BÜNYAN HALISI
Bütün Türkiye’de hatta Dünyada ün salmış, değeri ölçülemeyen el
sanatı ürünümüz. Yıllardır Bünyanlı kadınlarımızın göz nuru ve el emeği ile
dokuduğu halılarımızı Türklerin Orta Asya’dan getirdikleri kesindir. Altay
bölgesi pazırık kurganında bulunan dünyanın en eski halısı bunun kanıtıdır.
Prof.Dr. Oktay Aslanapa: “Halı, dünya medeniyetine Türklerin hediyesidir”
der. Halı kelimesi Türkçedir ve Türkçenin ilk sözlüğü Divanu Lugati-t-Türk’te
“kalı” ve “kalıng” şeklinde geçer. Bu kelime, bugün Bünyan’da da kullanılan ve
geline verilen çeyiz manasındaki “kalın” kelimesinden başka bir şey
değildir. Bünyan Halısının tarihteki ilk örneğine bundan 400 yıl önce
dokunmuş olan bir model olarak görüyoruz. Bugün Topkapı Sarayında
sergilenen bu halı Azerbaycan’da dokunmuş olan halılarla benzerlik
göstermekte olup, mihraplı bir duvar halısıdır.
Tarihi kayıtlara göre, tüm Türkiye’de 1910-1914 yıları arasında
19.145 tezgâh ve 60.082 halı işçisi bulunurken, bu sayının Kayseri ve Bünyan
olarak düşülen kaydı 6.470 adet halı tezgâhı ve 18.800 halı işçisidir. Yine
1926-1927 yılı Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnamesi ’ne göre Kayseri’de 2,270
adedi müessese sahibine ve 3,800 adedi müteferrik (çeşitli) olmak üzere toplam
5,080 adet halı tezgâhı vardır. Bu rakamlar 1965 yılında daha da artmakta
ve halıcılığın ne kadar kârlı bir meslek olduğu görülmektedir. Kayseri
Ticaret Odası tarafından yayınlanan bir kaynakta Kayseri halıcılığıyla ilgili
şu bilgiler verilmektedir. Kayseri ve mülhakatında 1963 senesinde 18 – 20
bin arasında halı tezgâhının faaliyet gösterdiği ve bu tezgâhlarda 35 – 40 bin
ev kadının çalıştığı, 800 civarında da halıcılık işlerini yürüten halı
ustalarının olduğu belirtilmiştir. Bunların yanı sıra o dönemde 400.000 kilo
yün ip ile 200.000 kilo pamuk ipliğinin kullanıldığı, el emeği olarak ta 25
milyon lira gibi bir paranın halı dokuyanlara dağıtıldığı
belirtilmektedir. Haliyle bu kadar çok tezgâhın büyük bir kısmı, Bünyan
ve köylerinde bulunuyordu. Cumhuriyet tarihinin ilk halı ipliği fabrikasının da
Bünyan’da kurulması bunun bir kanıtıdır. Başta Bünyan ve Yahyalı olmak
üzere Kayseri ve çevresinde üretilen halı ve kilimler en çok aranan el emeği,
göz nuru dökülen ürünlerdi. Bu dönemde halı ihracından elde edilen gelir, 250
bin altın lirayı geçmekteydi.
Makine halıcılığı gelişene kadar, el dokuma halılar çok
revaçtaydı ve hem dokuyan hem de dokutturan bu işten para kazanıyordu.
Neredeyse Bünyan’da her evin geçim kaynağı halıcılıktı. Halı yüzünden Bünyanlı
bir çok genç kız okula gönderilmemiş, okula gitmek yerine ev de halı dokuyarak
evinin geçimine yardımcı olmuşlardır. 1910 yılında Kayseri genelindeki
tezgahların yarıdan fazlası Bünyan ve köylerinde iken bu sayı sonraki
yıllarda düşmüştür. Hamdi Üçok’un 1953 yılında yayımlanan eserindeki
bilgilere göre, Bünyan merkez ve köylerindeki tezgah sayısı o yıllarda
1000 iken daha sonraki yıllarda gelişen ekonomi ile birlikte tekrar
canlılık kazanmıştır. Altmışlı yıllardan sonra tekrar canlanan halıcılık,
tezgah sayısının yeniden çoğalmasına yol açmıştır. Yukarıda Kayseri ticaret
odasının 1963 yılından verdiği rakamlardan 3 yıl sonrasında Bünyan’da yapılan
ankette de bu rakamları görmek mümkündür. 1966 yılında Devlet Planlama
Teşkilatının yaptırdığı bir ankete göre bu sayı Bünyan ve köylerinde 4000 bini
bulmuştur. Halıcılığa bağlı olarak ta Bünyan’da 12.000 e yakın kadın halı
işçisi olduğu kayıtlara geçmiştir.
Halıcılığın bir dönem yeniden gelişmesine rağmen, ticari
kaygılar ile daha çok kazanma arzusu Bünyan halısının kalitesinin önüne geçmiş,
Bünyan halısının orjinaliğinde zaman zaman bozulmalar görülmüştür. Orta
Asya'dan beri geleneksel olarak devam eden Türk motiflerinden vazgeçilmiş, ipi
elde yapılıp, doğal boyalarla boyanan ipler çoğu zaman kullanılmaz olmuş ve
bazı düzenlemelere gidilmiştir. Boyamada kullanılan kök boya iplerin
yerine daha sonra İngiltere'nin Manchester şehrinden getirilen yün ve
pamuk ipliği ile Almanya'dan getirilen Sunni boyalar kullanılmış, Manchester
kelimesi halıcılıkta çok sık kullanılan bir terim haline gelmiştir.
İngiltere’ den ip ihraç eden Almanya'da boya getirten Kayseri
tüccarlarından Dülgerzadeler ve Puzant Abacıyan Bünyan'da tezgah sayılarını
çoğaltıp pazar paylarını da arttırmışlardır.
Bünyan halısının tüm dünyada bu kadar çok tanınmasının en büyük
nedeni tamamen doğal ürünlerden üretilmiş olmasıdır. Halı deyince akla yün
gelir. Yün halı tamamen sağlıklı ve konforlu bir yaşam ortamı sağlarken,
konforlu ve yumuşaklık hissi ile aşınma direncinin yüksek olması da kaliteyi
artıran önemli etkenlerdendir. Koku yapmaması, az toz tutması, ezilmemesi,
ayrıca yünün aleve dayanıklı olması, kolay kolay leke tutmaması ve kolay
temizlenmesi, yün iplerin renklerinde kullanılan boyaların tamamıyla doğal
olması ve renklerin zamanla solmaması, kullandıkça renklerin parlaması da
Bünyan halısının değerini artırmış, birinci sınıf Bünyan ev halısının cm
karesinde 30 ila 35 ilmek bulunması da Bünyan halısının kalitesini artıran
faktörlerden olmuştur.
Bünyan Halısının Özellikleri ve Tezgah Yapısı:
Bünyan halısını Kayseri'de üretilen diğer halılardan ayıran en
büyük özelliği çözgüsünün pamuk olup, dokusunun yün ve floş olmasıdır.
Germe tezgahlar ile dokunan Bünyan halılarında, yaygın olarak doğal
renkler beyaz siyah gri mor renkler kullanılır. Zeminler kırmızı mavi ve
lacivert tonlardadır. Bünyan halılarında zemin genelde iki kısımdan
ibaretir. Birinci kısım kenar suların ve kolonların bulunduğu alan diğeri ise
iç mekandır. Kenar kısımda ikiye ayrılır. Halk arsında ince kenar ve enli kenar
diye adlandırılır. Kimi zaman dış kenar bordürleri üçe dörde veya daha
fazla sayıya çıkabilmektedir. Orta kısım, motiflerine göre üç-dört sınıfta
toplamak mümkündür. 1- Çiçekliler: İri Çiçekli(Ferağan-farahan, bademli,
buğdaylı), İnce Çiçekli (empirme), 2-Geometrik motifliler:
Sandıklı, Kilim, Kazak, Rus Kazağı, Ladik, Buhara, Şirvan, Keşan
gibi tarihi motifler bulundukları şehirlerin adlarını almışlardır. 3-
Göbekli: Kazan, Lalezar, Hayali, Üzümlü, Sarmalık, Simli. 4-Diğer motifler:
Sinekli, Laleli, Anağra, Dolaplı, Deve Boynu, Kirpikli, Papatya, Simli, Tintik,
Madalyon, Güneşli, Telekli, Konya Ladiği, Dönmeli, Sivas Ladiği, Dolaplı,
Mihraplı ve Yürekli gibi isimler alır.
Tüm bu özelliklerin yanında halının yapısının ortaya çıkmasında en büyük maharet halıyı dokuyan kişilerdedir. Bir çok Bünyanlı kadın, halıyı çocuk yaşta öğrenmiştir. Bir iki üç derken halı çözgülerine atılan düğümlerin sayıları giderek çoğalır ve halı dokuyan ellerin hızına yetişilmez olur. Bünyan halılarında “Türk düğümü” adı verilen düğüm çeşidi kullanılır. Halıyı dokuyan kişi sol elinin yardımı ile yukarıya doğru uzanan çözgü iplerinin arasından parmaklarını geçirerek, önce öndeki sonra arkadaki iki adet çözgü ipini öne doğru çeker, sağ eline aldığı yün ipi ipliklerinin ikisi arasından geçirerek ilmenin ortasından yaptığı köprünün altından sıkıca çekerek, yukarıya doğru uzanan iplere “ilmek” adı verilen sıkıca bir düğüm atar ve aşağıya doğru çekerek halının sırasına oturtur. Sıraya oturttuğu ipi yine sağ elinde sürekli olarak tutuğu küçük bir çakı yardımıyla belli bir noktadan keser veya çakı kullanmaksızın yün ipi parmaklarının yardımıyla kopartır. Bir sıra tamamlandıktan sonra, yukarıya doğru uzanan ikili çözgülerin arasından bir sıra atkı enlemesine tezgahın öbür tarafına geçirilir. Çözgü iplerinin arasında bulunan mastar aşağı indirilerek ipler çapraz hale getirilir ve atkı ipi çözgü iplerinin arasından yeniden öbür tarafa geçirilir, kirkitle sıkıca vurularak iyice yerleştirilir ve mastar tekrar yukarı çekilir. İpleri çapraz hale getiren bu düzenek ise şu şekildedir. Tezgâhın ortasında kücü adı verilen bir yuvarlak ağaç bulunur. Bu ağaca çözgü iplerinden bağımsız olarak sarılan ve yukarıya doğru uzanan bu çözgü iplerine bağlanan iplerin yardımıyla çözgü iplerinin çapraz yapması sağlanır. Bunun içinde kücü adı verilen bu yuvarlak ağacın altında, iplerin arasından geçirilmiş ve yukarı aşağı doğru hareket eden ve “mastar” veya “vargel” adı verilen dikdörgen şeklinde, köşeleri yuvarlatılmış uzunca bir ağaç kullanılır. Bu şekilde tek başına bir kişi halı üzerinde asılı duran motife uyarak gün içerisinde 30, 40, 50 hatta 60 sıra dokur. Dokunan sıra kimi zaman halının ebadına göre değişir. Aynı zamanda tezgâhın büyüklüğü e değişir. Kimi zaman bir tezgâhı bir kişi dokurken kimi zamanda bu sayının tezgâhın büyüklüğüne göre iki, üç hatta beş kişiye kadar çıktığı görülür. Sabahın erken saatinden başlayarak akşama kadar halı dokunduktan sonra, akşam dokunan halının kabarık duran yün ipleri bir halı makasının yardımıyla düzgünce kesilir. (Kırpma işlemi eskiden bu şekilde yapılırken, sonradan çıkan kırpma makinelerinden sonra bu işlem terk edildi. Bütün halı dokunup çıkartıldıktan sonra, bu işlemi halıcılar yapardı.) Kırpma işlemi tamamlandıktan sonra o gün halı belli bir yüksekliğe geldiyse bel ağacının üzerinde bulunan gergi demirleri, halı anahtarı ile gevşetilerek halı arkaya doğru kaydırılarak döndürülür ve demirler yeniden sıkılanarak ertesi gün yeniden dokunmaya hazır hale getirilir. Kimi halı dokutturan halıcılar, yanında halıyı çevirecek işçiler çalıştırırdı. Bunlar halı dokutturdukları evlere giderek halıları çevirirlerdi.
Halı çözüldükten sonra ilk olarak birkaç sıra “Sıçan dişi” yapılır, sıçan dişinin üzerine 8 – 10 sıra “Toprakçalık” adı verilen bir örgü örülür, bunun üzerine yün ip ile halı dokunmaya başlanır. İlk olarak halının etrafını saran “dar kenar” adı verilen 8-10 cm’ lik bir kenar dokunur bu kenarın 5 -6 sıralık ilk kısmına “cikciki adı verilir. Ortada belli bir model dokunduktan sonra tekrar 5 - 6 sıralık cikciki dokunur. Dar kenar bittikten sonra enli kenar adı verilen bir model dokunduktan sonra, halının modeline göre tekrar dar kenar dokunabilir. Dar kenar ve enli kenardan sonra halıyı oluşturacak asıl modül dokunur. Bu modül, yukarıda belirttiğimiz, çiçekli, sandıklı, kilim, kazak gibi motiflerdir. Halının iki taraflı kenarına halı çıkana kadar bir örgü örülür. Menik (atkı) ile örülen örgüye “başörgü” adı verilir. Bu örgü halının düzgün durmasını ve sağlam olmasını sağlar. Halının ilk baş kısmı gibi son tarafına da Toprakçalık ve sıçan dişi örülür.
Bünyan halısını dokuyan bütün Bünyanlı kadınlar dokudukları
motiflerin her birinin anlamını bilerek dokur. Bu motiflerin hepsinin birer adı
vardır: Kurtağzı, koçboynuzu öküzgözü, çakmak, sinek, keten yemiş, zülüf,
yıldız, kartal, güneş, lale, deveboynu, kuş ve hayvan desenleri ve benzeri
adlar alır.
Bünyan halılarında genelde standart ölçüler hâkimdir. (Boy enin
1,5 katıdır.) Ebatlarına göre halılar değişik isimler almaktadır. 45 cm x 30 -
45 cm (Minder-Levha), 60 cm x 70 - 90 cm (Yastık-Heybe-Seccade), 90
cm x 130 cm (Arşın çeyrek), 120 cm x 180 cm ( 500 lük Taban-Somya), 120 cm x
225 cm (Karyola 600 lük), 2 m x 3 m (Kelle 700 lük) 6 m2 den 12 m2 ye kadar
olan halılar ise 700’lük, 800’lük, 900’lük, 1000’lik, 1200’lük taban
halısı olarak geçer.
Bünyan’da dokunan halıların tezgâhı germe tezgâh türüdür.
Bu tür tezgâh daha çok Hereke ve Kayseri yöresinde kullanılan tezgâh tipidir.
Genelde ahşap olan tezgâhın son zamanlarda metal olarak üretilenlerine de
rastlanılmıştır. Bu tezgâhların en önemli özelliği, alt ve üst leventlerin
kendi etrafında dönmeyip alt levendin yukarı levent yuvasında hareket
etmesidir. Bir başka önemli özelliği ise çözgünün çözgü aparatında değil,
tezgâh üzerinde çözülmesidir. Germe tezgâhta dokunan halı, alt levende
sarılmaz. Dokunan kısım, alt levent üzerinde arkaya doğru kaydırılarak yeniden
gerdirilir ve dokumaya hazır hale getirilir. Bu tür tezgâhın tek olumsuz
tarafı; istenilen ebatta (boyda) halı dokuma imkânının olmamasıdır.
Tezgâhın Parçaları: İki adet yan seren, bir tezgâhta iki adet
olup halı tezgâhının ayakta durmasını, alt ve üst leventlerin paralel ve yatay
bir şekilde tutulması ve dönmesini, gücü ağacının taşınmasını sağlar. Halının
ebadına göre boyu değişmektedir.
-Bir adet alt Levent (merdane), Üst levente göre biraz daha
geniş olup, alt kısmı yuvarlatılmıştır. Çözgünün gerilmesini ve
sarılmasını sağlar.
-Bir adet üst levent iki adet dikmenin takıldığı bölümdür.
Çözgünün ve halının gerilmesini sağlar. Bir adet bel ağacı. Üst levent ve alt
leventin orta kısmında bulunur, halı demirleri ve dikmeler bu ağaca
sabitlenir. Bunların sayesinde halının gergin durmasını sağlar.
-İki adet dikme, Bel ağacı ile üst serenin arasında bağlantıyı
yapan dikey ağaçlardır. Küçük tezgâhlarda bu bir adet olarak ta kullanılır.
Tezgâhı gerdiren yardımcı parçadır.
-İki adet gergi demiri, (küçük tezgâhlarda bir adet kullanılır)
alt seren ve bel ağacına sabitlenmiştir. Burgu vidalıdır, halı anahtarı
adı verilen kol demiri vasıtasıyla üzerinde bulunan büyük bir somun yukarıya
doğru sıkılarak tezgâh gerginleştirilir.
-Bir adet gücü, halı çözüldükten sonra, çözgüye çaprazlık
vermesi için kullanılır. Mastar adı verilen varangelen vasıtasıyla atkı
atılırken çözgüdeki çaprazlığın meydana gelmesini ve öndeki çözgü telinin
arkaya, arkadaki çözgü telinin öne geçmesini sağlar. Gücü kalıbı, gücü ağacına
bağlanan çözgünün arka tellerinin bir seviyede durmasını sağlamakta ve gücü
örülürken kullanılmaktadır.
-İki adet mastar, (varangelen) birinci mastar kücünün üst
tarafında bulunur, halı çözülürken halının ilk bağlantısını yapmak için
kullanılır. İkinci mastar (vargel) kücünün alt kısmında bulunur halı dokunurken
atkının atılması için çözgülerin çaprazlanmasında kullanılır.
-Kirkit: İlme ve atkıların sıkıştırılmasında kullanılan demir L
şeklinde, el tutulan yeri 15 cm uzunluğunda yuvarlak, alt tarafı 2 -3 mm
kalınlığında 15 cm uzunluğunda geniş ve uç tarafı iplerin girebileceği şekilde
taraklı bir alettir.
-Makas ve bıçak, makas halı dokunduktan sonra hav yüksekliğini
ayarlayıp yünleri kırpmak için kullanılır. El utma yerini çoğu zaman halının
yün ipi sarılarak kullanılır. Bıçak halı dokunurken yün ipleri kesmek için
kullanılır.
-Masura, halı çözülürken çözgü iplerinin sarılmasında
kullanılır. Sayıları çözülecek halının büyüklüğüne göre değişir. Halıyı çözen
kişi halıyı çözmeden önce çözgü iplerini bu masuralara sarar.
-Çözgü ipi, ipliklerin halı tezgâhının alt ve üst leventleri
arasına, yatay zemine dik ve birbirine paralel olarak çaprazlamasına geçirilmiş
ipliklerdir. Halının boyuna sağlamlığını sağlar. İpliklerin kalınlığı halının
ilmek sayısını değiştirir. Kaliteli bir halıda ince iplik kullanılır.
-Çıkrık, çözgü ipi, menik veya atkıları sarmak için kullanılan
tekerlek biçiminde elle çalışan alet.
-Çek çek, atkı ipinin çözgüler arasından kolayca geçmesi
maksatlıyla, küçük çubuklar kullanılarak çözgü iplerinin arasından geçirilip bu
çubuklara bağlanan ipler ile yapılan düzenek. Atkı geçirileceği zaman iki çözgü
arasına el sokmayıp yerine bu çek çekler kullanılarak iki ipin arası aralanır
ve atkı bu aradan geçirilir. Sırasıyla diğer çekçekler de kullanılarak halının
tamamından ip geçirilmiş olur.
-Çıpkı Halının ağzının düzgün olması ve halının boyunu vermek
için çalı çözgülerine çizilen boya.
-Menik, Her bir sıranın arasına çekilen atkı ipi.
-Baş örgüsü, atkı ipinden biraz daha küçük hazırlanan he halının
iki tarafına örülen iplik.
-Kertme, modele bakılarak, modeldeki desenlerin yerinin
belirlenmesine kertme denir.
-Halı modeli, halının desenlerinin ve motiflerinin çizili olduğu
milimetrik karelerden oluşan kağıt. Alt tarafına kalın bir karton
yapıştırılarak kullanılır ve halının üzerine asılır. Eskiden renkli boyaların
yerine siyah boyalar kullanılarak çizilen desenlerde hangi renk kullanılacaksa
oraya halıda kullanılan renkli ipler iğne ile geçirilirdi.
-Yün İp, Bünyan halılarında kullanılan dokuma iplerinin tamamı
yün ip olup, belli bir döneme kadar doğal boyalar kullanılarak boyanmıştır.
Bu dönemde boyacılık bile öyle bir seviyeye gelmiştir ki, sadece boya
üretmek için bağ ve bahçelere boya elde edilen bitkiler dikilmiştir. Bu gün
bile hala bazı bağ bahçelerde bu bitkilerin (cehri) kökleri durmaktadır.
Doğal boya Bünyan’da da belli bir döneme kadar devam ettirilmiş, hazır
kimyasal boyalar çıktıktan sonra halk bunlara yönelmiş yine kendi ipini kendisi
boyamış bir süre sonra buda terk edilmiştir.
Yün ipi boyamada birçok bitki kullanılır. Bunlar şunlardır. Cehri (çeşitli yardımcı maddeler kullanılarak sarı, yeşil, bej, haki renkler elde edilir), Şap (ipin boyayı kabul etmesinde yapılan bir işlem için kullanılır.), Saçıkıbrıs (siyah renk), Sütleğen (turuncu, kahverengi ve haki renkleri verir), Soğan kabuğu (kırmızı renk, Gülgülü(Bünyan’da Pembe renge verilen ad)), Saçıkıbrıs, sütleğen ile karıştırılırsa (sarı renk), Göztaşı ( Kahverengi), Asma yaprağı (sarı ve yeşil renkler), Ceviz (koyu kahverengi), Çivit Otu (Bünyan’da çivit adıyla bilinen mavi rengi verir), Kına (Kırmızı ve turuncu renkleri verir), Kök boya (bir çok bitkinin kökünden elde edilir. En çok kırmızı renk verir, bunun dışında sarı, lacivert, mavi gibi bir çok rengin elde edilmesinde kullanılır), Papaya (sarı rengi verir), Sarı Kız Otu (Tarçın Rengi -Açık Kahve rengi verir)
Kaynakça: 1-• S. Burhanettin Akbaş; Bünyan’da Yüzyıllardır Yaşatılan Bir Gelenek, Halıcılık; Bünyan Kültür, Aylık Kültür Dergisi, Sayı 9 Kayseri 1993
2- • Emre Dölen; Tekstil tarihi, dünyada ve Türkiye‟de tekstil teknolojisinin ve sanayiinin tarihsel gelişimi. Marmara Üniversitesi Teknik Eğitin Fakültesi Yayınları No: 91/1. Matbaa Eğitim Bölümü Yayın No :6 M. Ü. Teknik Eğitim Fakültesi Matbaası. İstanbul. 1992
3- • Hamdi Üçok; Çağlayanlar Beldesi Bünyan, Kayseri. 1953
4-• Prof. Dr. H.Örcün Barışta; Türk El Sanatları, Ankara,1998
5- • 1968 Kayseri İli Yıllığı, Kayseri Valiliği, Kayseri 1968
6-• Tarihi – Ticari – Sanayi ve İktisadi Yönleri İle Kayseri, Kayseri Ticaret ve Sanayi Odası Neşriyatı: 1, Kayseri 1965
Hasan YÜKSEL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder