmaya katkıda bulunup, orta gelirli vatandaşlarımızın ev sahibi olmaları için ilçemizde yakın zamanda birçok yapı konut kooperatifi kurulmuş, bunların bir kısmı faaliyetlerini tamamlayarak İlçe Halkının hizmetine sunulmuştur.

Eğitim Öğretim:

İlçe merkezinde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Halk Eğitim Müdürlüğü, l Anadolu Lisesi, l Çok Programlı Lise ve 7 İlköğretim Okulu bulunmaktadır. Merkeze bağlı köylerde toplam 2 İlköğretim Okulu ve Karpuzsekisi Köyüne bağlı Gerbula Mezrasında da l İlköğretim Okulu vardır.





İlköğretim okullarından 1 tanesi köyde bulunmaktadır. (Karpuzsekisi Mustafa Tatar İ.Ö.O). Birleştirilmiş sınıf eğitimi yapılan okul bulunmamaktadır.

11 okulda toplam 135 derslik bulunmaktadır. İlköğretim Okulları bünyesinde 8 şubede Ana Sınıfı mevcuttur. Okullarımızın tamamı kaloriferlidir.

İlçemizde bulunan 12 eğitim öğretim kurumunun 11 tanesi ilçemiz hayırseverlerince inşa edilmiştir. Sadece Hacılar Ali İhsan Kalmaz Ç.P.L devlet tarafından yaptırılmıştır.

İlçede ayrıca Halk Eğitimi Merkezinde 2008–2009 Eğitim-Öğretim yılında çeşitli branşlarda toplam 66 kurs açılmış, bu kurslara 1362 kursiyer katılmıştır. Bu kursiyerlerden 339 kadın 109 erkek toplam 448 kursiyer belge almıştır.



(Kayseri Valiliği ve Hacılar Kaymakamlığı Sitelerinden Alınmıştır)





28 Mart 2013 Perşembe

FELAHİYE İLÇESİ


İlçe Kaymakamı: Yusuf CANKATAR               Tel. sant: 0 352 791 20 12
Belediye Başkanı: Vural COŞKUN                    Tel. sant: 0 352 791 20 14
İlçe Nüfusu: 16650
Yüzölçümü km2:  412
İl Merkezine Uzaklığı: 58 km.

İlçenin Tarihi:

İlçenin kuruluş yılları çevredeki eserlere göre Hitit’ler Devrine kadar uzanır. Hitit’lerden sonra ilçe ve çevresinde çeşitli medeniyetler hüküm sürmüş olup, bunlardan en belirgini Roma ve Osmanlı Medeniyetleridir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Yozgat İl’i Boğazlıyan İlçesine bağlı bir nahiye durumunda iken, 1925 yılında Yozgat İl Daimi Encümeninin kararı ile ‘Kurtuluş ‘ anlamına gelen ‘FELAHİYE’ adını almıştır. İlçe 1926 yılında Kayseri İl’i merkez bucaklarından Güneşli “Mancusun”a bağlanmıştır. 15.10.1930 tarihinde bucak olmuş ve daha sonra 07.10.1957 tarihinde 7033 Sayılı yasa ile ilçe olmuştur.


Coğrafi Yapı:

Felahiye İlçesi yerleşim yeri olarak Kayseri İlinin kuzeydoğusunda, Kızılırmak yayı içerisinde kurulmuş olup, deniz seviyesinden yüksekliği 1150 m.dir.

İlçenin yüzölçümü 412 km2 dir. Yüzey şekilleri engebeli düz vadiler, düz ovalar ve dağlardan oluşmaktadır. Belli başlı dağları kuzeydoğusunda bulunan Akdağlar, batısında bulunan Kurşunlu dağları ile çevrilidir. Her türlü ekim ve dikime elverişli olan sulanabilen Darlı Özü, Kepiç Özü, Aşağı ve yukarı Öz’lerdir. Delice Özü ilçenin ovalarını oluşturmaktadır. İlçenin akarsuları; İlçe ile Kayseri Merkez İlçe sınırlarını oluşturan Kızılırmak İlçenin merkezinden geçmektedir. İlçe sınırları içinde sulama amaçlı Darılı Gölet’i ve Celal Atik Göletleri mevcuttur.

İlçenin iklimi steptir. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve sert geçmektedir. En fazla yağışı ilkbahar mevsiminde almaktadır. Genellikle Nisan ve Mayıs aylarında düşen bol yağış kuru tarım ürünleri açısında çok yararlı olmaktadır.

İlçe’nin Büyüktoraman Kasabası ile Silahtar Köyünde az miktarda ormanlık alan Kayapınar Kasabası, Alabaş ve Menteşe köylerinde meşelik alan mevcuttur.

Dağlarda seyrek çalılık olup çöküntü alanlarında ise tarım ürünleri ile bağ ve bahçe ürünleri yetiştirilmektedir.


İdari Yapı:

İlçeye 2 kasaba ve 9 köy bağlıdır. İlçe ile kasabaların, ilçe ile köylerin arası asfalttır. Yerleşim yerlerinde toplu yerleşim egemen olup, Orta Anadolu’nun karakteristik özelliklerini taşımaktadır. Genel olarak halk yönetime yardımcı ve saygılıdır. Yönetimle halk arasında yakınlık ve ahenk mevcuttur.

2000 Yılı Genel Nüfus Sayımına göre de İlçe nüfusu 6.015, kasaba ve köy toplam nüfusu 10.635, toplam nüfus 16.650’dir.

2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre nüfusun azaldığı görülmektedir. Nedeni ise eğitim, sağlık hizmetleri, işsizlik ve büyük şehirlere olan göçten kaynaklanmaktadır. Yıllık nüfus artış hızı şehir merkezinde binde -9.32, köylerde ise -4.46 olup, toplamda ise –6.24 nüfus azalması görülmektedir.

Belde Ve Köyler
*Büyüktoraman Kasabası
*Kayapınar Kasabası
*******
*Acırlı
*Alabaş
*Darılı
*İsabey
*Karaşeyh
*Kepiç
*Kuruhöyük
*Menteşe
*Silahtar

Ulaşım:

Kayseri merkeze 58 km uzaklıkta olan ilçeye ulaşım Doğu Garajından kalkan araçlar ile sağlanmaktadır.

Ekonomik Yapı:


Halkın büyük çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla geçinmektedir. Yurtdışında çalışan çok sayıda işçinin ekonomik katkıları ikinci sırada öneme sahiptir. İlçe’de tarıma elverişli arazi miktarı 16.000 Hektardır. Tarımsal faaliyetlerdeki sırayı tarla ziraati, ikinci sırayı ise hayvancılık almaktadır. Kızılırmak havzası ve Bağırsak Mevkii mikro klima özellikleri açısından seracılığa uygundur.

İlçe’de sanayi ve ticaret faaliyeti yok denecek kadar azdır. Felahiye Kaymakamlığı ile Belediye ve Köylere Hizmet Götürme Birliği bünyesinde 1994 yılında Süt Toplama ve Soğutma Merkezi, kurulmuş olup, üreticilerin mevcut sütlerini toplayarak pazarlamakta ve hayvancılığın gelişmesine önemli bir katkı sağlamaktadır.
  

Sosyal Yapı:

İlçe’de halkın büyük bir çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla geçinmekte olup, yurtdışında çalışan işçiler de önemli gelir kaynağı oluşturmaktadır. İlçe merkezindeki konutların çoğu yeni ve oturulabilir durumdadır. Konutların tamamına elektrik, su ve kanalizasyon hizmeti getirilmiştir. Köylerde ise binalar çoğunlukla yığma ve kargir’dir. Bütün köylerin elektrik, su, okul, yol ve telefonu mevcuttur.

Halkın çoğunluğu işsizdir. İşsizlik nedeniyle ilçe çok yoğun bir göç yaşamaktadır.



(Kayseri Valiliği ve Felahiye Kaymakamlığı Sitelerinden Alınmıştır)




DEVELİ İLÇESİ


DEVELİ İLÇESİ


İlçe Kaymakamı: Murat Duru                   Tel. sant: 0 352 621 60 13
Belediye Başkanı: Mehmet Cabbar            Tel. sant: 0 352 621 66 15
İlçe Nüfusu: 70893
Yüzölçümü km2:  1887
İl Merkezine Uzaklığı: 40 km.

İlçenin Tarihi:

İlk Çağlar (M.Ö. 2500-200)
Develi’de ilk çağlar hakkında geniş bir bilgimiz yoktur. Ancak son zamanlarda yapılan kazılarda çıkarılan eserler bize ilk çağ kültürü hakkında ışık tutmaktadır. 1947 yılında Tahsin ÖZGÜÇ başkanlığındaki bir heyet tarafından Ankara Üniversitesi adına kazılar yapıldı. Fıraktın’a (Gümüşören) 2 km, mesafedeki höyükte yapılan sondajlarda İç Anadolu’da «Bakır Çağı» eski bronz devri kültürüne ait nakışlanmış bir çok kaplar bulunmuştur. Yapılan bu kazılar ve sondajlar neticesinde Kızılırmak Kavsinde ve bilhassa Fıraktın’da siyah astar üzerine beyaz boyalı kaplar bulunması, Orta Anadolu’nun bu devirde Güney Anadolu ile olan kültür münasebetlerini incelemektedir. Buluntular gösteriyor ki Develi’nin Bakır Çağı’nda önemli bir iskan ve yerleşme yeridir.

Hititler Dönemi

M.Ö. 2. Asırda Orta Anadolu’da bilhassa Kızılırmak bölgesinde yerleşen Hititler, M.Ö. VII. Asra kadar nüfuslarını korumuşlardır. Eski Hitit devleti 1.Tuthalya tarafından ele geçen vesikalardan anlaşılmaktadır.

1.Labarna’nın krallığı zamanında devlet sağlam bir teşkilatla hudutlarını genişletmiştir. Bu zamanda kendisine Hattuşaş’ı merkez yapmıştır. 1.Hattusilis, Hitit devleti içindeki asayişi sağladıktan sonra Önasya Devletlerini sınırları içine katmayı düşündü. Bu düşünce ile Ceraplus(Kargamış), Urşu(Urfa) gibi Güney Anadolu şehirlerini zapt ettiği ve Halep üzerine sefer yaptığı bilinmektedir. Halep seferi başarısızlıkla sonuçlanınca 1.Mursilis tekrar Halep üzerine sefer yapmak istiyordu. Bu sırada Halep krallığında 2. Hammurabi bulunuyordu. Halep krallığı üzerine yürüyen 1. Mursilis krallığı ortadan kaldırınca Babil yolu da kendisine açılmış oluyordu. Labarna’dan Mursilis’e kadar olan o zamanda Hitit devleti büyük bir gelişme göstererek Kuzey Suriye’yi hakimiyetleri altına almışlardı. Bu sırada Hattuşaş’ta başgösteren karışıklıklar neticesinde 1. Mursilis öldürülmüştü. Mutavalli zamanında Amurru(Suriye) krallığı hititlere karşı olan vergi borcunu ödememesi ve Mısırlılar tarafına geçmesi Mısırlılarla Hititlerin arasının açılmasına sebep olmuştur. Mutavalli’den sonra kral olan 3.Hattusilis devrinde (M.Ö.1287-1244) Hitit devleti en parlak devrini yaşamıştır.

Suppililuliuma zamanından itibaren fetihlerin meyveleri bu devirde toplanmıştır. Bundan dolayıdır ki 3.Hattusilis devrine Hitit tarihinin altın çağı denilmiştir. Hattusilis daha çok güneye önem vermiştir. Gayesi güneyin ticaret yolunu ellerinde tutmak istemesidir. Fıraktın, İmamkulu, Taşçı, abideleri gerekse bu bölgelerdeki iskan yerlerinin bolluğu Develi’nin Hititler devrinde önemli bir yerleşme merkezi olduğunu doğrulamaktadır. Bu bölgede bir çok hitit yazıları bulunmuş ve okunmuştur. Bittel Fıraktın ile Gezbel arasındaki kaya anıtlarının bolluğundan bahsederken, Tahsin ÖZGÜÇ de Taşçı, Çukuryurt, Ayşepınar köyleri arasında 5 iskan yerine rastlanmıştır. 50-75 m. Çaplı olan bu küçük köyler 2-3 yapı katlarını ihtiva etmektedirler. Fıraktın kaya abidelerinin tabanında M.Ö. üç bine tarihlenen çanak-çömlekler toplanmıştır.

Hititler maden işletmesine önem vermişlerdi. Bilhassa 3. Hattusilis (1280 M.Ö.) kendisine kıymetli madenlerden gönderilmesini istiyen Fravun’a verdiği cevapta henüz madenlerin hazır olmadığını çıkarıldığı zaman gönderileceğini, şimdilik demirden kabzası bir kılıç göndereceğini bildirmişti.

Frigyalılar Dönemi
M.Ö. 1200 yıllarında Yeni Hitit krallığı yıkıldıktan sonra Anadolu’da genel bir hakimiyet ancak Frigler tarafından kurulmuştur. Frgyalılar sınırlarını Kızılırmak, Konya dolayları ve Menderesin yukarı yatağına kadar olan kısmını içine alan bir devlet kurmuşlardı. Kendilerine hükümet merkezi olarak Gordion’u seçmişlerdi. Daha sonraları da Kappadokya’nın da büyük bir kısmını hakimiyetleri altına alarak hudutlarını genişletmişlerdir. Frigyalılar zamanında Kızılırmak ve özellikle Fıraktın bölgesi önemini korumuştur. Bu bölgedeki araştırma ve kazılarda Frigyalılara ait çeşitli eserler bulunmuştur. Fraktın höyüğünün ikinci katında frigyalılar devrine ait bina kalıplarına rastlanmıştır. Bu binalarda kerpiç ve hatıl kalıntılarına tesadüf edilmiş, binanın üst kısmı ise yangın geçirmiştir. Doğuda Önasya’nın idaresi altına alan Asurlar batıda ise Frig krallığını tanımamakta olan Lidyalılar M.Ö. 8. Asırda Frikyalılar için büyük tehlike arz ediyordu. Frigyalılar hakimiyetine ne Asurlular ne de Lidyalılar son verdiler. Kuzeyden gelen Kimmerilerin ihtilalarına karşı koymak isteyen Frig kralı Midas mâğlup olunca üzüntüsünden kendi canına kıydı.

Roma Dönemi
Develi büyük Kappadokya toprakları içinde önemli bir yer tutmuştur. O devirde bu bölgeye Gabdonya denilmekteydi. Ziraat ve sulama işlerinin de çok muntazam ve teşkilatlı olduğu anlaşılmaktadır. Sultan Sazlığı bataklığı ortalarında o devre ait olduğu sanılan yol ve kanallar hala görülmektedir. Gerek Elbizden Gereme’ye gerekse İlipınar’dan Reşadiye’ye kadar olan alanda bir çok harabelere rastlamak mümkündür. Fraktın höyüğünde yapılan sondajlarda Roma devrini temsil eden kültürün üç safhalı olduğu tespit edilmiştir. Bunlardan birinci safhada; köşeleri kesme, temel ve duvarları tuğla boyundaki düzenli taşlarla örülen monimental bir bina temsil edilmektedir. Bina çevrede görülen evler gibi tamamen taştandır. Höyüğün bu devride bir şehir olduğu görüşünde bir inşa edilmiş bu harabenin üstü ise aynı çağın mezarlığı olarak kullanılş-mıştır. Mezarlar sanduka biçiminde iki üç kesme taştan yapılmıştır. Bizanslılar zamanında ise bölge önem ve değerini korumaya devam etmiştir. Bilhassa hristiyanlığın ilk yayılma yıllarında önemini daha da arttırmıştı. Seyyah Ö.M. Rinner’in bildirdiğine göre cicero Develi Ovasında ordugah kurarak Kappadokya Develi’nin eski Tyna bir kısmı ise Sbitra Nora harabeleri üzerinde kurulduğunu yazarlar.



Selçuklular Dönemi
Bizans zamanında da bölge önemini korumaya devam etmiştir. Özellikle Hıristiyanlığın ilk yayılma yıllarında önemini daha da arttırmıştır. Romalılardan sonra Bizanslılar Hıristiyanlığı yaymak için geldikleri, Erciyes’in güney eteklerindeki Gereme’yi dini bir merkez haline getirmişlerdir. Bu döneme ait Gereme’de şehir kalıntıları, Panagia Kilisesi, Çanlı Kilise, hamam, saray ve birçok yapı kalıntısına rastlanmaktadır.

Bizans İmparatorluğu sınırları içinde bulunan Anadolu toprakları, daha hicretin ilk asrından beri İslam orduları için zengin ve cazip bir ülke olmuştur. Bu sebepten dolayı İslam orduları Anadolu’ya birçok sefer düzenlemişlerdir. İslam ordularının bu seferler esnasında takip ettikleri üç yol vardı. Bu yollardan biri Kayseri’den geçmekteydi.

M.S.805-806’da Bizans İmparatoru Nikapheros’un yıllık vergi ve harçlarını vermemesi üzerine bizzat Harun Reşid büyük bir ordu ile Kayseri ve çevresini zapt etmiştir. Yüz altmış sene kadar Abbasilere bağlı kalan Kayseri ve civarı, 968 tarihinde Bizans İmparatoru Fokos tarafından tekrar Bizans topraklarına katılmıştır.

Bizans kralı II. Basileıos döneminde (1021) Van’ın Vaspurakan denilen bölgesinden sürülen Ermeniler Develi (Gabadonia) ve çevresine yerleştirilmişlerdir. Kayseri ve çevresinin Türk hâkimiyetine geçmesi Selçuklular zamanında Türklerin büyük gruplar halinde Anadolu’ya girmesinin ilk zamanlarına rastlar. Selçuklu Devletinin kurulmasından itibaren Türkmenler daimi bir akış halinde Anadolu’ya girmişler ve kendileri için henüz yeni olan bu ülkenin doğu ve orta kısımlarına doğru yayılmaya başlamışlardır. Nitekim 1064 yılında Antalya çevresini ele geçiren Türkmenler Kayseri’ye kadar gelmişlerdir. Anadolu’nun kuzey bölgelerinde, Emir Sabuk’un komutasında hareketine devam eden Selçuklu birlikleri, Bizans kumandanları Atom ve Ebu Sehl’in yönetiminde bulunan Sivas üzerine 1051 tarihinde yürümüşlerdir. Bizanslı yöneticiler şehirden kaçarak Develi’ye gelmişlerdir. Daha sonra Orta Anadolu’ya yayılan Türkler, 1067 de Kızılırmak vadisini takiple Kayseri’yi fethetmişlerdir. 1071 Malazgirt zaferinden sonra Anadolu’nun kapıları Türklere tamamen açılmış ve Sultan Alparslan ölümünden kısa bir süre önce, meşhur Selçuklu emirlerini Anadolu’ya göndererek Anadolu’nun fethedilmesini emretmiştir. Bu emirlerden Danişmend Ahmet Gazi’ye (1071–1105) Tokat, Amasya, Sivas, Kayseri, Zamantı, Develi ve çevresini fethetme görevi verilmiştir.1079 tarihinde Selçuklu ordusundan kaçan Bizans İmparatoru I. Alexios da Develi Kalesi’ne sığınmak zorunda kalmıştır. Oğuz boylarından Develioğulları aşireti de Malazgirt zaferinden sonra Danişmentliler’le birlikte gelerek bugünkü Yukarı Develi’ye yerleşmişlerdir.1107–1110 yılları arasında hükümdarsız kalan Anadolu Selçukluları Haçlılar ile Bizanslıların saldırıları sonucu Orta Anadolu’ya çekilmişlerdir. Bu dönemde Ermeniler, Türk köy ve şehirlerine saldırmaya başlamışlardır. 1155 tarihinde Ermeni orduları Develi’ye gelerek burayı yağmalamışlardır. Ermenilerin bu saldırıları Halep-Kayseri arasındaki kervan yolunun emniyetini tehlikeye sokmuştur. Gıyasettin Keyhüsrev 1209’da Ermenilerin üzerine yürüyerek Ermeni kralı II. Leon’u esir almış ve Ermenilerle barış imzalamıştır.1220 yılında Selçuklu tahtına geçen II. Alaaddin Keykubat, 1225 yılında tekrar Kilikya Ermeni Krallığı üzerine sefer düzenlemiştir. Halep ticaret yolunu denetim altına almak için düzenlenen bu sefer esnasında orduların bir kısmı Develi üzerinden gönderilmiştir.

Alaaddin Keykubat döneminde doğuda beliren Moğol tehlikesi, alınan bütün tedbirlere rağmen durdurulamamış ve II. Keyhüsrev’in saltanatı zamanında 1243 yılında Moğollarla yapılan savaş sonucunda Selçuklular yenilmiştir. Bu yenilgiden sonra Anadolu da bir buhran dönemi yaşanmaya başlamıştır. Özellikle II. İzzeddin Keykavus (1246-1262) ile kardeşi IV. Rükneddin Kılıçarslan (1256-1257) arasında başlayan taht kavgası bu buhranı daha da arttırmıştır. Moğol hükümdarının gönderdiği bir ordu II. İzzeddin Keykavus’u tahttan uzaklaştırmış ve tek başına saltanata geçen IV. Rükneddin Kılıçarslan Kastamonu, Aksaray ve Develi’nin gelirlerini Moğol hükümdarı adına Tacettin Mutez’e vermiştir Konya’dan ayrılmak isteyen Sultan IV. Rükneddin sarayın kiler sorumlusu vasıtasıyla Develi ve Kayseri subaşısına bir mektup göndermiştir. Develi ve Kayseri subaşısı cevaben kendilerinin hemen Kayseri’ye gelmelerini istemişlerdir. Develi subaşısı Kemaleddin Kaymazoğlu Nüsrettin ve Kayseri subaşısı Samsamuddin, Ürgüp üzerinden gelen Sultanı, Develi’de karşılamışlar ve kendisine biat ederek adına para bastırmışlardır. Sultan IV. Rükneddin Kılıçarslan’ı Kayseri’ye getirerek tahta çıkarmışlardır. Daha sonra IV. Rükneddin Kılıçarslan ile II. İzzeddin Keykavus arasında yapılan savaşta Rükneddin Kılıçarslan yenilmiş ve Develi’den Sis’e doğru giderken Türkmenler tarafından yakalanıp Kayseri’ye götürülmüştür. Rükneddin Kılıçarslan Sultan II. İzzeddin Keykavus tarafından Burgulu Kalesi’ne tutsak edilmiştir. II. İzzeddin Keykavus 1254’te kardeşinin Develi’de para bastırmasının üzerine kardeşini saf dışı bıraktıktan sonra, 1257 yılında Develi’de kendi adına gümüş para bastırmıştır.

 Anadolu Selçuklu Devleti’nin 1308’de yıkılmasından sonra Anadolu bir dönem Moğol hâkimiyeti altında kalmıştır. Moğollar’ın Umumi valisi sıfatıyla vazife yapan Çobanlı Emir Temurtaş, 1327’de Türkmen beyleri ile yaptığı savaşta başarısızlığa uğramıştır. Aynı zamanda babası Emir Çoban’ın, Ebu Sait Bahadır Han (1316–1355) tarafından öldürüldüğünü haber almasından dolayı, canından endişe duyarak Mısır Memluklu Sultanlığı’na sığınmak üzere Kayseri’den ayrılmıştır. Yerine kayınbiraderi Uygur Türk’ü Emir Eretna’yı (1327-1352) vekil olarak bırakmıştır. Böylece İlhanlılar tarafından Anadolu valisi olarak göreve getirilen Emir Eretna, askeri ve siyasi dehasıyla kendisini Ebu Said Bahadır Han’a kabul ettirmiş ve Ebu Said Bahadır Han’ın ölümünden sonra da bağımsız olarak bölgede hüküm sürmüştür. Yarım yüzyıl Anadolu’nun büyük bir bölümüne, önce Sivas sonra da Kayseri merkez olmak üzere hâkim olan Eratnalılar, Türk milleti tarafından takdir edilerek Türkiye tarihinin Beylikler Döneminde önemli bir devlet olmuştur. Anadolu’daki siyasi kontrolü sağlayan Eretnalılar, elli yıllık hâkimiyetleri süresince Anadolu’nun pek çok şehrinde para bastırmış ve birçok mimari eser vücuda getirmişlerdir. Develi’de (Yukarı Develi) bulunan Şeyh Ümmi Zaviyesi bu döneme ait olan fakat günümüze ulaşamayan eserlerdendir.


Eretna hâkimiyetinin 1365 yılından sonra zayıflaması ve Kadı Burhaneddin’in Eretna hükümdarı Mehmet Bey’i öldürmesiyle (1381) bölgedeki Eretna hâkimiyeti son bulmuştur.

Kayseri, Kadı Burhaneddin yönetimi altına girmeden önce Karamanoğulları'nın valisi Cüneyd’in (1388) yönetimi altındaydı. Kadı Burhaneddin, Kayseri’yi almak için Develi Kalesi hariç çevredeki bütün kaleleri ele geçirmiştir. Kayseri’yi alabilmek için Develi Kalesi’nin alınması gerektiğini iyi bilen Kadı Burhaneddin, Develi Kalesi’ni kuşatmıştır. Bu kuşatma esnasında kardeşi ile giriştiği taht kavgasını kaybeden Dulkadıroğulları beyi Selvi Bey Develi Kalesi'ne kaçmış ve Kadı Burhaneddin’e karşı Cüneyd ile işbirliğine girmiştir. Birkaç gün süren şiddetli savaştan sonra kale alınmış ve Kadı Burhaneddin Develi Kalesi’ni Feridun’a bırakarak Kayseri’ye geçmiştir. Kadı Burhaneddin, bölge üzerindeki hâkimiyetini sağladıktan sonra Develi’deki Türkmenleri Kayseri havalisine iskân ettirmiştir. 1381-1397 yılları Kayseri, Sivas ve Develi Kadı Burhaneddin Ahmet tarafından idare edilmiş ve bu döneme Kadı Burhaneddin dönemi denilmiştir. 1398 yılında Yölük Osman Bey tarafından Sivas Kalesi önünde Kadı Burhaneddin öldürülmüştür. Sivas’ta toplanan devlet yöneticileri Yıldırım Beyazıd’a müracaat ederek ülkelerini Osmanlılara teslim etmişlerdir. Yıldırım Beyazıd’ın Timur’la yaptığı Ankara Savaşı’nı kaybetmesinden sonra Anadolu’daki Türk birliği bozulmuş ve Timur tarafından Anadolu Beyliklerine toprakları geri verilerek, Develi Karamanoğulları’na bırakılmıştır. Bu dönemde Eretna beylerinden Ermenistan’a kaçan ve sonradan birleşen Ertena Beğ bin Mehmet bin Ertena’nın iki oğlu, Esen ile Kadı, Karamanoğulları kontrolündeki topraklarını almak için Ermenilerden oluşan bir orduyla Niğde, Develi ve Kayseri’ye saldırmışlar, bu bölgeyi bir müddet ellerinde tutmalarına rağmen başarısız olmuşlardır. Ayrıca Şikari, Develi Ovası’nda bu orduların büyük bir yağma yaptıklarından da bahsetmektedir. Bir müddet Karamanoğulları yönetimi altında kalan Develi, 1432 yılında Karamanoğlu Nasireddin Mehmed’in Antalya kuşatması esnasında öldürülmesini fırsat bilen Dulkadıroğulları beyi Hasan Bey tarafından ele geçirilmiştir. Daha sonra Karamanoğlu İbrahim Bey 1435’te Dulkadıroğulları beyi Nasireddin Mehmed Bey’i yenerek Develi’yi tekrar ele geçirmiştir.

Osmanlılar Dönemi
Fatih Sultan Mehmet zamanında Karamanoğulları ortadan kaldırılarak (1474) Develi, Osmanlı Devleti’nin egemenliği altına girmiştir. Fatih’in Develi’yi ele geçirmesine halk isyan etmiş, bu isyan üzerine Fatih Sultan Mehmet, Develi Kalesi’ni yıktırmış, Develioğulları aşiretini de parçalayarak çeşitli illere iskân ettirmiştir. Osmanlılarla iyi ilişkiler içerisinde bulunan Dulkadıroğulları, II. Beyazid dönemine kadar Kayseri ve civarında varlıklarını sürdürmüşlerdir. Hatta öyle ki Osmanlılar tarafından ilk sancak beyi olarak bölgeye, Dulkadıroğulları beyi Şahsuvar Bey atanmıştır. Ankara Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nde bulunan Kuyud-ı Kadime Arşivi’nin 564 numaralı ve 1476 tarihli Karaman Eyaleti’ne ait defterlerde Karaman Eyaleti, Fatih Sultan Mehmet döneminde on bir vilayet ve iki nahiyeye ayrılmıştır. Bu nahiyelerden bir tanesinin Develi olduğu tespit edilmektedir. Osmanlı döneminin başlarında Ürgüp’e bağlı bir nahiye merkezi olarak görünen Develi, 1502 yılında Karahisar-i Develi adıyla anılan bir kazanın kurulması ile bu kazaya bağlanmıştır. Nahiye durumunda olan Develi’de bu dönemde “Kara Bey Mescidi mahallesi” ve “Aylu-gem (Halil) Mescidi adlı iki mahalle bulunmaktadır: Develi Nahiyesi, 1502’de 24 köy, 26 mezra, 1518’de 12 köy ve 30 mezra, 1522’de ise 23 köy 29 mezradan oluşmaktadır. 16.yy başlarında Develi’nin kuzey yamacında bulunan Everek bir köy durumundadır. 1500 yılında köyde hayvancılık yapılmakta olup, köyde sekiz ay çalışan bir değirmen bulunmaktadır. 1502 tarihinde Develi nahiyesinde 21 köy mevcuttur. Bunlardan Kâfir Everek* ve Zile köylerinde gayrimüslimler ikamet ederken, Fenese* ve Müslüman Everek* köylerinde halk karışık olarak iskân edilmiştir. Bu iki köyün ortak özelliği ise 1522 yılına gelindiğinde gayrimüslim halkın bu köylerde ikamet etmemesidir.

Develi, II. Beyazıd ve Yavuz Sultan Selim dönemlerinde de Karaman eyaletine bağlı bir nahiye durumundadır. 1584 yılında Niğde Sancağı’na bağlı bir kaza haline getirilmiştir.

Genel olarak Osmanlı Devleti’nde birlik ve düzenin bozulmasına paralel olarak, 17 ve 18. yy’lerde bölgede ciddi ayaklanmalar yaşanmıştır. Ayaklanan aşiretlerin büyük bir çoğunluğu özellikle Yahyalı civarından güney illerine sürülmüş başka bölgelerde zorunlu iskâna tabi tutulmuştur. Develi, Tanzimat’ı müteakip 1856 yılında bucak merkezi haline getirilmiştir. XIX. yy ortalarında yani 1856–57 yıllarında Kayseri, Karaman Eyaleti’nden ayrılarak Bozok Eyaleti’ne bağlanmıştır. Bunun üzerine Kayseri’ye bağlı olan Develi’de bu tarihte Bozok Eyaleti’ne bağlanmıştır. Yine bu tarihte Kayseri Sancağı; İncesu, Develi, Karahisar-ı Develi, Sarıoğlan, Zamantı ve Köstere olmak üzere altı nahiyeden ibarettir. 1864’te eyaletler kaldırılıp vilayetler kurulunca Develi, Ankara Vilayeti Kayseri Livası’na bağlanmıştır. 1870’te Everek ilçe merkezi haline getiriliyorsa da ismi değiştirilmeyerek Develi olarak adlandırılmıştır.

1894-1895 tarihli Develi Şer’iyye Sicili'ndeki birçok belge “Ankara Vilayet dahilinde Kayseriye Sancağı’na muzaf Develi Kazası ...” şeklinde başlamaktadır. Bu da 1876 tarihinde Develi’nin Kayseri sancağına bağlı bir kaza merkezi haline getirildiğini göstermektedir.

XX. yy’da Develi ve çevresindeki en önemli hadise Ermeni hadisesi ve buna bağlı olarak Haçin olayıdır.

1878 Osmanlı–Rus savaşı sonunda Rusların teşvik ve himayeleri ile kurulan Ermeni cemiyet ve komiteleri Osmanlı Devleti’ni içten yıkmak üzere görevlendirilmişlerdir. Bunların Anadolu’daki merkezlerinden bir tanesi de Develi’dir. Bunun sebebi Develi’nin hem Doğu Anadolu’ya hem de Güney Anadolu’ya yakın bir merkez olmasıdır. Ermeni ihtilal komitelerinden Hınçak ve Taşnak cemiyetleri, ileride Türklerle yapılacak çarpışmalarda kullanmak üzere büyük ihtiyaç duydukları bombaların üretimini Develi’de yapmayı uygun görmüşlerdir.

Birkaç yıllığına Develi Ermenilerinden Amerika’ya bomba tahsiline gönderilen Kevork Elekçıyan, 1913 yılında Everek’e dönmüştür. Everek’te Kevork’un evinde bulunan imalathanede bomba üretimi esnasında Kevork’un yaptığı bir bomba elinde patlamış, bu hadisenin Kayseri’de duyulmasından sonra Ermeni evlerinde arama yapılmış ve birçok bomba ve bomba yapımında kullanılan teçhizat ele geçirilmiştir. Fakat Ermeniler böyle bir aramayı önceden tahmin ettikleri için birçok bombayı evlerinin gizli bölmelerine saklamayı başarmışlardır. Ermeniler Fransızlarla ortak hareket ediyorlardı. Fransız işgal kuvvetlerinin Develi’nin 20 km. kadar yakınına gelerek Zamantı suyunu sınır olarak ilan etmeleri Atatürk’ün dikkatini çekmişti. M. Kemal Paşa, Kılıç Ali Bey’i bu lüzum üzerine Develi’ye, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyet¬-i Heyeti Temsilcisi olarak göndermiştir. Develi’ye gelen Kılıç Ali Bey, Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan kararları anlatarak, Mustafa Kemal’in pek yakında bölgeye büyük bir askeri kuvvet yollayacağını bildirmiş, halktan bu harekete destek vermesini istemiştir. Develi Kaymakamı’nın yardımları ile Kılıç Ali Bey halkı Ermenilere karşı teşkilatlandırmaya başlamıştır. Bu arada Ermeniler Haçın’de yedi Develiliyi boğazlarını keserek katletmişlerdir. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti daha fazla beklemenin yaratacağı tehlike ve sakıncaları tahmin ederek Kilikya Kuva-i Milliye Kumandanı Doğan Bey’i harekete geçirme kararını almıştır.

Gerekli asker ve silah toplandıktan sonra, Haçin’e taarruz emri 6 Nisan 1920 de verildi. Kayseri İntikam Alayı’nın da bölgeye gelmesi ile Haçın ele geçirildi. Haçın’de sağ kalan Ermeniler, Develi’ye gönderilmişler ve bunların korunmasını bizzat Develi Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üstlenmiştir. Bu uygulamayla Türk milleti bir kez daha ne kadar aziz bir millet olduğunu ispatlamıştır. Develi’de Ermeniler dışında Rum azınlıklar da yer almaktaydı, fakat onlar Ermenilere karşı Türkleri desteklemişlerdir. Rumlar, 1920’de yapılan nüfus mübadeleleri ile Trakya Türkleriyle değiştirilerek Develi’den ayrılmışlardır. Develi’de bulunan Ermeni azınlık ise Halep, Suriye ve Şam’a gönderilmiştir.

Cumhuriyet Dönemi
1918 yılında imzalanan Mondros müzakeresi ile Osmanlı imparatorluğunun sonunun geldiği açıkça belli oluyordu.

Bu antlaşma ile Türk milletinin bütün hakları elinden alınıyor, Türk orduları dağıtılıyor,silah ve cephanelerine el konuyordu. Serv anlaşmasıyla da Osmanlı imparatorluğu emperyalistlerce paylaşılmıştı. Adana, Gaziantep ve Maraş yöresini işgal eden Fransızlar develiye çok yaklaşmışlardı.

Develinin düşmesi düşmana büyük bir hareket sahası kazandıracak, işgal sahasını daha da genişleteceklerdi.Halk tedirgindi. 19 mayıs 1919 atılan kıvılcım yurdun her yanında olduğu gibi Develi’de de bir alev olacaktı. İlk zamanlarda az olan mücadele taraftarları daha sonradan bir çığ gibi büyüyecekti.

Kuvayı Milliye'nin Develi'de kurulması için Mustafa kemal paşa 1919 da kılıç Ali beyi develiye gönderdi.Kılıç Ali, yapılan toplantılarda, memleketin durumunun kötü olduğunu, heyeti temsiliyenin Sivas da aldığı kararı okuyarak, halkın düşman istilasına karşı hemen teslim olmayarak, silahlanıp düşmana karşı çıkmalarını, Mustafa Kemal paşanın buraya büyük bir kuvvet göndereceğini anlattı.Kılıç Ali Develi’den ümitle ayrıldı.

Atatürk ün emriyle Güney bölgesinde Kuvayı Milliye teşkilatını kurmak üzere Osman Tufan Bey ve Kemal doğan görevlendirildi.Develi Kuvayı milliyecileri kendilerine birer takma ad bularak mücadele çalışmalarını daha da artırdılar.Bu kuvayı milliyecileri arasında; belediye reisi kamberli Osman efendi(Öz demir oğlu yaşar), Yedek subay traşzade Osman(coşkun Osman bey), yedek subay veli çakı oğlu(civan bey), yedek subay hadi bey(Erdoğan bey), yedek subay Niğdeli Enver bey(Abbas bey) takma adlarını alarak çalışmaya başlamışlardı.

Haçın taarruzundan önce Kazan Oğlu Doğan Bey emrinde bulunan milis kuvvetlerine müfreze komutları tespit etmişti.Çoğu develi’ li olan Bu kumandanların başlıcalar; a) Yedek Subay Osman Coşkun Bey, b) Yedek Subay Hadi Erdoğan Bey, c) Yedek Subay Enver Abbas Bey, d) Yedek Subay Yakup Arıkan Bey, e) Yedek Subay Civan Bey, f) Yedek Subay Emin Develi Oğlu Bey, g) Yedek Subay Ali Rıza Madazılıoğlu Bey, h) Yedek Subay Tahsin Aksu Bey, i) Yedek Subay Ali Develi oğlu Bey, 16 Ekim !920 de Haçın düşmandan kurtarıldı. Taarruzdan Şehit Düşen Yedek Subay Saim’ in ismi buraya verilerek “Saimbeyli” olarak değiştirdi.

Develi'liler Kurtuluş Savaşı'nda haksızlığa tahammül edemeyerek toprakları üzerinde düşman çizmesi altında inlememek için kendilerine düşen görevleri başarı ile yerine getirmişlerdir.


Coğrafi Yapısı:

Develi İlçesi İçanadolu Bölgesinin Orta Kızılırmak bölümünde 38 –2 7 kuzey enlem, 33-17 doğu boylamında bulunmaktadır. Erciyes Dağı’nın 6 km. güneyinde kurulmuştur. Bugünkü sınırları doğusunda Tomarza İlçesi ve Adana İlinin Tufanbeyli İlçesi, güneyinde Yahyalı İlçesi ile Adana İli’nin Saimbeyli ve Feke İlçeleri batısında Yeşilhisar ilçesi, kuzeybatısında İncesu İlçesi yer alır.

İlçe, Tekir yaylası istikametinde Kayseri’ye 45 km. İncesu istikametinde 86 km. uzaklıkta olup, Kayserinin en büyük ilçesidir. Yüzölçümü 1887 km2 olup, deniz seviyesinden yüksekliği 1150 metredir. En büyük Dağı Kayserinin sembolü durumundaki Erciyes Dagı, Karasivri Dağı, Büyük Kartın (Peri Kartın), Göktepe (Yeşil Tepe), Sümengen (Süvegen) ve Bakır Dağı’dır. En önemli akarsuları Seyhan Nehrinin en büyük kolu olan Zamantı Irmağı, Develi Çayı (Fenese Suyu), Elbiz ve Köşkpınarı’dır. En önemli gölleri Kurbağa gölü ile Sultan Sazlığı’dır.

İlçede karasal iklim hüküm sürer. Yazları sıcak ve kurak kışları soğuk ve kar yağışlı geçer. Yağışlar daha çok ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde görülür. İlkbahar ve Sonbahar mevsimlerinin sakin ve açık günlerinde kırağı ve don olayı müşahede edilir. Bu olaylar tarımı olumsuz etkiler. Ortalama yağış miktarı 366,6 mm.’dir.

İlçe topraklarında genellikle bozkır bitki örtüsü hakimdir. Yüksek kesimlerde yer yer orman alanlarına rastlanılsa da bozkır ve çalılıktır. İlçe’de meyveciliğe yönelik meyve bahçeleri gelişmiş.

Dağlar
Kayseri ile Develi arasında tabii bir sınır teşkil etmektedir. Eski sönmüş volkanik bir dağdır. Kappodokya imparatorluğu zamanında bir ara faal olan Erciyes, 1880 yılında sakin, 1880 den sonra bir müddet daha püskürdüğü belirlenmektedir. Orta Anadolu’nun en büyük sönmüş volkanik dağı olan Erciyes’in yüksekliği 3916 m ve kapladığı alan 1100 km² dir.

Erciyes dağı etrafında yaylalarda bulunur. Bu yaylalarda yazın koyun ve sığır sürülerini otlatan ve rençber denilen yaylacılara rastlanır. Yaylaların en önemlileri; Tekir (2150) Beleşme ve Kartınardı yaylalarıdır. 

Kara(Sivri) Dağı
Erciyes’in güney parçalarından biridir. Yüksekliği 2350 m dir.
Kel Dağı
Yine Erciyes’in güney parçalarından biri olup Develi’nin önemli dağlarındandır.
Sümengen (Sövegen) Dağları
Bu dağları güney ve güney batı yamaçları Develi sınırları içinde kalır.
Bakır Dağı
Develi’nin güney batısında Bakırdağı bucağındadır. Yüksekliği 2462 m dir.
Develi Dağı
Develi’nin doğusundadır. Yüksekliği 2000 m dir. Bu dağların yanı sıra irili ufaklı birçok tepelerde vardır. Söz konusu tepeler çeşitli adlar alırlar. Bunlar arasında Develi’nin doğusunda Haç dağı (1300 m), İlibe dağı(1250 m) Erciyesin güneyine doğru yükselen büyük ve küçük karnıyarık, beşparmak, kartın sayılabilir.

Göller Ve Ovalar
Deve Gölü
Develi ile Yeşilhisar arasında Develi Ovası’nın ortasındadır.(11). Büyük bir kısmı Develi hudutları içerisinde kalır. Yüz ölçümü 32 bin hektardır. Çeşitli eserlerde bu göle «Kurbağa», «Deve» gölü denildiği gibi halk arasında da «Cibik gölü», «yay gölü» olarak da bilinir. Göl, Soysallı, Çayırözü, Yahyalı, Dündarlı gibi sularla beslenir. Çeşitli kuşların rahatça yaşayabilmesine imkan veren göl, Türkiye’nin sayılı kuş cennetlerinden birisidir.
    
Sultan Sazlığı
Develi Ovasında bulunan sazlık kurbağa gölünün etrafını çevreler. 40 Bin hektarlık bir alanı kaplar. Karların erimesiyle yağışların bol olduğu mevsimlerde sular ovayı kaplar. Bu sular ovada geniş bataklıklar ve sazlıklar meydana getirir. Bunların hepsine birden SULTAN SAZLIĞI denir. Tuz gölünden sonra İç Anadolu’nun en büyük bataklıklarından birisidir. Sazlık yazın buharlaşmanın etkisi ile kuruduğu zaman geride siyahımtrak renkte kurumuş toprak veya balçık bırakır. İlkbaharda beraber suların etkisiyle sazlık yine gelişir, eski halini alır. Sazlık kurutulmak suretiyle verimli bir toprak elde edileceği muhakkaktır. Aksi halde hiç bir işe yaramayan bir arazi olarak kalacaktır.

Develi Ovası
İç Anadolu bölgesinde Erciyes Dağının Güney ve Güney batısında yer alır. Yüz ölçümü 1000 km² den çoktur. Develi-Yeşilhisar kazaları arasına uzanan ova, doğu-batı uzunluğu 35 km kuzey güney uzunluğu 30 km dir. Yüksekliği 1100-1150 m dir. Develi ovası yukarı Kızılırmak bölgesinin en büyük ovası olup Türkiye’nin de en büyük ovaları arasında yer alır. Bu geniş ovanın doğu ve batı uçlarındaki yerleşme yerlerine göre Develi-Karahisar ovası olarak adlandırılırken daha sonraları büyük yerleşim yeri olan Develi adıyla adlandırılmaya başlandı.

Ova, tektonik bir çökük alanıdır. Bu alan ve ovayı kuşatan dağ ve platolar arasında Pilyosen ve Kuaterner başında yeni kırılmalar bunun neticesinde çökmeler olmuştur. Çöküntüden sonra meydana gelen çanakta uzak ve yakın çevrelerdeki yüksekliklerden (Erciyes ve Toros dağları) inen akarsuların bilhassa sellerin taşıdığı kum, kir, çakıl gibi maddeler yığılmaya başlamış bu olay zamanımıza kadar da devam etmiştir. Bu alüvyon birikintilerinin kalındığı bazı yerlerde 20-30 m yi bulur. Bu birikintiler ovayı çevreleyen bazı tepelerde rastlanmaz. Tepeler dışında ova düzlükleri kapalıdır.

Develi Ovası etrafındaki tepelerden ortalarına doğru gelindiğinde yayvan bir çukurluk halini alır. Bu çanakta etrafındaki dağlar ve tepelerden inen akarsular karların erimesiyle ovaya inen taşkınlıklardan sazlıklar bataklıklar ve gölcükler meydana gelir. Sultan Sazlığı, Kurbağa, Deve, Yay gölleri ovadadır. Develi Ovası tektonik olayların olduğu morfolojik şartların biçimlendirdiği kapalı tekne şeklinde alüvyal bir ovadır. Oldukça çok yağış alır. Ovaya bir çok akarsuların akması kenarından birçok gür kaynakların sularını ovaya akıtması karların erimesi ile taşkınlıkların olması ovanın higrografik şartlarının elverişli bir hale getirmiştir.

Ovanın kenarında tarla ve bahçe tarımı yapılmaktadır. Uzun yayla da Kayseri ve çevresine geçen davarcılar eylül-nisan aylarında sürülerini ovada barındırırlar. Ayrıca Develi ve Kayseri’de yapılan pastırma ve sucuk için yetiştirilen sığır ve koyun sürüleri temmuz-ekim aylarında Develi Ovasında beslenir .


Bitki Örtüsü Ve Akarsular
Develi’nin kendisine has bir bitki örtüsü vardır. Su ve dere kenarlarında söğüt ve kavak ağaçları diğer yerlerde kurak ot toplulukları ve çalılıklara rastlanır.

Dağlarda yabani armut meşe kavaklar bol miktarda bulunur. İlçe ve köy çevrelerinde bağ ve bahçeler önemli yer tutar. Ormanlara Develi’nin çevresinde rastlanmaz. Ünlü coğrafyacı Starabon, Erciyes ve eteklerinin ormanlarla kaplı olduğunu söylemektedir. Yine bazı eserlerde Erciyes’in 2000 m kadar ormanlık 1800-2000m deki yüksekliklerde de bağ ve bahçelerle kaplı olduğunu görmekteyiz.

Ormanlardan hem tomruk ihtihsali yapılmakta Kayseri tomruk ihtihsalinin büyük bir kısmını teşkil eder, hem de bölge halkının yakacak ihtiyacını karşılar.

Zamantı Irmağı
Develi’nin içinden geçen akarsuların başında gelir. Zamantı ırmağı, Pınarbaşı kazasına bağlı Viranşehir nahiyesinin şerefiye köyünden doğar. Viranşehir, Uyuzpınar, Tahtaköprü, Kaynar, Altıkesek, Halitbeyviran, Karaboğaz, Kılıçmehmet, aşağıpotuklu, Emmigil, Bahçecik, Kızılhan, Cebeharmusun, Avşarsöğütlü, Taşlak, Kavlak, Melikviran, Taşhan, Akmezar, Keprin, Büyük ve küçük Süvegenler, Çulha köylerinden sonra Develi kazasının sınırları içinde akmaya başlar.

Develi Çayı(Fenese Suyu)
Develi’nin doğusunda yaz kış akan bir sudur. Çay ili ve tepesindeki ve fenese taraflarındaki kaynak sulardan beslenir. İlçenin bağ ve bahçelerinin sulanmasında kullanılır.

Elbiz ve Köşkpınar
Develi’nin 1 km kadar batısından akar. Her iki kaynağın suları birleşerek içme, bağ ve bahçe sulamasında kullanılır. Bunların dışında Develi’nin batısında karların erimesiyle akan yazın ise tamamen kuruyan bir dere vardır.
        
Yeraltı Suları
Develi ile Yeşilhisar arasındaki havza yer altı suyu bakımından oldukça önemlidir. Bu havza Erciyes dağının güneyinden Yeşilhisar’ın batısı, Develi’nin doğusunu teşkil eder. Bu nedenle havzanın 1966 yılında projesi yapılmış 1967’de de Sindelhöyük köyünde açılan sondaj kuyularından 40 –60 m³/sn su çıkmıştır. Elde edilen sular halkın istifadesine sunulmuştur. Bunu takiben açılan kuyularda da bol su edilmektedir.

İdari Yapı:

İlçe mülki sınırları içerisinde biri merkez olmak üzere 4 kasaba belediyesi, 45 köy ile 5 köye bağlı 7 mezra bulunmaktadır. 25’i ilçe merkezinde 11’i kasabalarda olmak üzere toplam 36 mahalle vardır.

2000 Yılı Nüfus Sayımı sonuçlarına göre merkez nüfusu 35.084, köylerin nüfusu 35.809 olup, toplam nüfus 70.893’tür. Yıllık nüfus artış hızı şehir merkezinde binde 6.24, köylerde ise -10.72 olup, toplamda ise –2.69 nüfus azalması görülmektedir.

Belde Ve Köyler
*Gazi Kasabası
*Sindelhöyük Kasabası
*Zile Kasabası
*Şıhlı Kasabası
*******
*Ayvazhacı
*Alaylı (Mezra)
*Avlağa (Mezra)
*Ayşepınar
*Beşkardeş (Mezra)
*Büyük Künye
*Cambaz (Mezra)
*Çadıryeri
*Çataloluk
*Çayırözü
*Çaylıca
*Çomaklı
*Çöten
*Çukuryurt
*Derebaşı
*Dereşimli
*Epçe
*Eşelik
*Gömedi
*Gümüşören
*Havadan
*Hoşça
*Hüseyinli
*İncesu
*Kabaklı
*Kale
*Karacaviran
*Karapınar (Mezra)
*Kılıçkaya
*Kızık
*Kozluca
*Köseler
*Kulpak
*Küçükkünye
*Menengi (Mezra)
*Millidere
*Oluk (Mezra)
*Öksüt
*Saraycık
*Sarıca
*Sarıkaya
*Satı
*Soysallı
*Şahmelik
*Taşçı
*Tombak
*Yağdı (Mezra)
*Yaylacık
*Yazıbaşı
*Yenice

Ulaşım Bilgisi:


Kayseri merkeze 40 km uzaklıkta olan ilçeye ulaşım belediye  kooperatif araçları ile sağlanmaktadır.  Araçlar eski Talas Durağı karşısı, Seyit Burhanettin Mezarlığı yanından hareket ederek Erciyes Dağı üzerinden geçerek şehir merkezine ulaşır. Kışın yollar kar nedeniyle kapandığında Kayseri -Niğde yolu üzerinden ulaşım sağlanır. Bağlı beldeler ve köylerle olan ulaşım da her belediye ve köylerin araçları ile sağlanmaktadır.

Ekonomik Yapı:

Yeraltı Zenginlikleri
İlçede bol miktarda çinko, kurşun, pomza (bimis) maden yatakları mevcuttur. Pomza rezervi özel firmalar tarafından işletilmektedir.
Sanayi Ve Ticaret
İlçe ekonomisine büyük canlılık katan en büyük sanayi kuruluşu Saray Halı A.Ş. 1972 yılında kurulmuş, 1975 yılında ilk üretimini gerçekleştirmiştir. 
Saray Halı Fabrikası, 500.000 metrekare açık alan üzerinde kurulu 100.000 metrekare kapalı alana sahip entegre bir tesis, yıkama, boyama, iplik dokuma, apre-konfeksiyon kalite-kontrol üniteleri ve teknik destek birimlerinden oluşmaktadır.

Sektörünün en modern fabrikasıdır. Klasik, vizyon, sembol, serenat, armoni, firuze, season ve karving markaları ve değişik özelliklerde binlerce desen ve renk tasarımıyla kalite,estetik,artarak ulusal ve uluslar arası pazarlarda en başarılı kuruluş içerisindedir.

2003 yılı Ekim ayı içerisinde başlatılan saray işletmesinde 20 milyon dolarlık modernizasyon ve kapasite artırımı yatırımları tamamlandığında, işletmede %50 büyüme sağlanacaktır. Üretimin yaklaşık %40’ı ihraç edilmektedir. İhracat dünyanın 6 kıtasından 40’a yakın ülkeye yapılmakta,Ülke ekonomisine de önemli döviz girdisi sağlamaktadır.

Fabrika;1997 yılında TS-EN-ISO 9002 uluslar arası Kalite sistem belgesine sahiptir.

Saray Halı süt sığırcılığı damızlık düve yetiştirme ve besi işletmeleri tesisleri 1998 yılında kurulmuş, Türkiye’nin en büyük ve en modern tarım işletmeleri durumundadır. Süt besiciliği işletmesinde 2500'ü geçkin büyükbaş hayvan bulunmaktadır.

Tesislerde günlük ortalama 21.000 litre süt elde edilmekte, Ülker, Dimes ve Pınar gibi şirketlere pazarlanmaktadır. 800 dekar arazi üzerinde kendi yemini yetiştirmektedir. Günlük 70 ton yem tüketilmektedir. 13 adet yem siloları bulunmaktadır.

İlçede faaliyetini sürdüren diğer bir sanayi kuruluşu olan Gazi Keçe San. Ve Tic. A.Ş. 1979 yılında kurulmuştur. Bu fabrikamız Dünyada faaliyet gösteren 6 fabrikadan bir tanesidir.

1999 yılında 13.Avrupa kalite ödülünü almış olan bir kuruluştur. Türkiye’de tek keçe imalatçısı olan bu kuruluşumuzda polisaj (parlatma keçeleri), Disk, filtre keçeleri, rulo, plaka ve kütük keçeleri,ortopedik keçeler,filtre sanayi için süzücü keçeler,döşeme,ses ve ısı izolasyonu keçeleri, bant, silindirik, fitil, disk,rulo ve plaka keçeler,mermer sanayinde kullanılan silme ve parlatıcı keçeler üretilmektedir.

Keçeli kalemden uçak sanayinde ses geçirmemezlik keçelerine kadar geniş sahada kullanılmaktadır. Silah sanayinde yaygın kullanılmaktadır. İran, Almanya ve Yugoslavya’ya ihracat yapmaktadır. Yıllık üretim kapasitesi 150 tondur.



Ayrıca 1997 yılında 3.000 m kapalı alanda FULLYAT adı altında yatak, yorgan, uyku tulumları, çocuk yorganı, nevresim takımları, yastık, kırlent ve yer minderleri,kanepe örtüleri,alez yatak koruyucuları olmak üzere ev tekstil ürünleri imal edilmektedir. İç piyasalarda tüketilmekte Almanya ve Fransa’ya ihraç edilmektedir. Hammaddesi olan silikonlu elyaf Kore ve Tayvan’dan ithal edilmektedir. Ev tekstili kapasitesi her ürün çeşidi için aylık 30.000 adettir.
Diğer bir sanayi kuruluşlarından Asil Deri A.Ş. 70 dönüm arazi üzerinde 12.000 metrekare kapalı alanda ham yaş, büyük baş hayvan derisi işlemektedir. Üretim kapasitesi vidala deri 513.000 m2/yıl,kösele 150 ton/yıl, çanta 90 adetlyı 187.500 Adetlyıl,cüzdan 114.000 Adet/yıl, Deriler iç piyasadan ve yurt dışından temin edilmektedir. Derinin her çeşidi üretilmektedir. İç piyasa ve uzak doğu ülkelerine satılmaktadır.

Bunların dışında Un Fabrikası ve 1996 yılı içerisinde faaliyete geçen tekstil üzerine Dev-Teks, Gözde Çorap A.Ş., Beyza Tekstil, Tarım makineleri üzerine imalat yapan Uğurlu Tarım Makineleri Sanayii Tic. Şrt., Özkılıç Tarım Makineleri Sanayi Tic. Şrt. adı altında sanayi kuruluşlarımız da bulunmaktadır. Bunlar küçük ve orta ölçekli kuruluşlarımızdır. Ayrıca halkımızın tamir, bakım, onarım ihtiyaçlarını karşılayacak küçük çapta sanayi bölgesi bulunmaktadır.

Eğitim Ve Öğretim:

Develi İlçesi 1870’li yıllardan beri ilçe olan 134 yıllık geçmişe sahip Kayseri İlinin merkez ilçeleri dışında nüfus yoğunluğu, sanayisi, ticareti ve kültürel varlıkları ile en büyük ve gelişmiş ilçesidir.

Temel eğitime Cumhuriyetin ilanından hemen sonra başlanmış 1930 yılında ilk olarak Ortaokul açılmış, 1957 yılında Develi Lisesi açılarak Ortaokulla birlikte aynı binada 1968 yılına kadar eğitim-öğretime devam etmiştir. 1968 yılında Ortaokul ayrılarak Merkez Ortaokulu adını almıştır. Bu tarihten sonra eğitim öğretim kasaba ve köylerde de yaygınlaşmıştır.

Lise binası tarihi bir bina olup kültür varlıkları arasında korunması gereken yapıtlardan birisidir.
İlçe genelinde okuma-yazma oranı % 97 civarındadır. 
İlçe de 2009-2010 Öğretim Yılı itibarıyla:

Merkezde:
20 İlköğretim okulu (2'si PİO, diğeri İşitme Engelliler İÖO)
9 Orta öğretim Okulu
1 Halk Eğitimi Merkezi
1 Mesleki Eğitim Merkezi bulunmaktadır.

Köylerde :
48 adet İlköğretim okulu bulunmaktadır.

İlçemizde öğretim yılı başında eğitim kurumları kapasiteleri dikkate alınarak öğrenci kayıtlarının sağlıklı bir şekilde yapılması ve sistemin dışında öğrenci bırakılmaması için planlama yapılmış ve uygulanmıştır. İlçemizde Okuma yazma oranı %99'dur.



Sosyal Yapı:

İlçe genelinde okuma-yazma oranı % 97 civarındadır. Sosyo-Kültürel yapılar olarak; bir kapalı spor salonu ile ilçe stadyumu bulunmaktadır. İşyerleri şehrin merkezi kısımlarında genellikle işhanı ve çarşılarda toplandığı görülür. İlçe’de 1.amatör kümede mücadele eden 2, ikinci amatör kümede mücadele eden 2 futbol takımı ilçeyi temsil etmektedir. Kültürel değerlerin en önemlisi her yıl yapılmakta olan geleneksel Aşık Seyrani Kültür ve Sanat Festivalidir.

İlçede Konutlar genelde yığma, kargır ve betonarme olup, son yıllarda betonarme yapıların sayısı hızla artmaktadır. Yapı kooperatifçiliği ile toplu yaşama geçiş süreci hızlanmıştır.Halk geleneklerine sıkı sıkıya bağlıdır. İlçe genelinde giyim kuşam çağdaş görünüm arz eder. Yerleşim yerleri genel olarak toplu halde olup, kış, yaz rahatlıkla ulaşım sağlanmaktadır.

İlçe genelinde okuma-yazma oranı % 97 civarındadır. Sosyo-kültürel yapılar olarak; bir kapalı spor salonu ile ilçe stadyumu bulunmaktadır. İşyerleri şehrin merkezi kısımlarında genellikle iş hanı ve çarşılarda toplandığı görülür. İlçe’de 1.amatör kümede mücadele eden 2, ikinci amatör kümede mücadele eden 2 futbol takımı ilçeyi temsil etmektedir. Kültürel değerlerin en önemlisi her yıl yapılmakta olan geleneksel Aşık Seyrani Kültür ve Sanat Festivalidir.


(Kayseri Valiliği ve Develi Kaymakamlığı Sitelerinden Alınmıştır)