2 Mart 2019 Cumartesi

AHMET TURAN OFLAZOĞLU (1932 - )


Aslen Bünyan’ın Karadayı Köyünden olan Ahmet Turan Oflazoğlu, babasının işi gereği bulunduğu Adana'nın İsahacılı Köyü'nde 17 Şubat 1932'de dünyaya gelir. Çocukluk yıllarını, aynı zamanda ilk hocası da olan babası Ahmet Fevzi'nin imam olduğu Ceyhan'ın Mangıt Köyü'nde geçirir. Gördüğü bir rüyada  kendisine "Buradan Abdülkadir Geylani geçti" diye seslenildiğinde, babası "artık zamanı geldi" diyerek önüne koyduğu rahlede kendisine Kur'an öğretmeye başlar.

Dokuz yaşında babasını zatürreden kaybeden minik Turan, Ceyhan'da iş bulan küçük ağabeyi Bekir Sami'nin yanında annesi Hanife ile bir yıl kalır. İkinci Dünya Savaşı yıllarında annesiyle birlikte Bünyan'a dayısının yanına giderler ve burada Bünyan İlkokulu'nu birincilikle bitirir. İlkokulda öğretmeni Yusuf Batur ona temsillerde başrol oynatır; kendisi de yaptığı figürlerle kasaba halkına Karagöz temsilleri verir. Bulunduğu yerde ortaokul olmaması ve kentteki okula da devam edememesi nedeniyle babasının köyü olan Karadayı'ya gider ve orada bir yandan çiftçilike uğraşırken, diğer bir yandan kış günlerinde köylülere "Hazreti Ali Cengi" ve "Köroğlu" destanları okur.

Daha sonra eğitimini tamamlamak üzere büyük ağabeyi Mustafa ile 1945 yılında İstanbul'a giden Oflazoğlu, Kumkapı Ortaokulu'nda Neriman İlci'den İngilizce ve Hakkı Bey'den Tarih sevgisi alır. Lise eğitimini 1951'de Vefa Lisesi'nde tamamlar. Vefa Lisesi futbol takımında oynamış, Fenerbahçe Futbol Takımı'nın seçmelerine katılmış, fakat seçmelerde sakatlandığı için seçmeleri tamamlayamamıştır.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine giren Oflazoğlu, hayal gücünü bağladığı ve yaradılışına aykırı olduğunu düşünen Dr. Oğuz Bey'in tavsiyesiyle bir yıl hukuk okuduktan sonra İngiliz Dili ve Edebiyatı Fakültesine geçer. Burada da üç yıl öğrenim gördükten sonra, Takiyüddin Mengüşoğlu'nun yönlendirmesiyle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümüne devam eder.

Üniversite yıllarında, Peyami Safa'nın çıkardığı "Türk Düşüncesi" adlı dergide "Limon" adlı şiiri ilk kez yayınlanır. Aynı şiiri Behçet Kemal Çağlar da yaptığı radyo programında okur. Üniversiteden mezun olduktan sonra askerliğini, Cevdet Sunay'ın  mütercimi olarak Ankara'da yapar.

Lise yıllarından itibaren şiir yazan Oflazoğlu, İstanbul Edebiyat Fakültesinde öğrenciyken tanıştığı Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "dram kabiliyeti var sende, tiyatroyu denemelisin" demesi üzerine oyun yazarlığında karar kılır. Ahmet Hamdi Tanpınar bir seferinde de "Çok renkli şiirlerin var. Bizim gibi turşusunu kurma yayınla da, cümbüş olsun alemde" diyerek şiirlerini yayınlamaya teşvik eder.

1963'te Fulbright bursuyla gittiği Seattle'daki Washington Üniversitesi'nde oyun yazarlığı programına katılarak Grant Hubbard Redford'un öğrencisi olur. Bir ara ayrılmak isteyen Oflazoğlu'na Redford: "Herşeyi kucaklayan bir ruhun var, sen bu işi becereceksin, devam et." sözleriyle geri adım attırır. Sonrasında Redford tarafından verilmiş bir ev ödevi olarak yazdığı ve İngilizce'ye çevirdiği "Keziban" hocasının da beğenmesi üzerine Seattle'da sahnelenir.  Böylelikle Oflazoğlu şiirden tiyatro dünyasına geçmiş olur.

Turan Oflazoğlu, yazdığı oyunların konularını genellikle tarihe dayandırmakla birlikte, tarihi incelemeye yönelik değil, karekterlerin kişilik ve iç dünyalarını yansıtmaya önem verdi. İsmail Dede Efendi’nin yaşamını anlattığı “Yine Bir Gülnihal” ve henüz tahta çıkmaya hazır olmayan bir şehzadenin içinde bulunduğu durumu anlatan “Deli İbrahim” adlı oyunları bunun başarılı örnekleridir.  Deli İbrahim, Genç Osman, Kösem Sultan, IV. Murat  gibi oyunlarını tragedya tekniği ile yazmıştır.

Yazdığı komedileri ise köy ve köylü konuludur. Köy hayatını ele alan oyunlarında kan davası, ağalık, intikam, Anadolu insanının sıkıntıları, dile getirilmiştir.

Tiyatro eserleri dışında şiir, deneme, çeviri, senaryo türlerinden  eserler verdi.  Turan Oflazoğlu Friedrich Nietzsche, Rainer Maria Rilke, William Shakespeare, Franz Kafka, Federico Garcia Lorca ve İngmar Bergman’dan çeviriler yapmış, tiyatro üzerine yazılar yayınlamıştır. Ayrıca yabancı tiyatro yazarlarının eserlerinden çeviriler yaptı.  Yazarın ayrıca Sultanahmet Camii ses ve ışık projesi senaryosu, Anıtkabir  oratoryolibrettosu ve Şenlik adlı bir bale librettosu  vardır.

1964 yılında Türkiye'ye döndükten sonra TRT İstanbul Radyosu'nda Dramaturg olarak çalışmaya başlar, 1968 yılınının 22 Temmuz'unda Ayşe Sevil Göze ile evlenir ve bu evlilikten Görkem ve Gizem isminde iki kızı olur. 17 Şubat 1997 yılında TRT'deki görevinden emekliye ayrılan Oflazoğlu, halen İstanbul'daki evinde, şiir ve tiyatro çalışmalarına devam etmektedir.

Kitapları: Sinan (Tiyatro), III. Selim (Tiyatro), Kösem Sultan, Deli İbrahim, Yine Bir Gülnihal (Oyun), Böyle Buyurdu Zerdüşt (Çeviri Friedrich Wilhelm Nietzsche), Gardiyan, Baba (Çeviri August Strindberg), Kanlı Düğün (Çeviri Federico Garcia Lorca), Seçme Şiirler (Çeviri  Friedrich Hölderlin), Shakespeare, Moliere, Bernarda Alba’nın Evi (Çeviri Federico Garcia Lorca), Ceza Sömürgesi (Çeviri Franz Kafka), Seçilmiş Şiirler – Duino Ağıtları (Çeviri Rainer Maria Rilke), Romeo ile Juliet (Çeviri William Shakespeare), Sevgi Hakanı, Seçilmiş Oyunlar 1 (Çeviri Auguste Strindberg), Bütün Oyunları 1 (Çeviri Federico Garcia Lorca), Mutlak Avcıları (Deneme)

Yazdığı Tiyatro Oyunları: Keziban, Allah’ın Dediği Olur, Deli İbrahim, IV. Murat, Sokrates Savunuyor, Bizans Düştü, Elif Ana, Fatih (Bizns Düştü Adıyla), Fenç Osman, Kösem Sultan, III. Selim Kılıç ve Ney, Güzellik İle Aşk (Şeyh Galb’in Hüsn ü Aşkından), Atatürk, Cem Sultan, Sinan, Gardiyan, Dörtbaşı Mamur Şahin Çakır Pençe, Kanuni Süleyman, Yine Bir Gülnihal, Korkut Ata, Yavuz Selim.

Senaryoları: Topkapı, Mütarekeden Büyük Taarruza

Şiir Kitapları: Sevgi Hakanı, Fetih, Dörtlükler.

Kaynak: Turan Oflazoğlu.com

Hiç yorum yok: