Saim DELİGÖZ – Hasan YÜKSEL
Düğün, eğlence,festival ve bayramlarda yetişkinlerin davul-zurna
eşliğinde oynadığı, özellikle gençler arasında yiğitlik ve dayanıklılığın
sergilendiği, meydanda toplanmış olan genç kızlara cesaretin gösterildiği bir
oyundur.
“Yumruk vurmak” anlamına gelen zuk-zumzuk-sumsuk,
gece ateş etrafında oynanan Sinsin Oyununa benzer bir şekilde oynanır fakat bu
oyunda ateş bulunmaz ve gündüz dahi
oynanır.
Oyunun kökeni askeri savaş eğitimlerine
dayanmaktadır. Yöremizde oynanan şekli ile, iki kişilik oynanan oyunlar
sınıfına girmektedir. Aslında oyuna katılanların sayısı daha fazladır fakat
oyun esnasında iki kişi aktiftir. Yahyalı ilçemizde Yumruk, Pınarbaşı, Sarız ve
Tomarza ilçelerinde Zuk veya Zum zuk ismini alan oyun Develi
ilçesinde, süğsün, süksün, Süsün (Boyun)[2] adını
almaktadır.
Oyun oynanış itibari ile geniş bir
alan içerisinde, düğün, millî günler
ve
şölenlerde oynanır. Düğünlerde meydana toplanmış olan ve pazusuna, bileğine, ve
cesaretine güvenen herkes bu oyuna davul
zurna eşliğinde katılır. Davul zurna bu oyunun havasını çalmaya başladığında
bir kişi ortaya çıkar. Ayaklarını açar, başını hafifçe öne eğer. Sağ elini boynuna
sol elini de avuç içi dışarıya dönük olacak şekilde beline koyâr. (Bazı kişiler
sol ellerini karınlarına koymakta veya her iki eliyle omuzlarını
tutmaktadırlar.) Oyuncu bu şekilde karşısına çıkacak olan rakibi meydan
okuyarak bekler. Etrafta bulunan seyirci halkasından bir kişi, bu meydan
okuyuşa
-Haydaaa..!
diye güçlü
bir ses ile nara atarak ortaya çıkar. Sağ elinin yumruğu sıkılı bir şekilde bir
sağa bir sola sekerek, veya ileriye, geriye olacak şekilde sekerek oynaya
oynaya ortada dikilmekte olan oyuncunun yanına varır. Onun etrafında, sıkılı
olan yumruğu kendi başının yukarısına kaldırılmış bir vaziyette bir süre
kendisini beklemekte olan oyuncunun etrafında döner. Oyuncuya vuracakmış gibi
hareketler yapar.
-Sıkı
dur!
-Sık
Dişini!
-Haydi
yallah!
-Allah
Allah! gibi sözler söyledikten sonra ya sırtına veya sol koluna sıkı bir yumruk
vurarak onu yerinden oynatır ve o oyuncunun yerini alır, bu kez kendisi
rakibini beklemeye başlar. Yumruğu yiyen kişi her ne şekilde olursa olsun bu
yumruğu sukünetle karşılayıp, meydandan ayrılması gerekir. Kimi zaman yediği
yumruğu hazmedemeyenler oyun bozanlık yaparak rakipleri ile kavga dahi
etmektedirler.
Bu yumruk vurmalar kimi zamanlar o
kadar aşırıya gider ki, oyunu seyretmekte olan seyirciler ve oyunu oynayan
oyuncular bazen iki rakip guruba bölünürler. Hatta öyle ki bir düğünde
oynanıyorsa taraflar arasında çok sıkı çekişmeler olur. Hiç bir zaman oyun
kavgaya çevrilmez. Köyün yaşlı ve bilge kişileri çıkabilecek olan kavgaları
tatlıya bağlarlar. Kimi zaman vücut üzerinde yanlış bölgelere çok sert bir şekilde
vurmalar ölümle dahi sonuçlanabilir. Bünyan ve Zamantı köylerinde yumruk bele
vurulsa da, bel yumruğu tehlikelidir. Bu yüzden
ortaya çıkıp yumruk atacak olan kişinin çok dikkatli olması ve nereye
vuracağını
iyi bilmesi gerekir. Oyun oynayan
oyuncular oyun kuralları gereği baş kısmına, karın kısmına, bel kısmına ve
belden aşağı kısma vurmaz. Oyunu oynayan kişiler yiğitliği bozup; el dışında
başka şeylerle de (değnek-kemer-ayak) vurmaz. Oyun bu şekilde devam eder. Zuk
oyunundan hemen sonra bir halaya geçilir.
Zuk-Zumzuk oyunu gündüz oynanabildiği gibi kına
gecelerinde ateş etrafında da oynanmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder