30 Ağustos 2015 Pazar

BÜNYAN’A KİM NEREDEN GELDİ?


BÜNYAN’A KİM NEREDEN GELDİ?

Bünyan 11. yüzyılda Anadolu’ya ayak basan Oğuz Türkleri’nin  ilk yerleşim yerlerindendir. Oğuz Toplulukları bu bölgeye geldiklerinde, bölge eski Anadolu halkları ile meskun idi. Bünyan’ın yerleşim yeri de Koramaz dağı eteklerindeydi. Koramaz Dağı’nın eteklerinde yerleşim yerinin ilk adı Kapodokya dilinde “Korama” idi. Helen döneminde bu kelimenin sonuna bir “s” takısı getirilerek “koramas” şekline dönüşmüştür. Bu kelimenin Kapodokya dilindeki anlamı “Yüce Ana tanrıçanın halkı demektir”
Türkler yöreye yerleştikleri zaman Koramaz isminin yerine Türkmenler’in oymak isimlerinden olan Sarımsaklu ismini bölgenin adı olarak verdiler. Tarihi Kaynaklara göre Bünyan’a yerleşenler “Taife-i  Yörükkan” olarak isimlendirilen “Sarımsaklı Türkmenleri” dir Sarımsaklı yörüklerinin ülkemizde bulundukları yerler şöyledir.
1-Kayseri Sancağı
2-Kayseri sancağı Kutmar Kazası
3-Canik Sancağı, Samsun Kazası
4-Paşa sancağı Siroz Kazası

Türkçe’de –lı / -lu eki Türkmen boylarının oymak isimlerini meydana getirir. Yöremizde bu ekle yapılmış Türkmen boylarının isimlerini taşıyan sülale isimleri ve köy adları oldukça çoktur.
Tekelü Türkmeni            (B. Tuzhisar)
Süleymanlı Türkmeni     (Zerezek /Akmescit)
Süksünlü Türkmeni         (Süksün)
Alaaddinlü Türmeni        (B. Tuzhisar)  
Kayı Boyu                          (Karakaya)
Dulkadirli Türkmeni        (Zek / Ekinciler, B. Bürüngüz)
Danişmendlü Türkmeni ((Karacaören , B.Bürüngüz)
İbrahim Hacılu Türkmeni (Koyunabdal)
Toramanlu Türkmeni      (Gergeme)
Yağmurbeyli Türkmeni   (Yağmurbeyli)
Karahıdırlı Türkmeni       (Karahıdır)
Kösehacılı Türkmeni       (Kösehacılı)
Danişmendli Türkmeni  (Karacaören)
Büğdüz Boyu                   (B. Bürüngüz)
Ağaçeri Türkmeni           (Ağcalı)
Hazar Türkleri                  (Hazarşah)
Sınırboyu Türkmeni           (Elbaşı)
Çavundur Türkmeni           (Samağar)

Koramaz ismi, Bünyan’ın Kayseri yönünde bulunan dağ silsilesinin adı olarak günümüze ulaşmış Sarımsaklı ismi de Bünyan’dan doğan Sarımsaklı suyunun adı olarak devam etmektedir. 1895 yılında Sarımsaklı ismi Bünyan-ı Hamid’ e çevrilir. Sultan II. Abdulhamit’in tahttan indirilmesiyle adı Bünyan olarak Kalır.
Bünyan’ın yerli ahalisi Anadolu’ya ilk yerleşen Oğuz topluluklarındandır. Bunun en güzel örneği, T.B.M.M.’de  I. Devre mebusluğu yapmış olan Müderris Alim Efendi’nin sülalesine ait seceredir. 1071 Malazgirt Savaşından sonra Anadolu içlerine giren alperenler, fethettikleri yerlerde islamiyeti yaymak ve öğretmekle de görevliydiler. Alim Efendi’nin dip dedeleri, Horasan’dan hareketle  Anadolu’nun bir çok şehir, kasaba ve köylerinde din öğretimi yaptıktan sonra iki kardeş  Bünyan’a gelmişlerdir. Osman Fakı Bünyan’a yerleşmiş, Mustafa Ağa ise Kayseri’ye yerleşmiştir. Mustafa Ağa ve Osman Fakı’dan günümüze kadar gelen bir söz vardır. “Osman Fakı geldi de amentü çıkardı” sözü halen kullanılmaktadır. Bu söz Türkler arasında Müslümanlığın pekiştirilmeye çalışıldığı dönemleri hatıra getirir ki, bu dfa 11. Ve 12. Veya 13. Yüzyıllardan kalma olabileceğini gösterir.
Bünyan’daki soy lakapları bu çerçevede bu ilk göçün  ve diğer zamanlarda meydana gelmiş olan göçlerin izlerini taşır.
1-Horasanlıoğulları (Horasan)
2-İmirzeoğulları (16. Yüzylıda bu sülaleye ait ve İsa İmirze bey’in sahip olduğu büyükçe bir çiftliğin varlığını tahrir defterleri göstermektedir.)
3-Curalar (Türklerin milli sazlarından cura)
4-Börkler (Türklerin milli başlıklarından biri)
5-Veziroğulları (Tomarza’nın Zelfin köyünden göçen Avşar boyunun toygun guruplarından olan Veziroğulları oymağının uzantısı)
6-Tecirler (Türkmen oymaklarından )
7-Tülekler (Selçuklu Türkmenlerinden)
8-Artukoğulları (Artuklu Beyliği)
9-Kamanlar ( Türkmen Oymaklarından)
10- Karamanoğulları (Doğanlar mahallesine 16. Yüzyıldaki Karamanlı Türklerinin göçünden)
11-Bağdatoğulları (Bağdattan göçen Bayat Türkmenlerinden bir sülale.  Bünyan kilimlerindeki Bayat boyu  damgası da dikkat çekicidir.)
12-Salgumalılar ((Salguma köyünden olan göç neticesinde)
13-Avanoğulları (Koman-Kıpçak Türklerinin oymak isimlerinden.)
14-Afşaroğlu, Afşarmantıoğlu: (Avşar boyundan.  Belki de Faruk Sümer’in 16. Yüzyılda Koramaz nahiyesine bağlı gösterdiği Avşar isimli köyün Sarımsaklı’ya göçmesi sonucu)
15-Ceplioğlu (Çepniler (?))
16-Karaoğlu (Karalar, Türkmen taifesinden)
17-Mardinlioğlu (Mardinden göç neticesinde)
18-Sarıoğlu (Sarılar, Türkmen taifesinden)
19-Tataroğlu (Tatarlatr)
20-Türkmenoğlu (Oğuz – Türkmen)
21-Maraşlıoğlu (Maraş’tan göç neticesinde)
22-Bürüngüzlüoğlu (Bürüngüz köyünden göç neticesinde)
23-Sadiler (16. Yüzyılda Bünyan’da mülk sahibi olan Sadi bey’in adından geliyor)

Türkistan’dan göç eden Bünyan’ın yerlileri, içlerine Türk topluluklarından göçler almışlardır. Bunu yukarıdaki tablo en iyi şekilde izah etmektedir.

Kaynak: S. Burhanettin Akbaş. Bünyan ve Yöresi Halk Edebiyatı Folklor ve Etnografyası  Kayseri 1994

19 Ağustos 2015 Çarşamba

İSMAİL CENGİZ


Dr. İsmail CENGİZ (Kendi Kaleminden)
Bünyan Cami-i Kebir Mahallesinde 1964 yılında doğdum. Fatma – Hadi CENGİZ çiftinin 4. çocuğuyum. İlkokulu Çağlayan İlkokulunda tamamladım. Öğrenimime Bünyan Ortaokulu ve Bünyan Lisesinde devam ederek 1980-1981 öğretim yılında mezun oldum. 1981 yılında girdiğim Üniversite Sınavında, o zamanki adı ile Kayseri Gevher Nesibe Tıp Fakültesini kazanarak yükseköğrenimime başladım. Bir yılı İngilizce hazırlık olmak üzere Tıp Fakültesi eğitimimi tamamlayarak 1988 yılında mezun oldum.
Mezuniyet sonrası Devlet Hizmeti yükümlüğü nedeni ile kura sonucu Trabzon Maçka İlçesi Esiroğlu Sağlık Ocağına Tabip olarak atandım. 1990 yılına kadar orada görev yaptıktan sonra kendi isteğim ile Kayseri Melikgazi İlçesi Caferbey Sağlık ocağına tayin edildim. Yine aynı yıl içerisinde Melikgazi İlçesi Latif Başkal Sağlık Ocağına kurucu tabip olarak atandım. 1994 yılına kadar burada Sorumlu Hekim olarak görev yaptım.
1994 yılında eşim Zehra Altuntop Cengiz ile evlendik ve evlilik sonrası eşimin işi dolayısı ile İstanbul’da görev yapmaya başladım. İlk olarak İstinye Devlet Hastanesi Acil Polikliniğinde göreve başladım ve 1999 yılında aynı hastanede Başhekim Yardımcılığı görevi ile görevlendirildim. 2004 yılında Baltalimanı Kemik Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Başhekim Yardımcısı olarak görev yapmaya başladım ve bu görevi sürdürürken 2009 yılında Bahçeşehir Üniversitesinde Sağlık Yönetimi Yüksek Lisansını (MBA) tamamladım. 2012 yılı Kasım ayına kadar Baltalimanı Hastanesindeki görevimi sürdürdüm. 2013 yılı itibarı ile Aile Hekimliği tercihimi yaparak İstanbul Üsküdar Yunus Emre Aile Sağlığı Merkezinde çalışmaya başladım ve halen aynı birimde Aile Hekimi olarak çalışmaya devam ediyorum.
Hobilerim doğa gezileri ve fotoğrafçılıktır.
Evliliğimizde 2 çocuğumuz oldu. Kızım Cansu şu anda KTÜ Tıp Fakültesinde, Oğlum Can ise 8. Sınıfta öğrenimine devam etmektedir.         AĞUSTOS 2015

9 Ağustos 2015 Pazar

BÜNYAN'A DUYULAN ÖZLEM

Bünyan'dan uzun yıllar ayrı kalmış olan hemşehrimiz Nejat Coşkuner'in memleketine duyduğu özlem, ancak bu kadar güzel anlatılabilir.

"Selam Hasan Bey, ben Bünyan’dan ayrılalı 55 yıl oldu bu bir ömür . Nereye gidersen git ille vatanım derler, ( bülbülü altın kafese kapatmışlar illa vatanım demiş ). Bizimkisi de o hesap nerede olursak olalım , bir Bünyan haberi yada bir Bünyanlı olarak  Bünyan'ın  b.klu damlarında aşık oynamak daima ilgimizi çekmiştir.. Bünyan’dan ayrılmakla ilgimiz alakamız bitmemiştir. İnsan çocukluğunu unutabilir mi, iyi veya kötü çocukluk anılarının temelini teşkil ediyor insanın.

Kışın yağan karları kar yığınlarından okula giderken nasıl geçeceğiz diye uğraşıları, aşağı okulda okurdum o karda Şefiklerin bayırı nasıl çıkacağımızı düşünmeyi, dam yuvaklarken dam yuvağını düşürmemek için çabayı. Seherde haftta yıkanmayı, kışın soğuk havada taa dana yutana sabah sabah yıkanmaya gitmeyi, cebimizde salatalık için kaya tuzu taşımayı, Yenice belediye bahçesinde çayına poker oynamayı, gece kahvede okul müdürü Hüseyin Avni Bum’a yakalanmayı, Uzun Tarlada futbol oynamayı, suya balık otu atıp balık avlamayı daha bir sürü şeyi nasıl unutabiliriz. Dilki değirmenine gelen damızlık hayvanların çiftleşmesini seyretmeye bir sürü insanın gittiğini, öğleden sonra hava güzelse oranın panayır yeri gibi olduğunu bilmem bilir misiniz?

Orta okuldayken yak bir sigara bişi olmaz diyen arkadaş vasıtasıyla sigaraya alışmayı. Sigara içerken bir tanıdık görecek diye saklanmayı,  ya da gördü mü babama derse korkusu. Ramazan’da sahura kadar kahvede tombala çekmeyi, Arkadaşlar arasında şakalaşmayı, Ramazan’da mezara gidersin gidemezsin diye iddiaya girip bir arkadaşın yedi gardaşların mezarına saklanıp iddiaya giden arkadaşı çıldırtmayı, ne bilim yüzlercesi unutulmuyor.

Evet büyük şehrin lüksü var anında sıcak su soba yakma derdi yok 14 katmış asansör bin çık. vs. ama tandırda ekmek piştikten sonra kışın soğuğunda tandırın üstüne mitili örtüp sıcak vurdu mu yada kuzine sobanın çıtır çıtır sesleri bahçeden bir salatalık bir domates koparıp yemesi kümesten yumurta toplaması, damda güvercin uçurtması bunlar anılar işte. Büyük büyük Ahmet dedem Pulcu Hafız , babam Abidin Coskuner,  amcalarım, halalarım, nenelerim yani anlayacağınız köklerim Bünyan mezarlığında. İnsan köklerini nasıl unutur . bakın size bir şey daha söyleyeyim. Soyum Bünyan'ın ilk okumuşlarından dır sizler bilmezsiniz rahmetli amcam Hasan Coskuner Bünyan’ın cumhuriyet devrinde ilk okumuş öğretmenlerin dendir sene tam bilemiyorum ama 1930 seneleri civarı Zonguldak’ta mesleğini icra etmiş orada vefat etmiştir sene 1954 babam Abidin Coskuner Bünyanlı ilk Harb okulu mezunu (1936) neyse şimdilik bu kadar."

7 Ağustos 2015 Cuma

HULUSİ AKAR


HULUSİ AKAR
1952 yılında Kayseri’de dünyaya geldi. “Taş Mektep” adıyla sinema filmi de çekilen Kayseri Lisesi’nde orta öğrenimini tamamlayan, Askeri Lise kökenli olmayan Akar, Kayseri Lisesi’nden mezun olduktan sonra girdiği Kara Harp Okulu’ndan 1972 yılında mezun oldu. Mezun olduktan sonra 1973’te Piyade Okulu'na geçti.  1980 yılına kadar Türk Kara Kuvvetleri bünyesinde çeşitli birliklerde takım ve bölük komutanı olarak görev yaptı. 1982 yılında Kara Harp Akademisi'nden mezuniyetiyle birlikte kurmay subay oldu. 

Kurmay Subaylıkla ilk 7. Piyade Alayı'nda karargâh bölük komutanlığı yaptı. Daha sonraki yıllarda Kurmay subay olarak yaptığı önemli görevlerden biri Güney Avrupa Müttefik Kuvvetleri Karargâhı (Afsouth Napoli/ İtalya) istihbarat başkanlığında istihbarat subaylığı idi. Kara Kuvvetleri istihbarat başkanlığında istihbarat şube müdürlüğü, kara kuvvetleri komutanı özel kalem müdürlüğü, genelkurmay başkanı özel kalem müdürlüğü ve Bosna-Hersek’te Türk Görev Kuvveti Komutanlığı görevlerinde bulundu.

1998 yılında tuğgeneralliğe terfi etti. Akar’ın General rütbesindeki ilk görev yeri Tunceli’nin Hozat ilçesi oldu. Terörün yoğun olduğu 1998 - 1999 yıllarında, Akar burada İç Güvenlik Tugay Komutanı olarak görev yaptı. Orgeneral Akar, 2002’de tümgeneralliğe terfi ettikten sonra önce Kara Harp Okulu, ardından Kara Harp Akademisi Komutanı olarak görevlendirildi. 2007’de korgeneralliğe terfi etti. Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı’nın ardından 2009-2011 döneminde İstanbul 3. Kolordu Komutanı olarak görev yaptı. 

2011’de orgeneral rütbesine “1. sırada” terfi etti. Terfide en üst sırada olması, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve ardından Genelkurmay Başkanlığı’na yükselebilmesinin yolunu açtı. 2011’de dönemin Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve kuvvet komutanlarının istifası üzerine komuta kademelerinde yaşanan boşluklar, Orgeneral Akar’ın 4 yıl beklemeden, 2013’te Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na yükselmesini sağladı. 3 Ağustos 2015'te başlayan YAŞ (Yüksek Askeri Şura)'nın 2. gününde Genel Kurmay Başkanı seçilmiştir.

Orgeneral Akar’ın, 2005 yılında tümgeneral rütbesindeyken, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaptığı İngilizce doktora çalışmasının adı, “Ermenistan’a Harbord Askeri Misyonu: Amerikan Hakikati Araştırma Komisyonu’nun Hikâyesi ve Türk-Amerikan İlişkilerine Etkileri”. Rapor, yakın zamanda 49/51 Kitap Yayınları tarafından “Ermeni Belgeleriyle 1915 / General Harbord Raporu” ismiyle belgesel de olmuştur. 

Orgeneral Akar, İç Güvenlik harekâtındaki başarılarından dolayı üstün cesaret ve feragat madalyasına sahiptir. Aynı zamanda TSK üstün hizmet madalyası ile TSK şeref madalyasını da taşımaktadır. Bosna-Hersek’te SFOR harekâtındaki görevinden dolayı ABD Liyakat Madalyası ve Kore Cumhuriyeti Milli Güvenlik Liyakat Madalyası sahibidir. 

Diyetisyen Şule hanım ile evli olan Akar’ın iki çocuğu vardır.