Hacı Mehmet Çakmak, Ahmet ve Ayşe Çakmak çiftinin evlatları olarak 1929 yılında Bünyan Cami-i Kebir Mahallesinde doğmuştur. İki-üç yaşlarında iken babasını kaybetmiştir. Bu nedenle babasını hiç tanımamıştır. Davarcılıkla geçinen ailede Hacı Mehmet Çakmak okul çağına geldiğinde bir an önce okula gitmek için yanıp tutuşur. Annesine okula gitmek istediğini söyler fakat annesi “Kitabını defterini nasıl alacağız, hem sen okuldan kaçar bizim başımızı jandarma ile belaya sokarsın” der. İçindeki okuma hevesiyle ve çocukça bir tavırla, Hacı Mehmet Çakmak’ın buna cevabı şu olur. Ben aşık oynarım, üter onları satar masraflarımı karşılarım” der. Bu heves üzerine okula yazdırılan Çakmak, okulda başarılı olur ve 1941-1942 yıllarında ilkokulu başarıyla bitirir. O yıllarda Bünyan’da ortaokul olmadığı için Nevşehir’de bulunan halasının oğlunun yanına giderek ortaokula burada devam eder. Burada okurken 1943 yılının baharında annesini kaybeder. Aksilikler üst üste gelmektedir, halasının oğlunu askere aldıkları için çaresiz kalan Çakmak okulun merdivenlerine oturup ağlarken tarih öğretmeninin dikkatini çeker. Tarih öğretmeni niçin ağladığını sorduğunda olan biteni anlatır ve evden geri dönmesini istediklerini, artık okutamayacaklarını söylediklerini, der. Öğretmeni onu teselli ettikten sonra, evdeki eşi ile görüşerek onu yanlarına alırlar ve okula devam etmesini, 1945 yılında da başarılı bir derecede okulu bitirmesini sağlarlar.
Hacı Mehmet Çakmak 1945 yılında öğretmenler kurulu kararı ile o yıl uygulanacak olan bir programda Fransızca öğretmeni olmak üzere Adana öğretmen okuluna gönderilir. Bütün derslerinin iyi olmasına rağmen o yıl geçer not alamaz ve devre kaybeder. Bununla ilgili olarak defterine şu notu düşer. “Benim ders verdiğim öğrenciler sınıfı geçtiği halde beni geçirmeyen Geometri Öğretmenime hakkımı helal etmeyeceğim”.
O dönemde hükümetle Milli Eğitim Bakanlığı arasında meydana gelen anlaşmazlık nedeniyle Fransızca Öğretmeni Yetiştirme Programı askıya alınır. Askıya alınan program sonucu öğrenciler çeşitli okullara dağıtılır. Hacı Mehmet Çakmak’ın kaderine ise Edirne Öğretmen Okulu düşer. 1946-1947 yılında birinci sınıfı burada okur. Aynı yıl içerisinde edebiyata merak salan Çakmak bir çok önemli şairin eserlerinden bir çoğunu ezberler, aynı zamanda kendisi de bir takım şiir
denemelerinde bulunur.
“Ne anam var ne babam
Ne gelecek on param”
Kaderi hep şansızlıklarla giden Çakmak’ın, burada da şansızlık karşısına çıkar. Edirne Öğretmen Okulu, Öğretim yılı sonunda Kız Öğretmen Okulu’na dönüştürülür, okulun erkek öğrencileri muhtelif öğretmen okullarına dağıtılır. Hacı Mehmet Çakmak’ın yeni okulu Sivas Öğretmen Okulu’dur. 1949 yılında buradan başarılı bir derecede mezun olur ve aynı yıl içerisinde Bitlis’in Adilcevaz İlçesine tayini çıkar. 1950 yılında da Şerife hanımla evlenir. 1952 yılında Develi İlçesine naklen atanır. 1953-1954 yılları arasında Yedek Subay olarak vatani hizmetini yapan Çakmak, görevi esnasında Atatürk’ün naaşının Etnoğrafya Müzesinden Anıtkabir’e nakli işlemini yürütecek olan takımda görevlendirilir. Terhisini müteakip 1954-1955 öğretim yılında Develi Dumlupınar İlkokulu’nda çalışmaya başlar. Ağustos 1955 yılında da Bünyan Çağlayan İlkokulu’na naklen atanır. 1956 yılında bu okulda Başöğretmen olarak görevlendirilir. Bu arada Bünyan Ortaokulu’nda da ücretli derslere girer. Atatürk İlkokulu’nun yapımında Dernek Muhasibi olarak görev alır. Okulun tamamlanmasından sonra 1958 yılında bu okula ataması yapılır. 1960 yılında da Maarif Müdürü olarak görevlendirilir. Bu arada 1960 ihtilalinden kısa bir süre sonra Akkışla Nahiyesine, Nahiye Müdürlüğü görevine vekâleten atanır. Bünyan’da ki Maarif Müdürlüğü görevini aralıksız 18 sene yürütür. O yıllarda Bünyan’a bağlı olan köy sayısının ve öğretmen sayısının çok fazla olması onu yıldırmamıştır. Okul yapım ve bakım çalışmaları ile her türlü imkânsızlıklara rağmen gıda yardımlarının yapılmasını bizzat yürütmüştür. Aynı zamanda ortaokuldaki derslerine girmeyi de hiç ihmal etmemiştir. Öğretmen açığı olduğu dönemlerde vekil öğretmen atamalarını adaletli bir şekilde ve daha çok ihtiyacı olanları atamayı hiçbir zaman ihmal etmemiş ve bu konuda çok düzenli kayıtlar tutmuştur.
1978 yılında 49 emekli olan Çakmak, emekli olana kadar hiçbir olumsuzluğun içerisinde bulunmamış, işine siyaset karıştırmadığı içinde herkesin sevgi ve saygısını kazanmıştır. Emekli olduktan sonra bir ara ticaret işine atıldı fakat bu alanda hiç deneyimi olmadığı için bu işi bıraktı. Bu arada İmam Hatip lisesinin yapımında muhasip olarak görev aldı. Sağlık camisinin yaptırılmasında da hizmet verdi. Kısa bir süre sonra evinin yanına açtığı bakkal dükkânında zamanını değerlendirdi. Öğretmen olan oğlu Fatih Mehmet Çakmak’ın Kayseri’ye tayininden sonra bu işi bıraktı.
1987 yılında Hac vazifesini yerine getiren Çakmak dönüşte şeker hastalığına yakalandı. Bu hastalık yüzünden yorgun ve bitkin düşen Çakmak 09 Temmuz 2008 de kalp krizi geçirdi. 10 günlük bir tedaviden sonra evinde istirahate çekilen Çakmak, 21 Temmuz 2008 gecesi geçirdiği ikinci bir kriz sonucu hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Hacı Mehmet Çakmak’ın; Faruk, Fatih Mehmet ve İzdihar adında üç evladı vardır.
Kaynak: Fatih Mehmet Çakmak, Bün-der Dergisi
Yeniden Düzenleyen: Hasan Yüksel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder