21 Mart 2014 Cuma

ADİL ÜÇOK


Dr.Adil ÜÇOK (Bünyan 1923- İstanbul 2006)

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin son elli yılını kim temsil eder diye sorarsanız, hizmetlisinden klinik şefine birçok Bakırköy çalışanı size onun adını verir: Adil Baba…
Oysa yöneticilikte başhekim yardımcılığından, meslekte de klinik şefliğinden yukarı bir görevi
olmamıştı. Hastane başhekim yardımcılığı bir “adsız er”liktir. Hep baştakinin artı hanesine yapılır yaptıklarınız.
Bu elli yılda nice klinik şefleri geçti hastaneden, nicebaşhekim… Peki temsil yeteneği nereden gelir?Ünlü müydü?

Bir bakıma hayır. Yakından tanımış olanlar dışında kimsece bilinmezdi. Psikiyatri uzmanı sayısının bin beş yüze yaklaştığı son dönemlerde o çoktan emekli olmuştu.
Onun klinik şefi olduğu dönemlerde Bakırköy’ün asistan sayısı az olduğundan yetiştirdiği kişi sayısı da çokyüksek değil. Bir bakıma evet. Yakından tanıyanların çoğu hasta yada hasta yakını… Sayıca çoklar.
Bu nedenle de temsil yeteneği ne ününden, ne şefliğinden, ne de yöneticiliğinden… Hastanede hasta mevcudunun beş binleri bulduğu dönemde Dr. Adil Üçok, hastaların çoğunu adıyla tanır, hastalar onu Adil Baba olarak çağırır, hasta yakınları da gereksinimleri için birçok kez ona başvururmuş. Bunları kendisinden de, o dönem birlikte çalıştıklarından da duydum. Bazı günümüze kalmış uzantılarını da gördüm. Adli Birim’de yatan bir hasta vardı. Adil Bey’e doğrudan “Baba” derdi. Epileptik psikozu olan bir hasta. Zaman zaman ona uğrar, harçlık verirdi. Bir başka hasta vardı, aile içi şiddet suçu işlemişti. Annesi hastaneye gelir, hastayı ziyaret etmez, Adil Bey’e oğlunun harçlığını bırakır, Adil Bey de servise verirdi. Sonra anne öldü, kimsesi kalmadı. Adil Bey, emekli maaşından hastaya küçük harçlıklar bırakmaya başladı.

Cumhuriyet’le yaşıttı. Kayseri’nin köylüklerindendi. Yoksulluk içinde büyümüş, Tıbbiyeyi parasız yatılı okumuştu. Cumhuriyet’e minnet borcunu çok sık anardı. Büyüdüğü yörenin şivesini tamamen terk etmemişti. İstanbul şivesi ve yerel şive karışık konuşur, bu da ona kendine özgü bir hava verirdi. Zaman zaman konu açıldıkça, konu ile ilgili anılarını anlatırdı:

1960’ların ilk yarısı. Prof. Dr. Nusret Fişek SağlıkBakanlığı Müsteşarı. Başhekim Faruk Bayülkem yurtdışında. Prof. Dr. Nusret Fişek Bakırköy’ü ziyaret etmiş. Dr. Adil Üçok Başhekim Vekili. Alışılmışın tersine müsteşara yalnız düzgün vitrin servisleri değil de hastanenin arka sokaklarını da göstermiş. Dr. Fişek gördükleri karşısında beyninden vurulmuşa dönmüş.
“Gereğini yapmak üzere” Ankara’ya dönmüş. Bu olanlardan Faruk Bayülkem’e haber uçuranlar olmuş. O da bulunduğu Avrupa ülkesinden doğru Ankara’ya uçmuş. “Gereğinin yapılmasını” önlemeyi başarmış. Özetle 1961 sonrası canlanma dönemi, Dr. Fişek vb… bürokrasi çarkının dönüşünü değiştiremiyor ve “eski tas, eski, hamam”…
O şaşardı. “Şekerim!” derdi. “Anlayamıyorum. Koskoca Nusret Bey, çok etkilendi, çok da kararlı gitti buradan… Nasıl olur da bir müsteşarın yetkisi bir hastane için gereğini yapamaz?“
Gün olur çocuk gibi olurdu. Sanki yıllardır psikiyatri kliniğinde çalışmış olan o değildi. “Bu beynin içinde ne oluyor da bütün bu düzen bozuluyor” diye sorardı.
Gün olur “Bizim zamanımızda tanı koymak kolaydı. Herkes düzgün giyinmeye çaba gösterirdi. Hastayı giyinmesinden hemen anlardık. Şu hippilik modası çıkalı beri artık tanı koymak zorlaştı, işiniz zor” derdi gülerdi. Bir süre gözlem ve deneyim amacıyla Almanya’ya gönderilmiş, bir ruh hastalıkları hastanesinde çalışmış. Dönüşünde muayenehane açmış ama çok sürmeden
kapatmış. Bakırköy onun evi yurdu olmuştu. Sanıyorum 1940’lardan kalma bir Opel arabası vardı. Evinin bir bölümünü tamirhane yaptığını, arabanın her türlü tamirini yapabildiğini anlatıyordu.
Hastanede Dr. Adil Üçok’un adı Adli Psikiyatri Birimi’nin bir servisine verilmişti. Uzun süre bu serviste çalıştım. “Bu servis benim, kullanımını Niyazi ile Mustafa’nın” derdi gülerdik.
Biz Bakırköylüler Adil Baba’yı çok sevdik. Anısı yolumuza ışık olsun…

Kaynak: Dr. Mustafa Sercan Türkiye Psikiyatri Derneği Bülteni Cilt 9 Sayı: 3, 2006

Eserleri: SİMSİYAH LEYLEKLER / Dr. ADİL ÜÇOK : Bünyan' dan Bakırköy' e bir psikiyatristin seksen yılı " İstanbul, 2003

Hiç yorum yok: