31 Mayıs 2025 Cumartesi

AHMED HİLMİ PAŞA (1839 Kayseri – 1905 İstanbul) OSMANLI HEKİMİ

1839 Yılında Kayseri’nin Darsiyak (Kayabağ) köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Mehmet Çavuş taş ustasıdır. İlk tahsilini Kayseri’de yaptı. 11-12 yaşında babası ile birlikte İstanbul’a gitmiştir. İstanbul’da iken Osmanlı bürokrasinde elemanlar yetiştiren İrfaniye Hususi Mektebine girdi. İki üç yıl burada okuduktan sonra hayırsever Kazasker Cemal Efendi’nin yardımı ile ve başarılı bir öğrenci olması üzerine Mektebi- Tıbbiye’ye öğrenci olarak alınmıştır. Buradan büyük bir başarı ile 1864 yılında Sol Kolağası rütbesiyle mezun olmuştur.  Önce Haydar Paşa Hastanesinde, daha sonra’da Beşinci Ordu’da memur oldu. Bu görevde 4 yıl hizmet verdi. 

Osmanlı Tıp Cemiyeti’nin (Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye) kurucularından biridir. 1853-1856 Kırım Savaşı’nda duyulan âcil hekim ihtiyacı üzerine eğitim dilinin Türkçe olması için başlatılan çalışmalar kapsamında 1866’da kurulan Cem‘iyyet-i Tıbbiyye-i Osmâniyye ile birlikte o dönem Fransızca olan tıp dilinin Türkçeye dönüştürülmesinde önemli çalışmalar yürütmüştür. Fransızcayı da iyi bilmesinden dolayı tıbbiye’de öğretmenlikle görevlendirildi. On beş yıl boyunca yedi-sekiz bin sayfalık tıbbi eserleri Türkçeye çevirdi. Türkçe eğitim başarılı olunca 1870’te Askerî Tıbbiye’de de ilk sınıftan itibaren tedrisatın Türkçeleştirilmesine karar verildi. 1877’de Askerî Tıbbiye’de Teşrih-i Marazî (Patalojik Anatomi) muallimliğine (profesörlüğüne) atandı. Tıpta Türkçe eğitim üzerine yaptığı başarı çalışmalardan dolayı 1888 yılında rütbe’si Livalığa (Tuğgeneral) yükseltildi.  Rütbesinin yükselmesi ile birlikte 1890 yılında Tıbbiye Mektebi Nazırlığı (Bakanlığı)na tayin oldu. 

Bakanlıkta yöneticilik konularında da başarılar göstermiştir. Bu başarılarından dolayı 1893-1895 yılları arasında hem sivil (Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye-i Şahane 1867) hem de askeri ( Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane) tıp okullarının ikisinin birden dekanlığını yürütmüştür. Rütbeside ferikliğe (tümgeneral) yükseldi. 1895 yılında Makam-ı Seraskeri Sıhhıye Dairesi Seis-i Sanisi (Genelkurmay Başkanlığı Sağlık Dairesi İkinci Başkanı) sonra da Hıf-ı Sıhha-i Umumiyye Sermüfettişi (Başmüfettiş) oldu.  



Türk tıp tarihi açısından çok önemli olan patoloji biliminin Osmanlı İmparatorluğunda kurulmasını sağlamıştır. Bu konuda da ilk ders veren ve ilk patoloji kitabını yazan kişi Ahmet Hilmi Paşa’dır (1870).  Patoloji konusunda ilk kitabının adı “İlmi Ensac-ı Maraziye” dir.  Aynı zamanda ilk Türkçe Tıp Sözlüğü’nü (Lügat-ı Tıbbiye) yazmıştır. Bu amaçla çok sayıda tıbbi metni arkadaşları ile birlikte Türkçeye çevirmiştir. Sadece Ahmet Hilmi Paşa’nın Türkçeye çevirdiği kitap sayısı 8 adettir. Bu sayede reform sayılabilecek bir şekilde Türk hekimlerinin tıpta önlerini açmıştır. Aynı zamanda tıp üzerine Ameliyat-ı Cerrahiye1872, Emraz-ı Umumiye-i Cerrahiye 1879, Tahlil-i Kimyevî  1883, Teşrih-i Marazi kitaplarını yazmıştır.  

Sağlık üzerine yaptığı hizmetlerden dolayı Birinci Osmani, Birinci Meclis Nişanları, Altın ve Gümüş İmtiyaz Madalyaları ile ödüllendirildi. 1905 yılında İstanbul’da vefat etti. Mezarı Kadıköy’de Mahmud Baba Türbesi haziresindedir. Hiç çocuğu olmamış bu yüzden soyu yürümemiştir.  

Ahmed Hilmi Paşa’nın adının Gesi’de bir mahalle, cadde ya da sokağa verilmesi için Prof. Dr. Halil Tekiner, gündeme bir öneri getirmiştir.


Kaynaklar:

-Nejdet Kala, https://www.kayseriolay.com/  Kayseri Aziz Sancar Kadar Önemli Osmanlı Paşası Gesili Ahmet Hilmi Paşa’ya Sahip Çıkacak mı. 10.06.2024 

-Davut Güleç, https://www.davutgulec.com/  Kayserili Ahmet Hilmi Paşa, Patoloji’nin Türkiye’deki kurucusu.

-Gökhan Bolat, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kayseri Ansiklopedisi, Ahmed Hilmi Paşa (Ahmed Paşa) maddesi, sayfa: 51 2015

-Mekteb-i Tıbbiye, Türkiye Diyanet Vakfı İsmam Ansiklopedisi, cilt 29, 2004 

-Prof. Dr. Selda Seçkin, Türkiye’de Patolojinin Kısa Tarihçesi. Https://Patoloji.gen.tr./Türkiye’de Patolojinin Kısa Tarihçesi

-Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir, Türk Tıp Tarihinde Patoloji ve Anatomi Bilimleri Üzerinde 19. ve 20. Yüzyıllarda Gelişmeler. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Tarih-Kültür Dergisi Nisan 2022


30 Mayıs 2025 Cuma

KAYSERİLİ AHMED PAŞA (1806 Kayseri - 1878 İstanbul) KAPTAN-I DERYA

Musavver Medeniyet gazetesinin 1290 Zilkade 30 tarih ve 14 numaralı nüshası nda 1806 yılında Kayseri Develi kazası Pusatlı köyünde  doğduğu belirtilmektedir. 10 yaşına kadar ailesi ile Kayseri’de yaşadı. 10 yaşında babası Mehmet bey ile birlikte İstanbul’a gitti. Bu yaşına kadar her hangi bir mektebe gitmedi. 1825 yılında bahriye neferi olarak askerliğe girmiştir. Er olarak katıldığı donanmada, kısa sürede çavuş oldu. Gösterdiği cesur başarıları yükselmesinin önünü açtı. Ahmed çavuş, Karadeniz de iki geminin birbirine çarpması üzerine gemilerden birinin kıç tarafında açılan yarayı soğukkanlılıkla onararak bir felâketin önünü almış olmasından dolayı önce mülâzımlığa ve yirmi gün sonra da yüzbaşılığa terfi ettirildi. Kabiliyetine bağlı olarak korvet kaptanlığına tayin edilmiştir.

Kaptanlığa tayin edildiği dönemde Sisam adasında çıkan bir ayaklanma neticesinde ayaklanmayı bastırmak için Sisam’a gönderilmiştir. Sisam’da yaralanmasına rağmen göstermiş olduğu üstün başarı ve dayanıklılık sayesinde bu ayaklanmayı bastırmayı başarmıştır. Bu başarısı sayesinde binbaşılığa terfi ettirilmiş ve iftihar nişanı verilmiştir. 1833 yılında Trablusgarp’ta Karamanlı ailesi arasındaki bir çekişme nedeniyle buraya gitmiş, ardından Girit sonrasında da Mısır Valisi Mehmed Ali isyanında görev almış gösterdiği başarılar üzerine 1840 yılında rütbesi önce miralaylığa daha sonrada Riyale (amiral)’e yükseltilmiştir. 1845 yılı Ağustos ayında Mehmet Ali Paşa’nın kaptan-ı deryalığında Patrona (ferik amiral) rütbesini aldı. 1950 yılında kapudan (birinci ferik amiral) rütbesine yükseltildi. Mehmet Ali Paşa’nın Kaptan-ı Deryalıktan alınması üzerine altı ay kadar açıkta kaldı. Sadrazam Mustafa Reşit Paşa tarafından hizmetleri takdir edilerek paşa rütbesinin ilk derecesi olan mirülümerallığa yükseltildi. Yedi ay sonrasında  deniz mirlivası(Tuğ amiral) rütbesine üç ay sonrasında ferik (Tüm amiral) rütbesine yükseltilmiştir.   

Osmanlı’nın müttefikleri İngiliz ve Fransızlar ile birlikte Ruslara karşı yapılan Kırım Savaşın’da (1853-1856) önce Kaptan-ı Deryalık görevinde bulundu. Sonrasında Karadeniz Filosu komutanlığına tayin edilerek, bulunduğu Mahmudiye gemisinden savaşı idare ederek 1854 yılında Sivastopol’da  Rusları yenilgiye uğrattı. Bu başarısından dolayı vezirlik payesi ile taltif edilerek müşir (vezirlik) rütbesine terfi ettirildi. Bu tarihlerde altmış bin askeri ile Kırımın batısındaki Gözlöve gidip Rus donanması ile yaptığı savaşta yaralanmasına rağmen savaşı bırakmayarak; savaşı sonuna kadar idare etmiştir. Kırım savaşının sonunda (1856) barış yapılması üzerine İstanbul’a dönmüştür.

1857 yılında merkezi Rodos olan Cezair-i Bahr-İ Sefid (Cezayir Adaları) valiliğine tayin edilmiş, aynı yıl içerisinde harp zamanında ki hizmetini takdiren kendisine mur assa’ bir kılıç ile Mecidi nişanının birinci rütbesi gönderilmiştir.  Aynı sene İstanbul’ a çağrılarak meclis-i vâlâ âzalığına  tayin edildi. 1860 yılında İzmir Valisi oldu. Aynı yıl Şam’da çıkan bazı hadiseler den sonra, Ahmed Paşa gibi cesur ve kudretli bir valinin burada bulunması gereği düşünülerek Sayda Valiliğine tayin edilmiş ve Beyrut limanındaki gemilerin nezareti de kendisine emanet edilmiştir.  

Ahmed Paşa, Sayda’dan ayrıldıktan sonra 1864 yılında ikinci kez İzmir ve Yanya valiliklerine gönderildi. Yanya’da görev yaptığı sırada Yunan muharebesinde gösterdiği başarıdan dolayı 1866 yılında merkezi Çanakkale olan Cezair_i Bahr-i Sefit  valiliğine getirilmiş ve  5 – 6 yıl boyunca burada kalmıştır. Bu görevi sırasında Gelibolu’da bir cami yaptırmıştır. 1873 yılında Rıza Paşa’nın yerine Bahriye Nazırlığına ( Denizcilik Bakanlığı) tayin edilip kendisine bir iltifat olarak donanmadan ayrılan bir gemi ile birlikte İstanbul’a getirilmiştir. 1875 yılına kadar nazırlık görevi yürüten Ahmed Paşa, Nazırlıktan alındıktan sonra Şura-yı Devlet (danıştay)  Üyeliğine tayin edildi.  Ve yine aynı sene İzmir’e, Ağustos ayında da Bursa’ya ve tekrar dört gün sonra İzmir Valiliğine tayin edildi. Aralık ayında da Adana Valiliğine gönderildi. Burada da çok kısa süre kaldı. 

1876 Nisan ayında ikinci kez Bahriye Nazırı oldu. Serasker Hüseyin Avni Paşa, Sadrazam Mütercim Rüştü Paşa, Mithat Paşa, Şeyhülislam Hasan Hayrullah efendi tarafından oluşturulan bir komitenin Sultan Abdülâzizi Tahtan indirip öldürmesi üzerine tahta yerine getirilen Beşinci Murad cülüsunun ikinci günü Ahmed Paşa’yı kendisinin isteği ile Bahriye Nezaretine sonrasında da kaptan-ı deryalığa tahvil edilmiştir.

Sultan Abdülaziz’in hal’i sırasında sultanın karşısında olan komitenin içerisinde yer aldı ve donanmanın toplarını Dolmabahçe sarayına çevirdi. Girit meselesini görüşmek üzere Mithat Paşa’nın konağında toplanan komitenin toplantısına katıldığı sırada Sultan Abdülaziz’in intikamını almak isteyen Yüzbaşı Çerkez Hasan’ ın konağı basması ile oluşan arbede sırasında kol ve yüzünden yaralandı. 

V. Murad’ın tahta oturmasından 93 gün sonra tahtan indirilmesi ve yerine getirilen Abdülhamid’in cülüsundan az sonra 1986 da Kaptan-ı deryalıtan azledilmiş ve bu ünvanı terkrar Bahriye Nezaretine çevrilerek Rauf Paşa’nın bahriye nazırı olmuştur. 1877 yılında birinci Meclis-i Mebusanın açılması nedeniyle Ayan âzalığına aday gösterilerek bahriye nazırlığı görevinden alındı. Kısa bir süre sonra Rus seferi nedeniyle Tuna Valiliğine tayin edilerek İstanbul dan uzaklaştırıldı. Yine aynı yıl Rusçuk kumandanlığına tayin edildi.1877-1878 Osmanlı Rus muharebesinde, vefatından önce padişaha yazdığı bir mektup ile yaşlandığını ve kalp hastalığını öne sürerek İstanbul’a dönmek istediğini belirtti.  Sadrazam Servet Paşa’nın ricasına rağmen Padişah Abdülhamit bu isteği reddetmiş fakat geçirdiği bir kalp krizi üzerine vefatından 30 gün kadar önce İstanbul’a dönmesine müsaade edilmiştir. Ahmed Paşa gelişinden on gün sonra İkinci Teşrin (Kasım) 1878 yılında 72 yaşında vefat etmiştir. Kabri, Süleymaniye Camii bahçesinde bulunan mezarlıktadır. 

Ahed Paşa memleketi Kayseri’de bir rüşdiye (ortaokul) yaptırarak iki çeşmeyi tamir ettirip su yollarını yeniletti. Yaptırmış olduğu okul daha sonra yıktırılarak yine aynı adla betonarme bina yaptırılıp ilkokula çevrildi. Günümüzde bu bina’da yıktırılmış olup yeri boş bir haldedir.  Okulun kuzeyinde bulunan cadde günümüzde adıyla anılmaktadır. Yıktırılan okulun yerine Beyazşehir’de  Ahmet Paşa adında yeni bir okul yaptırılarak hizmete sokulmuştur. İstanbul’da bulunan evi günümüzde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore ettirilmiş olup, Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Kurulu tarafından hizmet binası olarak kullanılmaktadır.  


Kaynaklar: 

- Milliyet Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi (13. cilt, 1986).

-Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kayseri Ansiklopedisi cilt1, Ahmed Paşa Maddesi Sayfa 57,  2015 

-https://tr.wikipedia.org/wiki/Kayserili_Ahmed_Paşa

-https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3553242  Kayserili Ahmed Paşa Paşa Hakkında İkinci AbdülHamid’in Bir Hattı Hümayını. Or. Prof. İ. Hakkı  UZUNÇARŞILI. 

Derleme: Hasan Yüksel

 

2 Şubat 2025 Pazar

KAYSERİ'Yİ YENİDEN İMAR EDEN MİMAR


 HAKAN ŞAHAN (1974 -      )

Kıbrıs gazisi Musa Şahan ve Sultan Şahan’ın ilk evlatları olarak 1974 yılında Bünyan ilçesi Taçın (Topsöğüt) köyünde dünyaya geldi. İlköğretime 1981 yılında Gültepe Zeki Doğan ilkokulunda başlayıp, Nurihas Mahallesi Emine Akçakaya İlkokulunda tamamladı. Ortaokulu Kadı Burhanettin Ortaokulu’nda, liseyi Kayseri Lisesi’nde okudu.

1994 yılında girdiği yükseköğretim sınavı sonucunda burslu olarak Kıbrıs Doğu Akdemiz Üniversitesi İngilizce Mimarlık Bölümünü kazandı. Okuduğu üniversitede, Kentsel Tasarım (Urban Desing) derslerinde öğrenci asistanı olarak görev aldı. 1999 yılında üniversiteyi üçüncülük derecesi alarak tamamladı. Aynı dönemde üniversitenin yanı sıra özel bir kurumdan ve yurtlar yönetiminden de ödüller aldı. 

Mezuniyetinin ardından askerlik hizmetini tamamlamak için Van Tatvan’ da yedek subay (asteğmen) olarak görev yaptı. Askerlik sırasında da okuduğu bölümün hakkını vermiş, iki okul ve bir karargâh binasının tasarımını gerçekleştirmiştir.  Bu başarısından dolayı “üstün başarı ödüllü” alarak askerlik görevini tamamlamıştır.

Askerlik görevini tamamladıktan sonra Kayseri’ye dönmüş, 2002 yılında Kayseri Valiliği bünyesinde oluşturulan “Kayseri Kent Kimliği” projesinde ve “Kent Müzesi” çalışmaları kapsamında görev aldı. Mimari tasarımlar dışında Sultan Hamamı, Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi ve Gesi Ortaokulu gibi önemli tarihi eserlerin yeniden restorasyonu projelerinde yer aldı.  900 yüzyıllık tarihi “Tokat Sulu sokak Kentsel Tasarım Projesi” ile Tarihi Kentler Birliği’den  “Mimari Tasarım” ödülü almıştır. Ayrıca Kültepe Kaniş-Karum Asurlu Tüccarlar Mahallesi Projesi ile de başarı elde etti. Aynı dönemde Havva Kuvvetleri Komutanlığı’ndan VIP tanker ve uçak hangarı tasarımı üzerine ödül aldı.  

2012 -2013 yıllarında Lifos İnşaat ve Mimarlık şirketini devralarak sektörde kendi şirketiyle yer aldı. 2016 yılında ise Hakan Şahan Mimarlık firmasını kurdu. Belediyelerle iş birliği içerisinde kurumsal projeler, dekorasyon çalışmaları ve şehir planlamaları gibi projelerde yer aldı.

2005-2006 öğretim yılında Erciyes Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak yer alarak malzeme ve proje dersleri verdi. 2019 ve 2020 eğitim ve öğretim yılında Adana Çukurova Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde jüri üyesi olarak görev aldı.

Turizm projelerine ayrı bir ilgi duyan Şahan, kış turizm merkezleri planlama projelerinde uzmanlaştı ve Turizm bakanlığı ile diğer devlet kurumlarına çeşitli projeler sundu. Bu kapsamda Erciyes Dağı’nda da bir projeye imza attı.  Türkiye Belediyeler birliği ile pek çok şehirde çevre düzenleme ve kentsel tasarım projelerinde yer aldı.  Hakan Şahan halen Lifos İnşaat Mimarlık ve Hakan Şahan Mimarlık Limited Şirketleri altında proje çizmeye devam etmektedir. 

Hakan Şahan evli olup, iki kız, bir erkek çocuk sahibidir. 


PROJELERİ VE ÖDÜLLERİ: 

-Tokat Sulu Sokak Kentsel Dönüşüm Projesi Ödülü 2007 – 2008

-Havva Kuvvetleri Komutanlığı 12. Ulaştırma Üssü Vip Uçak Tasarımı Ödülü 1999 – 2000

-İç Anadolu’nun En Büyük Camisi, Organize Sanayi Bölgesi Fevzi Mercan Camii 2020 

-Kültepe Kaniş Karum Asurlu Sokak Projesi ve Kaniş Karum koruma çatı projeleri.

-Sivas Caddesi Emirgan Parkı Yaya Üst Geçit Projesi.

-Kayseri fuar Kültür Park alanı projeleri Şelale giriş kapısı kamelyalar ve çevre düzenlemeleri

-Ali dağ Mesire Alanı. 

-Ali Dağ 360 peyzaj projeleri.

-Talas seyir terası.

-Zincirdere Komando Birliği park projesi.

-Emirgan Parkı projesi ve uygulaması.

-Nato Caddesi yaya üst geçit projesi.

-Kocasinan Bulvarı üzerine 2 adet yaya üst geçit projesi.

-Tramvay güzergâhı, Organize ve İldem'e kadar olan bölümlerin düzenleme projeleri.

-Bünyan, Tomarza, Yahyalı, Hacılar, Yeşilhisar İlçeleri meydan düzenleme projeleri

-Cami projeleri:  Altınoluk Nasrullahzade camii, Erciyes Camii, Mithatpaşa Camii, Gaziosman Sarı Camii, Erkilet Kasapoğlu Camii, Yazır Mahallesi Camii, Hasan Arpa Mahallesi Camii, Terminal Camii, Gemerek Camii,  Yıldırım Beyazıt Osman Fatma Fırıncı Camii, Yavuz Selim Mahallesi Camii, Afrika Uganda Soronti Camii, Endonezya Camii, Almanya Stuttgart Merkez Camii projesi.

-Develi Gençlik Merkezi ve yüzme havuzu.

-Bünyan Belediyesi Gençlik Merkezi projesi ve diğer ilçelerdeki Gençlik Merkezleri projelerinin tadilatlarının yapılması

-Yaya yolları, kaldırımlar ve çevre düzenlemesi kentsel tasarım projeleri.

-Sivas Caddesi Çarşı içi yaya düzenlemesi projesi, trafiğe kapalı alanlar düzenleme projeleri.

-27 Mayıs ve Vatan Caddesi projeleri.  Hunat Mahallesi Meydan ve Hunat Cami önü projeleri

-Hunat Cami şadırvanı restorasyon projesi ve uygulaması.

-Surp Kirkor Lusavoriç Ermeni Kilisesi restorasyon projesi.

-Kayseri Kalesi güçlendirme tadilat projeleri.

-Türbedar evi restorasyon projesi. 

-Sultan Hamamı restorasyon projesi. 

-Gesi Ortaokulu restorasyon projesi. 

-Hacı Kılıç Camii restorasyon projesi. 

-Erciyes Master projesi kentsel tasarım düzenlemesi oteller alanı ve Master proje içerisindeki sosyal tesislerin tamamının projeleri. Lifos Cafe Kardan Adam Hisarcık giriş noktası ve Hacılar giriş noktası, Gondol Cafe projesi.

-Erciyes Magna Apex otel ve günübirlik projesi. 

-Erciyes Çeşmebaşı dükkanlar projeleri.

-Kahramanmaraş Yedikuyular kayak merkezi master projesi ve içerisinde bir otel projesi. 

-Konya Derbent Aladağ kayak merkezi master projesi.

-Yozgat Çamlık master projesi ve sağlık oteller projesi.

-Yozgat Nohutlu Tepe teleferik projesi.

-Van Çaldıran kayak merkezi projesi.

-Kars Sarıkamış kayak merkezi Otel projesi Kayı Resort Otel

-Büyükşehir Belediyesi bünyesinde irili ufaklı çok sayıda peyzaj düzenlemesi. Park yol kaldırım levha ve yol ortasındaki çiçekli bariyerler projeleri.

-Asri mezarlıklar düzenleme projeleri.  Bülbülpınarı Asri Mezarlık, İldem Mezarlığı projesi.

-Pınarbaşı Kaymakamlık Adalet Sarayı projeleri.

-Malatya Battalgazi Mahallesi Vapur İskelesi Projesi ve Kuş Cenneti projeleri.

-Aksaray yaya üst geçit projeleri.

-Aksaray Belediyesi mezarlık camii ve idare binası projeleri.

-Aksaray Millet parkı Düzenleme Projesi

-Hakkari Yüksekova kayak merkezi Master projesi avan projeleri. 

-Osmaniye Düziçi şehir merkezi düzenleme projeleri.

-Osmaniye Düziçi Düldül Dağı teleferik tadilat projeleri.

-Hatay Merkez Camii restorasyon projeleri.

-Gaziantep Şehitkâmil Belediyesi park düzenleme projeleri.

-Muğla Ortaköy villa projeleri.

-Muğla Bodrum villa projeleri.

-Romanya zimnicya kasabası fabrika binası projesi ve uygulaması takibi.

-Erzincan Oltu deresi üzerine 2 tane çelik yaya köprüsü projeleri ve uygulaması.

-Kayseri'de çok sayıda villa projeleri iç dekorasyon ve uygulama takipleri.

- Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na ait VIP tanker uçağının iç dekorasyonlarını VIP olarak düzenlemek projeleri ve uygulama takibi.

-Diyarbakır Millet Parkı projesi.

-Kayseri Organize Sanayi Çarşı ve Sosyal Tesisleri projeleri 1 adet ilave cami ve Çarşı Projesi ve revak projeleri. 

-Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Sağlık Merkezi tadilat projesi.

-Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an'ı Anlama Merkezi kompleks projesi.


Hasan YÜKSEL


18 Aralık 2024 Çarşamba

İHSAN KETİN (1914 - 1995)



Prof. Dr. İhsan KETİN

Hocaların hocası İhsan Ketin 10 Nisan 1914 yılında Kayseri’de doğdu. Ali Ağa ve Ayşe Hanım’ın ikinci çocuğudur. Doğum gününün tam olarak bilinmemesine rağmen annesinin “kirazların çiçek açtığı zaman” demesi üzerine kendi doğum tarihini 10 Nisan olarak belirlemiştir. Türkiye’de “jeolojinin babası olarak bilinmektedir. Adını dünya çapında da duyuran Ketin İlkokul, ortaokulu ve liseyi Kayseri’de yatılı ve burslu olarak okudu. Babası okuduğu Kayseri Lisesi’nde müstahdem olarak görev yapan Ali Efendi idi.  

Kayseri Lisesinde okurken Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kayseri gezisi sırasında okulu ziyaret etmişti. Atatürk okulda İhsan Ketin’in sınıfını tercih ederek fizik dersini dinlemeye girer.  Öğrencilerin yanına oturmasıyla Atatürk’ü tanıma şerefine erişir. Kendi anlatımına göre Atatürk o gün sınıfta fizik öğretmeninin dersi çok iyi anlatmasından etkilendiğini ve o dönem müdür olan Yunus Kazım Köni’ye öğretmenin performansından dolayı maaşını 5 lira artırarak ödüllendirmesini istemiş. Öğretmen, Kazım beye “nereden çıktı bu” diyerek bunu kabul etmemiştir.  Yine o günlerde Müdür Kazım Bey, Ketin’i parlak bir öğrenci olduğu için yanına çağırarak “İhsan ne olmak istiyorsun” diye sorar. O da “doktor veya mühendis olmak istiyorum” der. Müdür Yunus Kazım Köni’de “ Bak evladım Paşa gelişim için bir program başlattı.  Liselere öğretmen yetiştirmek için yurt dışına burs vererek adam gönderiyor sende bundan faydalan”  diyerek İhsan Ketin’in fikrini değiştirir ve adını sınava girecek öğrenciler arasında valiliğe bildirir.  

İhsan Ketin burs alıp yurt dışına çıkabilmek için okulda Milli Eğitim Bakanlığı’nın sınavına girer ve kazanır. Daha sonra İstanbul da ikinci bir sınava girer ve yurt dışına burslu olarak gidebilmeyi hak eder. 1932 yılında İstanbul’dan Almanya’ya Doğa Bilimleri okumaya giderken kendisi gibi iki arkadaş daha edinir. Bu iki arkadaşta Türkiye’nin geleceğine damga vuran kişilerdir.   Birisi Ord. Prof. Ekrem Akurgal, diğeri de Ord. Prof Sedat Alp’tir. Üçü de Atatürk’ün projesi, kıvılcım gidip alev olarak dönecek olan gençlerdendir. O dönemde soyadı kanunu çıkmadığı için Almanya da Ali Oğlu İhsan olarak eğitim görür. İki yıllık dil eğitimi aldıktan sonra 1934 yılında Berlin Üniversitesinde jeoloji eğitimi almaya başladı. Aynı yıl buradan ayrılarak Bonn Üniversitesine geçti. Burada dünyaca ünlü Hans Cloos ve Hans Stille gibi hocalardan ders aldı. Üç yıllık lisans eğitimini tamamlayıp Türkiye ye dönecekken hocası ünlü jeolog Hans Cloos kendisindeki yeteneği görünce üniversite de kalıp doktora yapması için ısrar eder. Ketin’in “Hocam benim bursum bu kadar daha fazlası için param yok” cümlesi üzerine hocası üniversitede kalmasının yollarını arar ve Berlin’deki Türk Talebe Müfettişi Cevat Dursunoğlu’nu arayarak durumu izah eder. Dursunoğlu hemen hallederiz deyip İhsan Ketin’in doktora alması için yardımcı olur.  Ketin  1938 yılı Haziran ayında ‘Über die Tektonik und den Vulkanismus der Gegend von Bad Bertrich’ (Bertrich Kaplıcası Çevresinin Tektoniği ve Volkanizması Üzerine) adlı doktora tezini tamamlayıp doktorasını aldıktan sonra Türkiye’ye döndü. İstanbul’a dönüşte İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeoloji Enstitüsü’nde yardımcı doçent olarak göreve başlayan Ketin, o sırada 24 yaşındaydı ve Türkiye’nin doktora yapmış ilk jeoloğuydu.

Türkiye’ye döndükten sonra meydana gelen 1939 Erzincan depremi ve sonrasında her biri bir öncekinin batı ucundan başlayıp batıya doğru yayılan (Erbaa-Niksar, Adapazarı - Hendek, Kurşunlu-Çankırı, Ladik-Kastamonu, Gerede- Bolu), her biri sağ yanal fay kırılmasına sahip bir dizi depreme şahit oldu. Erzincan depreminde 33.000 kişinin hayatını kaybetmesiyle deprem ve jeoloji çalışmalarına hız verdi. Erzincan depreminin fay haritasını çıkarmak için sahaya gitti ve irili ufaklı sayısız depremi araştırarak yaklaşık 300 kilometre boyunca tutarlı bir sağ yanal sapma buldu. Ketin, depremlerin Erzincan'dan Marmara Denizi'ne kadar uzanan ve Anadolu bloğunun batıya doğru sürüklendiği büyük bir fay üzerinde meydana geldiğini fark etti. 

Anadolu’da yaptığı, altı sayfa tutan bu araştırmalarını Önce Almanya’da bir kitapta yayınlamak istedi. Almanya’daki hocalarının böyle bir şeyi kabul etmeyip bu makaleyi yayınlamaları üzerine 1948 yılında Avusturya’da bir dergide yayınladı. “Son on yılda Türkiye’de vukua gelen büyük depremlerin tektonik ve mekanik neticeleri” adlı makalesi dergide yayınlanınca dünya çapında dikkat çekti. O dönemde dünyada bilinmeyen yanal atılımlı fay hattını keşfeder. Bu makalede bu fayın büyük bir yanal atımlı (sağ yönlü) fay olduğu, fay boyunca “Anadolu Blok” u adı verilen kütlenin batıya doğru hareket ettiği ve bu kütlenin güneyinde de kuzeydeki fay zonuna benzeyen sol atımlı bir diğer fayın bulunması gerektiğini öne sürmüştür. Yaklaşık 300 km lik “Kuzey Anadolu Fay Hattı” ‘nın varlığının kanıtlanması, Almanya’da ders aldığı hocalarının ve jeoloji dünyasının da dikkatini çekmiştir. Ancak bu yayından 40 yıl sonra eğitim gördüğü Almanya’da jeoloji konusunda üst düzey ödül sayılan “Gustav Steinmann Madalyası” verilmiştir.  

Kuzey Anadolu Fay hattını keşfinden sonra öğrencileri ile birlikte, Anadolu Bloku'nu güneyden sınırlayan ve Kuzey Anadolu Fayı'na benzeyen bir yapı üzerinde gerçekleşmesi sonucu, Türkiye’nin ikinci büyük yanal atımlı fayı olan Doğu Anadolu Fay hattının keşfine imza atmıştır.  Bu yapının keşfi şerefini paylaşan dört jeologdan ikisinin Ketin’in öğrencileri olması şüphesiz rastlantı değildi.

1950-1951 yıllarında Amerika Birleşik Devletlerine giderek burada John Hopkins Üniversitesinde çalışmalarını sürdürmüştür.  Ketin 1953 yılında İstanbul Üniversitesinden ayrılarak, o tarihlerde yeni kurulmakta olan İTÜ Maden Fakültesi Genel Jeoloji Kürsüsü’ne profesör olarak atanmıştır. 1961 ve 1966 yıllarında Türkiye’nin Tektonik Birlikleri konusunda iki önemli makale yayınlamıştır. 1975’te tekrar Amerika’ya giden ve 1976’da yayımladığı makalesinde San Andreas ve Kuzey Anadolu Fayları arasında karşılaştırma yapan Ketin, 1977 yılından sonra da bilimsel çabalarına aralıksız devam etmiştir. Doksandan fazla orijinal makalesi, çevirileri ve ders kitapları yayınlanmıştır.

1983 yılında emekli olana kadar çalışmalarını burada sürdürmüştür.  55 yıl boyunca Türkiye’nin dağlarına, tepelerine, doğasına bakmasını bilen gözler kazandırmıştı. Erciyes dağının heybetinde de etkilenerek “Bendeki jeoloji aşkı ilkokul yıllarımda başlamıştı” diyen İhsan Ketin, o dönemde jeolojiye olan ilgisini inanılmaz bir sevgiyle ifade ediyordu. 

1984 yılında Londra Jeoloji Derneği'nin Yabancı Üyesi seçildi. 1988'de Geologische Verinigung'un Gustav-Steinmann Madalyasını kazandı ve Amerika Jeoloji Derneği'nin Onursal Üyesi seçildi. 1993 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'nin kuruluşundan itibaren Onursal Üyesi oldu. Celal Şengör ve Naci Görür gibi birçok hoca ve jeolog yetiştirerek Türkiye’ye kazandırmıştır. 

1942 yılında coğrafya öğretmeni Bedia Alpun ile evlenmiştir.  Yaptığı bu evlilikten olan ilk çocukları Ali'yi (1943) 1,5 yaşındayken kaybeden Ketin, 1946 doğumlu ikinci oğlu Mehmet'i ise 1969'da apandisiti zamanında teşhis edilememesi ve patlaması nedeniyle kaybetti. Üçüncü çocukları Ahmet ise inşaat mühendisliği eğitimi aldı. Ketin, 16 Aralık 1995 te İstanbul’ da vefat etti. İhsan Ketin’in ebedi istiratgahı İstanbul'daki Karacaahmet Mezarlığı’ndadır. 


Aldığı Ödüller

1981: Bilim Ödülü TÜBİTAK

1981: Hamit Nafiz Pamir Hizmet Ödülü Türkiye Jeoloji Kurumu

1984: Onur Üyeliği Londra Jeoloji Topluluğu, İngiltere

1988: Fahri Doktora Bonn Üniversitesi, Almanya

1988: Gustav Steinmann Madalyası Almanya

1988: Onur Üyeliği Amerikan Jeoloji Topluluğu, ABD

1990: Onur Üyeliği Bulgaristan

1993: Onur Üyeliği Türkiye Bilimler Akademisi

Eserleri

       1982: Genel Jeoloji - Yerbilimlerine Giriş İTÜ Vakfı Yayınları


KAYNAKLAR: 

-67.Türkiye Jeoloji Kurultayı MTA Kültür Sitesi,  Bildiri Özleri Kitabı / 14-18 Nisan 2014 Editör: Kaan SAYIT.  Ankara 

-https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0hsan_Ketin

-https://www.ihsanketin.net

-Celal Şengör ve Fatih Altaylı’nın İ.B.B düzenlediği “Genç Kıvılcımlar” sohbeti, 

-https://www.webtekno.com/jeolojinin-babasi-ihsan-ketin-h132989.html

Derleyen: Hasan YÜKSEL


























1 Şubat 2024 Perşembe

SELAHATTİN METİN (1964 - )


            1964 yılında Niyazi ve Şahnaz Metin çiftinin evlatları olarak Bünyan Top Söğüt Mahallesi’nde (Taçın)  doğdu. 1981 yılında Kayseri Mimar Sinan Yapı Meslek lisesinden mezun oldu. Ardından Niğde Üniversitesi Bor Meslek Yüksek Okulu İklimlendirme Soğutma Bölümünü bitirdi.  

             Yirmi beş yıl Kayseri İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde memur olarak çalıştıktan sonra 2012 yılında emekli olarak, ticaret hayatına atıldı. Memuriyeti sürecinde Türk Eğitim-Sen’ de yönetici olarak görev aldı.

            1997 – 1998 yıllarında Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfında Kayseri İl Başkanı  olarak görev yaptıktan sonra Ülkü Ocakları Türkiye Müfettişi olarak atandı. 

            Selahattin Metin emekliliğinin ardından halen Kayseri Üniversite Rezidans isimli öğrenci yurdunun işletmeciliğini yapmaktadır.   31 Mart 2024 yılında yapılacak olan yerel seçimler için Cumhur ittifakından Bünyan Belediye Başkanı adayı olmuştur. 

            Orta düzeyde Almanca bilen Metin evli olup üç çocuk babasıdır. 


 

22 Ocak 2023 Pazar

LOS ANGELES GÜNEY KALİFORNİYA ÜNİVERSİTESİ ARŞİVLERİNDE KAYSERİ 1891

 Bir çok kişinin ilk defa göreceği güzel bir Kayseri fotoğraf arşivi. İki Amerikalı arkadaş bisiklet ile dünyada ilk sayılabilecek bir Dünya turuna çıkarlar. 1890-1893 yılları arasında çıktıkları bu turda Anadolu'da rotalarındadır. 24 bin kilometrelik yol boyunca 1200'e yakın fotoğraf çekerler. 1891 yılında uğradıkları Kayseri'de Kodak marka fotoğraf makinası ile bir kısım fotoğraf çekerler ve halkla muhabbet halinde olurlar. Bu yolculukları boyunca kullandıkları bisiklet ve fotoğraf makinası ömürlerinde hiç teknoloji görmemiş olan halkın da ilgisini oldukça çekmiştir. Açıklamalar fotoğrafların altındadır. Hasan Yüksel

Pazarda oya, elişi satan Kayserili kadınlar 23 Nisan 1891. Kadınların üzerindeki çar bürümcükler dikkat çekmektedir. 1970'lere kadar kullanılan bürümcüklere "makarna çar" adı da verilmektedir.
 
Ali Cafer Kümbeti

Ankara ile Kayseri arasındaki bir mezarlıkta ölen akrabalarının mezarlarında dua eden ve ağlayan Türk kadınları, Türkiye, 1891

Bir Ermeni okulundaki öğrencilerin ve bir öğretmenin iç görünüşü, Kayseri, Türkiye, 1891

Erciyes Dağı'na doğru manzara, Kayseri-Talas civarı, Türkiye, 1891

Güneybatıdan Kayseri Kalesi, Kayseri, Türkiye, 1891

Hunat Hatun Camii Kapısı, Hunat Hatun Külliyesi, Kayseri, Türkiye, 1891

Kayseri de bir çiftçi

Kayseri Kalesi Duvarı, Kayseri, Turkiye, 1891

Kayseri'de şehrin eteklerindeki küçük bir derede çamaşır yıkayan Türk kadını 23 Nisan 1891

Kayseri'nin batısındaki antik Roma hamamı kalıntıları, Türkiye, 1891

Kayseri, Türkiye'de kimliği belirsiz bir binanın dışındaki iki küçük insan grubunun görünümü çizim haline getirilmiş. . Sol arka planda bir minare görülebilir. Kaynak bilinmiyor.

Mezarlıktan görülen Kurşunlu Camii, Kayseri, Türkiye, 1891- Hasan Yüksel

Mutasarrıf sarayının yakınındaki bir sokağa bakış, Kayseri, Türkiye, 1891

Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi, ana giriş, Kayseri, Türkiye, 1891

Sırçalı Kümbet (tomb), Kayseri, Turkey, 1891

Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi'nin çatısından genel bakış, Kayseri, Türkiye, 1891

Şehrin batısında hacıların ibadet etmeye geldikleri kutsal yer, Kilise ve Cami bir arada Kayseri, Türkiye, 1891 Battalgazi

Kayseri şehir surlarının yakınında toplananlar 23 Nisan 1891

Kayseri Pazar caddesinde ekmek yiyen iki adam 23 Nisan 1891

Kayseri'den Sivas'a giden yol boyunca kaya taşıyan öküz takımları, Türkiye, 1891

Zeynel Abidin Türbesi Nisan 1891 Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles. Kütüphane Özel Koleksiyonu


Zeynel Abidin Türbesi Nisan 1891 Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles. Kütüphane Özel Koleksiyonu
iki Amerikalı arkadaş bisiklet ile çıktıkları dünya turunda uğradıkları Kayseri'deler. Bisiklet ile yaptıkları gezi sırasında toplanmış meraklı bir kalabalığın önünde bisiklete binmeye hazırlanıyorlar. Kayseri, Türkiye, 1891- Hasan Yüksel

İki Amerikalı arkadaşın bisiklet ile çıktıkları dünya turunda uğradıkları Kayseri'de Sultanhanı Kervansarayındalar 1891

İki Amerikalı arkadaşın bisiklet ile çıktıkları dünya turunda uğradıkları Kayseri'de Sultanhanı Kervansarayındalar 1891

İki Amerikalı arkadaşın bisiklet ile çıktıkları dünya turunda Kayseri' ye ulaşmadan bir gün önce Kızılırmak kıyısında bisikletleri ilerlerken, 1891

Kayseri Kalesi, Kayseri, Türkiye 1891