31 Aralık 2019 Salı

HACI ÖMER SABANCI (1906 - 1966)

1906 yılında Kayseri’nin Akçakaya Köyü’nde doğmuştur. Çocukluğu köyünde geçen Hacı Ömer Sabancı 13 yaşında babasını kaybetti. Geçimini sürdürebilmek için 14 yaşına geldiğinde talihini denemek için Kayseri’nin Talas İlçesi Akçakaya köyünden ayrılıp 450 kilometrelik yolu yaya olarak kat ederek pamuk diyarı Adana’ya göçmüş ve burada pamuk işçisi olarak çalışmaya başlamıştır.

Sırtında taşıdığı pamuk balyalarında sonra mütevazı bir iş kurarak ticaret hayatına atılan Hacı Ömer Sabancı, ilk olarak pamuk ve margarin ticareti ile uğraştı. İki yıl pamuk ticaretinin ardından 1938 yılında Adana’da modern çırçır fabrikasını kurarak sanayiciliğe adım attı. 1939 yılında Türk Nebati Yağlar Fabrikasını kurdu. 1943’te Yağsa’ya ortak olan Hacı Ömer Sabancı, 1946 yılında arkadaşları ile Marsa’yı aldı. Çalışkanlığı, azmi ve dürüstlüğü sayesinde kısa zamanda işini genişletmiş ve yörenin sayılı tüccarları arasında yer alarak yıllar ilerledikçe başarı zincirine birçok halka eklemiştir. 1947 de Akbank (Adana Kayseri Bankası) ın kuruluşunu gerçekleştirdi. 1951 de Celal Bayar’ın teşvikleriyle Adana Bossa Kumaş Fabrikasını, yine 1951 ve 1952 yılında Bossa Un ve Çırçır Fabrikasını kurdu. Sonraki yıllarda Oralitsa ve Aksigorta’yı kurdu. Böylelikle ülkenin en büyük özel teşebbüslerinden birisi olan Sabancı Topluluğu’nun ilk adımlarını atmış oldu.

Banka ve sanayiciliğin yanı sıra inşaat işine de girişen Hacı Ömer Sabancı, Ankara’da bir çok bina inşa etti. 1951 yılında Atlı Köşk’ü alan Hacı Ömer Sabancı, ailesiyle birlikte İstanbul’a taşınmanın ilk adımlarını attı.1967 yılında anonim ortaklık olarak işlettiği fabrikalarını 200 milyon sermaye ile kurduğu Hacı Ömer Sabancı Holding çatısı altında topladı.

Hacı Ömer Sabancı iş hayatında sağladığı bu başarılara paralel olarak, hayır işlerine de önem vermiş, hizmetleri zaman içerisinde ülke çapına yayılmıştır. Ölümünden sonrada adına kurulan vakıf sayesinde bir çok hayır işleri yapılmıştır.  1974 yılında kurulan Hacı Ömer Sabancı Vakfı VAKSA tarafından Hacı Ömer Sabancı adını taşıyan İstanbul'da Galatasaray Lisesi kapalı spor salonu ve VAKSA tarafından yenilenen tarihi Beylerbeyi Lisesi isim olarak Beylerbeyi Hacı Sabancı Anadolu Lisesi olarak değiştirildi, Adana'da kültür merkezi ve teknik öğrenci yurdu, başta Ankara'da olmak üzere bir çok ilde öğrenci yurdu, Türkiye’nin bir çok vilayetinde anaokulları, ilköğretim, ortaokul ve lise okulları yaptırıldı. Yine Tuzla istanbul’da Sabancı Üniversitesi kuruldu.

1928 yılında Sadıka hanım ile evlenen Hacı Ömer Sabancı’nın İhsan, Sakıp, Hacı, Şevket, Erol ve Özdemir adında altı çocuğu olmuştur.

Hacı Ömer Sabancı 2 Şubat 1966 tarihinde şeker ve kalp rahatsızlığından vefat etmiştir.

Derleyen:  Hasan Yüksel

27 Aralık 2019 Cuma

İBRAHİM KARABAY (1969 - )

Gazeteci, şair ve yazar İbrahim Karabay, 7 Eylül 1969 yılında Mustafa ve Huriye Karabay çiftinin beş çocuğundan üçüncüsü olarak yedi aylıkken Bünyan Bayramlı Mahallesinde doğdu. Nüfusa geç kaydettirildiği için 1970 doğumlu olarak görülmektedir.  İlkokula 1977 yılında Bünyan Namık Kemal İlkokulu’nda başladı. 1982 yılında Bünyan Ortaokulu’na devam etti. 1988-1989 öğretim yılında Bünyan Ticaret Lisesi’nden mezun oldu.

Karabay Bünyan Ticaret Lisesi’nin son sınıfında okurken, o yıl Türkiye’de ilk defa sanat okullarında uygulama yapılması kararı alındı. Bu uygulama sırasında Karabay’da Bünyan Belediyesi’nde Yazı İşleri Müdürlüğü’nde staj gördü. Okulunu bitirdikten sonrada bu görevine devam etti. Rahmetli Hayri Eser döneminde başladığı bu görevi Ali Bayram döneminde de askerlik görev süresi başlayana kadar sürdürdü.  1990 yılında askerlik görevini ifa etmek üzere Kütahya Hava Eğitim Tugay Komutanlığına teslim oldu. Burada temel eğitimini tamamladıktan sonra Eskişehir Uçaksavar Tabur Komutanlığı’nda Tabur Yazıcısı olarak askerlik görevini tamamladı.

Askerlik görevini tamamladıktan sonra ilkokul sıralarında başlayan edebiyata olan merakından dolayı ilk olarak Anadolu Magazin Gazetesi’nde foto muhabiri olarak göreve başladı. İlk görevinde Kayseri Valisi Yüksel Çavuşoğlu’nun özel fotoğraflarını çekerek başarı ile kendisine verilmiş olan vazifeyi yerine getirdi. Burada foto muhabirliğinin yanı sıra politika ve ekonomi konusunda köşe yazarlığı yaptı. Bir yıl burada çalıştıktan sonra Kayseri Manşet Gazetesi’nden gelen teklif üzerine buraya geçti. Kayseri Manşet Gazetesi’nde çalışırken aynı zamanda Fotospor Gazetesi’nin de muhabirliğini yaptı. Burada bir yıl çalıştıktan sonra Bünsa muhasebe servisinde çalışmaya başladı.

1993 yılında Karakaya Köyü’nden İbrahim Çaylak’ın kızı Sevcan Çaylak ile hayatını birleştirdi. Evlendikten sonra Bünyan Esnaf ve Sanatkârlar Odasında Muhasebeci olarak çalışmaya başladı.   Burada çalışırken 1995 yılında Radyo Mega’nın genel yayın yönetmenliğine başladı. Ali Bayram’ın ikinci başkanlığı döneminde, belediye başkanının da öncülüğünde Ali Cengiz ve Seyit Burhanettin Akbaş ile birlikte Çağrı FM’i kurdular. Aynı dönemde gazeteci Mehmet Bekir Arslan ile birlikte Yeşil Bünyan’ın Sesi Gazetesi’ni çıkarttı. Radyo kapandıktan sonra çeşitli şirketlerde çalıştı.  Mehmet Özmen Belediye Başkanı seçildikten sonra Bünyan Belediyesi Basın Yayın Sorumlusu olarak göreve başladı. Basın yayın sorumlusu iken Bünyan Belediye Haber Gazetesini çıkardı. Aynı zamanda 4 yıl boyunca Mehmet Özmen’in Basın Danışmanlığı görevini yürüttü. Halen Bünyan Belediyesi’nde çalışmaktadır.

Karabay ilkokul yıllarında şiir yazmaya ve aynı zamanda resim çizmeye başladı. Cam üzerine yağlı boya resimler yaptı. Lise yıllarında Mehmet Yılmaz ve Mustafa Dilekmen hocalarının yönlendirmesi ile kendini şiire daha çok verdi. Edebiyata olan tutkusuyla şiirlerini günden güne geliştirdi. O günden bu güne 650 – 700’ e yakın şiir yazdı. Şiirlerinin bir kısmı yerel gazetelerde yayınlandı. Aşık Meydani Kültür ve Sanat Vakfı tarafından “Osmancık” adlı şiiri birincilik ödülü aldı.

Karabay iki kız bir oğlan sahibidir.

SAKIP SABANCI (1933 - 2004)

Sakıp Sabancı, 7 Nisan 1933 tarihinde Kayseri'nin Akçakaya köyünde fakir bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokulu Adana İsmet İnönü İlköğretim Okulu’nda okudu. Lise eğitimi devam ederken, üst üste üç kez zatürre hastalığına yakalandı ve okulu devam ettiremedi. 1948 yılında eğitim hayatına son vermek zorunda kaldı. 

Sakıp Sabancı’nın ilk işi Akbank’ta stajyer memurluktur. 25 lira maaşla çalıştığı bu işte pek çok şey öğrendi. Daha sonra Akbank’tan ayrılarak, Bossa Un Fabrikası'nda veznedar olarak çalışmaya başladı. 

1995 yılında fabrikanın ticaret müdürü oldu. Sırasıyla , çiftlik müdürü ve Bossa Tekstil işletmesinin müdürü oldu. 

1966 yılında polyester ve iplik fabrikası SaSa’yı kurdu. 

Yine 1966 yılında babası Hacı Ömer Sabancı vefat etti. Hacı Ömer Sabancı’nın ölümünden sonra kurulan Sabancı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı oldu. Sakıp Sabancı aynı dönemde pek çok kuruluşun da yönetim kurulu be murahhas üyeliklerini yapıyordu. 

1964 yılından itibaren, 25 yıl boyunca Adana ve Kocaeli Sanayi Odaları, Türkiye Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği üyeliği ve başkanlığı yaptı. 

1974 yılında İzmit Köseköy’de LasSa fabrikası, 1981’de Londra’da Ak International Bank kuruldu. Bu banka, Türk sermayesi ile yurt dışına açılmış ilk banka olma özelliği taşımaktadır. 

1986 yılında TÜSİAD’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı üstlenen Sakıp Sabancı, 1987 – 1990 yılları arasında Yüksek İştişare Konseyi Başkanlığını da yaptı. 

1994 yılında ToyotaSa fabrikasının açılışını yaptı. 1997 yılında Danone ile ortaklık sağlandı ve DanoneSa kuruldu. Bunların yanında Bridgestone, Dupont, Philip Morris, Kraft Foods International ve Carrefour gibi dünya devi markalarla ortaklıklar kurularak Sabancı ismini tüm dünyada tanıtıldı. 

Yaşamını, sanayi, kültür, sanat ve eğitime adayan Sakıp Sabancı ömrü boyunca Türkiye’nin gelişmesi ve dünya ülkeleri arasına katılması için çalışmıştır. 

Sabancı Üniversitesi, Sakıp Sabancı Müzesi, Hacı Ömer Sabancı Vakfı ile bu amaca yönelik çalışmalar yapılmıştır. Sakıp Sabancı hayırsever kişiliği ile de biliniyor. Aynı zamanda yazar kimliği ile ön plana çıkan Sakıp Sabancı pek çok kitap yazarak deneyimlerini yeni nesillere aktarmayı amaçlamıştır. 

1981 ve 1989 yıllarında iki defa kalp kapakçığı ameliyatı olan Sakıp Sabancı, böbrek kanseri tedavisi nedeniyle Amerikan Hastanesinde tedavi görürken 10 Nisan 2004 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti. 


Sakıp Sabancı’nın hayatından önemli anlar: 

1987 - Şimdi Belçika Kralı olan Prens Albert İstanbul'a gelerek, Sakıp Sabancı'ya Emirgan'daki evi Atlı Köşk'te "Belçika Kraliyet Nişanı" takdim etti. 
Sabancı ve DuPont ortaklığıyla ilk yüzde 50/50 "joint venture" şirket DUSA kuruldu. 
Sakıp Sabancı ve eşi, ABD Başkanı Ronald Reagan ve eşini Beyaz Saray'da ziyaret etti. 

1988 - Sakıp Sabancı ve eşi, ABD Başkanı Ronald Reagan ve eşini Beyaz Saray'da ikinci kez ziyaret etti. 

1989 - Babası Hacı Ömer Sabancı zamanında toplanmaya başlanan Resim ve Hat koleksiyonlarının sergilenmesi için SSCB Kültür Bakanlığı'nın daveti üzerine Moskova'da bir sergi açıldı. Bu sergi, sonraki yıllarda dünyanın en önemli müzelerinde sergilenecek "Altın Harfler: Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nden Osmanlı Hat-Resim Koleksiyonu Sergisi" için bir mihenk taşı oldu. 
Amerika'da Houston'da ikinci kez kalp ameliyatı oldu. 

1992 - Japon hükümeti tarafından Sakıp Sabancı'ya "Kutsal Hazine Altın ve Gümüş Yıldız Nişanı" takdim edildi. 

1993 - 1988 yılında temeli atılan SABANCI CENTER açıldı. 

1994 -Japon Toyota ve Mitsui ile yüzde 50/50 ortak olarak Türk otomotiv sanayiine yeni bir pencere açacak TOYOTASA fabrikası Adapazarı'nda açıldı. 

1996 - Kardeşi Özdemir Sabancı elim bir saldırıda hayatını kaybetti. 

1997 - Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından "Devlet Üstün Hizmet Madalyası" ile onurlandırıldı. 
Dünyaca ünlü gıda devi Fransız Danone ile yüzde 50-50 ortaklıkla DANONESA kuruldu. Fransız Hipermarket zinciri Carrefour ve Sabancı ortaklığı ile CARREFOURSA Hipermarket Zinciri kuruldu. 

1998 - "Altın Harfler: Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nden Osmanlı Hat-Resim Koleksiyonu Sergisi" New York'ta Metropolitan Müzesi'nde sergilendi. Böylece Metropolitan Müzesi'nde sergilenen ilk özel koleksiyon ünvanına sahip oldu. 
Du Pont firması ile ortaklaşa Arjantin ve Brezilya'daki endüstriyel iplik ve kord bezi fabrikaları satın alındı. 
Kardeşi Hacı Sabancı vefat etti. 

1999 - 170 Milyon dolarlık yatırımla, Türk eğitimine yeni bir soluk getirmesi hedeflenen SABANCI ÜNİVERSİTESİ İstanbul'da açıldı. 
Çukurova Üniversitesi tarafından 11. onursal doktorası takdim edildi. 

2000 - "Altın Harfler: Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nden Osmanlı Hat-Resim Koleksiyonu Sergisi" Paris'te Louvre Müzesi'nde sergilendi. 
Sakıp Sabancı ve ailesi ABD Başkanı Bill Clinton'ın davetlisi olarak Beyaz Saray'a gittiler. 
Fransız Hükümeti,"Altın Harfler" koleksiyonunun Louvre Müzesi'nde sergilenmesini gerçekleştirerek Fransız-Türk kültür ilişkilerine yaptığı katkılar ve Fransa'nın önde gelen şirketlerinden Danone, Carrefour ve BNP ile sürdürdüğü başarılı ortaklıklarından dolayı, Elysée Sarayı'nda yapılan törenle, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından Sakıp Sabancı'ya "Légion d'honneur" şeref nişanı takdim edildi. 


Kitapları: 

İşte Hayatım 1986 
Para Başarının Mükafatıdır 1985 
Gönül Galerimden 1988 
Rusya'dan Amerika'ya 1989 
Ücret Pazarlığı mı ? - Koyun Pazarlığı mı ? 1990 
Değişen ve Gelişen Türkiye 1991 
Daha Fazla İş Daha Fazla Aş 1993 
Doğu Anadolu Raporu 1995 
Başarı Şimdi Aslanın Ağzında 1998 
Hayat Bazen Tatlıdır 2001 
Sakıpname 2002 
Bıraktığım yerden Hayatım 
Her Şeyin Başı Sağlık 

Ödülleri Ve Nişanları: 

Dünyanın başarılı işadamlarına verilen "Altın Merküri" ödülü (1979) 
Belçika Prensi'nin Atlı Köşk'te takdim ettiği "Belçika Kraliyet Nişanı" (1987) 
Japon hükümeti tarafından takdim edilen "Kutsal Hazine Altın ve Gümüş Yıldız Nişanı" (1992) 
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından takdim edilen "Devlet Üstün Hizmet Madalyası" (1997) 
İsviçre-Zürih'teki Avrupa Ekonomi Enstitüsü tarafından takdim edilen "Avrupa Kristal Dünya Ödülü" (1997) 
Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı'nın takdim ettiği "Kültür ve Sanat Büyük Ödülü" (1999) 
New York'taki FABSIT Vakfı tarafından verilen "Yılın İşadamı" ödülü (1999) 
Fransız Hükümeti tarafından takdim edilen "Légion d'honneur Madalyası" (2001) 
GYTE tarafından verilen "Türk Sanayiine Teknoloji ve Kalite Kazandıran İşadamı" 

17 Aralık 2019 Salı

MEHMET CEM BOZKURT (1969 - )



18 Haziran 1969’da Bünyan’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara’da dedesi İbrahim Eren’in yanında kalarak tamamladı. Öğrencilik yılları boyunca yaz tatillerini ailesinin bulunduğu Bünyan’da geçirdi. Bu dönemde, babası Sadettin Bozkurt’un ortağı olduğu Ülkü Kitabevi’nde çalışması, okuma alışkanlığının gelişmesini sağladı. 1993 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu.

1994-1996 yılları arasında Kayseri ili Pınarbaşı İlçesi’ne bağlı Pazarören Sağlık Ocağı’nda pratisyen hekim olarak görev yaptı. 1996’da, Samsun Sahra Sıhhiye Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı’nda askerlik görevine başladı. 1997’de, eğitim döneminin ardından görev yaptığı Şırnak’ta Tabip Üsteğmen olarak askerliğini tamamladı.

1998 yılında Tıpta Uzmanlık Sınavı’nı kazanarak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı’nda asistan olarak göreve başladı ve 2001 yılında uzmanlık eğitimini tamamladı. Aynı yıl Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yardımcı doçent olarak atandı. 2009’da doçent oldu. 2005-2013 yılları arasında Anatomi Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yaptı.

2013 yılında Kırıkkale Üniversitesi’nden ayrılarak Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde göreve başladı. 2014’te profesör unvanını aldı. Halen aynı üniversitede öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Yerli ve yabancı dergilerde yayınlanmış makaleleri, kitap çevirileri ve özellikle tıpta uzmanlık sınavına hazırlanan adaylar için hazırladığı çok sayıda Anatomi kitabı bulunmaktadır.

Mehmet Cem Bozkurt, İngilizce öğretmeni Sevgi Bozkurt ile evlidir.    

22 Kasım 2019 Cuma

ALİ İHSAN VAROL (1978 - )

Aslen Kayserili olan Ali İhsan Varol 28 Haziran 1978 yılında İstanbul’da doğmuştur. Köken olarak Kayserinin Pınarbaşı Köyündendir ve Çerkez asıllıdır. Çocukluğu Sarıyer’de geçmiştir. Sunucu, oyuncu Ali İhsan Varol ilk ve orta öğretiminden sonra ilk olarak Ankara Üniversitesinde Astronomi ve Uzay Bilimleri bölümünü okumaya başlamış fakat tamamlamadan bırakmıştır. Daha sonra Tarih bölümüne geçen Varol burayı da bıraktı.  Sonrasında da Açık Öğretim Fakültesi Kamu Yönetimi bölümüne girmiştir. Ancak 3. bölümü de tamamlamadan ayrılmış ve 1,5 sene gibi bir süre şoförlük, garsonluk, işletme işiyle uğraşmış daha sonra Bodrum da araba kiralama işine girmiştir. 

Sonrasında Turizm sektöründe çalışmış, hatta bu sektörde iken yürüyerek Hindistan’a kadar gitmiştir.  İlk defa adını 90’lı yıllarda çekilen dizi film “Çarli” ile duyurmuştur. 1994 yılında ekonomik kriz nedeniyle film çekimleri durunca bakıcılığını üstlendiği Çarli’nin oynadığı tiyatroda onun eğitimi ve bakımıyla uğraştı. Televizyon sektörüne Çarli dizisi ile adım attıktan sonra yapım asistanlığına başlamıştır. İkinci Bahar, Cumartesi ve Pazar Sürprizi, Passoparola ve Hugo gibi çizgi karakterden oluşan dizi ve yarışma programlarında yapım ve set amirliği gibi görevlerde yer aldı. Yapım asistanlığı görevinde 4 sene çalıştıktan sonra metin yazarlığına başlayan Ali İhsan Varol adını daha çok, önce Kanal 1 sonra  Bloomberg HT’de yayınlanan  “Kelime Oyunu” yarışmasıyla duyurdu. Bu yarışma programına ilk olarak soru yazarlığı ile başlayan Varol deneme çekimleri sonrasında Kelime Oyunu bilgi yarışmasının sunuculuğu ve yapımcılığını yapmaya başladı. Daha sonra Show TV’ye geçti. Bu dönemde sempatik tavır ve davranışları ile tüm ekran severler tarafından tanınmış ve sevilmiştir.

2013 Gezi Parkı olayları sırasında programının yayından çekilmesi üzerine Star TV’de Kardeş Payı isimli dizide rol almış ve dizide yeniden oyunculuk kariyerinin başlamasını sağlayan Yiğit karakteri ile oyunculuğunu kanıtlamıştır. Bir süre Kelime oyununa ara veren Varol yeni bir yarışma programında (Doğru mu Yanlış mı) yer aldı fakat halkın yoğun istek ve talebi üzerine Foks TV’de yeniden “Kelime Oyunu” programına başladı ve daha sonra TV 2 ye geçti ve programına burada devam etti. Binin üzerinde yaptığı bu programdan dolayı birkaç ödül alma başarısını da gösterdi.  TDK dan dahi ödül almayı başarabildi. Kelime Oyunu programında edindiği tecrübeler ile 2016 dan sonra “Etimolojik Cahil Cesareti” adı altında tek kişilik oyunlar sergiledi. 

Yönetmen Ayşe Varol ile evli olan sunucu, bir süre evliliğini sürdürdükten sonra 2018 yılında eşinden boşandı. Bu eşinden 2014 yılında bir çocuk (oğlan) sahibi olmuştur. 

Rol Aldığı Dizi ve Sinema Filimleri:
1999 Beş Maymun Çetesi (Dizi Film)
2014 Aşk Oyunu (Sinema Filmi)
2014 Recep İvedik 4 (Sinema Filmi)
2014-2015 Kardeş Payı (TV Filmi)
2015 Düğün Dernek 2 Sünnet (Sinema Filmi)
2016 Kaçma Birader (Sinema Filimi)
2017 Babam (Sinema Filmi)



21 Kasım 2019 Perşembe

YAVUZ SELİM DEMİRAĞ


15 Ocak 1958 yılında Ankara’ da doğmuş olup, baba tarafından Kayserilidir ve nüfusu Kayserinin Talas ilçesine kayıtlıdır. İlkokulu ve ortaokulu Ankara Yenimahalle Demetevler de tamamlamıştır. 1978 yılında Kuleli Askeri Lisesine girmiştir. Buradan mezun olduktan sonra Kara Harp Okuluna devam etti ve kendi deyişiyle, 1980 ihtilalinden sonra ülkücü olduğu için 1985 yılında okuldan atıldı.   
Çeşitli denemelerden sonra yükseköğrenimini yurt dışında tamamlayabildi. Askeri okullarda yaşadığı tecrübeler ve gözlemleri sonucunda gazeteci olma yolunda adımlar attı. İlk olarak gazeteciliğe haftalık-aylık dergilerde başladı. Birçok konuda araştırmalarda bulundu. Yeni Düşünce, Ortadoğu, Tercüman, Günaydın gazetelerinde yazarlık ve yöneticilik yaptı.

Birçok televizyonda program yaptı. Halk Tv’de  “Nihat Genç Konuşuyor” adlı Programın sunuculuğunu yapan Demirağ, Sky Tv’ de Serdar Akinan, Art Tv’ de Lale Şıvgın ve Nihat Genç ile programlar yaparken yine dönem dönem,  Kanal 6, Yeniçağ TV,  Avrasya TV, Halk TV ve Ulusal Kanal’da da programlar hazırladı. Çok sayıda kitabın editörlüğünü üstlendi. Turan Tutuldu (1994), Darbe ve İnfaz (2009), Teğmen Çelebi (2011), TSK'ya İndirilen Darbe: Dijital Terör (2012), İmamların Öcü (2015) adlı kitapları yayınlandı. Çeşitli sivil toplum örgütleri ve üniversitelerden çok sayıda "Yılın Gazetecisi, Televizyoncusu" ödülleri aldı. İmamların Öcü adlı eseri Türk Cumhuriyetlerinde Rusça, Özbekçe, Azerbaycan, Kırgız ve Kazak Türkçesiyle basıldı. 

11 Mayıs 2019 yılında, Demirağ Ankara Yenimahalle’de evinin önünde tanımadığı kişilerin sopalı saldırısına uğradı. Kanlar içinde GATA'ya kaldırıldı ve günlerce tedavi gördü. 2014 yılında Nazilli'de bir konferansa konuşmacı olarak davet edildi. Bir soru dokunulmazlıklarla ilgiliydi. Konuşması sivil iki polis tarafından kameraya alındı. Hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Demirağ, Ankara'da ifade verdi. Gıyabında yargılandı ve Cumhurbaşkanı'na hakaretten 11 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Lale Demirağ ile evli olan Demirağ, halen Yeniçağ gazetesinde günlük yazılarına devam ederken, Türkiyem TV’de yöneticilik ve tartışma programları yapmaktadır. 


20 Kasım 2019 Çarşamba

AHMET GAZİ AYHAN (1921 - 1987)



 Ahmet Gazi Ayhan (5 Mart 1921 – 9 Şubat 1987) 5 mart 1921 yılında Kayseri'nin Endürlük köyünde doğmuştur. Babası Mehmet öldüğünde henüz 3 yaşında olan Ayhan, annesi Hanımın'ın köyü Akçakaya'da büyümüş ve ilkokul tahsilini Zencidere'de yapmıştır. Bu okulda kilise orgunu kendi kendine çalmayı öğrenerek orgtan çıkan ulvi sesten son derece haz duymuş ve bu durum onun ilk defa müzikle de tanışması olmuştur.

Ailenin tek çocuğu olan Ayhan, ilkokulda iken hem okumuş hem de üvey babasının bakkalında çalışmıştır. hayatının en acımasız ve zor yıllarını çocukluk yıllarında yaşayan Ayhan, 9-10 yaşlarındayken, komşuları olan Hacı Ömer Sabancı emmisinin onu da diğer büyükleri gibi çalışmaya Adana'ya göndermesiyle devam eder. Çırçır fabrikasında balya basarken, balyanın arasında sıkışır onu kimse fark edemez, kendisine yol açarak balyadan kurtulmayı başaran Ayhan o telaşla ve korkuyla soluğu Kayseri de alır. Fırın çıraklığında, saat tamirciliğinde ve daha birçok işlerde de çalışmış olan sanatçının asıl mesleğinin marangozluk olması kendi sazını kendisinin yapmasına da olanak sağlamıştır. Makine aksamından da anlayan sanatçının dikiş dikmeye kadar her türlü iş elinden gelirmiş

II. cihan harbi dolayısıyla Kahramanmaraş ve Konya'da 4 sene askerlik yapan Ayhan bu sebepten dolayı Konya tavrının tüm türkülerini asılları kadar güzel söyler ve yorumlamıştır. Askerlik dönüşü demiryolları marangoz atölyesi'nde çalışmıştır. Çok küçük yaşta tahta kaşığı at kılı bağlayarak saz çalmaya başlamış ve saz çalmayı ona öğreten hiç kimse olmamıştır bu büyük kabiliyeti babasından almış olan sanatçının annesi ise köyün mevlüt okuyucularındanmış. Kayseri türkülerini çok küçük yaşta anneannesinden öğrenmiş ilk sazını amcası hediye etmiş babası çok güzel saz çalarmış. Saz çalıp, zeybek oynayan babasının yeteneğini alan Ayhan “bunu yapamadın ama ben dek ekimle saz çalıyorum” dermiş.

İnce sesleri zenginleştirmek için sazların göğsüne doğru perde koyarak sazın daha çok ses vermesini sağlayan Ahmet Gazi Ayhan müzik kabiliyetini yüksek bir saz virtüözüymüş. Aynı zamanda şair olan sanatçı saatlerce saz şairiyle karşılıklı atışırmış hazır cevap nüktedan bir yapısı olan Ayhan irticaları hicivli şiirler ve besteler yapmıştır. 1944 yılında Ankara radyosunun açmış olduğu stajyer sanatçı imtihanına arkadaşlarının “bu sınavı sen kazanamazsın” iddiasıyla girmeye karar vermiştir 1950 senesinde serbest çalışmak için Ankara radyosu'ndan ayrılmış ve 1954 yılında da geri dönmüştür.

Türk Halk Müziği'nde pek çok derlemeler yapmıştır. Kayseri'ye, Akçakoca'ya, bahçesine, Erciyes Dağına ve avcılığa tutkun olan Ahmet Gazi Ayhan her zaman oranın özlemlerini ve hasretini çekmiştir. Unutmadığı pek çok anılarını köy sohbetlerine mahsus havasıyla anlatır ve dinleyicileri kendine hayran bırakırmış. 9 Şubat 1987 yılında hayata gözlerini yuman Ahmet Gazi Ayhan Zincirli kuyu mezarlığına defnedilmiştir.

Kaynak:  http://www.turkuler.com/tgv/ahmetgaziayhan.asp 

17 Kasım 2019 Pazar

GLABURU KAYSERİ GASTRONOMİ TURİZM ÇALIŞTAYINDA

Glaburu Kayseri Gasrronomi Turizm Çalıştayı'nda yerini aldı. Kayseri yemeklerini tüm Türkiye’ye ve Dünyaya tanıtmak amacıyla 16-17 kasım tarihlerinde düzenlenen çalıştayda glaburunun faydalarından da bahsedildi. Dünya ve Türkiye çapında ünlü şeflerin katıldığı çalıştayda Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, çalıştay öncesi tanıtımda ve çalıştay açılışında yaptığı konuşmalarda glaburunun faydalarından ve Kayseri için öneminden de bahsetti. Kayseri ve ulusal basında yer alan gastronomi çalıştayı Bünyan glaburusunun tanıtılması açısından büyük bir fırsat oldu. Türkiye’nin büyük medya kuruluşları yaptıkları haberlerde özellikle glaburunun fotoğraflarına da, haber sayfalarında yer verdiler.

http://www.hurriyet.com.tr/lezizz/kayseri-mutfaginin-yol-haritasi-gastronomi-turizmi-calistayinda-belirlenecek-41374890

http://www.hurriyet.com.tr/yerel-haberler/kayseri/kayseride-gastronomi-turizm-calistayi-baslad-41375617

https://www.haberler.com/kayseri-gastronomi-turizmi-calistayi-basladi-12624853-haberi/


Fotoğraflar: Hürriyet Gazetesi


14 Ekim 2019 Pazartesi

ERHAN ÖZHAN (1985 - )


Bünyan’ın Cami-i Cedit Mahallesi’nde, iki dönem Bünyan İl Genel Meclis Üyeliği yapan (Konaklı) Mustafa Özhan’ın ve Ayfer Özhan’ın (Eski Nüfus Müdürü Süksünlü Salih Ulusoy’un kızı) evladı olarak 1985 yılında dünyaya geldi. Çocukluğu Bünyan’da geçti.  1992 yılında Namık Kemal İlkokulunda eğitime başladı. Ortaokul ve Liseyi Bünyan Anadolu Lisesinde okudu. 2003 yılında buradan mezun oldu. Aynı yıl içerisinde Ankara Üniversitesi Dil Ve Tarih Coğrafya Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kazandı.  2009 yılında buradan mezun oldu.  Bu fakültede okurken aynı zamanda Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesinde,  Formasyon eğitimi de aldı. 

Üniversite yıllarında bir yandan eğitimini sürdürürken bir yandan da yayıncılıkla uğraştı ve çeşitli dergilerde yazılar yazdı.  Yeniden Serdengeçti Dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı ve aynı zamanda bu dergide yazılarını yayınladı.  “Ülkü Ocakları”, “Sungur” ve “Kısık Sesler” , yazılarının yayınlandığı dergiler arasındadır. Kültür, edebiyat ve siyaset üzerine yazılar yazan Erhan Özhan, bir kısım yazılarını da internet sitelerinde yayınlamıştır.  

Özhan üniversite eğitimini tamamladıktan sonra üç yıl özel okullarda ve eğitim kurumlarında İngilizce öğretmenliği ve yeminli tercümanlık yaptı. Üç yılın sonunda kendi ailesine ait olan ve Türkiye çapında alt yapı malzemeleri satışı yapan aile şirketinde çalışmaya başladı.  2013 yılında (Süksün’lü Sağlık Memuru) Kenan Geldi’nin kızı Selvinaz hanımla hayatını birleştirdi.  Bu evlilikten Alim ve Eren isimlerinde iki çocuğu oldu.

Üniversite yıllarında Ankara’da Ülkü Ocaklarında faaliyetlerde bulunan Özhan bu faaliyetlerini Kayseri’de de devam ettirdi.  2010 yılında Kayseri’de Üniversiteli Kayserililer Derneği Kurucu Genel Başkanlığı görevini yürüttü.  Bu derneğin başkanlığı sırasında Kayserili üniversitelileri 4 ülke ve 22 ilde teşkilatlandırmayı başararak, sosyal ve kültürel faaliyetlerde bulundu. 2011 yılında Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Bünyan İlçe Başkanlığı yaptı. 2012 yılında da Kayseri Ülkü Ocakları İl Başkanlığı görevini üstlendi. Kayseri’de hem ilçe, hem il Ocak Başkanlığı görevinde bulunmuş ilk isimdir. Bünyan Ülkü Ocakları Başkanıyken -Bünyan’da ilk kez gerçekleştirilen- İlk ve Ortaokul öğrencilerine yönelik Türkçe, Tarih, İngilizce, Din Kültürü, Müzik ve Tiyatrodan oluşan yaz kursları düzenledi. Yine Bünyan İlçe Başkanıyken, Ülkü Ocak’larının Türkiye genelindeki “tek” Ortaöğretim Dergisi olan “Liseli Gönüldaş” isimli Kültür ve Edebiyat dergisini yayınlatmıştır. Ortaöğretim ve üniversite öğrencileri için Kayseri Ülkü Ocakları Başkanıyken de eğitim ve kültür faaliyetlerini devam ettirdi. Uluslararası yayıncılık alanında ciddi yer edinmiş olan Sanat ve Dil Araştırmaları Enstitüsü Denetleme Kurulu Başkanıdır ve bu Enstitüye bağlı İdil Sanat ve Dil Dergisi Düzelti/Revision sorumlularındandır. 

Yeni Ufuklar Derneği genel merkez yönetim kurulu üyesi olan Özhan,  2017 yılında kısa adı ASKAM olan Anadolu Siyasi Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Merkezi kurucu başkanlığını yaptı. İYİ Parti Kurucu üyeleri arasında yer aldı.  22 Haziran 2018 yılı genel seçimlerinde İYİ Parti Kayseri milletvekili aday adayı oldu.  31 Mart 2019 seçimlerinde İyi Parti Kocasinan 2.Sıra Belediye Meclis Üyesi Adayı oldu ve seçimler sonucunda Kocasinan ilçe meclisinde ve Kayseri Büyükşehir Belediye Meclisinde yer almayı başardı.

Meclis üyeliği sırasında özellikle Bünyanlı Meclis üyeleri ve Bünyan Belediye Başkanı ile birlikte, Bünyan’ı ilgilendiren, Bünyan’ın hayrına olan konularda birlikte hareket etme konusunda karar aldılar. Yine Meclis üyeliği sırasında Hisarcık’ta bulunan Erciyes Başbuğ Parkı’nın adının “Başbuğ Alpaslan Türkeş Parkı” olarak değiştirilmesi yönünde önerge verdi ve bu önergesi oy birliği ile kabul edildi. Yine Bünyan Tuzhisar Mahallesinde Şehit Polis Musa Yüce’nin adının bir caddeye verilmesi yönünde önerge verdi ve bu önergesi de kabul edildi.  Toplu ulaşımda öğrenci abonman indirimleri, otoparklarda ilk bir saatin ücretsiz olması, öğrenci yoğunluğu olan Talas gibi merkezlerde 7 gün 24 saat açık Kütüphaneler bulunması yönünde tekliflerde bulundu. Kur’an kurslarının etkin bir hal alması için Diyanet-Büyükşehir İşbirliğinin oluşturulması gerekliliği üzerinde durdu, kursların Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından sosyal ve kültürel anlamda desteklenerek Kaymek bünyesinde güçlenmesi için Büyükşehir’de girişimlerde bulundu ve bu girişimi olumlu karşılandı. 

Özhan son zamanlarda Bünyan’ın Kayseri merkezde bulunan çeşitli platformlarda ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin tanıtım araçlarında tanıtımı konusunda çalışmaları ön planda tuttu. Ayrıca Kayseri’nin merkez dışı ilçelerine ait değerlerin, kültürel zenginliklerin yine büyükşehir aracılığı ile tanıtılması konusunda da çalışmalar yürüttü. Kayseri Büyükşehir Meclisinin aktif üyeleri arasında yer aldı.

İYİ Parti Bünyan İlçe Başkanı Ömer Faruk Bürüngüz'ün  görevinden istifasının ardından Ekim 2021 yılında Bünyan İlçe başkanlığı görevine Erhan Özhan getirildi. Aynı zamanda partinin Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekilliği görevini de yürüten Özhan Bünyan İlçe başkanlığı  görevinden Bünyan Belediye Başkanlığına aday olmak için 27.09.2023 tarihinde istifa etti ve partisinden Bünyan Belediye Başkan adayı oldu.


İyi derecede İngilizce, orta seviyede Fransızca ve Almanca bilmektedir.

Hasan Yüksel

8 Ekim 2019 Salı

ÜMİT KARADUMAN (1967 - )

Bünyan’ın  Devrişağa Mahallesinde, Dumanın Kadir ve Cumbulutlardan Nimet Karaduman çiftinin 6. evladı olarak 1967 yılında dünyaya gelmiştir.  Doğduktan sonra babasının işi nedeniyle çocukluğu Kayseri’de geçmiştir.  İlk okula 1974 yılında Bünyan Namık Kemal ilkokulunda başladı.  Babasının işi nedeniyle buradan ayrılarak ilk eğitimine Develi İstiklal ilkokulunda devam etti ve buradan mezun oldu. 1979 yılında orta eğitime Bünyan Ortaokulu’nda devam etti. Buradan mezun olduktan sonra tercihini meslek lisesi olarak belirleyen Karaduman, 1986 yılında eğitimini Kayseri Endüstri Meslek Lisesi Motor bölümünde tamamlayarak mezun oldu.

1987 yılında önce Sivas daha sonra Kars Sarıkamış’ta askerlik görevini ifa etti.  Askerlik görevini tamamladıktan sonra Bünyan’a döndü ve bir süre babasının iş yerinde tamirat işleriyle uğraştı. 1988 yılında Birlik Mensucat Fabrikası’nda işe başladı. 1990 yılında Halıcı Servet Şahin’in kızı Gülay hanımla hayatını birleştirdi.  20 yıl Birlik Mensucata bağlı Soley Havluda çalıştıktan sonra fabrikanın kapanması üzerine Düvenönü’nde hazır giyim makinaları üzerine kendi işini kurdu. 

Karaduman, dünyada havlu üretimi yapan makinaların kurulumunu, bakımı ve onarımını yapabilen sadece 4 insandan biridir. Ayrıca Yatak üretimi yapan makinalarında kurulumunu yapabilmektedir. Türkiye de ise bu konuda ikinci kişidir. Bu yüzden dünyada havlu üretimi yapan fabrikalar makinaları bozulduğu ,  veya bakımı yapılacağı zaman  Karaduman’ı arayıp bulmaktadırlar.  Özbekistan,  Bangladeş, Irak, Nijerya gibi ülkelerde bu konuda bir çok kez  çalışmaları olmuştur.

2012 yılında bir kısım arkadaşı ile birlikte Kayseri Amatör Olta Balıkçılığın Kara Avcılığı ve Doğal Hayatı Koruma Derneği KOBDER’ i kurdu ve derneğin yönetiminde yer aldı.  İlk etkinlik olarak 2013 yılında Kocasinan Belediyesi iş birliği ile Kuşcu’da, Kayserinin ilk olta balıkçılığı yarışmasını düzenlediler.   2016 yılında bu derneğin başkanlığına seçildi. Başkanlığı sırasında derneği Türkiye Amatör ve Sportif Olta Balıkçılığı Federasyonu ASOF’a üye etti.  2016 yılında 2019 yılına kadar Kayseri’de 5 yarışma daha düzenleme başarısını gösteren Karaduman bu konuda Kocasinan ve Develi Belediyelerinin büyük desteklerini aldı.

Birçok ulusal yarışmalara katılma fırsatını bulan Karaduman,  başkanlığını yaptığı KOBDER ve Kocasinan Belediyesi’nin sponsorluğunda, 2019  yazında düzenlenen 5. Ulusal Amatör Olta Balıkçılığı ve Doğal Hayatı Koruma Festivalinde 8 bine yakın vatandaşın katılımıyla olta balıkçılığını Kayseri halkına daha yakından tanıtma fırsatını bulmuştur.   Yine Olta balıkçılığını çocuklara ve gençlere sevdirmek ve yaymak için Kayseri’de birçok okulda dernek olarak seminerler düzenlediler. Yine dernek olarak Karaduman’ın öncülüğünde Kayserinin birçok akarsuyunda ve göletlinde çevre temizliği faaliyeti yürütülmüş, halen de yürütülmektedir.

Karaduman aynı zamanda Bünyan Dostları Derneğinin Gönüllü üyesi ve hizmet neferidir.  Bünyan Dostları Derneğinin düzenlemiş olduğu kış yüzme şenliklerinde gönüllü olarak yer almış ve soğuk kış günlerinde Pınarbaşı’nın sularının temizlenmesinde sürekli görev almıştır.  2017 yılında emekli olan Karaduman halen Düvenönü’nde kurmuş olduğu işiyle uğraşmaktadır.

Karaduman , Nimet, Dilara, ve Sündüz adında üç çocuk babasıdır.

Hasan Yüksel

29 Eylül 2019 Pazar

MEHMET BOZKURT (…..- 1964)


Nüfus ve kimlik bilgisi olmadığı için tam olarak ne zaman doğduğu bilinmiyor.  19. Yüzyılın son çeyreğinde Bünyan Cami-i Kebir mahallesinde dünyaya geldiği söylenmektedir. Hayatının büyük bir kısmı Bünyan’ da geçmiştir.

60 yaşın üstünde ki birçok Bünyanlının çok iyi tanıdığı Bozkurt, Hoca Baba ve Sadizade lakabıyla da tanınmaktadır.  Belli bir yaşa kadar Bünyan’da yaşadıktan sonra Medrese eğitimi almak için Kayseri’ ye geldi. Yerleştiği medrese de iyi bir Kur’an eğitimi aldı ve Arapça okuma yazma öğrendi.  Türkçe konuşmasına rağmen Türkçe yazmayı öğrenemedi.  Bünyan’a döndükten sonra evlilik hayatına adım attı.  Bu evlilikten bir kızı oldu. Evlendikten sonra çiftçilikle uğraştı.

Cami-i Kebir Camiinin hemen yanında bulunan evinde Cami-i Kebir, Cami-i Cedit ve Aşağı Mahalleden gelen birçok çocuğa Kur’an öğretti ve dini konularda ders verdi.  Sabah namazı sorası evine gelen bütün çocuklara ve gençlere kapısını açtı. Verdiği eğitimden sonra günün geri kalanını bahçe işleriyle uğraşarak geçiren Bozkurt, günün hangi saatinde olursa olsun kendisinden eğitim almak isteyenleri de geri çevirmedi. Verdiği eğitimin dışında kendisine şifa aramak için gelen birçok insanı kapısından çevirmedi. Onlara dertleri konusunda muskalar yazarak dertlerine deva oldu.   Yaptığı bu hayır işlerini hiç kimseden karşılık beklemeden yapmıştır.  Sürekli bindiği eşeğine bile Allah’ın yarattığı hayvana eziyet olmasın diye kimi zaman yanında yürüyerek yol almıştır.  İnsanlara yardım etmeyi seven Bozkurt bahçesine dahi giderken yanına kendisine yetecek rızıktan daha fazlasını alarak giderdi. Bu kadar fazla yiyeceği ne yapacağını soranlara da  “Allah’ın işi belli olmaz” diyerek bağında bahçesinde çalışanları veya yoldan geçen insanları doyurmayı severdi. 

Bozkurt İlk eşini kaybettikten bir süre sonra ikinci hanımı bergüzar hanım ile evlendi.  Bu eşinden de bir oğlu oldu. 1964 yılında Bünyan’ da vefat etti.
Hasan Yüksel

24 Eylül 2019 Salı

BÜNYAN SİVAS YOL AYRIMI KÖPRÜLÜ KAVŞAĞI

Bünyan Sivas yol ayrımı kavşak çalışması devam ediyor. Uzun bir süredir çok yavaş yürüyen kavşak çalışması, seçimlerden sonra hız kazandı. 2018 yılı şubat ayında 13 Milyon 978 bin liraya ihale edilen köprülü kavşağın 2019 yılı haziran ayında bitirilmesi bekleniyordu. Kavşağın kış girmeden bitirilmesi amaçlanıyor. 


AHMET FATİH GÖKDAĞ



1953 İstanbul doğumludur. İlk  ve orta öğrenimini Kayseri’de tamamladı (1970). Yüksek öğrenim için geldiği İstanbul’da “Hareket/Dergâh” camiası  ile tanıştı bu sayede memur olarak başladığı Film Arşivinde ki işinden ayrılarak  Dergâh Kitapçılıkta  çalışmaya  başladı (1975).

Yüksek öğrenimini İstanbul İTİA  Maliye ve Muhasebe Yüksek Okulunda tamamladı (1978). Ezel Erverdi ve Cahit Çollak ile birlikte Ülke Yayın Haber Şirketi’nin kuruluşunda bulundu (1982). Askerlik sonrası  Ülke Kitabevi’nin Ankara şubesini çalıştırmak üzere Ankara’ya geldi (1983). Ülke Yayınları olarak ilk ve orta öğrenim için ders kitapları hazırlıklarının içinde oldu (1987-2005).

Ülke Yayınevi’nin Kayseri Büyükşehir Belediyesi adına hazırlamaya başlamış olduğu (2007) Kayseri Ansiklopedisi’nin yayın hazırlık ve koordinatörlüğünü yürütmektedir. İlk yazıları Hareket Dergisinde daha sonra Ülke Dergisinde yer aldı.

Gökdağ, evli üç çocuk babasıdır.

19 Temmuz 2019 Cuma

MUSTAFA YİĞİT (KÖR MUSTAFA 1936 - )



Hacıbey ve Şerife hanımın 3. ncü evladı olarak 1936 yılında Bünyan’ın İbrahimbey Mahallesinde dünyaya geldi. 6 aylıkken çiçek hastalığı geçirir. Geçirdiği bu çiçek hastalığı sonucunda gözlerinde hastalık oluşur. O zamanın büyüklerinden Rakibe halaya danışırlar o da gözlerine yumurta pişirerek koymalarını söyler. Annesi Şerife ana akşamdan söylenileni yapar fakat sabah olduğunda Mustafa Yiğit’in iki gözünü de kaybetmiş olduğunu görür. Yiğit’in yedi yaşına kadar çocukluğu Bünyan’da geçti. Okuma yaşı geldiği için ailesi onu, İzmir’de 1928 yılında açılan ve yatılı olan, Sağır-Dilsiz ve Körler Müessesesi’ne göndererek ilk eğitimine burada başlamasını sağladı. O dönemde yedi yıl süren ilk eğitimi sırasında, körlere kabartma yazı, nota ve aritmetik öğretilen bu okulda iyi bir eğitim aldı.

Orta eğitim düzeyinde ki eğitimine de burada devam eden Yiğit 1951 yılı Kasım ayında burada bulunan okulun, Ankara Etimesgut’ta açılan Körler Okulu ve Yetiştirme Yurdu’ na taşınmasıyla ortaokul eğitimini burada tamamladı. Lise eğitimine de burada devam eden yiğit, ailesinin maddi durumunun iyi olmaması nedeniyle lise bir de iken eğitimini bırakmak zorunda kaldı. Okulu bıraktıktan sonra kendi imkânları ile Ankara’da kaldı. Bünyan’a dönmek yerine Körler okulundan aldığı müzik eğitimi sayesinde çaldığı klarnet ve cümbüş ile Körler Cemiyetinde oluşturulan ekibe katıldı. Bu ekiple birlikte Tüm Türkiye’de birçok il, ilçe ve köyde, konser ve tiyatro gösterileri yaptılar.

1957 yılına kadar temsiller ile uğraşan Yiğit aynı yıl Bünyan’a döndü ve Hacıahmet Mutluer’in kızı Fatma hanımla hayatını birleştirdi. Evlendikten sonra yine Bünyan’da müzik hayatını devam ettirdi ve bu süre boyunca Bünyan’ın sevilen bir ismi haline geldi. Bünyan ve Bünyan köyleri dışında çevre ilçelerde de tanınan Mustafa Yiğit, 1968 yılında gelen bir teklif üzerine Bünyan lisesinde müzik öğretmenliğine başladı. İki üç ay öğretmenliği devam ettirir fakat bir kısım öğrenci ve Bünyanlının kendisini alaya alması üzerine sinirlenerek eğitici sertifikasını yırtarak öğretmenliği bırakır. 1990 yılına kadar düğünlerde müzisyenlik yapan ve birçok Bünyanlının mutluluğuna eşlik eden Yiğit, bu tarihten sonra evinde istirahate çekilmiştir. Yiğit kendi çocuklarını da müzik konusunda eğitmiş, halen çocukları da Bünyan’da müzisyenliğe devam etmektedirler.

Mustafa yiğit, Hacı Mahmut, Ahmet, Halit ve Şerife adında dört çocuk sahibidir.

Hasan Yüksel

17 Haziran 2019 Pazartesi

SULTANHANI H.630-634 / M.1232-1236

Kayseri Sivas yolunun 40. Kilometresinde Bünyan’a bağlı adını verdiği Sultanhanı Kasabasında, Alâeddin Keykubad’ın yaptırdığı bir eserdir. Alâeddin Keykubad, hol portalinde harap kitabesinden anlaşıldığı kadar 630-634 (1232-1236) arasında yaptırmıştır. Masif duvarlar ve çeşitli takviye kuleleriyle, dış görünüşte kale manzarası hakimdir.  Güneyden kuzeye doğru çok az meyillenen bir arazide 3900 m2 bir alanı kapsayacak biçimde inşaa edilmiştir. Han, yolcu, yük ve hayvan üçlüsünün konaklaması esnasında ihtiyaçların karşılanacağı barınak ve servis mekânlarını kapsayan iki kütle olarak tasarlanmıştır.



Selçuklu döneminde ticari yollara ve ticaret hayatına büyük önem verilmekteydi. Alaeddin Keykubat döneminde ise Selçuklular, Anadolu’yu gıpta ile bakılacak büyük bir ticaret merkezi haline getirmişlerdi. Mesela Sultanhanında kalan ticaret erbabı handa üç gün ücretsiz kalır, üç günden fazla kalacaksa diğer günlerin ücretini öderdi. Tüccarların bütün malları devletin güvencesi altına alınmıştı.  Han görevlileri sabah kapıyı açmadan herkese vukuat var mı diye sorar, vukuat varsa kimseyi dışarıya bırakmazlardı.  Hana gelen tüccar malı özenle sayılır ve eğer tüccar sabah yoluna devam edecekse, malı kendisine eksiksiz teslim edilir ve uğurlanırdı. Bu kervansaraylar aynı zamanda dünyada günümüzde sigorta olarak nitelendirdiğimiz malların sigorta edilmesi şeklinde ticaretin garanti altına alınmış olması nedeniyle yapılmıştır. Bu tür kervansaraylarda tüccara böylelikle devlet güvencesi sağlanarak ticaretin gelişmesi de sağlanmıştır.



Diyelim ki tüccar mallarını handan sapasağlam teslim aldı ve yoluna devam etti. Yolda soyguncular, tüccarın yolunu kestiler ve malını çaldılar. Devlet, soyulan tüccarın bütün mallarının karşılığını öderdi. Çünkü, Selçuklu devletinde ticaret devlet güvencesi ile yapılmaktadır. O yüzden Alaeddin Keykubat dönemi Anadolusu “efsanevi zenginlikler ülkesi” olarak anılıyordu.



Yapı, yüksek ve farklı biçimde payanda ve kulelerle desteklenmiş duvarlarıyla adeta küçük bir kale kimliği arz etmektedir. Kervansaray’ın girişinin bulunduğu kuzey cephede, taçkapının iki yanında silindirik kesitli ve birbirine bitişik demet pate biçiminde tasarlanan payandalar hem duvarı destekler hem de bugün büyük bölümü yıkılmış olan avlu taçkapısına çerçeve oluştururlar. Kuzeydoğu ve kuzeybatı köşelerindeki kuleler yıldız kesitlidir. Avlunun yan duvarlarında birer, kapalı barınak kısmının yan duvarlarında ikişer destek payandası ve kule yer almaktadır, Ön cephedekilerin, dışında bu desteklerin çokgen ve yarım daire şeklinde tasarlandıkları ve üzerlerinin konik birer daire şeklinde tasarlandıkları ve üzerlerinin birer külahla kapatıldığı gözükmektedir. Bu kulelerin saçak seviyesinde başlayan mukarnaslarla genişleyerek yükseldikleri dikkat çeker.  Kuzeydoğu ve kuzeybatı köşedeki kulelerin üst kısmının tüm yüzeyi dolaşan kuşakta iki şeridin geçmeler yapmasıyla oluşan dört kollu yıldız geçmelerle dairesel düğümler yapan şeritlerin oluşturduğu geometrik bezeme yer alır. Kuzeybatı köşedeki kulenin orta kısmında yüzeyden çökertilmişdikdörtgen biçimli kartuş içinde taşın erimesiyle tahrip olduğundan tam okunamayan bir yazı yer almaktadır. Buradaki  yazının “amel-i Yadigar(?)” ibaresini içerdiğinden bu ismin kervansarayın mimarı olduğu ileri sürülmüştür.



Kervansaraya girilen ve Kuzey cephenin biraz doğusuna kaydırılmış olan ve duvar yüzeyinden profillendirilerek içe doğru yerleştirilen taçkapıdan girilmektedir. Taçkapıyı çevreleyen sivri kemerin üzengi taşından sonraki üst kısmı tamamen yıkılmıştır. 1970’den sonra yapılan onarımlarda taçkapı, duvarının  taşları büyük oranda değiştirilmiş, orijinal bezemeli parçalardan bazıları duvar üzerinde bırakılmıştır. Taçkapı yanlardan ve üstten genişlikleri farklı üç bordürle kuşatılmıştır. Ayrıca üç bordür de taçkapı kemerini çerçevelemektedir. Bordürlerin tamamında kabartma olarak yapılmış, geometrik bezeme görülmektedir. Taçkapı  nişi üzerleri orjinalinden bezemeli oldukları anlaşılan zar başlıklı sütuncelerle sınırlandırılmıştır.  Sütünce başlığı üzerindeki bitkisel bezemeli bakiyelerden kavsara köşeliklerinin bitkisel kompozisyonlarla doldurulmuş olabileceği anlaşılmaktadır. Taç kapı yan nişleri üç cepheli olarak düzenlenmiş olup üç sıra mukarnaslı kavsaraya sahiptir. Kavsara’nın üzerinde sivri kemerle çevrelenmiş yüzeye ve bu yüzeyi kuşatan kemerin meyillendirilmiş alnına geometrik bezemeler işlenmiş, kemer köşelerine de altı yapraklı rozetler kabartılmıştır.



Kervansarayın hamamına batı cephenin kuzey cephesine açılan basık kemerli kapıdan girilmektedir.  Hamam tek mekânlı olarak değil, soyunma, soğukluk, sıcaklık, su deposu ve külhan bölümlerinden oluşmaktadır. Hamamın üst örtü seviyesi ısı yalıtımı gözetilerek hanın genel üst örtüsünden daha aşağıda tasarlanmıştır. Hamamın soyunmalık bölümü yaklaşık kare ölçülerde bir mekan olup üzeri doğu-batı yönünde uzanan sivri tonozla örtülmüştür. Soyunmalığın güney cephesinin batı köşesine açılan kapıdan soğukluğa geçilir. Bu bölüm kubbe üzerine açılan üç adet yuvarlak ışık gözü ile aydınlatılmıştır. Sıcaklık mekanına, soğukluğun güney köşesine açılan kapıdan geçilir. Sıcaklık mekanında tüm cephelerde birer musluklu ayna taşı bulunur. Kurna yoktur. Sıcaklığın kuzey tarafında su deposu bulunmaktadır. Su deposunun kuzeyinde de hamamın külhanı yer alır.



Avlu ortasında, örnekleri arasında en süslü olarak nitelendirilen ve L biçiminde dört yığma ayağa atılmış dört sivri kemerle fevkani olarak düzenlenen mescit yer almaktadır. Mescidin alt katının üst örtüsü çapraz tonoz olup burada bir çeşme veya havuz olup olmadığına dair bir kalıntı yoktur.  Mescit ibadet mekanına kuzey cephede iki kanatlı olarak düzenlenen 11 adet basamaklı merdivenle çıkılmaktadır. Basamakların birleştiği seviyenin alt kısmına kırık çizgi sisteminde gelişen 10 kollu yıldız bezemesinin işlendiği dairesel madolyon kabartması yapılmıştır.  Mescidin kapısı, iki bordürle üç yönden kuşatılmıştır.  Dıştaki bordür yarım yıldız dizisini, içteki kalın bordür ise kırık çizgi sisteminden gelişen 16 kollu yıldızların yarım örneklerinden oluşan geometrik bezemeleri içerir.


Kervansarayın kapalı barınak kısmına avlunun güney duvarından dışa taşırılmış olan taç kapıdan girilmektedir. Kapalı barınak kısmı 24 bağımsız yığma ayağa ve duvarlara doğru batı doğrultusunda atılmış sivri kemerlerle girişe paralel yedi sahınlı olarak düzenlenmiştir.

Hasan Yüksel



KAYNAKÇA

•        Halit Erkiletlioğlu; Kayseri Tarihi (En Eski Zamandan Osmanlılara Kadar), Kayseri 1993

•       Mehmet Çayırdağ; Kayseri Tarihi Araştırmaları, Kayseri 2001

•        Sebil Yıldız; I. Alaaddin Keykubad’dan Günümüze Gelen Mükemmel Eser, Sultanhanı, Bünyan Kültürü, Aylık Kültür Dergisi, sayı 3,Kayseri Ocak 1993

•        Doç. Dr. Yıldıray Özbek, Yrd. Doç. Dr. Celil Arslan; Kayseri Taşınmaz Kültür Varlıkları Envanteri Cilt I-II-III, Kayseri 2008

•        S.Burhanettin Akbaş; Bünyan ve Yöresi Halk Edebiyatı Folklor ve Etnografyası, Kayseri 1994

FOTOĞRAFLAR: Kayseri Büyükşehir Belediyesi




15 Haziran 2019 Cumartesi

KARACAÖREN KÖYÜ MAZİDE KALANLAR


Kerime Adıklı

Nezir ve Duran Akın

Aliş Hoca ve Köy Öğrencileri

Aliş Hoca ve Köy Öğrencileri

Tevfik Altıntaş

1973 Hüseyin ve İsmail

Ahmet Babayiğit, Hüseyin Öztoprak

Ahmet Babayiğit ve T. İsa

Hüseyin Babayiğit

Hüseyin Babayiğit

Hüseyin Babayiğit ve İzzet

İsa ve Mustafa Babayiğit

İsa Babayiğit ve Duran

Zülfükar Balcı, Ali Gündolar, Mustafa Türkoğlu, Ömer Özsoy, Remzi Balcı

Bekir Balcı, Mehmet Çamağaç, Mehmet Torun

Hacı Bekir ve Pala Hüseyin

Ahmet Balcı, ?

Bekir Balcı'nın Damat Traşı


Bekir Balcı'nın Nişanı


Refik Balcı

Alim Ballı ve ailesi

Alim Ballı ve Misafirleri

Hüseyin, Mehmet, İsmail Ballı

Süleyman Ballı, .........

Süleyman Ballı,  ?

Berat, Ali, Hatice, Nermin Fatma, ?

Berat ve Ali

             Kaynak: Karacaören Köy Sitesi