17 Mart 2016 Perşembe

BÜNYAN HALISI



BÜNYAN HALISI
Bütün Türkiye’de hatta Dünyada ün salmış, değeri ölçülemeyen el sanatı ürünümüz. Yıllardır Bünyanlı kadınlarımızın göz nuru ve el emeği ile dokuduğu halılarımızı Türklerin Orta Asya’dan getirdikleri kesindir. Altay bölgesi pazırık kurganında bulunan dünyanın en eski halısı bunun kanıtıdır. Prof.Dr. Oktay Aslanapa:  “Halı, dünya medeniyetine Türklerin hediyesidir” der. Halı kelimesi Türkçedir ve Türkçenin ilk sözlüğü Divanu Lugati-t-Türk’te “kalı” ve “kalıng” şeklinde geçer. Bu kelime, bugün Bünyan’da da kullanılan ve geline verilen çeyiz manasındaki “kalın” kelimesinden başka bir şey değildir.  Bünyan Halısının tarihteki ilk örneğine bundan 400 yıl önce dokunmuş olan bir model olarak görüyoruz.  Bugün Topkapı Sarayında sergilenen  bu halı Azerbaycan’da dokunmuş olan halılarla benzerlik göstermekte olup, mihraplı bir duvar halısıdır.
Tarihi kayıtlara göre, tüm Türkiye’de 1910-1914 yıları arasında 19.145 tezgâh ve 60.082 halı işçisi bulunurken, bu sayının Kayseri ve Bünyan olarak düşülen kaydı 6.470 adet halı tezgâhı ve 18.800 halı işçisidir. Yine 1926-1927 yılı Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnamesi ’ne göre Kayseri’de 2,270 adedi müessese sahibine ve 3,800 adedi müteferrik (çeşitli) olmak üzere toplam 5,080 adet halı tezgâhı vardır.  Bu rakamlar 1965 yılında daha da artmakta ve halıcılığın ne kadar kârlı bir meslek olduğu görülmektedir.  Kayseri Ticaret Odası tarafından yayınlanan bir kaynakta Kayseri halıcılığıyla ilgili şu bilgiler verilmektedir.  Kayseri ve mülhakatında 1963 senesinde 18 – 20 bin arasında halı tezgâhının faaliyet gösterdiği ve bu tezgâhlarda 35 – 40 bin ev kadının çalıştığı, 800 civarında da halıcılık işlerini yürüten halı ustalarının olduğu belirtilmiştir. Bunların yanı sıra o dönemde 400.000 kilo yün ip ile 200.000 kilo pamuk ipliğinin kullanıldığı, el emeği olarak ta 25  milyon lira gibi bir paranın halı dokuyanlara dağıtıldığı belirtilmektedir.  Haliyle bu kadar çok tezgâhın büyük bir kısmı, Bünyan ve köylerinde bulunuyordu. Cumhuriyet tarihinin ilk halı ipliği fabrikasının da Bünyan’da kurulması bunun bir kanıtıdır.  Başta Bünyan ve Yahyalı olmak üzere Kayseri ve çevresinde üretilen halı ve kilimler en çok aranan el emeği, göz nuru dökülen ürünlerdi. Bu dönemde halı ihracından elde edilen gelir, 250 bin altın lirayı geçmekteydi.  

Makine halıcılığı gelişene kadar, el dokuma halılar çok revaçtaydı ve hem dokuyan hem de dokutturan bu işten para kazanıyordu. Neredeyse Bünyan’da her evin geçim kaynağı halıcılıktı. Halı yüzünden Bünyanlı bir çok genç kız okula gönderilmemiş, okula gitmek yerine ev de halı dokuyarak evinin geçimine yardımcı olmuşlardır. 1910 yılında Kayseri genelindeki  tezgahların yarıdan fazlası Bünyan ve köylerinde iken bu sayı sonraki yıllarda düşmüştür.  Hamdi Üçok’un 1953 yılında yayımlanan eserindeki bilgilere göre, Bünyan merkez ve köylerindeki tezgah sayısı  o yıllarda 1000 iken daha sonraki yıllarda gelişen ekonomi ile  birlikte tekrar canlılık kazanmıştır. Altmışlı yıllardan sonra tekrar canlanan halıcılık, tezgah sayısının yeniden çoğalmasına yol açmıştır. Yukarıda Kayseri ticaret odasının 1963 yılından verdiği rakamlardan 3 yıl sonrasında Bünyan’da yapılan ankette de bu rakamları görmek mümkündür.  1966 yılında Devlet Planlama Teşkilatının yaptırdığı bir ankete göre bu sayı Bünyan ve köylerinde 4000 bini bulmuştur. Halıcılığa bağlı olarak ta  Bünyan’da 12.000 e yakın kadın halı işçisi olduğu kayıtlara geçmiştir.  
Halıcılığın bir dönem yeniden gelişmesine rağmen, ticari kaygılar ile daha çok kazanma arzusu Bünyan halısının kalitesinin önüne geçmiş, Bünyan halısının orjinaliğinde zaman zaman bozulmalar görülmüştür. Orta Asya'dan beri geleneksel olarak devam eden Türk motiflerinden vazgeçilmiş, ipi elde yapılıp, doğal boyalarla boyanan ipler çoğu zaman kullanılmaz olmuş ve bazı düzenlemelere gidilmiştir.  Boyamada kullanılan kök boya iplerin yerine daha sonra İngiltere'nin Manchester şehrinden getirilen  yün ve pamuk ipliği ile Almanya'dan getirilen Sunni boyalar kullanılmış, Manchester kelimesi halıcılıkta çok sık kullanılan bir terim haline gelmiştir.  İngiltere’ den ip ihraç eden Almanya'da boya getirten Kayseri tüccarlarından Dülgerzadeler ve Puzant Abacıyan Bünyan'da tezgah sayılarını çoğaltıp pazar paylarını da arttırmışlardır.
Bünyan halısının tüm dünyada bu kadar çok tanınmasının en büyük nedeni tamamen doğal ürünlerden üretilmiş olmasıdır. Halı deyince akla yün gelir. Yün halı tamamen sağlıklı ve konforlu bir yaşam ortamı sağlarken, konforlu ve yumuşaklık hissi ile aşınma direncinin yüksek olması da kaliteyi artıran önemli etkenlerdendir.  Koku yapmaması, az toz tutması, ezilmemesi, ayrıca yünün aleve dayanıklı olması, kolay kolay leke tutmaması ve kolay temizlenmesi, yün iplerin renklerinde kullanılan boyaların tamamıyla doğal olması ve renklerin zamanla solmaması, kullandıkça renklerin parlaması da Bünyan halısının değerini artırmış, birinci sınıf Bünyan ev halısının cm karesinde 30 ila 35 ilmek bulunması da Bünyan halısının kalitesini artıran faktörlerden olmuştur.
Bünyan Halısının Özellikleri ve Tezgah Yapısı:
Bünyan halısını Kayseri'de üretilen diğer halılardan ayıran en büyük özelliği çözgüsünün pamuk olup, dokusunun yün ve floş olmasıdır.  Germe tezgahlar ile dokunan Bünyan halılarında, yaygın olarak doğal renkler beyaz siyah gri mor renkler kullanılır.  Zeminler kırmızı mavi ve lacivert tonlardadır.  Bünyan halılarında zemin genelde  iki kısımdan ibaretir. Birinci kısım kenar suların ve kolonların bulunduğu alan diğeri ise iç mekandır. Kenar kısımda ikiye ayrılır. Halk arsında ince kenar ve enli kenar diye adlandırılır. Kimi zaman dış kenar bordürleri  üçe dörde veya daha fazla sayıya çıkabilmektedir. Orta kısım, motiflerine göre üç-dört sınıfta toplamak mümkündür. 1- Çiçekliler: İri Çiçekli(Ferağan-farahan, bademli, buğdaylı), İnce Çiçekli (empirme),  2-Geometrik  motifliler: Sandıklı, Kilim,  Kazak, Rus Kazağı, Ladik, Buhara, Şirvan, Keşan  gibi tarihi motifler bulundukları şehirlerin adlarını almışlardır. 3- Göbekli: Kazan, Lalezar, Hayali, Üzümlü, Sarmalık, Simli. 4-Diğer motifler: Sinekli, Laleli, Anağra, Dolaplı, Deve Boynu, Kirpikli,  Papatya, Simli, Tintik, Madalyon, Güneşli, Telekli, Konya Ladiği, Dönmeli, Sivas Ladiği, Dolaplı,  Mihraplı ve Yürekli gibi isimler alır.
Tüm bu özelliklerin yanında halının yapısının ortaya çıkmasında en büyük maharet halıyı dokuyan kişilerdedir. Bir çok Bünyanlı kadın, halıyı çocuk yaşta öğrenmiştir. Bir iki üç derken halı çözgülerine atılan düğümlerin sayıları giderek çoğalır ve halı dokuyan ellerin hızına yetişilmez olur. Bünyan halılarında  “Türk düğümü” adı verilen düğüm çeşidi kullanılır.  Halıyı dokuyan kişi sol elinin yardımı ile yukarıya doğru uzanan çözgü iplerinin arasından parmaklarını geçirerek, önce öndeki sonra arkadaki iki adet çözgü ipini öne doğru çeker, sağ eline aldığı yün ipi ipliklerinin ikisi arasından geçirerek ilmenin ortasından yaptığı köprünün altından sıkıca çekerek, yukarıya doğru uzanan iplere “ilmek” adı verilen sıkıca bir düğüm atar ve aşağıya doğru çekerek halının sırasına oturtur. Sıraya oturttuğu ipi yine sağ elinde sürekli olarak tutuğu küçük bir çakı yardımıyla belli bir noktadan keser veya çakı kullanmaksızın yün ipi parmaklarının yardımıyla kopartır. Bir sıra tamamlandıktan sonra, yukarıya doğru uzanan ikili çözgülerin arasından bir sıra atkı enlemesine tezgahın öbür tarafına geçirilir. Çözgü iplerinin arasında bulunan mastar aşağı indirilerek ipler çapraz hale getirilir ve atkı ipi çözgü iplerinin arasından yeniden öbür tarafa geçirilir, kirkitle sıkıca vurularak iyice yerleştirilir ve mastar tekrar yukarı çekilir. İpleri çapraz hale getiren bu düzenek ise şu şekildedir. Tezgâhın ortasında kücü adı verilen bir yuvarlak ağaç bulunur. Bu ağaca çözgü iplerinden bağımsız olarak sarılan ve yukarıya doğru uzanan bu çözgü iplerine bağlanan iplerin yardımıyla çözgü iplerinin çapraz yapması sağlanır. Bunun içinde kücü adı verilen bu yuvarlak ağacın altında, iplerin arasından geçirilmiş ve yukarı aşağı doğru hareket eden ve “mastar” veya “vargel” adı verilen dikdörgen şeklinde, köşeleri yuvarlatılmış uzunca bir ağaç kullanılır. Bu şekilde tek başına bir kişi halı üzerinde asılı duran motife uyarak gün içerisinde 30, 40, 50 hatta 60 sıra dokur. Dokunan sıra kimi zaman halının ebadına göre değişir. Aynı zamanda tezgâhın büyüklüğü e değişir. Kimi zaman bir tezgâhı bir kişi dokurken kimi zamanda bu sayının tezgâhın büyüklüğüne göre iki, üç hatta beş kişiye kadar çıktığı görülür. Sabahın erken saatinden başlayarak akşama kadar halı dokunduktan sonra, akşam dokunan halının kabarık duran yün ipleri bir halı makasının yardımıyla düzgünce kesilir. (Kırpma işlemi eskiden bu şekilde yapılırken, sonradan çıkan kırpma makinelerinden sonra bu işlem terk edildi. Bütün halı dokunup çıkartıldıktan sonra, bu işlemi halıcılar yapardı.)  Kırpma işlemi tamamlandıktan sonra o gün halı belli bir yüksekliğe geldiyse bel ağacının üzerinde bulunan gergi demirleri, halı anahtarı ile gevşetilerek halı arkaya doğru kaydırılarak döndürülür ve demirler yeniden sıkılanarak ertesi gün yeniden dokunmaya hazır hale getirilir. Kimi halı dokutturan halıcılar, yanında halıyı çevirecek işçiler çalıştırırdı. Bunlar halı dokutturdukları evlere giderek halıları çevirirlerdi. 
Halı çözüldükten sonra ilk olarak birkaç sıra “Sıçan dişi” yapılır, sıçan dişinin üzerine 8 – 10 sıra “Toprakçalık” adı verilen bir örgü örülür, bunun üzerine yün ip ile halı dokunmaya başlanır. İlk olarak halının etrafını saran  “dar kenar” adı verilen 8-10 cm’ lik bir kenar dokunur bu kenarın 5 -6 sıralık ilk kısmına “cikciki adı verilir. Ortada belli bir model dokunduktan sonra tekrar 5 - 6 sıralık cikciki dokunur. Dar kenar bittikten sonra enli kenar adı verilen bir model dokunduktan sonra, halının modeline göre tekrar dar kenar dokunabilir. Dar kenar ve enli kenardan sonra halıyı oluşturacak asıl modül dokunur. Bu modül, yukarıda belirttiğimiz, çiçekli, sandıklı, kilim, kazak gibi motiflerdir.  Halının iki taraflı kenarına halı çıkana kadar bir örgü örülür. Menik (atkı) ile örülen örgüye “başörgü” adı verilir.  Bu örgü halının düzgün durmasını ve sağlam olmasını sağlar. Halının ilk baş kısmı gibi son tarafına da Toprakçalık ve sıçan dişi örülür.   
Bünyan halısını dokuyan bütün Bünyanlı kadınlar dokudukları motiflerin her birinin anlamını bilerek dokur. Bu motiflerin hepsinin birer adı vardır: Kurtağzı, koçboynuzu öküzgözü, çakmak, sinek, keten yemiş, zülüf, yıldız, kartal, güneş, lale, deveboynu, kuş ve hayvan desenleri ve benzeri adlar alır.  
Bünyan halılarında genelde standart ölçüler hâkimdir. (Boy enin 1,5 katıdır.) Ebatlarına göre halılar değişik isimler almaktadır. 45 cm x 30 - 45 cm (Minder-Levha),  60 cm x 70 - 90 cm (Yastık-Heybe-Seccade),  90 cm x 130 cm (Arşın çeyrek), 120 cm x 180 cm ( 500 lük Taban-Somya), 120 cm x 225 cm (Karyola 600 lük), 2 m x 3 m (Kelle 700 lük) 6 m2 den 12 m2 ye kadar olan halılar ise  700’lük, 800’lük, 900’lük, 1000’lik, 1200’lük taban halısı olarak geçer.
 Bünyan’da dokunan halıların tezgâhı germe tezgâh türüdür.  Bu tür tezgâh daha çok Hereke ve Kayseri yöresinde kullanılan tezgâh tipidir.  Genelde ahşap olan tezgâhın son zamanlarda metal olarak üretilenlerine de rastlanılmıştır. Bu tezgâhların en önemli özelliği, alt ve üst leventlerin kendi etrafında dönmeyip alt levendin yukarı levent yuvasında hareket etmesidir. Bir başka önemli özelliği ise çözgünün çözgü aparatında değil, tezgâh üzerinde çözülmesidir. Germe tezgâhta dokunan halı, alt levende sarılmaz. Dokunan kısım, alt levent üzerinde arkaya doğru kaydırılarak yeniden gerdirilir ve dokumaya hazır hale getirilir.  Bu tür tezgâhın tek olumsuz tarafı; istenilen ebatta (boyda) halı dokuma imkânının olmamasıdır.
Tezgâhın Parçaları: İki adet yan seren, bir tezgâhta iki adet olup halı tezgâhının ayakta durmasını, alt ve üst leventlerin paralel ve yatay bir şekilde tutulması ve dönmesini, gücü ağacının taşınmasını sağlar. Halının ebadına göre boyu değişmektedir.
-Bir adet alt Levent (merdane), Üst levente göre biraz daha geniş olup, alt kısmı yuvarlatılmıştır.  Çözgünün gerilmesini ve sarılmasını sağlar.
-Bir adet üst levent iki adet dikmenin takıldığı bölümdür. Çözgünün ve halının gerilmesini sağlar. Bir adet bel ağacı. Üst levent ve alt leventin orta kısmında bulunur,  halı demirleri ve dikmeler bu ağaca sabitlenir. Bunların sayesinde halının gergin durmasını sağlar.
-İki adet dikme, Bel ağacı ile üst serenin arasında bağlantıyı yapan dikey ağaçlardır. Küçük tezgâhlarda bu bir adet olarak ta kullanılır. Tezgâhı gerdiren yardımcı parçadır.  
-İki adet gergi demiri, (küçük tezgâhlarda bir adet kullanılır) alt seren ve bel ağacına sabitlenmiştir.  Burgu vidalıdır, halı anahtarı adı verilen kol demiri vasıtasıyla üzerinde bulunan büyük bir somun yukarıya doğru sıkılarak tezgâh gerginleştirilir.  
-Bir adet gücü, halı çözüldükten sonra, çözgüye çaprazlık vermesi için kullanılır.  Mastar adı verilen varangelen vasıtasıyla atkı atılırken çözgüdeki çaprazlığın meydana gelmesini ve öndeki çözgü telinin arkaya, arkadaki çözgü telinin öne geçmesini sağlar. Gücü kalıbı, gücü ağacına bağlanan çözgünün arka tellerinin bir seviyede durmasını sağlamakta ve gücü örülürken kullanılmaktadır.
-İki adet mastar, (varangelen) birinci mastar kücünün üst tarafında bulunur, halı çözülürken halının ilk bağlantısını yapmak için kullanılır. İkinci mastar (vargel) kücünün alt kısmında bulunur halı dokunurken atkının atılması için çözgülerin çaprazlanmasında kullanılır.
-Kirkit: İlme ve atkıların sıkıştırılmasında kullanılan demir L şeklinde, el tutulan yeri 15 cm uzunluğunda yuvarlak, alt tarafı 2 -3 mm kalınlığında 15 cm uzunluğunda geniş ve uç tarafı iplerin girebileceği şekilde taraklı bir alettir.
-Makas ve bıçak, makas halı dokunduktan sonra hav yüksekliğini ayarlayıp yünleri kırpmak için kullanılır. El utma yerini çoğu zaman halının yün ipi sarılarak kullanılır. Bıçak halı dokunurken yün ipleri kesmek için kullanılır.
-Masura, halı çözülürken çözgü iplerinin sarılmasında kullanılır. Sayıları çözülecek halının büyüklüğüne göre değişir. Halıyı çözen kişi halıyı çözmeden önce çözgü iplerini bu masuralara sarar.
-Çözgü ipi, ipliklerin halı tezgâhının alt ve üst leventleri arasına, yatay zemine dik ve birbirine paralel olarak çaprazlamasına geçirilmiş ipliklerdir. Halının boyuna sağlamlığını sağlar. İpliklerin kalınlığı halının ilmek sayısını değiştirir. Kaliteli bir halıda ince iplik kullanılır.  
-Çıkrık, çözgü ipi, menik veya atkıları sarmak için kullanılan tekerlek biçiminde elle çalışan alet.
-Çek çek, atkı ipinin çözgüler arasından kolayca geçmesi maksatlıyla, küçük çubuklar kullanılarak çözgü iplerinin arasından geçirilip bu çubuklara bağlanan ipler ile yapılan düzenek. Atkı geçirileceği zaman iki çözgü arasına el sokmayıp yerine bu çek çekler kullanılarak iki ipin arası aralanır ve atkı bu aradan geçirilir. Sırasıyla diğer çekçekler de kullanılarak halının tamamından ip geçirilmiş olur.  
-Çıpkı Halının ağzının düzgün olması ve halının boyunu vermek için çalı çözgülerine çizilen boya.
-Menik, Her bir sıranın arasına çekilen atkı ipi.
-Baş örgüsü, atkı ipinden biraz daha küçük hazırlanan he halının iki tarafına örülen iplik.
-Kertme, modele bakılarak, modeldeki desenlerin yerinin belirlenmesine kertme denir.
-Halı modeli, halının desenlerinin ve motiflerinin çizili olduğu milimetrik karelerden oluşan kağıt. Alt tarafına kalın bir karton yapıştırılarak kullanılır ve halının üzerine asılır. Eskiden renkli boyaların yerine siyah boyalar kullanılarak çizilen desenlerde hangi renk kullanılacaksa oraya halıda kullanılan renkli ipler iğne ile geçirilirdi.  
-Yün İp, Bünyan halılarında kullanılan dokuma iplerinin tamamı yün ip olup, belli bir döneme kadar doğal boyalar kullanılarak boyanmıştır.  Bu dönemde boyacılık bile öyle bir seviyeye gelmiştir ki, sadece boya üretmek için bağ ve bahçelere boya elde edilen bitkiler dikilmiştir. Bu gün bile hala bazı bağ bahçelerde bu bitkilerin (cehri) kökleri durmaktadır.  Doğal boya Bünyan’da da belli bir döneme kadar devam ettirilmiş, hazır kimyasal boyalar çıktıktan sonra halk bunlara yönelmiş yine kendi ipini kendisi boyamış bir süre sonra buda terk edilmiştir.
Yün ipi boyamada birçok bitki kullanılır. Bunlar şunlardır.  Cehri (çeşitli yardımcı maddeler kullanılarak sarı, yeşil, bej, haki renkler elde edilir), Şap (ipin boyayı kabul etmesinde yapılan bir işlem için kullanılır.), Saçıkıbrıs (siyah renk), Sütleğen (turuncu, kahverengi ve haki renkleri verir),  Soğan kabuğu (kırmızı renk, Gülgülü(Bünyan’da Pembe renge verilen ad)), Saçıkıbrıs, sütleğen ile karıştırılırsa (sarı renk), Göztaşı ( Kahverengi), Asma yaprağı (sarı ve yeşil renkler), Ceviz (koyu kahverengi), Çivit Otu (Bünyan’da çivit adıyla bilinen mavi rengi verir), Kına (Kırmızı ve turuncu renkleri verir), Kök boya (bir çok bitkinin kökünden elde edilir. En çok kırmızı renk verir, bunun dışında sarı, lacivert, mavi gibi bir çok rengin elde edilmesinde kullanılır), Papaya (sarı rengi verir),  Sarı Kız Otu (Tarçın Rengi -Açık Kahve rengi verir)
Kaynakça: 1-•        S. Burhanettin Akbaş; Bünyan’da Yüzyıllardır Yaşatılan Bir Gelenek, Halıcılık; Bünyan Kültür, Aylık Kültür Dergisi, Sayı 9 Kayseri 1993
2- •        Emre Dölen; Tekstil tarihi, dünyada ve Türkiye‟de tekstil teknolojisinin ve sanayiinin tarihsel gelişimi. Marmara Üniversitesi Teknik Eğitin Fakültesi Yayınları No: 91/1. Matbaa Eğitim Bölümü Yayın No :6 M. Ü. Teknik Eğitim Fakültesi Matbaası. İstanbul. 1992 
3- •        Hamdi Üçok; Çağlayanlar Beldesi Bünyan, Kayseri. 1953 
4-•        Prof. Dr. H.Örcün Barışta; Türk El Sanatları, Ankara,1998
5- •        1968 Kayseri İli Yıllığı, Kayseri Valiliği, Kayseri 1968 
6-•        Tarihi – Ticari – Sanayi ve İktisadi Yönleri İle Kayseri, Kayseri Ticaret ve Sanayi Odası Neşriyatı: 1, Kayseri 1965 
Hasan YÜKSEL
















Hiç yorum yok: