17 Şubat 2013 Pazar

SURİYE GERÇEĞİ .... Hasan YÜKSEL



                                                                      

Büyük Ortadoğu veya Genişletilmiş Ortadoğu Projesi çerçevesinde ABD’nin yandaşları ile birlikte Arap Baharı getirmeye uğraştığı bir coğrafyada Irak’ta olduğu gibi masum insanların kanı akmaya devam ediyor.  Bu bahar Tunus, Cezayir, Mısır gibi ülkelerde olduğu gibi kolay olmadı ve kolay olmayacağa da benziyor. Çünkü evdeki hesap çarşıya uymadı. Batılı müttefikler hesaplayamadıkları bir şekilde ağır bir taşa çarptılar. Bu ağır taş bizim başbakanımızın düne kadar kanka olduğu son günlerde ise sırtını çevirdiği kendi deyimi ile “Eset”.  Tabi ki bu taş tek başına Esat’tan oluşmamaktadır. Arkasında geniş bir halk kitlesi ve bu coğrafyada ABD’nin tek başına at koşturmasını istemeyen Rusya ve Çin var. Bu önemli faktörleri de unutmamak lazım.

AKP Milletvekili Yalçın Akdoğan CNN Türk’te katıldığı programda Esad’ın başta durup durmayacağına bir seçimle halkın karar vermesi gerektiği söylüyor. Sayın Yalçın anlaşılan kısa bir süre önce Suriye’de seçimlerin olduğunu ve yukarıda da belirttiğim gibi  Esad’ın halkın % 95 oranında desteğini aldığını ya bilmiyor ya da görmezden geliyor. Burada şunu da unutmama gerek, Akdoğan’ın kast ettiği halk Esad karşıtı olarak nitelendirilen muhalif halktır ve onlarında kim olduğu bellidir. Büyük bir çoğunluğu El kaide, Müslüman Kardeşler gibi örgütlerin elamanları ile   Irak, Libya,Ürdün, Tunus ve Suudi Arabistan,  gibi bir çok ülkeden getirtilen  paralı milislerdir.  Bunların büyük bir kısmı ne yazık ki Hatay, Kilis gibi illerimizde kamplarda kalmaktadırlar ve hatta basında yer alan bilgilere göre Türkiye’de ki kamplarda eğitilerek, gizlice Suriye ye salıverilmektedirler    

Peki bu durum, kendi içerisinde PKK gibi besleme bir örgüt ile mücadele eden Türkiye ye yakışmakta mıdır? Elbette hayır. Fakat başımızda bulunan basiretsiz yöneticiler sayesinde bunları da gördük. Birilerinin isteği doğrultusunda halklara özgürlük bahanesiyle başka ülkelerin kuyusunu kazmaya ve Türkiye’de binlerce teröristi barındırmaya başladık. Peki ne oldu?  Ne yazık ki durum geri tepti ve Türkiye başına büyük bir bela aldı. Esad yönetimi PYD kartını ileri sürerek Akp hükümetinin elini ayağına dolaştırdı. PYD’nin Suriye’de çeşitli kentleri ele geçirmesiyle birlikte, bundan cesaret alan PKK Türkiye’ de bir kalkışma harekatına girişti ve Şemdinli’yi daha önce olduğu gibi ele geçirmeye uğraştı ve günlerce süren bir çarpışma gerçekleşti.
Bu gerçekleri gören ve ateşin kendisine de sıçrayacağını hisseden Akp yönetimi halka hesap veremeyeceği kaygısına düşerek daha düne kadar bir aşiret lideri ve terörist olan Barzani’den medet ummaya başladı. Bu kapsamda dün sayın Davutoğlu, Barzani ile görüşmelerde bulunarak  “Suriye başta olmak üzere terörle mücadele konusunda karşılıklı görüş alışverişinde  bulunduk” diyerek Kandille ilgili kaygılarını belirttiklerini söylemiştir.

Görünen o ki artık taşlar yerinden oynamıştır. Ve bu durum Türkiye için de içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Türkiye yi kullanan ve  Esad gibi ağır bir taşa çarpan müttefikler bundan sonra ne yapacaklar. Arkalarına basın ve televizyonları da alarak kitleleri kandırmaya çalışan Irakta ve Libya’da binlerce insanın kanına girerek zengin petrol yataklarını ele geçiren müttefikler bu kez köşeye sıkıştılar ve umduklarını bulamadılar. Bu projeden vazgeçecek gibi de görünmüyorlar. Çünkü ortada İsrail gerçeği var.  İsrail’i bu bölgede rahatlatmak ve kukla devlet Kürdistan’ı genişletmek için saldırılarına devam edeceklerdir. Fakat bilmelidirler ki Esad’ı taşıma su ile yıkamazlar. Irak ve Libya’da olduğu gibi büyük bir müdahale yapmak gerekecektir. Buna da başta kışkırtılan Türkiye olmak üzere kimse cesaret edemez. Böyle bir durumda  başta İran ve Lübnan’da bulunan   Hizbullah’ta müdahil olabileceği gibi Tüm Ortadoğu bu ateşin içine gerecektir. Artı herkes eli tetikte beklemektedir.       (02.Ağustos 2012' de Milliyet Blog'da yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok: