12 HAYVANLI TÜRK TAKVİMİ |
*Her şehrin, her ilçenin kendine göre takvimi vardır. Mevsim, ay, gün adları az çok farkla her yerde değişir. Her yerin kendine göre sayılı günleri, eğlence günleri vardır
uzun yılların ürünü olan yerel takvimler bize yalnız bulunduğumuz yerin ayını gününü göstermekle kalmıyor, aynı zamanda, içerisinde edebiyat, folklor ve bilhassa kültür bakımından bir çok değer sunuyor.
Kayseri Takvimi de nemli yerel takvimlerden birisi...
KAYSERİ'DE SAAT 12 İKEN İLÇELERİMİZDE SAAT
Kocasinan 12.00
Melikgazi 12.00
Akkışla 11.57
Bünyan 11.58
Develi 12.00
Felahiye 12.00
İncesu 12.01
Hacılar 12.00
Özvatan 12.59
Pınarbaşı 11.56
Sarıoğlan 11.58
Sarız 11.56
Tomarza 11.59
Yahyalı 12.00
Yeşilhisar 12.02
MEVSİMLER
*Kayseri takviminde mevsimler bugün kullanıldığı gibi geçer:
Bahar, yaz, güz, kış
AYLAR
01. Mart
02. April (Nisan)
03. Masyıs
04. Haziran
05 Temmuz-Yay (Yaz) ayı
06.Ağustos
07.İlkgüz (Eylül)
08.Ortagüz (Ekim)
09.Songüz (Kasım)
10.Karakış (Aralık)
11.Zemheri (Ocak)
12.Gücük (Şubat)
GÜNLER
*Kayseri Takvimi'nde gün isimlerinde değişiklik yoktur. Ancak; Cuma, Pazartesi, Çarşamba, Perşembe uğurlu, makbul ( bilinen, sevaplı), Salı ve Cumartesi iyi sayılmayan günlerdir.
Cuma haftanın en şerefli günüdür. Kayseri'de genellilke zifaf Cuma gecesi olur. Birbirini takip eden düğün arabaları görününce yarının cuma olduğu hatırlanır. Cuma günü dikiş dikilmez ve evde temizlik yapılmaz. (Fakat son yıllarda yukarıda sayılan gelenekler artık değişmeye başlamıştır. Haftanın her günü düğün ve temizlik yapılabilmektedir.)
Daha çok çamaşır Pazartesi günü yıkanır. Dulların ve matemli iken evlenenlerin zifaf geceleri de pazartesi günü olur.
Çarşamba da temizlik günüdür. Çamaşır yıkandığı gibi, tırnak kesmek ve traş olmak da tercihan bu gün yapılır. İnanışa göre bir insan kırk Çarşamba tıraş olursa zenginlermiş. Keza Çarşamba ve Cumartesi günleri yola çıkmakta uğurlu sayılır. "Ölüsünün üstüne örtülür" diye Çarşamba günü kesinlikle yorgan kaplanmaz. Her ayın son Çarşambası da uğursuz sayılır.
Perşembe de temizlik, derlenmek toplanmak günüdür.
Salı haftanın en uğursuz günüdür. Bugün yola çıkılmaz ve işe başlanmaz. Onun için "Salı Sallanır" derler.
Cumartesi günü temizlik işiyle uğraşılmaz. Tırnak kesmek, tıraş olmak kesin olarak yasakyır. Hatta kırk Cumartesi tıraş olanın "kafası bıçaktan gider" derler. Keza bugün ölenler de iyi karşılanmaz. Hatta, ulu bir ölü olursa "Sadaka vermek gerekir" denir.
KAYSERİ'DE SAYILI GÜNLER
*Kayseri Takvimi'nde hava değişikliğine bağlı sayılı günler vardır. Bunlar Mart dokuzu (Birinci dokuz), Dokuzun dokuzu (İkinci dokuz), Mart Otuzu (Üçüncü dokuz) ve April beşi (Dördüncü Dokuz)dir.
Dört sayılı günle kıştan bahara geçilir. Bugünler bazı seneler kış ve bazı seneler bahar özelliğini gösterirler. Bunlar kış ve bahar arasında ortak bölüm teşkil eden günlerdir. Bu dört sayılı gün zarfında kışla bahar çarpışır. Halkın dediği gibi, sanki Bahar kışa; "Sen çık ben gireceğim" kış da "ben çıkmam" der. Böylece bu şekilde kavga ederler.
Mart Dokuzu:
*Rumi Martın dokuzunda veya dokuzu etrafındaki günlerde olan fırtınaya denir. Gece ve gündüzün bir olduğu bu sayılı gün ısının değişimi bakımından önemlidir. Bazen iki üç gün devam eder ve çok soğuk yapar. Isı sıfırın altında 20 - 25 C' ye düşer. Şiddetli donlar ve fırtınaları olur.
Dokuzun Dokuzu:
*Mart dokuzu fırtınasından dokuz gün sonra Mart'ın 9'u ile 18'i arasındaki fırtınalı günlerdir. Eğer Mart dokuzu fırtına yapmazsa bunun dokuzunun dokuzunda olacağı beklenir. Bazı seneler Mart dokuzundan sonra kar yağdığı, şiddetli soğuklar yaptığı, soğuk rüzgarlar estiği görülür ki o zaman dokuzun dokuzu aynen Mart dokuzu etkisini gösterir. Gerek meyve ağaçlarına ve gerekse davarlara ve yavrularına fazla zarar verir. Hele buna yeni doğmuş oğlaklar dayanamaz çoğu ölür. Yazın gelmesi için "dokuzun dokuzu geçmelidir" derler.
Mart Otuzu:
*Rumi Mart'ın otuzu veya otuzu etrafındaki günlerde olur. Bu sayılı gün her sene fırtına yapmaz, ekseriyetle bahar gibi geçer. Ancak Mart dokuzu, dokuzun dokuzu fırtınalarının olmadığı veyahut pek zayıf geçtiği senelerde olur. Onun için; "Mart dokuzu, dokuzun dokuzu, o da olmazsa otuzu" derler ki, evvelkiler fırtına yapmazsa otuzunda yapar kanaati vardır.
April Beşi:
*Bu fırtınaya "Camız Kıran" fırtınası da derler. mandaları bu sayılı güne kadar dışarıda bırakmadıkları gibi yaymaya da çıkarmazlar. April beşi dediğimiz fırtına Rumi Nisan'ın 5'inde olur. Çok soğuk yaptığı gibi, ekseriyetle kar yağar, bilhassa keskin poyraz eser. Müthiş tipi fırtınaları olur ki, rüzgarın şiddetinden bazen ağaçlar dahi devrilir. Hele don yaptığı seneler meyve ağaçlarına çok zarar verir. Sebzeciler "April beşinde tohum ya elde ya yerde olmalı" derler. Çünkü; tohum topraktan çıkmışsa donar.
April 10'u veya onun etrafındaki günlerde beşinin beşi diye belli fırtınalı bir gün söylenirse de bu April 5'i kadar önemli olmayıp bazı seneler kendisini hafif soğuk yapmakla gösterir.
Engir Kıran Fırtınası:
*Rumi Mayıs'ın haftasında olur ki buna "Mayıs Yedisi" de derler. Bu fırtınada bilhassa şiddetli rüzgarlar eser ve ağaçların dallarını, bağların engirlerini yani filizlerini kırar. Bu sayılı günde hava iyi iken birdenbire bozduğu gibi şiddetli yağmur da yağar. Bundan dolayı Kayseri'de
"Havada bulut yok, Göstere'yi sel aldı"
derler. Bazen dolu, hatta kar yağdığı da görülür. Oldukça soğuk da yapar.
Gün Dönümü:
*Rumi haziran'ın dokuzu ile on ikisi arasındaki fırtınaya "gün dönümü fırtınası" denir Çok şiddetli yağmurlar yağar. Bazı bağcılar bugünü atlatmadan bağa çıkmaya cesaret edemezler. Bağları ovada olanlar, örneğin; Eğribucaktaki bağcılar kesinlikle gün dönümünü geçirmeden bağa çıkmazlar.
Yanar:
*Rumi Temmuz'un on dokuzu ile yirmi altısı arasındaki senenin en sıcak günlerine Yanar derler. Kayseri'nin en şiddetli sıcakları bu günlerde olur. Hava sakin ve berraktır. Yanarda havalar ne kadar sıcak giderse, kışın da o derece soğuk yapacağı kabul edilir. Bu günlerde yıkanmak uğursuzluğa delalet eder. İnanışa göre; yanarda belli bir saatte suya girenler yanar, vücutlarında alaca bulaca benekler peyda olur.
Çıra:
*Kayseri'de "Çıra yandı" diye Rumi Ağustos'un on sekizi için söylenir. Bu tarih üzümlerin tamamen olgunluğa geldiğini bildirir. Kayseri gibi bağcı bir şehir için bu sayılı gün de çok önemlidir. Çıradan bir hafta sonra üzüm sergisine başlarlar, On beş gün sonra da cevizler çırpılır. Çıraya kadar kimse üzüm kurutmaya teşebbüs etmez.
Küçük Mihrilcan (Mihrican):
*Çıradan bir hafta sonraki sayılı bir gündür. Bir iki gün devam eden bu fırtına, artık yaz mevsiminin son fırtınasıdır. Bunda soğuk rüzgarlar eser, çiy düşer, sis olur ve bazende yağmur yağar. Patlıcan, domates gibi bostan ürünlerini çok defa soğuk vurur. Herkes bu fırtınaya karşı daha evvelden tedbirli bulunur ve elmalarda Mihrilcan haftasında toplanır.
*Küçük Mihrilcan'dan bir hafta sonra başlar ki güzün ilk haftasıdır. Küçük Mihrilcan fırtınasının aşağı yukarı aynını yapar.
Haç:
*Büyük Mihrilcan'dan bir hafta sonra gelen fırtınadır. Artık soğuklar şiddetlenir. "Haç bucağa kaç" derler ki son bağcılar dahi bağlardan inerler. Zaten ekseri bağcılar Büyük Mihrilcan ile Haç arasında inerler. Küçük Mihrilcan, Büyük Mihrilcan ve Haç her üç soğukta devamsızdır. Gene 1,5 - 2 ay kadar yaz devam eder. Buna "küçük yaz" veya "pastırma yazı" denir.
Koç Katımı:
*Haçı takip eden fırtınadır. Güzün yani Rumi Eylül'ün on beşinden sonradır. Sürülere artık koçlar katılır. Koç katımında Mart Dokuzu dikkatle göz önüne alınır. Davarların kuzulamasını bu fırtınadan sonraya rastlatmak üzere Mart Dokuzu'ndan 150 gün evvel hesap ile koç katılır.
Pastırma Yazı:
*Buna "küçük yaz" veyahut "fukara yazı" da denir. İlk ve orta güz yani Rumi Eylül ve Ekim aylarıdır. Bu aylarda henüz sobaya ihtiyaç görülmez. Kışa hazırlanmaya son fırsat olduğu için fukara yazı denmiştir. Çünkü; zengin daha evvelden herşeyini almıştır.
Pastırma Sıcağı:
*Son Güz'ün sonları ile Karakış'ın başı yani Kasım'ın son haftası ile Aralık'ın ilk haftası bazı senelerde kurak ve oldukça sıcak geçer. İşte bu beş on gün devam eden sıcağa "pastırma sıcağı" denir. Sonbahar da yetiştirilemeyen pastırmalar bu günlerde tamamlanır ve bu sıcak için "pastırmanın yağı çıkar" derler.
Gün Dönümü:
*Karakış'da yani Aralık onunda olur. Yağmur, kar yağar. Şiddetli soğuk olur, her taraf donar buz kesilir.
Yanarın Yamacı:
*Zemheri'nin (Rumi ikinci kanun) on dokuzundan yirmi altısına kadar devam eder. Rumi Temmuz'un 19 - 26' sı arasındaki "yanar"a, yani yazın en sıcak günlerine karşılık kabul edilir. Kışın en soğuk günleridir. Karlar yağar, şiddetli tipiler olur, buzlar tutar ve çok defalar bu günlerde yolcular yollarda kalır. Yanar gibi Yanarın Yamacı'nda da hamama gitmeyi iyi saymazlar. Gidenlerin ciltlerinde alaca lekeler olacağını söylerler.
Kayseri'de Belirli Günler:
*Belirli günler kültürel, sosyal ve ekonomik sebeplerle diğer günlerden farklı olan günlerdir. Kayseri'deki başlıca belirli günler şunlardır:
1-Özel kutlama günleri
2-Bağ mevsimi,
3-Pastırma mevsimi,
4-Göçmen kuşların gelme ve gitme zamanları,
5-Ekim zamanı
Özel Kutlama Günleri:
*Kayseri'nin takvimlerimizdeki resmi günlerden başka benimsediği özel kutlama günleri vardır. Bunlar;
-Bünyan Dostları Geleneksel Kış Yüzme Şenliği, Bünyan, Ocak
-Erciyes kar şenliği, Erciyes, Ocak-Şubat
-Seyyid Burhaneddin!i Anma Günü, Kayseri, 24 Mart
-Mimar Sinan'ı Anma Günü, Ağırnas, 9 Nisan
-Kültür ve Sanat Haftası, Kayseri, 7 - 13 Nisan
-Erciyes Üniversitesi Bahar Şenlikleri, Kayseri, Mayıs
-Yoğurt Festivali, Akkışla, 18 Mayıs
-Kaptan İsmail, Hakkı Durusu Ve Ahmet Gazi Ayhan?I Anma Kültür Etkinlikleri, Talas-Zincidere, 18 Mayıs
-Pınarbaşılılar Günü, Pınarbaşı, 26 Mayıs
-Bünyan Koyunabdal Beldesi Kültür Sanat Festivali, Bünyan, 26 - 27 Mayıs
-Üzüm Festivali, İncesu, 7 - 8 Haziran
-Çilek-Kiraz Festivali, Yahyalı, Haziran
-Başakpınar Kültürel Yayla Etkinlikleri, Talas, 30 Haziran-1 Temmuz
-Paşalı Köyü Yayla Şenliği, Pınarbaşı, Temmuz
-Atlı Yayla Şenliği, Hacılar, 1 Temmuz
-Yeşilhisar Kültür, Sanat ve Kayısı Festivali, Yeşilhisar, 7 Temmuz
-Mahzemin Hasat Kültür Etkinlikleri, Kocasinan, 07-08 Temmuz
-Sarıoğlan- Çiftlik Kültür ve Halk Şenliği, Sarıoğlan, 14 Temmuz
-Yamaç ParaşütüVe Yelken Kanat Şenlikleri, Talas, 15-21 Temmuz
-Sarız Kilim Festivali, Sarız, 19 Temmuz
-Karaözü Kültür Şenliği, Sarıoğlan-Karaözü, Temmuz
-Felahiye Sıtmapınar Şenlikleri, Felahiye, 27 Temmuz
-Küpeli Geleneksel Türkmen Kültür Etkinlikleri, Özvatan, 28-29 Temmuz
-Sarıoğlan Geleneksel Anadolu Türk Kültür Etkinlikleri, Sarıoğlan, 29 Temmuz
-Yüreğil Köyü Geleneksel Pilav Şenliği, Kocasinan, Ağustos
- I.Deverenk Vadisi Tabiat Kültür Ve Turizm Etkinlikleri, Kayseri, 4-5 Ağustos
-Ağırnas Kültür ve Turizm Festivali, Ağırnas, 6 Ağustos
-Kayseri Erciyes Zafer Kurultayı, Tekir Yaylası-Erciyes, Ağustos
-Yamula Patlıcan Festivali, Kocasinan-Yemliha, Ağustos/Eylül
-Bünyan Halı ve Gilaboru Festivali, Bünyan, Ağustos
-Kızılhanlılar Patates ve kültür Festivali, Pınarbaşı, 26 Ağustos
-Geleneksel Aşık Seyrani Şenlikleri, Develi, Ağustos- Eylül
-Bağbozumu ve Aşık Hasan' ı Anma Festivali, Kocasinan, 8 - 9 Eylül
-Dadaloğlu Kültür ve Sanat Şenliği, Tomarza-Özlüce, 15-16 Eylül
-Aşıklar Bayramı, Eylül
-Pastırma Festivali, Kayseri, Eylül
-İncili Çavuş Kültür Sanat Şenliği, Kayseri, 6 Ekim
-Ahilik Kültür Haftası, Kayseri, 10-16 Ekim
-Atatürk'ün Kayseri'ye Gelişi, Kayseri, 19 Aralık, günleridir
Bağ Mevsimi:
*Kayseri halkı Bağcıdır, Esasen Kayseri Takvimi de bağcılığa dayanır. Mevsimni gelince yazı geçirmek üzere bağlara çıkılır. Kayseri' de "bağa çıkma" büyük bir gelenek halindedir. Bağa çıkma mevsimi 15 Mayıs ile 15 Haziran arasındadır. İnme zamanı da 15 Eylül'le 15 Ekim arasıdır. Bağdan dönmeye "göç döndü" tabir edilir. Bağa çıkarken götürülen ve inerken getirilen eşyaya mafraç denir. Bağ mevsimi bilhassa erkekler için yorucu geçer. Onun için:
"Merkeple herif çeker cefayı, kadınla köpel sürer sefayı" denir.
"Bağcılık hoca ile koca işidir" diyerek de ihtiyarların ve tatil dolayısıyla hocaların bağ mevsiminden özellikle istifade ettikleri ifade edilir.
Pastırma Mevsimi:
*Kayseri' de pastırmacılık ilk sığır kesimi 18 Ağustos'dan sonra başlar. Kasım sonuna kadar devam eder. Eğer, hava uygun olursa Aralık'da da sığır kesilir. Ancak, bütün kış boyunca yaza kadar pastırma yapanlar da vardır.
Muhacir Kuşlar ve Gelme Gitme Zamanları
*Kayseri'de kentleşme ve sanayileşmenin, çevre kirliliğinin yoğun olmadığı kırsal bölgelere muhacir kuşlar gelip gitmektedir. Bunlar: Leylek, kırlangıç, ebabil kuşu, ördek, turna, toy, saka kuşu, bıldırcın, arıkuşu, üveyik, elmacık, sarıasma, batağan, sığırcık ve hüt hüt.... olarak sıralanabilir. Leylekler Şubat sonrasında gelmeye başlarlar ve Ağustos sonlarına kadar kalırlar. Ördekler, Şubat'tan itibaren gelmeye başlarlar ve ay içerisinde bütün cinsleri Kayseri'ye gelmiş olur. İbibikler İlkbahar'ın müjdecisi kabul edilir. Kırlangıçlar ve ebabil kuşları da Mart sonlarına doğru gelirler ve Ağustos sonlarına kadar kalırlar.
Ekim Zamanı
*Her yerde olduğu gibi, Kayseri'de de yazlık ve kışlık diye iki ekim zamanı vardır. Kışlıklar Eylül ve Ekim'de yazlıklar da Şubat sonlarında ve Mart'ta ekilir. Her ikisi de ancak gün dönümünden sonra yani Haziran sonlarında ve Temmuz haftasında biçilir. Yazlık nadiren ekilir. Mevsiminde yağmur yağacak olursa yazlıklar don tehlikesinden kurtularak iyi mahsul verirse, gene de "Yazlığı ekde iyi olduğunu kardeşine dahi söyleme" derler. Yani her zaman iyi olmaz aldanmasın demektir. Fakat; arpa ve yulaf daima yazlık ekilir. Onun için çiftçiler:
"Şubatın arpası, Martın körpesi" derler
Kaynak:Kayseri Salnamesi Almanak 2005