25 Nisan 2013 Perşembe



TÜRKİYE PKK’YA TESLİM OLMUŞTUR
                                                                                                               Hasan YÜKSEL

25 Nisan 2013 günü bizler için bir şey ifade etmiyor ama özellikle Pkk için adeta bir zafer günü. İmralı’dan gönderilen mektubun yerine ulaşmasıyla birlikte Pkk’nın elebaşlarından olan Murat Karayılan, Zeki Şengali ve Hacer Zagros geri çekilme takvimi ile ilgili basın açıklaması yapmışlardır. Öyle bir basın açıklaması ki adeta zafer kazanmış bir komutan edasıyla şov haline dönüştürülmüş, yüzlerce basın mensubu bu açıklama için Kandile yığılmıştır.

Açıklamasında çekilmenin 8 Mayısta başlayacağını belirten Karayılan bundan sonra üstü kapalı da olsa bir takım hatırlatmalarda bulunarak çekilme sürecinin üç aşamada gerçekleşeceğini ve bundan sonra Türkiye’nin üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerektiğini adeta tehdit ederek belirtiyor. Sürece de savaşı kaybeden ülkelere yaptırım uygulandığında, yaptırımların yerine getirip getirmediğini kontrol ettirir gibi batılı ülkeleri ve Rusya’yı gözlemci olarak tayin ediyor. 

Çekilme sürecinin sonunda ise Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin yerine getireceği ve yerine getirilmesi gereken görevleri sıralıyor. İlk olarak ta Anayasal düzenlemenin yapılması ve TSK bazı birimlerinin tasviye edilmesi gerektiği yönünde ki emirleridir. Peki kendileri silah bırakacak mı.  Hayır. Bu yönde hiçbir açıklama yapmıyor.  Türkiye’nin geleceği içinde yol haritasını çiziyor haşmetmeap.

Tüm bunlar açılım zırvası adı altında BOP projesi başkanı olduğunu iddia eden zatın Türkiye’yi uçuruma sürüklemesinden başka bir şey değildir. Barış süreci adı altında Türkiye’ye Pkk aracılığı ile batılı ülkelerce bir takım yaptırımlar dayatılmaktadır. Bu yaptırımları kabul edenler  ve Pkk’yı  terörist gurup değil de savaşan bir taraf durumuna getirenler ise Türkiye’nin başında bulunan bu günkü hükümet ve onun yanlılarından başkaları değildir. Türkiye açılım süreciyle Pkk’ya karşı olan mücadelesini kaybetmiş adeta Pkk’ya teslim olmuştur.

Bu gün elimizi kaybettik böyle giderse yakında kolumuzu da kaybedeceğimiz aşikardır. Son on yılda  öyle bir duruma geldik ki her gün bir yerden darbe alıyoruz. Türkiye Cumhuriyetini yıkmak için uğraşanlar emellerine ağır ağır ulaşırken bizler hala uyumaya devam ediyoruz.

Artık gaflet, hıyanet ve dalâlet uykusundan uyanma vakti gelmiştir. Gün yeniden diriliş ve mücadele günüdür. Son on yıl içinde sindire sindire bir şeyleri Türk milletine kabul ettirmeye çalışıyorlar. Bunu kabul ettirirken de barış ve demokrasiden bahsederek anaların gözyaşlarının dineceğinden söz ediyorlar. Gerçekte ise Türk milletine hissettirmeden Türklüğü ve Türkiye Cumhuriyetini bu topraklardan silmeyi azmediyorlar. Bizlere düşen görev bu dayatmaları kabul etmek yerine onurumuzla mücadele etmek ve gerekirse şehit olmaktır. Bu mücadelede “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”

Hiç yorum yok: