1 Şubat 2019 Cuma

KAYSERİDE FOLKLOR FAALİYETLERİ VE HALKOYUNLARI


Anadolu coğrafyasının neresinde olursa olsun Kayseri denilince ilk akla, Kayserilinin marifetli bir şekilde yaptığı ticaret gelir. Fakat Kayserinin kültür yönünden de zengin bir şehir olduğu düşünülmez. Anadolu’nun hangi coğrafyasında olursa olsun Türkler Anadolu’ya yerleşirken zengin kültürünü de beraberinde taşımıştır. Ticaret kadar olmasa da Kayseri mutfağı da önemli bir yere sahiptir. Yine Kayserilinin konuştuğu dil ayrı bir zenginliğe sahiptir. Ayrıca türkülerimizde unutmamak gerek. Sıralamaya kalkacak olursak, kültürümüzün de ne kadar zengin olduğunu göreceğiz.  Bu zenginliğimizin içinde halk oyunlarımızın da ne kadar önemli bir yer tuttuğunu göreceğiz. 

Kayseri’de halk kültürü üzerine ilk düzenli araştırmalar Cumhuriyet tarihinden sonra gerçekleşmiştir. Kayseri ile ilgili ilk çalışma Türkiye genelinde yapılan bir araştırmada Kayseri’nin de yer alması ile ortaya çıkmıştır.  İlk folklor derlemeleri İstanbul (Darülhelhan) Belediye Konservatuarı tarafından yapılmış ve yurt çapında dört araştırma gezisi düzenlenmiştir. Bu gezi sırasında derlenen 850 türkü, 14 defter halinde yayınlanmıştır. Aynı gezilerde, halk oyunlarının derlenmesine de yer verilmiştir. Gerçekleştirilen bu gezilerden biri de 1926 yılında Kayseri, Adana, Gaziantep, Şanlıurfa, Niğde ve Sivas'a düzenlenmiş ve bu gezi 51 gün sürmüştür. Bu gezi sırasında ismi geçen illerden 250 parça derlenmiştir. Derlenen bu parçalar Milli Kütüphane ve Devlet Konservatuarı’nda mevcuttur . Şehrimize yapılan ikinci folklor gezisi ise Ankara Devlet Konservatuarı tarafından düzenlenmiştir. Türkiye çapında yapılan bu gezilerin beşincisi 1941 yılında Kayseri, Niğde, Maraş ve Seyhan yörelerine yapılmış, bu geziye Halil Bedii Yönetken (Bşk), Muzaffer Sarısözen, Teknisyen Rıza Yetişen katılmışlardır. Bu gezi sırasında yalnızca Kayseri'den 200'e yakın türkü ve oyun havası derlenmiş, bunların 19'unu halk oyunları oluşturmuştur.



1932'de Atatürk'ün öncülüğünde Halkevlerinin açılması folklor ürünlerinin derlenmesinde önemli bir aşama olmuştur. Birçok ildeki Halkevleri kendi bünyelerinde değişik adlarla yöresel dergiler çıkarttılar. Kayseri de kurulu bulunan Halkevleri'de bu kervana katılarak bünyesinde uzun yıllar "Erciyes” halkevleri dergisini çıkartmıştır.,

Dünya da ilk Folklor derneği 1872 yılında Londra' da kurulmuştur. 1889 yılında ise ilk uluslararası Folklor kongresi toplanmıştır.

Türkiye de Folklor konularının ele alınması ise, XIX yüzyılın ikinci yarısının sonlarına doğrudur. Ahmet Vefik Paşa, Şinasi, Ebüzziya Tevfik Tekazade Sait, Çaylak Tevfik, Çelebi Abdülhalim Hakkı Bey'in Folklor, özellikle atasözleri ve deyimler üzerine yaptıkları çalışmalar bu alanda önemli yer tutmaktadır. Yine XX . yüzyılın başlarında, Ziya Gökalp, Fuat Köprülü, Rıza Tevfik Bölükbaşı'nın bu alandaki çalışmaları kayda değerdir. 


Cumhuriyetin kurulması ile birlikte, folklor alanındaki bazı faaliyetler, devletin de desteği ile yürümeye başlamıştır. Ankara hükümetinin Milli Eğitim Bakanı Dr. Rıza Nur, okullara bir genelge göndererek Folklor ve kültür ürünlerinin toplanmasını istemiştir. 1923-1927 yılları arasında öğretmen ve öğrenciler memleketlerinden binlerce sayfalık derlemeler yapmışlardır. Rıza Nur’un kültür ve tarih üzerine olan bu dönemdeki çalışmaları kayda değer bir öneme sahiptir. 

1924 yılında ilk kez Etnografya Müzesi kurulması kararlaştırıldı ve Türk Milletinin maddi ve manevi kültür ürünleri toplanmaya başlandı. Toplanan 1250'ye yakın eşya 1930 yılında açılan müzede sergilenmeye başlandı.  

1927 yılında, bir kısım genç Ankara'da "Türk Halk Bilgisi Derneği"ni kurdu ve dernek bünyesinde yaptıkları araştırmaları, Halk Bilgisi Mecmuası adı altında bir ciltlik eserle yayınladılar.

Türkiye'de, Folklor konusundaki araştırma ve derlemeyle ilgili ilk düzenli çalışmalar ise halk müziği ve danslarıyla ilgili derleme ve araştırmalardır. İlk folklor derlemeleri İstanbul (Darülhelhan) Belediye Konservatuarı tarafından yapılmış ve yurt çapında dört araştırma gezisi düzenlenmiştir. Bu gezi sırasında derlenen 850 türkü, 14 defter halinde yayınlanmıştır. Aynı gezilerde, halk oyunlarının derlenmesine de yer verilmiştir. Gerçekleştirilen bu gezilerden biri de 1926 yılında Kayseri, Adana, Gaziantep, Şanlıurfa, Niğde ve Sivas'a düzenlenmiş ve bu gezi 51 gün sürmüştür. Bu gezi sırasında ismi geçen illerden 250 parça derlenmiştir. Derlenen bu parçalar  Milli  Kütüphane  ve  Devlet Konservatuarı’nda mevcuttur. Şehrimize yapılan ikinci folklor gezisi ise Ankara Devlet Konservatuarı tarafından düzenlenmiştir. Türkiye çapında yapılan bu gezilerin beşincisi 1941 yılında Kayseri, Niğde, Maraş ve Seyhan yörelerine yapılmış, bu geziye Halil Bedii Yönetken (Bşk), Muzaffer Sarısözen, Tek. Rıza Yetişen katılmışlardır. Bu gezi sırasında yalnızca Kayseri'den 200'e yakın türkü ve oyun havası derlenmiş, bunların 19'unu halk oyunları oluşturmuştur. 



1932'de Atatürk'ün öncülüğünde Halkevlerinin açılması folklor ürünlerinin derlenmesinde önemli bir aşama olmuştur. Birçok ildeki Halkevleri kendi bünyelerinde değişik adlarla yöresel dergiler çıkarttılar. Kayseri de kurulu bulunan Halkevleri'de bu kervana katılarak bünyesinde uzun yıllar "Erciyes” halkevleri dergisini çıkartmıştır. 

Ülkemizde 1954 yılında da Türk Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yayma Derneği kurulmuştur. 1966'da Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Milli Folklor Enstitüsü, folklor ürünlerinin toplanması ve korunması için çalışmalar yaptı, araştırmacılar ve uzmanlar yetiştirdi. Bu çalışma ve faaliyetlerin içerisinde Kayseri’de yer almıştır.  


1955 yılında Ankara'da "Türk Halk Sanatlarını ve Ananelerini Tetkik Cemiyeti" kurulmuş. Bu Cemiyet 1959 yılında adını "Türk Etnoğrafya ve Turizm Folklor Derneği “olarak değiştirmesine rağmen, 1973 de adını yeniden  "Folklor Araştırmaları Kurumu" olarak değiştirmiştir. Günümüzde “Halk Kültürü Araştırmaları Kurumu” adıyla halen faaliyetlerine devam etmektedir ve Kayseri’de de birçok araştırmaya imza atmıştır.  Yine 1961 yılında kurulan “Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü” ve 6 Kasım 1966'da "Milli Folklor Enstitüsü" adıyla kurulan birimde Kayseri’de birçok araştırmalar yapmıştır. Bu kurum 1973'te adını "Milli Folklor Araştırma Dairesi“ ne, 1989'da "Halk Kültürlerini Araştırma Dairesi" ne, 1991'de de "Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü" ne çevirerek, birçok konuda faaliyette devam etmiştir. 
Şehrimizde ise folklor alanında geçmişte faaliyet gösteren halk evlerinin dışında günümüzde faaliyet gösteren dernekler şunlardır: Kayseri Kültür ve Turizm Derneği; şehrimizde kültüre verdiği hizmetleri küçümsenemeyecek kadar çoktur. Şehrimizle ilgili olarak birçok kültürel faaliyetin düzenlenmesinde yer almış, birçok eserin yayın hayatına kazandırılmasında öncülük etmiş ve özellikle 41 yıldır yayınına devam eden “Erciyes” dergisini çıkartan derneklerimizden birisidir.  Kültür Müdürlüğüne bağlı; Kültür Derneği, şehrimizin ülke genelinde tanıtılmasında birçok sosyal faaliyet, sempozyumlar bu dernek tarafından düzenlenmiştir. Turizm İl Müdürlüğüne bağlı; Turizm Derneği. Bu dernekte her sene turizm haftası nedeni ile birçok gezi, program, şenlik ve kimi zamanlar halk oyunları kursları ve benzeri etkinlikler düzenlemektedir. Dadaloğlu Derneği; uzun zamandır şehrimizde faaliyette bulunan derneklerden birisidir.  Son zamanlara geleneksel olarak yayla şenlikleri düzenlemektedir. Bu dernekler tarafından düzenlenen faaliyetlerin benzeri birçok faaliyetler; Anadolu Şairler, Yazarlar, Ozanlar Birliği Derneği,  Dadaloğlu Vakfı, Kafkas Derneği, Hacı Bektaş Veli Derneği, Bünyan Dostları Derneği, Kayseri Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği, Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi, Kültür Eyvanı Derneği, gibi dernekler tarafından da düzenlenmektedir.  



Yaşı 50’nin üzerinde birçok insan çok iyi hatırlar, Kayseri’nin eski dar yapılı, birbirine bitişik veya yüksek duvarlı geniş avlulu evlerin yer aldığı sokaklarında mahalle düğünleri olurdu. Bu düğünlere akrabalar, bütün konu komşu katıldığı gibi mahallenin gençleri de düğün sahibinin konuğu olarak düğüne iştirak ederlerdi. Çalınan çalgıların eşliğinde oyunlar oynanır, geline damada kınalar yakılır, düğün sahibinin ikramları ile düğün iyice şenlenirdi. Düğün dernek devam ederken maharetini göstermek isteyen gençler kimi zaman çalgıcılardan özel istekte bulunarak “Kasap Havası” oynamak isterlerdi.  Düğün sahibi bu istek üzerine hemen ortaya bir halı serer gençlerin isteği üzerine bıçak ve oklavayı da hazır bulundururdu. Karşılıklı ortaya çıkan iki genç önce çalınan hava ile önce ağır aksak oynar daha sonra gençlerden biri halını uç tarafında halıya sırtını dönerek hiç kımıldamadan ayakta bekler. Diğer genç ise eline aldığı iki bıçak ile çalınan ritme göre ayakta dikilen gencin etrafında bıçakları birbirine sürterek oyunlar çıkartır.  Oyunun bir esnasında karşısındaki oyuncunun arkasına geçer ve kurban kesiyormuş gibi oyun çıkartarak ayaktaki oyuncuyu yere yatırır. Kurban kesme oyunu müzik eşliğinde devam eder, kurban kesildikten sonra oklava ile kurbanını şişiriyormuş gibi yerde yatan oyuncunun pantolonundan içeri oklavayı sokup daha sonra şişirmeye başlar, arada da oklava ile yerde yatan oyuncunun karnına vurur. Yerde yatan oyuncuda bütün kurallara uyarak şişiyormuş gibi hareketler yapar ve oyun sonunda iki oyuncu yine ayağa kalkıp oynayarak oyunlarını bu şekilde tamamlarlardı.    



Şehrimizde yukarı da ki satırlarda anlattığımız oyuna benzer, düğünlerde, derneklerde, şölenlerde, eğlencelerde, bayramlarda çekilen halaylar olduğunu görüyoruz. Bunun yanında, Televizyon gibi insanları bağlayan bir aracın olmadığı dönemlerde, insanların vakit geçirmek için düzenli olarak toplandığı köy toplantı ve sohbet odalarında, yapılan sohbetlerin, konuşmaların yanı sıra eğlenceli şekilde çeşitli oyunların da çıkarıldığını da biliyoruz. Hatta çok daha eskilere gidecek olursak askeri eğitim amaçlı bazı uygulamalarında müzik eşliğinde oynanan oyunlara dönüştüğünü görüyoruz.  Yine Kayseri’de İlmiyyenin (Medrese Mezunlarının) İcizet (Diploma) merasimleri sırasında öğrencilerin zeybek kıyafetleri ile Semah ve Bıçak Kalkan ve çeşitli oyunlar oynadıklarını görüyoruz. 
Türk tarihini irdeleyecek olursak halk oyunlarının ne kadar eski zamanlara dayandığını ve eski Türklerin dini olan Şamanizm’in dini rütiellerinin halk oyunlarının kaynağı olduğunu görürüz.  Yukarıda bahsettiğimiz kasap oyunu da Türklerin Orta Asya’dan taşıyarak Kayseri’ye getirdiği dini ritüelli oyunlardandır. 



Kayseri’de halk oyunları tarihini araştırdığımız vakit tarihin derinliklerine indikçe elimizde çok fazla materyal olmasa da yine de bir takım bilgilere rastlıyoruz. Cumhuriyet kurulduktan sonra ise kültür konusuna ağırlık verilmesiyle Kayseri de de bu konuda birçok çalışmanın yapıldığını görüyoruz.  
Şehrimizde ülkemizin diğer bölgelerinde olduğu gibi Halkevlerinin kurulması ile başlayan halk oyunları ile ilgili çalışmalar, daha sonraki yıllarda giderek önemini artırmıştır. Halkevlerince kurulan halk oyunları ekipleri ile ilgili ilk bilgiye Hamdi Üçok'un 1953' te yayımladığı kitabında rastlıyoruz. Üçok bu kitabında, Halkevlerine ait halk oyunu ekibinin resimlerine de yer vermiştir. Bünyan Halkevinin bu ekibinde yer alan kişilerden Mehmet Sıtkı Işıtır, Fikret Gürkan, Hasan Mercimek’ ten daha sonraki yıllarda alınan bilgilerle özellikle Bünyan Yöresi Halk Oyunları ile ilgili önemli bilgiler toplanmıştır. 



        Pazarören'de kurulan Öğretmen Okulu da halk oyunlarına büyük bir önem vermiş ve tüm Türkiye'de olduğu gibi, bu okul da halk oyunları çalışmaları ilk filizlerini o dönemde vermiştir. 1960' lı yıllarda Muzaffer Sarısözen' in bu okuldan faydalanarak Kayseri yöresi halk oyunları hakkında değerli bilgiler aldığını, bu okulda görev yapmış olan Mustafa Keleş'in ağzından öğreniyoruz.



        Yapı ve Kredi Bankası 9 Eylül 1954 tarihinde 10. kuruluş yıldönümü münasebetiyle, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti ile iş birliği yaparak, memleketimizde ilk kez bir Halk Oyunları Bayramı düzenlemiştir. Bu halk Oyunları Bayramına 22 ekip katılmış ve 42 çeşit oyun sergilenmiştir. Bu gelenek daha sonraki yıllarda da devam etmiştir. Mustafa Keleş' in verdiği bilgiye göre, 1960 yılında Pazarören Öğretmen Okulundan bir ekip, İstanbul Gümüşsuyu'nda bu banka tarafından düzenlenen festivale katılmıştır. Burada düzenlenen yarışmada Sivas ekibi Madımak oyunu ile birinci; Kayseri, Topal Serçe ve Kartal oyunlarıyla ikinci olmuşlardır.



        9 - 13 Temmuz 1968 yılında aynı banka öncülüğünde Kayseri'de bir festival düzenlenmiş, bu festivale; Malatya, Erzurum, Çorum, Kastamonu, Çankırı (Eldivan-Eskipazar-Şabanözü), Yozgat, Kırşehir, Nevşehir (Ürgüp), Kayseri (Merkez-Sarız-Pınarbaşı-Türkistan ekipleri)'...den oluşan on bir ilden halkoyunları ekipleri katılmışlardır. Kayseri yöresi ekipleri bu festivallerde şehrimizi, Ağırlama, Kıyılı, Leyli Çoban, Serçe ve Kartal gibi oyunlarla temsil etmişlerdir.

        Daha sonraki yıllarda hızlanarak devam eden halk oyunları faaliyetleri, Halk Eğitimi Merkezi ve okullarda sürmüş Kayseri Büyükşehir Belediyesine bağlı Konservatuvarla devam etmiştir. 

        1985 yılında Kayseri Belediyesi'ne bağlı olarak kurulan Konservatuvar'ın çatısı altında Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği'nden sonra 1987 yılında Halk Oyunları kolu kurulmuş ve 1993 yılında bu kol faaliyetine son vermiştir. 2001 yılında ise yeniden diğer kollarla birlikte faaliyetine başlamış ve halen faaliyeti devam etmektedir. 

        Milli Eğitim Bakanlığı, Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı olarak faaliyet yürüten Melikgazi Halk Eğitimi ve Kocasinan Halk Eğitimi Merkezleri uzun yıllar kesintisiz olarak halk oyunları kursları düzenlemişler ve bu kurslarda birçok öğrenciye eğitim vermişlerdir. Diğer ilçelerimize bağlı olan Halk Eğitimi Merkezleri ise arada bir de olsa halk oyunları kursları düzenlemişlerdir.        
        Tüm bu faaliyetlerin dışında uzun yıllar Milli Eğitim Bakanlığınca ve Türkiye Halk Oyunları Federasyonu tarafından düzenlenen, halk oyunları yarışmalarına katılmak, bayram ve şenlik gibi faaliyetlerde bulunmak amacıyla birçok okulda hala halk oyunları faaliyetleri sürmektedir.  
Kayseri’de günümüzde kültürel faaliyetler dışında özellikle halk oyunları üzerine faaliyet gösteren dernek ve kurumlar ise şunlardır.  Gençlik Ve Spor Bakanlığına bağlı olarak eğitim veren Kayseri Gençlik Merkezi, Kayseri İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Halk Oyunları Ekibi, Dadaloğlu Derneği Halk Oyunları Ekibi, Anadolu Gençlik Ve Spor Kulübü Kültür Derneği, Yemeni Halk Dansları Gençlik Ve Spor Kulübü Derneği, Altın Adımlar Gençlik Ve Spor Kulübü Derneği, İç Anadolu Folklor Gençlik Ve Spor Kulübü Derneği,  Erciyes Ateşi Gençlik Ve Spor Kulübü Derneği, Okuntu Gençlik Ve Spor Kulübü Derneği, Festival Halk Dansları Gençlik Ve Spor Kulübü Derneği

Hasan Yüksel

Kaynaklar:  
Mahmut Ragıp Gâzimihâl: Türk Halk Oyunları Katoloğu, C.I.II.III.,  Hazırlayanlar: Nail TAN-Ahmet ÇAKIR Ankara, 1997.
Ünal Refik, “Cumhuriyetin 50. Yılında Türk Halk Musikisi Çalışmaları”. TFA, İstanbul, Ekim 1973, C. XV, S. 201
Hamdi Üçok, Çağlayanlar Beldesi Bünyan, Kayseri, 1953.
Sadi Yaver Ataman, 100 Türk Halk Oyunu, İstanbul, 1975.


Hiç yorum yok: