14 Ocak 2015 Çarşamba

BÜNYANIM


BÜNYAN’IM 
Bünyan-ı Hamit senin ilk adın,
Sonraları Hamidiye olarak tanındın,
Halılarınla tüm dünyada ün aldın
Bünyan'ım gönüllerde dağ gibisin

Kayabaşın oyuklarıyla tarih anlatır
Yaylaların koyun kuzu otlatır
Şelalen hayallerimde canlanır
Bünyan’ım unutulan yar gibisin

Ulu Camiin Doğu Türkistan desenli
Sakal-ı şerifini arefe günü görmeli
Mübarek emanete yüzler sürmeli
Bünyan’ım bayramlarda nur gibisin

Sümerbank’ın halkımızın ekmek kapısı
Böyle giderse kilitlenecek kapısı
Tiftik battaniyemiz yünün en hası
Bünyan’ım namusum ar gibisin

Kayaltı, Şahsenem, Büngüldek, Şeşe
Pınarbaşı, Devetaşı, Başgöl, Kösüre
Yassıçayır, Boğaz ve her köşe köşe
Bünyan’ım gezilecek yer gibisin

Şahsenem’de alabalıklar oynaşır
Gül dalında bülbüllerin ötüşür
Koramaz’da kekliklerin dolaşır
Bünyan’ım hevenk hevenk üzüm bağ gibisin

Camii Kebir, Camii Cedit ve Dervişağa
Yükseklerden bakar yeşil Bünyan’ım
Bayramlı, Yenice sırt sırta verip Kayabaşına
Bünyan’ım peteklerde bal gibisin

Yeni Mahalle, Yukarı Doğanlar’dan indi
Fatih ile Yavuz Selim şehir süsü verdi
Cumhuriyet’i, Sağlık Mahallesi, Sümer’i
Bünyan’ım görüntünle ağ gibisin

Mazide kaldı “oğmaç”, “gendime”, “aside” yemeği
Sumaklı mantı, içli köfte, revaçta su böreği
Taranaşı, dolaz, tandırda pişen ağ fasulyeyi
Bünyan’ım soframda tuz, biber, yağ gibisin

Sinsin, üç ayak, Bünyan Ağırlaması
Semah, gelin alayı, kına havası
Bir başkaydı oyunları, “dardar”ı, “saya”sı
Bünyan’ım düğünüm, halayım, bar gibisin

Tokdemir daha güzel görmek ister Bünyan’ı
Ticarette, eğitimde yırtmalıyız kefeni
Geride bırakalım tembelliği, haseti, kini
Bünyan’ım yüzyıllarca var gibisin


Mustafa TOKDEMİR

23.03.1995

Hiç yorum yok: