30 Mart 2017 Perşembe

NURETTİN EMİNOĞLU (1952 - )


1952 yılında Bayram ve Gülizar çiftinin 6 evladından dördüncüsü olarak Cami-i Kebir Mahallesinde dünyaya geldi. Çocukluğu burada geçti. İlk eğitimine 1958 yılında Namık Kemal İlkokulunda başladı. 1964 yılında ilk eğitimini tamamladıktan sonra aynı yıl Bünyan Ortaokulu’nda orta eğitimine başladı. 1967 yılında orta öğretimi bitirdikten sonra 1958 yılında öğretmen olmak için Kırşehir Erkek İlk Öğretmen Okulu’nda eğitime başladı, 1972 yılında buradan mezun oldu. Öğretmen okulunda okurken 1971 yılında hayatını Bünyan’ın Yağmurbeyli Köyü’nden Ayşe hanımla birleştirdi.

1972 yılında öğretmenliğe hak kazanan Eminoğlu ilk görev yeri olarak Konya’nın Cihanbeyli İlçesi Oğuzeli Kasabası (şimdi Altıntekin İlçesi’ne bağlanmıştır) ilkokuluna tayin edildi. İki yıl burada görev yaptıktan sonra, 1974 yılında er öğretmen olarak askerlik görevini yapmak üzere Pınarbaşı Ayvacık (Cabe) Köyüne tayin edildi.  Burada öğretmen ve okul müdürü olarak askerlik görevini tamamladıktan sonra, öğretmenlik görevinden kendi isteği ile istifa etti.  1978 yılına kadar özel sektörde 2 yıl yönetici olarak görev yaptıktan sonra 1979 yılının son döneminde öğretmenliğe geri döndü.  Bu dönemde ilk görev yeri olarak Bünyan Yeni Mahalle İlkokuluna tayin edildi.  Sırasıyla Sümer İlkokulu ve Atatürk İlkokulu’nda görev yaptıktan sonra 1992 yılında Bünyan Halk Eğitimi Merkezi ve Bünyan Çıraklık Eğitim Merkezi Müdürlüğüne atandı.  Bu dönemde Bünyan Halk Eğitimi Merkezinin kurslarının kalitesini artırmakla kalmayıp kurslara olan ilgiyi de artırmıştır. Müdürlük yaptığı yıllarda Bünyan Kültürü Dergisinde ve MEB Halk Eğitimi Merkezi dergilerinde Bünyan Halk Eğitimi ile ilgili yazıları yayınlandı. İki yıl bu görevleri yürüttükten sonra Kayseri Servet Akaydın İlköğretim okuluna ve daha sonra Bolu Merkez Gazi İlköğretim Okuluna tayin edildi.

Nurettin Eminoğlu 1988 yılında Bolu’da çalıştığı okuldan emekli oldu.  Emekli olduktan sonra iki yıl Bolu’da çelik kapı ticaretiyle uğraştı.  1999 yılı Bolu Düzce depreminde i şyeri zarar görünce ailesiyle Kayseri’ye döndü.  Kayseri’de özel eğitim sektöründe 6 yıl öğretmen ve müdürlük yaptıktan sonra kızlarıyla beraber zihinsel, işitme ve konuşma engellilere yönelik Bengisu Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ni kurdu.  Eminoğlu on yıldır bu kurumun hem müdürlüğünü hem de yöneticiliğini yapmaktadır.  

Eminoğlu üç kız çocuğu babasıdır.  Seval Eminoğlu Küçüktepe Marmara Üniversitesi’nde Doçent olarak öğretim üyeliği yapmaktadır. Kübra Dursun Ev hanımı olup üçüncü kızı Esra Eminoğlu Özmercan ise Sağlık Meslek Lisesinde öğretmenlik yapmaktadır.

Hasan Yüksel

21 Mart 2017 Salı

FİKRET GÜRKAN (1926-2014)


1926 Yılında Konaklı ailesinden Paşa Ağa oğlu Remzi Bey ile yine aynı aileden Hacı Ali ağa kızı Fevziye hanımın çocukları olarak Cami-i Cedit Mahallesi’nde dünyaya geldi. 6 yaşında iken babası Remzi beyi kaybetti. 1932 yılında Çağlayan ilkokulunda eğitimine başladı. 1937 ilkokulu bitirdi aynı yıl Kayseri Lisesi bünyesinde bulunan ortaokula girdi ve 1941 yılında buradan mezun oldu.

Gürkan ortaokulu bitirdikten sonra Sümerbank Kayseri Bez Fabrikasının laboratuvarında işe başladı. Burada 1 yıl çalıştıktan sonra Bünyan Sümerbank Yünlü Battaniye Fabrikasına tayin oldu. 1947 yılında Konaklı ailesinde Cemal Eler in kızı Celile hanımla evlendi. Evlilikten hemen sonra askerlik görevi nedeni ile Elazığ’a gitti, askerlik dönüşü tekrar fabrikadaki görevine döndü. Emekli olduğu 1977 yılına kadar bu fabrikanın muhasebe bölümünde görev yaptı.

Fikret Gürkan emekli olduktan sonra Kayseri’de Mavi Çelik Anonim Şirketi ile Alçılar Tavuk ve Madencilik Şirketinde muhasebe müdürlüğü yaptı. Özel sektördeki bu görevleri 1993 yılına kadar sürdü. 1995 yılında çok sevdiği annesi Fevziye hanımı kaybetti. 2001 yılında hac görevini yerine getirdi. 2003 yılında Çok sevdiği eşi Celile hanımı, 2004 yılında da küçük oğlu Arif i kaybetti.

Bünyan’ın sevilip sayılan simalarından olan Fikret Gürkan’ın kendisi ortaokuldan sonra okumamışta olsa, yedi evlat sahibi bir insan olarak onların iyi birer yere gelebilmeleri için çok gayret etti ve bu yüzden onların eğitimine çok önem verdi. Ortaokuldan sonra okumamış olmasına hep yakınmış fakat eğitimin bir ömür boyu süreceğini bildiği için okumaya ve araştırmaya merak sarmıştır. Evine her gün bir gazete ve aylık bir dergi alarak bunları hiçbir zaman okumadan bırakmamış, bu gazetelerin bulmacalarını çok pratik bir şekilde çözer olmuştu. Özellikle bir Bünyan aşığı olduğu için Bünyan’ın tarihini ve kültürünü hafızasına kazımış bununla yetinmeyerek bu bilgilerini gençlere de aktarmayı bir vazife bilmiştir.

Babası Remzi Beyinde bir öğretmen olması nedeniyle kendisi de çocuklarının eğitimine önem vermiş, her birisinin okuyarak birer meslek sahibi olmasını sağlamıştır. Çocuklarından Fevziye, Süha ve Fatih Öğretmen, Remzi işletmeci, Salim tekstilci, Arif sağlıkçı olmuşlardır. Kızı Süheyla ev hanımıdır. Çocuklarını okutmakla yetinmeyen Gürkan torunlarının da okuyarak bir yerlere gelmesini istemiştir. Bu gün torunlarının hepsi Üniversiteye girmiş olup şu anda 5 torunu tıp öğrencisi, öğretmen, işletmeci ve mühendis olmuşlardır.

Okumanın yanında müziğe karşıda ilgisi olan Gürkan, babası Remzi Bey gibi iyi bir klarnet üstadıydı. Bugün unutulmaya yüz tutmuş olan Bünyan halaylarını da çok iyi bilen Gürkan gençlik çağlarında özellikle düğünlerde halay başı olarak halay çekmesini çok severdi. Herkes tarafından çok sevilen ve sayılan biri olmasının yanında, sosyal hayatta da paylaşımcı ve entelektüel kişiliğe sahipti. Kasım 2014 yılında hayatını kaybeden Gürkan 7 çocuk, 15 torun ve 13 te torun çocuğu sahibidir. Çocukları Fevziye Fatma Arslan, Süheyla Pıçakçı, Remzi Gürkan, Süha Gürkan, Salim Gürkan, Fatih Gürkan, Arif Gürkan’dır.
Hasan Yüksel

14 Mart 2017 Salı

MUSTAFA TEVFİK ÇAĞLAR (1943 - )


4 Mart 1943 tarihinde Yusuf Kenan Çağlar ve Makbule Hanımın evlatları olarak Bünyan'da dünyaya geldi. 1950 yılında ilk eğitimine Namık Kemal ilkokulunda başladı. 1955 yılında buradan mezun olduktan sonra Bünyan Ortaokulunda eğitim görmeye başladı.  1957-1958 eğitim döneminde buradan mezun olduktan sonra girdiği sınavlar sonucunda İzmir Askeri Hava lisesini kazandı. Buradan 1960-1961 yaz döneminde mezun olduktan sonra İzmir Hava Harp Okulunda eğitime başladı. 30 Ağustos 1963 senesinde Hava Harp okulundan mezun oldu 

Tevfik Çağlar Hava Harp Okulundan mezun olduktan sonra ilk olarak Teğmen Rütbesi ile İzmir Gazi Emir Uçuş Okulunda iki buçuk sene görev yaptıktan sonra 1966 senesinde Ankara Ahlatlıbel Hava Radar Mevzi Komutanlığına atandı. 1968 yılında Ankara'da iken hayatını Artvin, Arhavili Göksel Hanımla birleştirdi. Ankara'da 3 yıl görev yaptıktan sonra 1969 senesinde Mardin Hava Radar Mevzi Komutanlığına tayin edildi. Burada 4 yıl görev yaptı.  1973 yılında Anamur Hava Radar Mevzi Komutanlığına atandı. Anamur’da iki yıl gibi kısa bir süre görev yaptıktan sonra İzmit Hava Radar Mevzi Komutanlığına tayin edildi. Dört yılda burada görev yaptıktan sonra 1979 yılında Sivas Şarkışla Hava Radar Mevzi Komutanlığına tayin edildi. 1980 darbesinden sonra burada 3 sene merkez komutanlığı yaptı. Dört yıllık hizmet sürecinin sonunda kendi isteği ile 1983 yılında Kıdemli Binbaşı rütbesiyle askerlikten emekli oldu.

Çağlar emekli olduktan sonra Mersine yerleşti. Mersinde 2002 yılına kadar Sigorta Acenteliği yaptı. 25 Mart 2011 yılında çok değerli eşi Göksel Çağlar’ı kaybetti.

Mustafa Tevfik Çağlar  iki erkek çocuğu sahibidir. Oğlu Nazım Kenan Çağlar Mersinde İngilizce öğretmeni olup diğer oğlu Akgün Çağdaş Çağlar Kıbrıs'ta çalışmaktadır.     

Hasan Yüksel     

11 Mart 2017 Cumartesi

MEFHARET ARAR KİRACIOĞLU (1949 - )


İbrahim Bey Mahallesi'nden Hacı İbrahim Arar ve Makbule Arar’ın üçüncü evladı olarak 1949 yılında Bünyan’da doğdu. Babasının görevi nedeniyle Bünyan’da okumadı. Babası Kayseri İl Özel İdaresindeki görevi nedeni ile İlk eğitimine 1955 yılında Kayseri Ahmet Paşa İlkokulu'nda başladı.1961 yılında buradan mezun olan Kiracıoğlu, ortaokulu Kayseri Kız Ortaokulunda okuyarak 1964 yılında buradan başarı ile mezun oldu. Aynı dönem içerisinde mezun olduğu okulun Kız Öğretmen Lisesi'ne devam eden Kiracıoğlu, 1967 yılında buradan mezun olarak öğretmen oldu.

İlk görev yeri olarak Erkilet Çevril köyüne atandı. Bir yıl burada görev yaptıktan sonra 1968 yılında Kayseri'de banka müdürü olan Ekrem Kiracıoğlu ile evlendi. 1969- 1971 yılları arasında Hacılar İlkokulu'nda 2 yıl süreyle görev yaptı. 1972 yılında Kayseri Merkez Atatürk İlkokulu'nda bir dönem öğretmenlik yaptı. Eşinin tayini nedeniyle buradan Kırşehir'in Mucur ilçesine tayin oldu. 1974 yılına kadar burada görev yaptı. Aynı yıl tekrar Kayseri merkez Cumhuriyet İlkokulu'na tayin oldu. Buradan da Adana Vehbi Necip İlkokulu'na tayin edildi. Eş durumu nedeniyle 1978 yılına kadar burada görev yaptıktan sonra tekrar Kayseri'ye tayin oldu. Kayseri Safa İlköğretim Okulu'nda 1992 yılına kadar görev yaptıktan sonra emekli oldu.

Rahmetli babasının eğitime ve öğretime çok önem vermesi ve kız çocuklarının okumasını çok istemesi nedeniyle,  kendisi de bir eğitimci olarak görev yaptığı bütün bölgelerde özellikle kız çocuklarının  okuyup yetişmesi  için büyük gayretler gösterdi. Yetiştirdiği öğrencilerin ileride çok önemli yerlere gelebilmeleri için büyük gayretler gösterdi ve onların iyi yerlere gelebileceği bir şekilde eğitim verdi.  Verdiği eğitimle aynı zamanda yetiştirdiği öğrencilerin büyük bir sevgi  saygısını kazandı.  Bugün yetiştirdiği öğrencilerin birçoğu çok iyi yerlere gelmişlerdir.. Bu yüzden 1992 yılında emekli olmasına rağmen  bugün hala yetiştirdiği öğrencileri kendisini arayarak ve bizzat ziyaret ederek sevgi ve saygılarını sunmaktadırlar.

Kiracıoğlu emekli  olduktan bir süre sonra Kayseri Rotary Kulübü üyesi oldu. Bunun yanında Türk Kadınlar Birliği üyesi olup aktif çalışmalar içerisinde yer aldı. Aldığı eğitim ve insanlara karşı olan sevgisi nedeniyle insanlara yardım etmek  ve onların hep yanında olabilmek için Özürlü ve Spastik Çocuklar Yaşatma Derneği’nde faal çalışmalarda bulunarak onların yardımlarına koştu. Tüm bunların yanında Kayseri Öğretmenevi yönetim ve denetimi görevinde de bulundu.

Mefharet Arar Kiracıoğlu, iki evlat  sahibidir. Büyük oğlu Oktay Kiracıoğlu, Dicle Üniversitesi Fizik mühendisi olup İstanbul'da Turizm işi  ile uğraşmaktadır. Küçük oğlu Bekir Kiracıoğlu, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme mezunu olup  Kayseri Organize Sanayi'nde aile şirketi olan temperli cam üretimi ve strafor imalatı ile uğraşmaktadır.  Mefharet Arar Kiracıoğlu iki oğlundan ikişer kız torun sahibidir. Şu anda torunlarının eğitimi ile vakit geçirmektedir.
Hasan Yüksel

8 Mart 2017 Çarşamba

GÜLHAN DUMAN (1950 - )



Osman Nuri Ayer ve Ayşe Ayer çiftinin ilk evlatları olarak 1950 yılında Bünyan'da dünyaya geldi. Ailesi daha sonraki yıllarda Kayseri'ye yerleştiği için, ilk eğitimine 1957 yılında Sümer İlkokulu'nda başladı. 1962 yılında buradan mezun oldu. Ortaokula yine Sümer Ortaokulu da devam etti ve 1965 yılında da buradan mezun oldu. Aynı yıl Kayseri Öğretmen Okulu’nda eğitime başladı 3 yıllık bir eğitimden sonra 1967-1968 öğretim yılında buradan mezun olarak öğretmen belgesi aldı.

Duman mezun Dolduktan sonra kura ile ilk görev yeri olan Sarız ilçesinin merkezinde İlköğretim öğretmeni olarak göreve başladı. Aynı yıl içerisinde Muzaffer Duman ile nişanlandı. Sarız’da 15 gün çalıştıktan sonra, 1968 -1969 öğretim yılında Bünyan Namık Kemal İlkokuluna tayin edildi. 1970 yılında Muzaffer Duman ile evlenerek hayatını birleştirdi.

Gülhan Duman, 27 yıl boyunca Namık Kemal İlköğretim Okulu'nda öğretmenlik yaptı. Görev yaptığı yıllar boyunca, öğrencilerine iyi bir eğitim vermenin yanında onlara adeta bir annelik görevi de yaptı. 27 yıl süren bu uzun çalışma hayatı boyunca birçok Bünyanlı öğrenciyi eğiterek hayata kazandırdı. Yetiştirdiği öğrencilerden çoğu eğitimini daha üst seviyelerde sürdürerek çok önemli yerlere geldiler.

Sevilen ve disiplinli bir öğretmen olduğu için Bünyan’da birçok aile çocukların okutması için Gülhan hanımı tercih etmişlerdir. Gülhan Hanım 1995 yılında emekli olarak öğretmenlik hayatına veda etmiştir.

Gülhan Duman, bir kız, üç oğlan olmak üzere 4 evlat sahibidir. Evlatları sırasıyla Zafer Duman, Banu, Aydın, Alper Duman ve Remzi Alpay Duman’dır.

Hasan Yüksel

4 Mart 2017 Cumartesi

ABDULLAH SÖZEN

1956 yılında Kayseri Yeşilhisar'da doğdu.
İlk Orta Eğitimini ve 1980 yılında Gazi Üniversitesi Müzik
Bölümünü bitirerek tüm eğitimini Ankara'da tamamladı.
Aynı yıl Kültür Bakanlığı İstanbul Devlet Türk Halk Müziği
Korosu Yetişmiş sanatçı sınavını derece ile kazandı.
12 Eylül 1980 müdahelesinden sonra bu koro faaliyete
geçemeyince 1982 yılında TRT İzmir Radyosu THM Saz
sanatçısı sınavını kazandı.1985 yılında Ankara Radyosu
Yurttan sesler Topluluğunda görevini sürdürdü.
Trt Ankara Radyosu THM Gençlik Korosu kurucu hocaları
arasında yer aldı.2000 yılında THM Koro Şefi sınavını
kazandı.Halem bu görevini sürdürmektedir.
TRT çalışmaları yanında Ankara Üniversitesi,Hacettepe
Üniversitesi THM dersleri verdi ve 1985 yılından beri
Gazi Üniversitesi THM çalışmalarını yönetti.G.Ü THM Korosu
olarak defalarca Türkiye birincilikleri aldı.
"Türkü Türkü Türkiyem", "Bir Nefes Anadolu "ve" Amatör Korolar"programlarında G.Ü THM Korosu olarak
40dan fazlaTV programını yönetti. Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya, Avusturya, Moldova, Almanya, Belçika, Hollanda, Norveç, İsveç, İsviçre, Danirmaka gibi ülkelerde ve yurt içinde ülkemizi kültürümüzü tanıtıcı birçok konser ve TV programında yer aldı. Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü THM ve Türk Halk Oyunlar Danışma Kurulu üyeliği ve Milli Eğitim Bakanlıgı THM jüri üyeliği görevlerinde bulundu.Evli ve 3 çocuk babasıdır.

RECEP ALEMDAR




1954 yılında Kocasinan İlçesinin Himmetdede kasabasında doğdu. ilk okula doğduğu kasabada başladı. Babasının işleri münasebetiyle Karamancı İlkokulu, Talas Derviş Güneş İlkokulu, İstanbul Haydarpaşa İlkokulu, Şeker İlkokulu ve tekrar Himmetdede Merkez İlkokulu olmak üzere ilkokulu bitirdi.

Uzun yıllar şehirler arası otobüslerde muavinlik yaptı, Askerlik sonrası Asya Makine Sanayiinde işçilik yaptı, Pavyonlarda şarkıcılık yaptı, Çay bahçelerinde, fuarda ve düğünlerde sahne aldı. 1988 yılında “Geceler”, 1989  “Anam”,1990’da “Gönül”, 1991’de “Ey Sevdiğim”, 1992’de “Bu Gece” adlı albümleri art arda yayınlandı. Sanatçımız,  konservatuarda öğretim üyeliği yaptı, Bu arada dışarıdan ortaokulu, açık liseyi bitirdi. Sonra Anadolu Ünv.Sosyal Bilimler ön lisans okuyarak bir özlemimi de gidermiş oldu 1979 yılı mayıs ayında evlendi ve bu evlilikten iki oğlu dünyaya geldi.1980 doğumlu Kubilay,  müzik öğretmeni; 1982 doğumlu Mustafa Kemal Benden Eğitimi Öğretmeni oldu.

Bir erkek, bir kız torun sahibidir. 25 yıl işletmecilik yaptı, düğün sektöründen emekli oldu.  Halen sanatını icra etmeye devam ediyor.  Şiirleri, güfte ve besteleri vardır, bunlardan bazıları yayınlanmıştır ve bazıları da yayınlanmayı beklemektedir.

Kaynak: http://sbaedebiyat.blogspot.com.tr

KAYSERİ'DE UDU (ÇÖMÇE GELİN) GELENEĞİ


(Fotoğraflar Bünyan'da Çekilmiştir)
ÇÖMÇE GELİN (GODİ-UDU) GELENEĞİ: Yurdumuzun bir çok yöresinde kuaraklık olduğu zamanlarda çocukların ortaya çıkartıkları oyundur. Oyun bolluk ve bereketi simgeler ve daha çok yağmur duası ile bağlantılıdır. Yöremizde daha çok, yağmurun çokca yağmasının istendiği zamanlarda 8-10 çocuk bir araya gelerek özellikle bahar aylarında bu oyunu çıkartırlar. Çocuklar ellerine aldıkları bir uzun bir çubuk veyâ çömçenin ortasından bir sopa bağlayârak kollarını oluştururlar. Bunun da üzerine buldukları eskimiş çocuk elbiselerinden veyâ kumaş parçalarından bir elbise giydirirler. Daha sonra hazırladıkları bu bebek ile kasaba veyâ köy yerlerinde; çeşitli türküler eşliğinde kapı kapı dolaşarak yağ bulgur, pekmez, un, yumurta, nohut gibi yiyecekler toplarlar. Uğradıkları evlerin sahipleri de bir tas su hazırlayarak yiyecek toplayan bu çocukların üzerine bu suyu dökerek onları ıslatırlar. Çocuklar da bu sayede oldukça eğlenirler. Çocuklar topladıkları bu yiyecekleri ya köy bakkalına satarlar, veyâ bir araya toplanarak topladıkları bu yiyecekler ile daha önceden kararlaştırılan bir evde yemek pişirilir ve afiyetle yerler.
Pınarbaşı ve köylerinde Godi veya çömçeli gelin adı verilen oyunda, çocuklar ev ev dolaşırken aşağıdaki tekerlemeleri veya bunlara benzer tekerlemeleri söyleyerek dolaşırlar.

Çömçeli gelin çam ister
Bir kaşıkçık yağ ister
Yağ olmazsa bal olsun
Ablası sağ olsun.

Veyâ
Godi godi gördün mü?
Godiye selâm verdin mi?
Godi sizden ne ister
Allah’tan yağmur ister
Yağsın yağsın sel olsun
Sel olmazsa göl olsun
Vermeyenin bir topal kızı olsun
O da damdan düşsün ölsün
Verenin bir oğlu olsun

Bünyan’da, süpürge veya ağaç sopalar ile yapılan çömçeli geline “Udu” adı verilir. Udu adıyla çıkartılan bu oyunda çocuklar ev ev dolaşırken aşağıdaki tekerlemeyi söylerler. Tekerleme söyleyerek vardıkları evlerde ise, önce Udu’nun başına bir tas su dökülür, daha sonra ise çocuklara bulgur, yağ gibi yiyecekler verilir. Udu’ya Bünyan’ın bazı köylerinde godi adı da verilir (Taçın Köyü gibi).

Udu udu gördün mü
Uduya selâm verdin mi?
Udu burdan geçerken
Bir kaşık yağ verdin mi?

Ev ev dolaşarak bulgur, yağ gibi yiyecekleri toplayan çocuklar bir yerde toplanarak büyüklerinin de yârdımıyla pilav pişirirler. Pilav yendikten sonrada çocuklar hep birlikte şu tekerlemeyi söylerler.

Udu udu
Karnı doydu
Kabını yudu
Tereğine kodu

Ahmet Caferoğlu’nun Develi yöresinde Cemal Pakne’den derlediği yağmur duası da şu şekildedir.

Yağmur yağmur yaş isder
Goş goyun gurban isder
A goyun etlik
Gara goyun sütlük
Ver Allahım ver
Sicim gimi yağmur

(* Hasan Yüksel, Saim Deligöz, Bilgehan Deligöz. Kayseri, Halk Oyunları, Giyim - Kuşam, Köy Seyirlik Oyunları Kitabından Alınmıştır.) 






MUSTAFA ULUSOY (1922 - 1996)


1922 yılında Konaklı Koca İsmail ve Hatice Ulusoy'un ilk ve tek evladı olarak,  Bünyan Camii Kebir Mahallesinde  dünyaya geldi. Çocukluğu Bünyan’da aile içinde ve akrabalar arasında özel bir ilgi ile yetiştirilerek geçti. Dedesi  Bünyan’ın okumuş, kültürlü insanlarından Nudde-i Umumi (bu günkü savcı) Şükrü  Beydir (annesinin babası). Ulusoy ilk eğitimine 1929 yılında Çağlayan İlkokulunda başladı 1934 yılında buradan mezun oldu. Eğitime ve öğretime önem veren  dedesi tarafından ilkokulu bitirdikten sonra ortaokulu okuması için Kayseri'ye gönderildi.

Ortaöğretime Kayseri'de başlayan Ulusoy 1937 yılında ortaokuldan mezun olduktan sonra,  aynı yıl Kayseri Ticaret Lisesi’ne başladı. O günlerde annesi Hatice Hanım, bütün imkânlarını zorlayarak 12 yaşında Kayseri’ye tek başına eğitime gönderdiği oğlunun  1941 yılında Ticaret lisesini bitirip mezun olmasını sağladı. Ulusoy ticaret lisesinden mezun olduktan sonra aynı yıl içerisinde Ankara Ticari İlimler Akademisinde yükseköğretime başladı. Maddi imkânsızlıklar nedeniyle okulunu  yarım bırakmak zorunda kalan Ulusoy  askerlik görevini tamamlamak üzere  askere gitmeye karar verdi. Askerlik görevine yedek subay olarak başlayan Ulusoy, 1949 yılında Polatlı Topçu Okulu’ndan Topçu Asteğmen olarak  terhisini alarak memleketine dönü.

Askerlik dönüşü Ziraat Bankası Niğde Bor şubesinde  memur olarak  işe başladı.  Böylelikle Ulusoy'un bankacılık dönemi başlamış olur. O günden sonra  Bünyan'da  bankacı  Mustafa lakabıyla  anılmaya başlar. Bor’da bir yıl çalıştıktan sonra kendi isteğiyle memleketi Bünyan’a dönmeye karar verir ve Bünyan Ziraat Bankasında göreve başlar. 1949 yılında akrabalarından Kazım Akyürek'in kızı Hayriye Hanım ile hayatını birleştirdi.

Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin Tarım ve hayvancılığa çok önem verdiği bir dönemde, hem Ziraat Bankası'nda çalışıp, hem de elmacılığın Bünyan’da gelişmesi için gayret sarf etti. O yıllarda okuldan arkadaşı olan  Ziraat Mühendisi Ahmet Akyüz’le  Bünyan'da elmacılık yapmak için kampanya  başlatırlar.  Onların sayesinde  birçok Bünyanlı  elmacılığa başladı. Birçok  Bünyanlının elmacılığa  başlamış olması nedeniyle rahmetli  Belediye Başkanı Baha Turan’la  beraber  elmacılık Kooperatifini kurdular. Mustafa Ulusoy'un çalışmalar elmacılıkla kalmaz, Ziraat Bankası’nın tarıma verdiği desteklerden faydalanarak Bünyan’da Ziraat ve hayvancılığın gelişmesi için çalışır. Bu amaçla Bünyan’da yenilik yapmak için çok uğraş verir. Bir dönem çilek fideciliğini hatta  tütün ekimini dahi denerler. Bu çalışmalarından dolayı Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü tarafından da takdir edilir.

Mustafa Ulusoy elmacılığın yanı sıra Bünyan’da eğitime de  önem verdi. Kendisi  Kayseri'de ortaokulda okuduğu yıllarda  kiralık evlerde zor şartlarda  eğitim almanın zorluğunu gördüğü için, o dönemin ortaokul Müdürü Metin İçten ile birlikte Bünyan'da okul pansiyonu açılması için büyük çabalar sarf ettiler ve bunda da başarılı oldular.  Bu çabalarının sonucunda Bünyan Ortaokulu'nun yanına yaptırılan pansiyon sayesinde uzun yıllar köylerden okumaya gelen öğrencilerin  barınma şartları çözülmüş oldu

Ulusoy 1969 yılında siyasi nedenlerle Konya Beyşehir ilçesine birinci dereceden müdür olarak tayin edildi. Tayin edildiği bu göreve gitmeyen Ulusoy daha sonra Kayseri'nin en uzak ve en küçük ilçesi olan Sarız’a müdür olarak atandı. Buradan da 1973 yılında Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü'ne tayin oldu.  Ulusoy Ankara'da 6 ay çalıştıktan sonra emekli oldu. Emekli olduktan sonra Bünyan’a dönen Ulusoy bir müddet Bünyan’da halıcılık yaptı.  Halıcılık yaptığı bu dönemde  Bünyan’da açılan Ticaret Lisesi'nin ilk olarak aile birliği başkanı oldu.  Okul Müdürü Mustafa Çevlikli ile beraber İstanbul'da Ankara'daki hemşerilerine giderek onlardan okul için yardım  alarak Bünyan Ticaret Lisesi'nin bütün eksiklerini giderdiler ve  bu sayede okulu örnek bir okul haline getirdiler. Bu dönemde bir yandan ticaretle uğraşan Ulusoy gübre  işine de el atmış bir yandan da ilkel usullerle yapılan arıcılık işinin Bünyan’da teknik usullerle yapılabilmesi için gayretler sarf etmiştir. Bu konuda Şenocak kardeşlerden arıcılık hakkında yararlanıldı. Daha sonra kendisi de bahçesinde arıcılık işine başladı.  O dönemde Mustafa Ulusoy’un başlattığı arıcılık işini halen oğlu devam ettirmektedir.

Aile olarak siyasete her zaman sıcak duran Mustafa Ulusoy, 1980 ihtilalinden sonra  Turgut Özal tarafından kurulan Anavatan Partisi'nin Bünyan ‘da ilk olarak  ilçe teşkilatını kurdu ve Anavatan Partisi Bünyan İlçe Başkanlığı görevini yürüttü.

Ziraat Bankası'nda çalıştığı dönemlerde ve emekli olduktan sonrada ziraat, tarım ve hayvancılığa büyük bir önem veren, Bünyan'da Ziraat'in gelişmesinde önemli bir rol oynayan Mustafa Ulusoy 7 Temmuz 1996 tarihinde vefat etmiştir.

Mustafa Ulusoy,  Bahtiyar,  Cem Okan,  Süreyya ve Koca İsmail adında dört çocuk babasıdır.
Hasan Yüksel

2 Mart 2017 Perşembe

MUSTAFA CURA ( 1926 - 1996 )



Nam-ı diğer meşhur Bıyık, Bünyan’ın  meşhur muhtarı Mustafa Cura, 1926 yılında Mehmet ve Atike çiftinin  4 çocuğundan en büyükleri olarak Bünyan da dünyaya geldi. 1933 yılında ilk eğitimine Çağlayan İlkokulunda başladı, 1938 yılında  buradan mezun oldu. Buradan mezun olduktan sonra bir daha okunmadı.  Vatani görevini yapmak için askerliğe çağrılınca ya kadar, babasının yanında çiftçilikle uğraştı.

20 yaşındayken askerlik görevini yapmak üzere ilk birliğine teslim oldu. Daha sonra askerliğini Manavgat Serik'te toplamda 24 ay olmak üzere jandarma er olarak tamamladı. Askerlik dönüşü Cami-i Cedit Mahallesi'nde,  bakkal ve manav dükkânı açtı. Açtığı  bu ilk dükkan yıkılınca İhsan Bürüngüz’ ün Evinin altındaki  dükkanda işini devam ettirdi. Daha sonra buradan Ahmet Turan'ın (Oğuz Turan'ın babası) evinin altına, daha sonra da Süleyman Güler'in evinde altına dükkân açtı. Ardından merhum Hacı Mehmet Başbuğ'a ait evi satın alarak Oraya kendi dükkânını açtı. Ölene kadar da burada mahallenin dükkânını işletti.

Mustafa Cura 1945 yılında Mustafa Aydeniz'in kızı Feriha Hanım ile evlendi. Evlendiklerinde 10 yıl çocukları olmadı. Onuncu yılın sonunda Mehmet adında ilk oğlu dünyaya geldi.

Cura 1960 yılında Cami-i cedit Mahallesi'nin muhtarı seçildi. Bu tarihten 1996 yılı ne kadar Mahalle Muhtarlığı yaptı. Bu kadar uzun süre muhtarlık yaparak Bünyan’ın en uzun süreli muhtarlık yapan kişi oldu. Uzun yıllar süresince muhtarlık yapmasının sebebi büyük küçük  ayırt etmeden herkesle iyi geçinip kendisine sevdirmesi olmuştur. Hiçbir hemşerisini incitmemeye de özen göstermiştir. Bununla birlikte tüm Mahalle çocuklarının sevdiği bıyık dedesi olmuştur. Çünkü  mahallenin bıyık dedesi çocukları neredeyse her gün eşekli arabasıyla gezmeye götürürdü.

Mustafa Cura  mahallelinin tüm işlerini ve sorunlarını hallettiği gibi bir yandan da bütün mahallenin ürettiği tarımsal ürünleri de bir şekilde değerlendirmiştir. Özellikle gilaboru, ceviz, Bünyan fasulyesi  gibi ürünleri  mahalleliden  alıp pazarlamış onları da  kazandırmıştır.  Ayrıca mahallelinin topladığı salyangozları satın alarak yurt dışına satılmasında öncülük etmiştir. Yaptığı bu hizmetler ile mahallelinin büyük zahmetler ile topladığı ürünü de elinde kalmayıp değerlendirilmiş oldu

Mustafa Cura 08 12 1996  Regaip gecesi kandil gecesinde vefat etti. Vefat ettiği gün mahallenin bütün çocukları mezarının başında bıyık Dede bizi kim gezdirecek diye  ağlamışlardı. Cura’ya “bıyık” lakabının takılması ise bıraktığı uzun bıyıklarından dolayıdır. Onun bu kadar çok tanınan bir karakter olmasının diğer sebebi de sürekli başında taşıdığı fötr şapkasıdır.

Mustafa Cura Mehmet, Salim, İfagat ve Gülhan adında 4 evlat sahibidir.

Hasan Yüksel