17 Şubat 2013 Pazar

ZUK - ZUMZUK - SUMSUK - SÜSÜN = YUMRUK OYUNU[1]




                                      Saim DELİGÖZ – Hasan YÜKSEL
       
          Düğün, eğlence,festival ve  bayramlarda yetişkinlerin davul-zurna eşliğinde oynadığı, özellikle gençler arasında yiğitlik ve dayanıklılığın sergilendiği, meydanda toplanmış olan genç kızlara cesaretin gösterildiği bir oyundur.
          “Yumruk vurmak” anlamına gelen zuk-zumzuk-sumsuk, gece ateş etrafında oynanan Sinsin Oyununa benzer bir şekilde oynanır fakat bu oyunda ateş bulunmaz ve gündüz dahi
oynanır.  Oyunun kökeni askeri savaş eğitimlerine dayanmaktadır. Yöremizde oynanan şekli ile, iki kişilik oynanan oyunlar sınıfına girmektedir. Aslında oyuna katılanların sayısı daha fazladır fakat oyun esnasında iki kişi aktiftir. Yahyalı ilçemizde Yumruk, Pınarbaşı, Sarız ve Tomarza ilçelerinde Zuk veya Zum zuk ismini alan oyun Develi ilçesinde, süğsün, süksün, Süsün (Boyun)[2] adını almaktadır.
          Oyun oynanış itibari ile geniş bir alan içerisinde, düğün, millî günler
ve şölenlerde oynanır. Düğünlerde meydana toplanmış olan ve pazusuna, bileğine, ve cesaretine güvenen herkes bu oyuna  davul zurna eşliğinde katılır. Davul zurna bu oyunun havasını çalmaya başladığında bir kişi ortaya çıkar. Ayaklarını açar, başını hafifçe öne eğer. Sağ elini boynuna sol elini de avuç içi dışarıya dönük olacak şekilde beline koyâr. (Bazı kişiler sol ellerini karınlarına koymakta veya her iki eliyle omuzlarını tutmaktadırlar.) Oyuncu bu şekilde karşısına çıkacak olan rakibi meydan okuyarak bekler. Etrafta bulunan seyirci halkasından bir kişi, bu meydan okuyuşa
-Haydaaa..!
diye güçlü bir ses ile nara atarak ortaya çıkar. Sağ elinin yumruğu sıkılı bir şekilde bir sağa bir sola sekerek, veya ileriye, geriye olacak şekilde sekerek oynaya oynaya ortada dikilmekte olan oyuncunun yanına varır. Onun etrafında, sıkılı olan yumruğu kendi başının yukarısına kaldırılmış bir vaziyette bir süre kendisini beklemekte olan oyuncunun etrafında döner. Oyuncuya vuracakmış gibi hareketler yapar.
-Sıkı dur!
-Sık Dişini!
-Haydi yallah!
-Allah Allah! gibi sözler söyledikten sonra ya sırtına veya sol koluna sıkı bir yumruk vurarak onu yerinden oynatır ve o oyuncunun yerini alır, bu kez kendisi rakibini beklemeye başlar. Yumruğu yiyen kişi her ne şekilde olursa olsun bu yumruğu sukünetle karşılayıp, meydandan ayrılması gerekir. Kimi zaman yediği yumruğu hazmedemeyenler oyun bozanlık yaparak rakipleri ile kavga dahi etmektedirler.   
          Bu yumruk vurmalar kimi zamanlar o kadar aşırıya gider ki, oyunu seyretmekte olan seyirciler ve oyunu oynayan oyuncular bazen iki rakip guruba bölünürler. Hatta öyle ki bir düğünde oynanıyorsa taraflar arasında çok sıkı çekişmeler olur. Hiç bir zaman oyun kavgaya çevrilmez. Köyün yaşlı ve bilge kişileri çıkabilecek olan kavgaları tatlıya bağlarlar. Kimi zaman vücut üzerinde yanlış bölgelere çok sert bir şekilde vurmalar ölümle dahi sonuçlanabilir. Bünyan ve Zamantı köylerinde yumruk bele vurulsa da, bel yumruğu tehlikelidir. Bu yüzden  ortaya çıkıp yumruk atacak olan kişinin çok dikkatli olması ve nereye
vuracağını iyi bilmesi gerekir.  Oyun oynayan oyuncular oyun kuralları gereği baş kısmına, karın kısmına, bel kısmına ve belden aşağı kısma vurmaz. Oyunu oynayan kişiler yiğitliği bozup; el dışında başka şeylerle de (değnek-kemer-ayak) vurmaz. Oyun bu şekilde devam eder. Zuk oyunundan hemen sonra bir halaya geçilir.
          Zuk-Zumzuk  oyunu gündüz oynanabildiği gibi kına gecelerinde ateş etrafında da oynanmaktadır.




[1] Saim Deligöz, Hasan Yüksel, Bilgehan Deligöz,  Kayseri Halk Oyunları Köy Seyirlik Oyunları Giyim Kuşam Kayseri 2004  (Basılmakta Olan Eser)
[2]  Ahmet Gürlek, Memleketim Develi, Ankara 1975, s. 186.


Hiç yorum yok: