17 Şubat 2016 Çarşamba

KARATAY HANI H.638/ M.1240


Karadayı köyündedir, Selçuklu devletinin meşhur vezirlerinden Celalettin Karatay tarafından  I. Alaaddin Keykubad zamanında inşasına başlanmış,  II.Gıyaseddin Keyhüsrev 638(1240) de tamamlanmıştır.  Kayseri’nin Bünyan İlçesine bağlı Elbaşı (eski Zamantı) Bucağının, ismi kendi isminden bozularak alınmış olan Karadayı Köyünde, eski Kayseri-Maraş ve Kayseri-Malatya yolu üzerine büyük ve çok sanatlı bir kervansaraydır.  1240 yılında yaptırılan Karatay Han bol figürlü, üstün taş bezemeleriyle klasik Selçuklu mimari tarzını yansıtır.

Karatay Hanı’nın kitabesine göre, holü Alaaddin Keykubad zamanında, avlusu da 638 (1240) de Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında tamamlanmıştır. Klasik Selçuklu kervansarayları planında bazıları yivli ve düğümlü, olan takviye kuleleriyle bir kale gibidir. Hanın bütün duvarlarında  Selçuklu dönemi yapılarında sıkça görülen dolgu duvar tekniği kullanılmıştır.   Köşeler de ve 2.5 m öne fırlayan portalin iki yanındaki yivli ve düğümlü payelerle iyice yükselmiş olan ana cephe Selçuklu mimarisinin en âbidevi örneğidir. Çok kuvvetli bir ifade ile üslûplanmış ağzında yılan taşıyan kanatlı aslan figürlerinden çörtenler, bu etkiyi daha da artırmaktadır. Portal nişi, köşe sütunlarının küp (zar) başlıklarında sağda iki aslan, solda iki kuş figürü işlenmiştir. Bunun üstündeki bordür süslemelerinde, rûmîler arasında palmet yerine, cepheden bir öküz başı, yuvarlak küçük bir insan başı gibi figürler göze çarpar.

Avluya açılan sivri kemerli yüksek giriş eyvanının çok heybetli bir görünüşü vardır. Girişin sağında kubbeli mescit, solunda çapraz tonozlu türbe yer alır. Portal şeklinde eyvana açılan kapısının tepesinde mukamas kornişin altında on yedi niş içerisinde kuş, fil, gazel, tavşan, iki yılan motifi gibi çeşitli figürler sıralanmıştır. Eyvan’ın avluya bakan kemer cephesinin üstü ve köşe dolguları zengilerin düğümlü geçmelerinden gelişen çift ejder figürü ile doldurulmuştur. Mescidin kapısı da avluya açılmaktadır. Bunu köşesinden dar bir koridorla hamama geçilir.
Ortadan geniş bir avludan geçilerek kapalı bölüme girilir. Avlunun solunda revak kemerleri, sağda oda kapıları görülür. Mukamas tromplu hol kubbesi, dıştan piramid külâhlı kümbet biçiminde örtülüdür.

Hanın girişi olan, ana taç kapının kemerinin üzerine üst kısmı dilimli, alt kısmı dikdörtgen şeklinde düzenlenmiş ve kapı üzerinde çökertilmiş bir alana yerleştirilen ve ana kapıdaki tek mermer malzeme olan kitabesinde şunlar yazmaktadır.

“(638/1240) Mülk Allah’ındır. Bir kalıcı ve devamlı olan Allah’tır. En büyük sultan hükümdarlar hükümdarı âlemde Allah’ın gölgesi, dünya ve dinin yardımcısı, fethin babası, inananların emirinin yardımcısı, Keykubad’ın oğlu Keyhüsrev (II. Gıyaseddin Keyhüsrev) zamanında hicretin altı yüz otuz sekiz tarihinde yapılmıştır (1240).

Bu muhteşem hanın kapalı bölümünün portalı üzerindeki kitabesinden de burasının Keykubad döneminde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Dini İbarelerin bulunduğu üsteki küçük yarım dairelik kısım hariç yaklaşık 40X100 cm ebadında iki satırlık Arapça mermer kitabede:
“O Allah mülkün sahibi, daim ve bâkidir. Büyük sultan en büyük şahların şahı ümmetlerin en yüce makamına sahip, alemin sultanlarının efendisi, fatih, Keyhüsrev’in oğlu Keykubad” yazılıdır.    
Kitabede tarih bulunmadığı için bu bölümün hangi yılda yapıldığı belli değildir. Ancak ana portaldaki kitabeden diğer kısımların II. Keyhüsrev zamanında 638, 1241 yılında yapılmış olduğu anlaşıldığına göre kapalı kısmın Alaaddin Keykubad’ın son zamanlarında yapılmış olduğu ortaya çıkar.

Kaynaklar:1-  Halit Erkiletlioğlu, Kayseri Tarihi (En Eski Zamandan Osmanlılara Kadar), Kayseri 1993  
2    2 - Kayseri, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Yayını, Mart 2011
      3- Doç. Dr. Yıldıray Özbek, Yrd. Doç. Dr. Celil Arslan, Kayseri Taşınmaz Kültür Varlıkları Envanteri Cilt I-II-III, Kayseri 2008
      4-  Mehmet Çayırdağ, Kayseri Tarihi Araştırmaları, Kayseri 2001

      Fotoğraflar: Kasım Oktay, Prof. Richard T. Mortel , Celalettin Güneş,
      Derleyen. Hasan Yüksel.
















Hiç yorum yok: