13 Kasım 2018 Salı

FARUK ÜLKER (1950 - )


1950 yılında İsmail ve Makbule Ülker çiftinin çocukları olarak Bünyan’ın İğdecik köyünde doğdu. Aslen Bünyan’ın Girveli köyünden olup, öğretmen olan babasının buraya tayini nedeniyle iğdecik köyünde dünyaya gelmiştir. Babasının Akkışla Nahiyesine tayin olmasıyla ilkokula 1956 burada başladı.  Birinci sınıfı burada tamamladıktan sonra babasının yeniden Bünyan Çağlayan İlkokulu’na tayini ile ilkokul 2. sınıfa Namık Kemal İlkokulunda başladı. Bünyan’da o dönemde yeni yapılan Atatürk İlkokulunun açılmasıyla birlikte Faruk Ülker birçok arkadaşıyla birlikte 3. sınıfa da burada başlamak zorunda kaldı ve ilkokulu burada tamamladı. 

Orta öğretim eğitimine Bünyan Ortaokulunda devam etti ve 1965 yılında burada tamamladı.  Ortaokul sonunda girdiği sınav sonucunda Kayseri Lisesine girmeye hak kazandı. Lise 2. sınıfın sonuna kadar okulun pansiyonundan yararlanarak yatılı okudu. 3. Sınıfı ailesinin Kayseri’ye taşınmasıyla ailesinin yanında tamamladı.  Liseyi tamamladıktan sonra girdiği sınavlar sonucunda 1970 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandı. İstanbul’daki öğreniminin 2 yılını Kayseri Öğrenci yurdunda, 4 yılını da Vezneciler Site yurdunda kalarak 1976 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini tamamladı.  Avukatlık stajını 1977 yılında Kayseri Barosunda tamamlayarak 1978 yılında Avukatlık belgesini almaya hak kazandı.   

Ülker avukatlık belgesini aldıktan sonra vatani görevini ifa etmek için Balıkesir’de 4 ay Personel Yedek Subaylık eğitimini alarak, Adıyaman Gerger İlçesi Askerlik Şubesi’ne başkan olarak tayin edildi.  Burada 14 ay sure ile askerlik görevini ifa etti.  Askerlik vazifesi sırasında 1978 yılında Eczacı Fazilet Harputlu ile evlendi.  Askerlik görevini tamamladıktan sonra 1979 yılında Kayseri Barosunda Serbest Avukat olarak göreve başladı. Halen serbest avukat olarak çalışmaktadır.

39 yıllık avukatlığı süresince Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Beden Terbiyesi il Ceza ve İl Disiplin Kurullarında fahri üye, raportör ve başkan olarak görev yaptı. Dört yıl (iki dönem) Kayseri Barosu’nda yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı.

1972 yılından bu yana aktif olarak CHP’de parti üyesi olup, partinin il sekreterliği ve il disiplin kurulu başkanlığı görevini yürüttü. Aynı zamanda il delegesi olarak görev yaptı.  Faruk Ülker aynı zamanda Atatürkçü Düşünce Derneği üyesidir.

1980 ve 1990 yılları arasında Kayserispor Divan Kurulu başkanlığı görevini yürüten Ülker, iki aylık bir süre ile Divan Kurulu Başkanlığı sıfatıyla Kulüp Başkanlığı görevini yürütmüştür.

Faruk Ülker, Nebahat, Makbule ve Melike adında üç evlat sahibidir. 

Hasan Yüksel

22 Ekim 2018 Pazartesi

KRALİÇEYE TAKDİM EDİLEN BÜNYAN HALISI


1964 yılında Türkiye’den Hollanda’ya işçi olarak giden Kahraman Tunçtan Nederland’da  N.V. Drukkerij (Reclame) adlı bir basım şirketinin, kağıt işleme departmanında işe başlar. Hollanda da kalmak için yaptığı işlemler sırasında Hollanda Konsolosluğunun duvarında gördüğü fotoğraftaki insanların kim olduğunu iş arkadaşlarına sorduğunda, onların Hollanda Kraliçesi Juliana ve Prens Bernhard olduğunu öğrenir. İş arkadaşlarına bu fotoğraftaki görüntüyü bir halıya dokutarak kendilerine hediye edebileceğini söyler.  Basım şirketi ve arkadaşları da bu işe olumlu bakınca Bünyan’a geri döner. Elindeki fotoğrafı bir ressam sayesinde bir modüle çizdirir. Çizdirdiği bu modülü Bünyan’a götürerek o modüle göre bir tezgâh çözdürür ve halıyı eşi Fatma Tunçtan’a dokutur. Dokutturduğu bu halıyı Hollanda’ya götürerek yılda bir kez düzenlenen Kraliçenin gününde Kraliçeye ve eşine hediye eder.  30 Nisan 1965 yılında hediye edilen bu Bünyan halısı Hollanda basının da da  haber olur.  O dönemde haber olan bu konunun yer aldığı dergilerden biri elimize geçti. Aşağıda bu dergide yer alan Bünyan halısı ile ilgili haber ve fotoğraflar yer almaktadır. 
Dergide geçen haber: Türk meslektaş yaşlı kraliçeye halı takdim etti.

Kraliçe gününde yaşlı kraliçemiz için düzenlenen tören sırasında, yabancı temsilcilerden oluşan bir heyet kraliçeyi tebrik etti ve ona hediyeler takdim etti.   Bu heyette Roterdamda bulunan N.V. Drukkerij “Reclame” (kâğıt işleme departmanı) şirketinin kurucu ortağı olan ve kral ve kraliçeyi temsil eden harika bir halı takdim eden Kahraman Tunçtan2da bulunuyordu. 8 ay önce “Reclame’ye vardıktan 2 gün sonra Kahraman Tunçtan bey bu halıyı takdim etme niyetini ifade etti. Kraliçemiz çok harika bu hediye için minnettar oldu.  

Kraliçeye hediye edilen bu halı daha sonraki yıllarda Hollanda ve Türkiye’nin dostluğunun simgesi olarak Uluslararası İzmir Fuarında bulunan Hollanda reyonunda sergilendi.

Hasan Yüksel





21 Ekim 2018 Pazar

İSMAİL ÜLKER (1929 - )




Bünyan’ın Girveli köyünde, Cuma ve Ayşe çiftinin çocukları olarak 1929 yılında dünyaya geldi.  İlk eğitimine 1938 yılında köylerinde açılan ve ilkokul olarak da kullanılan köy odasında başladı. O dönemde masa ve sıra olmadığı için, altlarında kalaslar ile kağnı göpleri üzerinde ders işlediler. Üç yılın sonunda  (1941) buradaki öğretimini tamamladı. Beş yıllık İlköğretimini tam manasıyla tamamlayamadığı için Bünyan’da bulunan halasının vasıtasıyla 1942 yılında Çağlayan İlkokulu’nun 4. Sınıfına kayıt yaptırdı. 4 sınıfı tamamladıktan sonra hedefinde bir öğretmen olup kendisi gibi eğitim alıp okumak isteyen köy öğrencileri için öğretmen olmak vardı. Köy enstitülerinin şehirlerden öğrenci almadığını bildiği için 5. sınıfı okumak için aynı köyden 4 arkadaşıyla birlikte 1943 yılında Pazarören ilkokuluna kayıt yaptırdılar. Ülker ilköğretimin 5. Sınıfını da burada tamamladı.

Daha beşinci sınıfta iken,  okul idarecilerinin enstitüye devam edip, etmeyecekleri yönündeki tekliflerini; hiç düşünmeden devam etmek yönünde,  diğer arkadaşlarıyla beraber kabul etti. O yılın sonunda köy enstitüsünün 1-B gurubuna kayıt yaptırdı. 1945 yılında Pazarören Köy Enstitüsüne başladı.  Burada okurken bir yandan temel eğitim gördü, bir yandan da marangozluk kolunu tercih ederek, öğretmenleri Ali Ergül sayesinde marangozluk sanatını en iyi şekilde öğrendi. Burada okuyup unutamadığı öğretmenleri arasında Ali Ergül gibi, sınıf öğretmeni Güzide Güner ve kooperatifçilik öğretmeni Kemal Karadeniz, okul müdürü Şevket Gedikoğlu, Hasan Gökalp, Ekrem Ula,  Emin Güner’ de yer almıştır. Burada okuduğu birkaç yıl boyunca okul arkadaşlarıyla beraber, okulun idare binasını, revir binasını ve garajı inşaa etmişlerdir. Sanatı marangozluk olmasına rağmen okulun birçok duvarının örülmesinde katkısı olmuştur.  Okuldaki eğitimleri bunlarla da kalmamış aynı zamanda ziraat işlerini de en iyi şekilde öğrenmiştir. Özellikle yazları guruplar halinde Zamantı ırmağının yakınında bulunan çiftlikte ekim dikim eğitimi alıp hayvanlara bakmayı öğrenerek güzel bir eğitim aldılar. 1947-1948 öğretim yılında Pazarören Eğitim Enstitüsünden mezun oldu.

Mezun olduktan sonra ilk olarak 1948 yılında Bünyan’ın İğdecik Köyü’ne öğretmen olarak atandı. Okul yeni yapıldığı için buranın ilk öğretmeni oldu. Bir yıl burada bulunan ve okula ait olan lojmanda annesiyle beraber kaldıktan sonra, Bünyan’da bulunan halasının komşusu olan Makbule Aydın ile nişanlandı. Okullar açılmadan da düğün yaparak (1949) evlendi.  O dönem yaz tatilini Girveli’de geçirdikten sonra tekrar görev yaptığı köye döndü. Burada iki yıl görev yaptı. İki yıl boyunca tek başına dört sınıfı birden okuttu.  Burada kaldığı süre içerisinde ilk çocuğu dünyaya geldi.

1950 yılında verdiği bir dilekçe ile Kayseri’nin merkez köylerinden Eğim köyüne tayini çıktı. Burada da iki yıl süreyle çalıştı. İkinci çocuğu da burada dünyaya geldi. Şehre daha yakın olmak için verdiği bir dilekçe ile bu kez Akin köyüne tayin edildi.  Burada çalıştığı okul kayabaşında olduğu için burayı da sevemedi. İki yıl burada görev yaptıktan sonra 1955 yılında vatani görevini yapması için yedek subay olarak askere çağırdılar. 6 aylık eğitimini tamamladıktan sonra, kura ile çektiği Kırklareli Lüleburgaz 241. Piyade Alayında askerliğini tamamladı.

Askerlik dönüşü 1957 yılında Tomarza’nın Karaören köyüne tayin edildi.  Tayin edildiği köyün okulunun, köyün imamı tarafından işgal edilip başka bir amaç için kullanıldığını körünce Kayseri Milli Eğitim Müdürlüğünden başka bir yere tayinini istedi. Bu isteği kabul edilince, o yıl Bünyan’ın Akkışla Kasabası’na Başöğretmen olarak tayin edildi. Başöğretmen olarak burada iki yıl çalıştı. İki yılın sonunda Bünyan merkezde bir okula tayinini istedi. Dilekçesinin kabul edilmesiyle daha önce 4. Sınıfı okuduğu Çağlayan İlkokulu’na tayin edildi (1959). Okuduğu okula öğretmen olarak tayin edilmek onu oldukça memnun etti. Burada Başöğretmen Mehmet Mutlu ile birlikte çalıştı.

Bir yıl burada çalıştıktan sonra 1961 yılında Bünyan Milli Eğitim Müdürü Baha Özcan tarafından Köprüde bulunan Atatürk İlkokuluna alındı.  Burada beşinci sınıf öğrencilerini okuttu.

1961 yılı içerisinde Çağlayan İlkokulu’nun başöğretmeni Mehmet Mutlu’nun vefatı üzerine tekrar buraya başöğretmen olarak verildi. Başöğretmen olduğu Çağlayan İlkokulunun durumunun kötü, binasının eski olması sebebiyle okul binasının yenilenmesi için çalışmalarda bulunur. İlçe Milli Eğitim Müdürü Baha Özcan, dönemin kaymakamı ve belediye başkanı ile birlikte Kayseri Valisi Kazım Atakol’un makamına çıkarak okulun durumunu anlatırlar ve yenilenmesi için valiyi ikna ederler. Valinin kabul etmesiyle birlikte Ülker ilk iş olarak eski Çağlayan okulunun binasını yıktırır. Yeni binanın yapımında da taşeron gibi davranarak okulunun tamamlanmasında bizzat görev aldı. Böylelikle okulun eğitime hiç ara verilmeden tamamlanması nı sağlamış oldu.   

1971 yılında çocuklarının büyüyüp ortaokulu bitirmesi üzerine, liseyi okumaları için mecburen tayinini Kayseri’ye ister. 3 yıl öğretmenlik 10 yıl müdürlük yaptığı Çağlayan İlkokulunu bırakarak Kayseri Nuri Has İlkokulu’na tayinini aldırır.

Nuri Has İlkokulunda öğretmenliğini devam ettirirken çocuklarının okuyup evlilik çağına gelmesi ile 6 buçuk yıl görev yaptığı bu okuldan emekliliğini ister. Böylelikle 30 yıl 5 ay severek ve içten bir gönüllülük ile yaptığı öğretmenlik mesleğini bırakarak 1977 yılında emekliğe ayrılır.
 
İsmail Ülker dört evlat sahibidir. Çocukları Faruk Ülker (Avukat), Mustafa Ülker (İnşaat Mühendisi), Aynur  Ülker  (Ev Hanımı), Tamer Ülker (Emekli Memur)

Kaynak: 1- Ali Salman, Pazarörenli Yıllar 2011, Kayseri.                                                                                       2-Faruk Ülker

Hasan Yüksel

9 Ekim 2018 Salı

MEHMET SEVİM (1981 - )


10 Nisan 1981 yılında Bünyan’ın Bayramlı mahallesinde doğdu. Babası Hasanpaşaoğulları’ndan, Ümit Sevim, annesi Süksünlü Hacıbuğday’ın kızı Sermin Sevim’dir. Ailenin tek çocuğu ’dur. Dört yaşında iken 27 yaşındaki babasını kaybetmiştir. Çocukluğu Bünyan’ın Sağlık Mahallesinde geçen Sevim 1987 yılında Bünyan Atatürk İlköğretim okulunda ilk eğitimine başladı ve buradan mezun oldu.

Annesinin Kayseri’ye taşınıp yerleşmesi üzerine Mehmet Sevim orta öğretimine 1992 yılında Kadı Burhanettin Ortaokulu’nda devam etmek zorunda kaldı. Üç yılın sonunda okulunu bitirir bitirmez Bünyan’da bulunan dedesi Mehmet Sevim’in yanına yerleşti.  1995 yılında Bünyan Lisesine başladı. 1999 yılında buradan mezun oldu. 2000 yılında Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesini kazandı. 2004 yılında buradan mezun olduktan sonra fazla bir ara vermeden aynı yıl içerisinde vatani görevini ifa etmeye karar verdi. Vatani görevine Balıkesir’de bulunan Ordu Donatım Bakım Okulu’nda yedek subay olarak başladı ve 1. Ordu Selimiye Kışlasında da 2005 yılında görevini tamamladı.

Sevim askerlik dönüşü ilk iş olarak hayatını Psikoterapist Adalet Sevim ile birleştirdi. Evlendikten sonra Pınar Özel Eğitim Okulu’nda işe başladı. 2008 yılında Bünyan’da ilk olarak kendi imkânları ile Özel Eylül Sevim Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ni açtı. Halen burada kurucu müdür olarak görevine devam etmektedir. Burada Bünyan ve yöresinde bulunan zihinsel ve fiziksel engelli çocuklara eğitim vermektedir.

Sevim Orta Anadolu Özel Eğitimciler Derneği’nin Bölge Sekreterliği görevini yürütmekte olup aynı zamanda Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Bünyan temsilcisidir. Seçim çalışmaları sırasında programında olmamasına rağmen önemli bir partinin liderinin Bünyan’ı ziyaret etmesine vesile olmuştur.

Mehmet Sevim Eylül, Karya, ve Güneş adında üç çocuk sahibidir.

Hasan Yüksel

27 Eylül 2018 Perşembe

KAYSERİ'DEN TARİHİ BİR FOTOĞRAF



Tarihi güzel bir fotoğraf. Şimdiki Dedeman Ortaokulunun yerinde bulunan ve yıkılan tarihi binaya sahip olan Cumhuriyet Mektebinden bir sınıf. Kayseri eski milletvekili Turhan Feyzioğlu'da bu sınıfta. Yıl 1934 üst ikinci sıradan 7. kişi fotoğrafın sahibi Nazmiye Namaldı. Öğretmenin solunda yer alan Turhan Feyzioğlu.

11 Eylül 2018 Salı

MUSTAFA KILIÇARSLAN (1961 - )



1961 yılında Bünyan’ın Cami-i Cedit Mahallesi’nde, Niyazi ve Neriman çiftinin ilk çocukları olarak dünyaya geldi. Babası  Konaklılar dan, annesi Bayram Çavuşlar dandır. 4 aylıkken yapılan bir enjeksiyon sonrasında çocuk felci hastalığına yakalandı. Yakalandığı hastalık sonrasında sağ ayağını kalça kemiğinden itibaren kullanamaz hale gelir ve ayağında zamanla kısalma oluşur.  Sekiz yaşında Türkiye’de ilk kez uygulanan uzatma operasyonuna rağmen bu ayağında uzatma yapılır fakat ayağındaki zayıflığa ve dermansızlığa çare bulunamaz. 

Çocukluğu Bünyan yukarı mahallede geçmiştir. 1967 yılında Çağlayan ilkokulunda ilk eğitimine başladı, 1972 yılında buradan mezun oldu. Aynı yıl Bünyan Ortaokuluna devam etti, çocukluğunun ilk yıllarında kendine sorun ettiği ayağındaki sakatlığı ortaokul yıllarında sorun olmaktan çıkartarak, bir yandan okurken bir yandan da bağ, bahçe ve ev işlerinde çalışarak kendisine güven duymaya başladı.  1975 yılında Bünyan ortaokulundan mezun oldu. Ortaokulda okurken hedefinde  Türkiye genelinde dereceye girip Uçak Mühendisi olmak vardı.  Ortaokuldayken kazandığı yatılı öğretmen okulunda okumak için almak istediği sağlık raporu olumsuz olunca, ayağındaki sakatlık nedeniyle masa başı işlere alınmayacağını anlayarak geleceğe dair hedefini değiştirdi. 1975-1976 yılı öğretim döneminde Bünyan Lisesinde Okumaya başladı. 1978 yılında mezun oldu. Lisede okurken bir yandan çatı ustası, babası Niyazi Kılıçarslan’ın yanında çalışırken, kimi zamanda yevmiye işlerde çalıştı. Yonca Biçmek, meyve toplamak, ceviz çırpmak, bahçe sulamak, sap toplamak, patosa saman vermek, odun kırmak, koyun kuzu gütmek gibi normalde kendisine ağır gelebilecek işlerde çok rahatlıkla çalıştı.

1978 yılında girdiği sınavlarda Bünyan genelinde en yüksek puanı alarak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi bölümünü kazandı. 1984 yılında buradan mezun oldu. Mezun olduktan sonra Kayseri’de Sümer Erol’un yanında stajı yaparak 1985 yılında avukatlık ruhsatı almaya hak kazandı ve serbest avukatlık yapmaya başladı.

1990 yılında kendisi gibi avukat olan Fatma Gündoğdu (Kılıçarslan) ile hayatını birleştirdi. 2001 yılında Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Mahalli İdareler Bölümünü bitirerek ön lisans diplomasını aldı. 2004 yılında da yine Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Kamu Yönetimi programını tamamlayarak lisans diplomasını aldı. 

45 yaşına kadar günde iki pakete kadar sigara içen Kılıçarslan bunu kendisine bir engel olarak görerek 2007 yılında sigarayı bırakmaya karar verdi. Sigarayı bıraktıktan sonra 2008 yılında kanadyen bastonlar (koltuk değneği) ile doğa yürüyüşlerine başladı. Çok değer verdiği arkadaşları,  Kemal Bayır, Mustafa Karaahmet ve Nihat Pasinli ile birlikte hemen hemen her hafta sonu Erciyes ve Aladağlar’da yüksek irtifalarda günübirlik zorlu doğa yürüyüşleri yaparak sigaranın vermiş olduğu izleri atar. Bu performanslar sırasında 25 – 30 km yürüyüşler yapmaya başlar. Yüksek irtifalarda yürüyüş yapmak onun performansını daha çok artırıyordu. O bu sayede kendisini hiçbir zaman engelli olarak görmüyor, on üç yıl önce bıraktığı sigarayı engel olarak görüyordu.  Zirvelere tırmanırken, engelli olduğunu söyleyenlere "Sigarayı bırakana kadar engelliydim, sigarayı bırakınca engelimden kurtuldum."  demektedir. 

Nefesinin açıldığını, performansının giderek arttığını gören Kılıçarslan bu yürüyüşlerle yetinmez, gözünü daha da yükseklere diker. İlk yüksek irtifa zirvesini 2009 yılı Temmuz ayında Kemal Bayır liderliğinde Aladağlar Emler (3723 mt.) zirvesine yapar.  2010 yılı Mayıs ayında ise Adana Çugez grubu ile Aladağlar Alaca Dağı (3588) zirvesine çıkar. Mustafa Bey bunlarla da yetinmez. Artık tek bir hedefi vardır. O da yaşadığı şehirdeki Erciyes dağının zirvesine çıkmak. Kemal Bayır hocasını güç bela ikna ederek, 17-18 Temmuz 2010 yılında Ali İlik önderliğinde Kıbrıs Barış Harekâtı anısına yapılan zirve tırmanışına, sürekli yürüyüş yaptığı arkadaşlarıyla katılır ve amacını gerçekleştirir. Mustafa Kılıçarslan o günü şu sözleriyle anlatır

“Zirveye ulaşınca büyük bir duygu yoğunluğu yaşadım. Ortaokulu bitirdikten sonra Kayseri Devlet Hastanesindeki doktorların ayağımın sakatlığı nedeniyle “Yatılı okul öğrencisi olamaz” şeklinde sağlık kurulu raporu verdiklerini hatırladım. Benim durumumda sakatlığı olanların devlet memuru, öğretmen olamayacağını emreden Devlet Memurları Kanununu düşündüm. Ayağımın sakatlığı nedeniyle dağcılık federasyonunun beni dağcılık eğitimlerine kabul etmediklerini düşündüm. Bu duygu yoğunluğu içinde gözyaşlarımı tutamadım.” 

Kılıçarslan, bu tırmanıştan sonra kendini tutamaz birçok tırmanış daha yapar vebirçok insanın göze alamayacağı bir tırmanışı daha göze alır.  2011 yılında 5137 metre yüksekliğindeki Ağrı Dağı’na tırmanır. 2012 yılında Cafer Algül ve Sevdagül Şentürk ile birlikte yaptığı ikinci Ağrı Dağı zirvesi Cafer Algül tarafından “Yok Hükmünde Ağrı Dağı Tırmanışı” adı altında kitap haline getirilerek yayınlanır. Kılıçarslan’ın daha sonraki zamanlarda yaptığı birçok tırmanış, geçiş ve maratonlar:

Büyük Ağrı Dağı   5137 Mt.   İki kez. 
Erciyes   Dağı   3916 Mt.  Onaltı kez.
Aladağlar Emler Zirve  3723 Mt.  6 kez.
Aladağlar Geçişi  5 kez.   
Süphan Dağı  4048 Mt.  İki kez.
Erciyes SkyTrail (Erciyes Dağ Maratonu),
Binboğa Dağı 2628 Mt.
Hisarcık Vadisi İp İnişi,
Koç Dağı 2628 Mt.
Balatini Mağara Geçişi Derebucak Konya, 
Tahtalı Dağı 2367 Mt.
Süphan Dağı 4058 Mt.
Emler, Aladağlar 3723 Mt.
Şehit şerife Bacı İstiklal Yolu Yürüyüşü
Vadafone İstanbul Maratonu 15 Km,
Atatürk ve İstiklal Yolu Yürüyüşü Kastamonu
Tahtalı Run ToSky 28.7 km.
Koz Dağları Sarı Kız Zirve 1774 Mt. 
Bünyan Dostları Gurubu Cumhuriyet Yürüyüşü,
Bünyan Dostları Gurubu Kış Yüzme Şenliği,
Kızlar Sivrisi Zirve Tırmanışı Antalya,
Bey Dağı Tomarza 3000 Mt.

           Mustafa Kılıçarslan’ın sosyal faaliyet ve etkinlikleri bunlarla sınırlı kalmamıştır. Siyasal faaliyetlerin yanı sıra birçok kişisel gelişim kursuna katılarak belge almaya hak kazanmıştır. Özellikle On parmak F klavye kurslarına katılarak bu konuda birçok seminer verdi. Arıcılık kursu, Gönüllü Afat kursu, Dağcılık ve ilk yardım kursu, Dağcılık Federasyonu kursları (bu kurslardan ayağındaki engellerden dolayı belge alamamıştır) katıldığı kurslardandır.  2018 yılı itibariyle avukatlığı bırakıp emekliliğe hazırlanmaktadır.

          Anadolu bozkırının ortasında yükselen ve her mevsim beyaz gelinliği ile insanları kendine çeken Erciyes onu sürekli bilemekte ve ondan aldığı ilham ile daha da zor olanı başarmak istemektedir. Kılıçarslan şimdi hedefinde Everest’in olduğunu söylemekte, destekleyici bulabildiği takdirde dağların en yücesi olan Everest’in zirvesini zorlamayı düşünmektedir.  

Mustafa Kılıçarslan iki evlat sahibidir. Oğuzhan (1992) (2009 yılında vefat etmiştir), Metehan (2000) lise son sınıf öğrencisi.

Hasan Yüksel







7 Haziran 2018 Perşembe

FATİH ERYILMAZ (1975 - )





24.06.1975 Yılında Bünyan da doğdu. İlköğretim okulu öğretmeni bir baba ve ev hanımı bir annenin 4 çocuğundan birisidir. İlk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra 1988 yılında Polis Kolejini kazanarak Kayseri Polis Koleji’ne başladı. 1992 yılında polis kolejinden mezun olarak devam ettiği Polis Akademisinden 1996 yılında mezun olarak Ankara Emniyet Müdürlüğü bünyesinde komiser yardımcısı olarak göreve başladı. 1999 yılında Askerlik vazifesini kısa dönem olarak Edirne ili Keşan ilçesinde yaptı.

Polislik mesleğinde 2000 yılında komiser, 2004 yılında baş komiser, 2007 yılında Emniyet Amiri, 2013 yılında 4.Sınıf Emniyet Müdürü, 2017 yılında 3.Sınıf Emniyet Müdür rütbelerine terfi etti. Şark görevini 2009-2012 yılları arasında Ağrı ili Hamur ve Tutak ilçelerinde İlçe Emniyet Amiri olarak yaptı. Emniyet teşkilatındaki 21 yıllık hizmeti süresince çeşitli rütbelerde pek çok birimde görev yaptı.

2001-2003 yılları arasında Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsünde Kamu Yönetimi alanında yüksek lisans yaptı.

2010-2012 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Adalet Meslek Yüksek Okulunu bitirdikten sonra 2012-2015 yılları arasında Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu.

Polis Kolejine başladığı 1988 yılında karşılaştığı FETÖ’nün devlet içinde sinsice yapılandığını gördü. FETÖ’nün yapılanmasına karşı çıkması ile beraber örgütün pek çok iftira, baskı ve kumpasına maruz kaldı. Ergenekon/OdaTV, Balyoz, İBDA-C (VİP Dinleme) olarak bilinen davalar başta olmak üzere pek çok kumpas soruşturma ve kovuşturmalara maruz bırakıldı. Bütün kumpaslara rağmen devlet için olan mücadelesine devam etti. Bu kumpaslar sonucu hakkında açılan soruşturmaların tamamından beraat etti. Örgütün kumpaslarından dolayı yargılamaları devam ederken Hukuk Fakültesini kazanarak 2015 yılında mezun oldu. Hakkında kumpas işlem tesis eden Emniyet ve yargı personelinin tamamı FETÖ’ne üye olmaktan dolayı cezaevinde veya firar bulunmaktadır. FETÖ tarafından 15.07.2016 tarihinde yapılan darbe girişiminde Ankara Emniyet Müdürlüğünde ilk direnişi başlattı ve darbecilerle çatışırken vurularak yaralandı. 17.07.2017 tarihinde Gazi olarak emekli oldu. Devlet övünç madalyası ile ödüllendirildi. FETÖ ve 15 Temmuz ile ilgili olarak ulusal ve yerel televizyon ve radyolarda pek çok konuşma yaptı, gazete ve dergilere röportaj verdi ve sempozyumlara katıldı.

Savunma ve Güvenlik Stratejileri, Etnik-Dini Kimlikler ve Örgütlenmeler, Türk Dünyası ve Türk Jeopolitiği ilgi duyduğu ve bilgi sahibi olduğu konulardır. Eryılmaz 24. Haziran seçimlerinde Kayseri’den İYİ Parti milletvekili adayıdır ve halen seçim çalışmalarını yürütmektedir. İngilizce bilen Fatih ERYILMAZ, evli ve 2 çocuk babasıdır.

1 Haziran 2018 Cuma

MEHMET ÖZMEN (1970 - )



1 Ocak 1970 yılında ev hanımı Fatma ve inşaat işçisi Ekrem çiftinin altı çocuğundan biri olarak Bünyan Gergeme’de dünyaya geldi.  İlk, orta ve lise tahsilini Bünyan’da tamamladı. Gençlik yılları çalışmakla geçti. Hatta okul yıllarında topladığı salyangozları satarak okul harçlığını dahi çıkarttı. Bünyan Lisesinden mezun olduktan sonra Antalya’da Turizm mesleğine atıldı. 2 yıl Antalya’da 2 ayrı otel gurubunda çalıştıktan sonra Bünyan’a döndü.

1993 yılında askerlik görevini yerine getirmek için birliğine teslim oldu. Askerlik görevini Erzincan ve Polatlı Topçu Füze Okulu’nda tamamladı. Askerlik dönüşü Dedeman Gurubu’nun Kapadokya Nevşehir otelinde işe başladı ve çeşitli kademelerde idari görevlerde bulundu. Burada bulunduğu süre içerisinde, babasının 6, 5 yaşında iken götürüp tanıştırdığı Ülkü Ocaklarına olan bağını devam ettirdi. Nevşehir Ülkü Ocakları, Ülkücü İşçiler ve MHP il teşkilatlarında görevlerde bulundu ve yöneticilik yaptı. 1994 Yılı Haziran ayında Zehra hanım ile evlendi.  1998 yılında Kayseri’de arkadaşları ile birlikte Tuana adını verdikleri Restoranı açtılar. Aynı yıl içerisinde Kayseri Turizm İşletmecileri Derneği’nin kurucu üyeliğini ve yönetim kurulu üyeliğini yaptı.  4 yıl Tuana işletme müdürlüğünden sonra 2002 yılında burayı üzerine devir aldı.

2007 – 2009 yılları arasında Kayseri Turizm işletmecileri Derneği İl Başkanlığı görevini yürüttü.  2009 yılında partisinin ve il teşkilatının isteği üzerine ve Bünyan ilçe halkının da teveccühü ile girdiği mücadelede Bünyan Belediye Başkanlığı seçimini kazandı. Beş yıl süresince zorlu bir mücadele vererek bu görevini başarılı bir şekilde yürüttü. Görevi sırasında Bünyan’da birçok başarılı projeye imza attı. 

Özmen başkanlığı sırasında ve sonrasında, Kayseri Kanser Savaş Araştırma Derneği Yönetim Kurulu üyeliği, Bedensel Engelliler Derneği, Kayseri Kalite Yönetimi Derneği, Orta Anadolu Kalkınma Ajansı, Kültür ve Turizm Derneği gibi derneklerde ve sivil toplum kuruluşlarında görevler yaptı. “Mazaka’dan Kayseri’ye” adlı bir kitap ve “Kayseri’nin Türk Turizmindeki Yeri, Önemi Ve Pazarlanmasındaki Geliştirilecek Stratejiler” adlı derleme çalışmaları yaptı.  2015 yılı Milletvekilliği seçimlerinde MHP’den Kayseri Vilayetini temsilen 25 ve 26. dönem Milletvekili adayı oldu. 

20 yıldır şehir merkezinde bulunan Tuana adlı iş yerinde 5000’nin üzerinde aile ve şirketin (düğün, nişan, açılış vb.) organizasyonlarını gerçekleştirdi. Halen kafe restoran ve düğün salonu olarak işletmeyi çalıştırmaya devam ettirmektedir. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Kamu yönetimi 3. Sınıf öğrencisi ve Atatürk Üniversitesi Adalet bölümü 2. Sınıf öğrencisi olan Özmen 24. Haziran seçimlerinde yine MHP’den milletvekili adayıdır ve halen seçim çalışmalarını yürütmektedir. 

İyi derecede İngilizce ile orta derecede Japonca ve İspanyolca bilen Özmen Alperen ve Zümer adında iki çocuk sahibidir.  
Hasan Yüksel

23 Mayıs 2018 Çarşamba

DOLARIN DURDURULAMAYAN YÜKSELİŞİ



Atalarımız boşa dememiş, “Perşembenin gelişi Çarşambadan belli olur” diye veya “Ayağını yorganına göre uzat” diye.  Son günlerde doların önü bir türlü alınamıyor, Merkez Bankası’nın yaptığı müdahalelerde ne yazık ki doların yükselişine engel olamıyor. Seçim şartlarının da etkisiyle dolar çoktan 4.500 geçti, 6.000 liraya doğru hızlı bir şekilde ilerliyor. Bu artışın arkasında bazı güçlerinde etkisi var mı bilinmez ama ülkemizi yönetenlerinde iyi bir şekilde ekonomiyi yönetemedikleri açıkça ortada. 

Hazine verilerine göre 2017 yılı itibari ile dış borcun bir önceki seneye göre milli gelire göre % 12.1 oranında artarak 453. 2 milyar dolar oranında artmış. Ve dış borç stokunun milli gelire göre  oranı %  53.3 şeklinde gerçekleşmiş. Yani dış borcumuz milli gelirimizin yarısını aşmış görünüyor.  Dış borcun bu kadar çok artması, ithalatımızın çok fazla olduğunu ve ihracatımızın gittikçe düştüğünü gösteriyor. Açıkçası artık üretemeyen, tüketen bir toplum durumuna dönmüş durumdayız. Atatürk’ ün Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda koyduğu hedeflerden şaşmış durumdayız. Peki, ne değişti de üreten bir toplumdan, neden tüketen bir topluma dönüştük? Bunda ülkeyi yöneten siyasetçilerin rolü nedir? 

Bir dönem tarımda kendi kendine yetebilen sayılı ülkelerden biri durumunda olan Türkiye artık tarımda da dışa bağımlı bir hale gelmiştir. Tarımda uygulanan yanlış politikalar ve makineleşme tarım sektöründe yer alan kalifiye iş gücünün giderek düşmesine ve köylünün köyden kente göçerek tüketici hale dönüşmesiyle tarımdaki üretimin düşmesine yol açmıştır. Ayrıca yine hayvancılığın destekleneceği yerde kösteklenmesi, birçok mera alanının ranta kurban edilmesi de bu sektörde üretimin giderek düşmesine ve dışa bağımlı hale gelmemize yol açmıştır. Yanlış politikalara en güzel örnek yakın tarihimizde devlete bağlı birçok tekel fabrikasının özelleştirilmesi sonucu bu fabrikaları alanların Türk tütünü yerine dışarıdan ithal ettikleri tütünü kullanmaları, tütün üretiminin neredeyse yok olmasına sebep olmuştur. Yine son zamanlarda pancar üzerine oynanan oyunlar sonucu dışarıdan ithal edilen nişasta bazlı glikoza mahkûm edilmemiz ve şeker fabrikalarının birer birer satılması da tarım sektörüne büyük bir darbe vurmuştur.  

Çiftçiye vaad edilen mazot fiyatlarının uygulanmaması, yem ve gübre fiyatlarının düşürülememesi de Türk tarımının ölmesine yol açmış, bunun sonucu olarak samanı dahi ithal eder duruma düşmüşüzdür. Devletin üreticiye vereceği desteği esirgemesi ve ithalat işiyle uğraşanların dışarıdan çok ucuza alıp yurt içinde yaptıkları satışlar ile tatlı bir kar elde etmeleri ithalatı daha da artırmıştır. Devletin de buna önlem almamış olması, tarım ürünlerine uygulanan ithalat vergilerinin yeteri kadar uygulanamaması ve bazı siyasi çıkarların ön plana çıkması da ithalatın önünü daha da açmıştır. 

Gelelim imar rantına. Bu ülkede kolay kazanmanın en güzel yolu siyası istimrar üzerine kurulmuş olan imar rantıdır. Başta İstanbul olmak üzere dağı taşı betonlarla doldurduk. Her önüne gelen yandaş müteahhitler için plansız bir şekilde ülkenin bir çok yerinde projeler oluşturduk ki onlar, dolayısı ile siyasetçiler kazansın diye. Özellikle belediyeler bu konuda har vurup harman savurarak ha bire dışarıdan borçlanarak ülkemizin borç yükünü daha da artırdılar. 

Yine ülkenin birçok yerinde bulunan madenlerimiz, ormanlarımızı ve yaşam alanlarımızı yok etme pahasına da olsa, bu işi bilen bilmeyen herkese peş keş çekildi. İki kepçe üç beş kamyon ile çıkarttıkları madenlerimizi yok pahasına işlemeden dış ülkelere pazarladılar. Birilerinin kolay para kazanması için yok edilen MTA ve Etibank gibi kurumlarımızın madenleri işleyerek yurt dışına satarken, bu gün kolay para peşinde koşan bir takım iş adamlarının sattıkları madenlerimizi geri işlenmiş olarak daha pahalıya satın alıyor ve dış borç yükümüzü daha da artırıyoruz.  

Devlet kurumlarının gereksiz harcamaları, şaşalı bir şekilde bakanlara, müsteşarlara, üst düzey yöneticilere valilere alınan milyon liralık araçlar ve bunların masrafları, buna benzer koruma, koruma aracı harcamaları bu milletin sırtına yük olmuştur.  Halkın kredi kullanımının kolaylaştırılarak harcamaya yöneltilmesi, kolay kredi çekilmesi, kolay teşvik verilmesi ve teşviklerin amaçları dışında kullanılması kambur üzerine kambur getirmiştir. Geri dönüşünün nasıl olacağı düşünülmeden bu kadar kolay harcanan paralar ithalatı daha da artırmış, her köşe başında telefon bayilerinin açılmasına yol açmış. İthal teknoloji patlaması yaşanmıştır. Bir aile 7 sinden 70’ine kadar neredeyse ev içerisinde dahi telefonla haberleşir olmuştur. Birçok ailede karı koca ayrı ayrı işte çalışıyorsa her ikisi de araç sahibi olmuş, dolayısıyla dolar ile aldığımız petrolde artış olmuş, böylelikle lüks tüketim gittikçe artmıştır. Bu şekilde yaşamayı tabi ki her millet ister fakat biz üretmeden tüketebilen bir toplum olarak dışarıya daha bağımlı hale gelmişiz. 

Tüm bunların yanı sıra hiçbir ülkenin kabul etmediği ve ülkelerine dönmeyi düşünmeyen resmi rakamlardan daha fazla olduğu düşünülen 5 milyona yakın Suriyelinin devlet ve millet üzerindeki yükü de ateşe benzin dökmektedir.  

Seçim yaklaştıkça ne koparabilirsek kısa günün karı diyerek bol keseden hesapsızca dağıtılan vaatler ve paralarda ekonomiye oldukça ağır yükler getirmektedir. Bu şekilde artan iç ve dış borçlar doların durdurulamaz yükselişine neden olmaktadır. Kısacası ekonomiyi bir eşeğe benzetirsek eşeğimizi sağlam kazığa bağlamadık ve bu kervanın yükü hiç bitmeyecekmiş gibi har vurup harman savurduk. 

Hasan Yüksel



30 Nisan 2018 Pazartesi

YOK HÜKMÜNDE AĞRI DAĞI TIRMANIŞI



Cafer Algül’ün “Yok Hükmünde Ağrı Dağı Tırmanışı” kitabının dizgi ve tasarımı Laçin Yayınları tarafından yapılmış, Bizim Büro Basımevi tarafından basılmıştır. 183 sayfa kitabın 15 sayfası zirve tırmanışını konu alan fotoğraflardan oluşmaktadır. Basım yılı 2013 Ankara.

Üç arkadaşın yaşanmış Ağrı dağına tırmanış hikayesi. Üçünün de umutları, beklentileri düşleri güzel bir akış içerisinde işlenmiş. Ayağından engelli olmasına rağmen, kanadyen koltuk değnekleri ile  zirveleri zorlayan, hedefinde Everest dağı olan Mustafa Kılıçarslan!ın yaşam öyküsünü okumanın zevkini buluyorsunuz. Yine yaşar Kemal’in “Ağrı Dağı Efsanesi”nden etkilenerek yola çıkan ve bu hikayede geçen mevkileri ve yaşanmışlıkları bire bir görmek ve hissetmek için yola çıkan Cafer Algül’ün  yaşadıklarını göreceksiniz. Yine Cafer Algül’ün akıcı anlatımı ile  kendisine ve Mustafa Kılıçarslan’a  yol arkadaşlığı yapan Sevdagül Şentürk’ün hikayesini  buluyorsunuz.

Anlatılmak istenen konunun dışına çıkmadan Ağrı Dağının güzellikleri, İshak Paşa Sarayı, Doğu Beyazıt, yayla hayatı ve yol hikayesi güzel bir dil ve betimleme ile anlatılmış. Okumanızı tavsiye ederim.

Hasan Yüksel

21 Nisan 2018 Cumartesi

50. Dedeman Ortaokulu







CELAL DUMAN ( 1948 - )


01.05.1948 yılında Bünyan Musaşeyh Köyünde İsmail ve Durdane çiftinin evlatları olarak dünya ya geldi. Doğduğu tarihte babası askerde olduğu için nüfus kaydı 1,5 yaş küçük yapılmıştır. İlkokulu Atatürk İlkokulunda, ortaokulu da Bünyan Ortaokulunda tamamladı. Lise hayatına Sivas Merkez Öğretmen okulunda başladı.  Buradan kendi deyimi ile Van Alpaslan Öğretmen okuluna sürgün edildi ve 1966 yılında buradan mezun oldu.


Mehmet Orhan’ın kızı Selamet hanımla 1966 yılında hayatını birleştirdi.  Aynı yıl içerisinde Konya’nın Ilgın Gökçeyurt Köyüne tayin edildi. Burada iki yıl görev yaptıktan sonra Yunak Küçükhasan Köyü İlkokulu’nda müdür yetkili öğretmen oldu. Öğretim yılı sonunda Manisa da askerlik eğitimini tamamladı.  Askerlik görevi sonrası, kura ile Bitlis Hizan Sırmaçek Köyü’nde yeni görevine başladı. Bir yılsonunda Mutki Geyikpınar ve Kavakbaşı köylerinde müdür yetkili öğretmen olarak görev yaptı.


1972 yılında Bünyan Koyunabdal Köyün ’de bağımsız okul müdürlüğü görevini yürüttü.  1973 yılında Büyük Tuzhisar Kasabasına tayin oldu ve burada üç yıl görev yaptı. 1976 yılında Bünyan Cumhuriyet İlkokulu’na tayin oldu. Aynı yıl içerisinde girdiği sınavları kazanarak Ocak 1977 yılında Federal Almanya’nın Stuttgart şehri Göppingen kasabasında göreve başladı.   1977 ve 1981 yılları boyunca Türk kültürünü tanıtıcı faaliyetleri organize etti.  Sturttgart eğitim ataşesi Zeki Önöz ve Başkonsolos Yalçın Tuğ Beyler tarafından teşekkür ve takdirname ile ödüllendirildi.

Temmuz 1981 yılında Almanya’dan dönüş yaparak Cumhuriyet İlkokulu’ndaki görevine tekrar başladı. 1984 – 1985 eğitim-öğretim dönemi başında inşaatı yeni biten Osman Kavuncu İlkokulu Müdürlüğüne atandı.  Binanın tam olarak tamamlanmamış olması nedeniyle eksik kalan bütün işler müdür olarak üzerine düşmüş, başta okulun duvarını, okulun hizmetlisi Hasan ustanın yanında amele olarak çalışarak tamamlamış, okulun etrafını çam fidanları ve güller ile donatmışlardır. O gün diktikleri çam fidanları bu gün 33 yaşına gelmiştir. 1985 yılında okulun ikinci katının yapılması gerektiği konusunu İl Milli Eğitim müdürlüğüne bildirerek, programda olmamasına rağmen, aynı pozisyonda olan 24 Kasım İlkokulu’nun ikinci katının 19 milyon Tl’ye ihale edildiğini duyunca çabasından vazgeçmedi. Koruma Derneği Başkanı Alim Gerçel ve muhasip Sevinç Eşer’in manevi destekleri ile okulun ikinci katını yapmaya karar verir. Milli Eğitim Müdürlüğü’nden 7.5 ton demir, Osman Kavuncunun oğlu Murat Kavuncu’dan 500 bin, Birlik Mensucat Fabrikası yetkililerinden 250 bin alarak inşaatı başlatır. Öğrenci velilerinin de maddi ve emek destekleri ile okulun ikinci katını, yeni öğretim dönemi başlamadan 9500 TL’ye bitirmeyi başarır. Okulun bütün donanım ihtiyaçlarını ise Mustafa Öztürk’ün vasıtası ile Eser Mobilya’dan sağladı.  Aynı zamanda TEK Bölge Müdürü Nurettin Nurdal, Müdür Yardımcıları Mustafa Öz, Ramazan Peker ve tüm öğretmen arkadaşlarının da maddi ve manevi desteklerini alıp okul binasını büyüterek Milli Eğitime büyük bir katkıda bulunmuştur. 


Mart 1986 tarihinde Bünyan Kaymakamı Hıdır Kahveci ve amcasının oğlu Muzaffer Duman’ın istekleri üzerine kendisinin de bir süre okuduğu ve II. Mektep adı verilen Bünyan Namık Kemal İlkokulu Müdürlüğü’ne atandı.  Duman o günleri şu şekilde anlatmaktadır.


“Geçmişte Bünyan’ın en başarılı okulu, en saygın müdür ve öğretmenlerin görev yaptığı Namık Kemal İlkokulu beni hayal kırıklığına uğrattı. Okulun kömürlüğünden bir kamyonet dolusu rakı ve bira şişesi attırdım.  Okulun ne durumda olduğunu bu izah eder zannediyorum.

O dönemde Namık Kemal İlkokulu’nun müdür yardımcısı ve öğretmen kadrosu çok iyi idi.  Bir kısmı beni müdür olarak istememiş. Elbette ilk olarak birlik beraberliği sağlamam gerekti. Daha sonra ki ilk işim, o zaman yaygın olan bit salgını ile mücadele etmem oldu.  Bütün öğrencilere duyurdum, saç serbest, ayna ve tarak taşımak serbest. Saçı kirli olanların saçı kesilir dedim. Sonuç verdi ve başarıya ulaştık.”


Celal Duman, Namık Kemal’de iken, okulun bahçesine sınır olan bahçeler belediyece istimlak edilerek 12 derslikli yeni okul binası yaptırıldı ve okul bu binaya taşındı.  Eski okul ve yeri belediyeye verildi. Yeni okulun zemin katına kendi imkânları ile 4 derslik daha ilave edildi.  Okulun duvarları ise devlet tarafından yaptırıldı. Müdür olarak, üç müdür yardımcısı arkadaşı ve tüm öğretmenlerle birlikte il ve ilçede en başarılı okul olma hedefini gerçekleştirmek için mücadele verdi. Anadolu liselerine öğrenci vermede, sınava girenler sayısı bakımından en başarılı okul olmaya hak kazandılar. Halk Oyunları yarışmalarında okul olarak yıllarca birinci olmaya hak kazandılar ve bu başarıları sonucunda Kayseri’yi gurup yarışmalarında da temsil etme hakkını elde ettiler.


Üç öğretim dönemi boyunca 2500 den fazla vatandaşa dışarıdan bitirmelerde ortaokul diploması verdi. Devlet yetkilileri çalışmalarını karşılıksız bırakmadı. Kaymakamlar, valiler, müsteşar ve bakandan olmak üzere 12 takdirname aldı.  Bünyan’da, Kayseri’de ve Tüm Türkiye’de öğretmenleri televizyonlarda temsil etme görevi ile onurlandırıldı. 1991 yılında da devlet yetkilileri ve özel kuruluşlar tarafından maddi olarak ödüllendirildi.  İlksan Kayseri il temsilciliği görevini yürüttü. Ülkücü Öğretmenler Derneği’nde uzun yıllar görev yaptı. 


Duman, 1998 yılında emekli oldu. Emekli olduktan sonra 2007 yılına kadar Özel Bora Sürücü kursunda Müdür olarak çalıştı.  Trafik Öğretmenliği ve usta eğiticilik yaptı. 2007 yılında MHP’den Bünyan Belediyesi Meclis Üyesi Seçildi. Beş yıl boyunca meclis başkan vekilliği, imar komisyon başkanlığı, denetleme kurulu başkanlığı ve zaman zamanda başkan vekilliği yaptı. 

Duman, dört oğlan evladı sahibidir.  Evlatları Kalp Cerrahı Ümit Duman, Diş Hekimi Levent Duman, Veteriner Hekim Gökhan Duman ve Beden Eğitimi Öğretmeni Dağhan Duman’dır.



Hasan Yüksel 

14 Nisan 2018 Cumartesi

MUSTAFA SÜHA GÜRKAN ( 1955 -         )

Fikret ve Celile Gürkan çiftinin dördüncü çocukları olarak 1 Mart 1955 yılında Bünyan’da dünyaya geldi. Çağlayan ilkokulunda eğitime başladı 1966 yılında ilk eğitimini tamamladı. 1969 yılında Bünyan ortaokulu ve 1972 yılında da Bünyan lisesinde eğitimini tamamladı ve buradan mezun oldu.


1975 yılında Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü, FKB (Fizik Kimya Biyoloji) bölümünü kazandı. 1978 yılında buradan mezun oldu. Aynı yıl içerisinde fen bilgisi öğretmeni olarak ilk görev yeri olan Diyarbakır’a tayin edildi. 1980 öncesi zirve yapan terör olayları nedeniyle, can güvenliğini düşünerek oraya gitmedi. 1980 yılı şubat ayında Bünyan Lisesine tayin olan Gürkan, büyük bir heyecan ile ilk öğretmenlik görevine başladı. 1983 yılında giyim öğretmeni Gülhanım Aktaş ile hayatını birleştirdi. 1984 yılında kızları Fatma Burçin dünya ya geldi. 1985 yılı Ekim ayında tayini Niğde Bor Şehit Nuri Pamir Lisesine çıktı. 1986 yılında Oğlu Ömer Fikret dünya ya geldi. Beş yıl burada görev yaptıktan sonra yeniden tayini çıktı. 1990 yılı Şubat ayında Kayseri Kocasinan Atatürk Kız Meslek Lisesine tayin edildi.


Süha Gürkan 1984 yılında Fizik Lisans eğitimini tamamladı. 2008 yılında manevi bir görev olan Hac farizasını yerine getirdi. 2011 yılı Ağustos ayında çok sevdiği öğretmenlik görevinden emekli oldu. 16 Nisan 2016 yılında değerli eşi Gülhanım Gürkan’ı kaybetti. Çocuklarının ikisi de yüksek lisan yapmış olup, çalışmaktadırlar. Kızı Fatma Burçin’den dört yaşında ikiz kız torun sahibidir. Gürkan halen Kayseri’de emekli olarak hayatını sürdürmektedir.


Hasan Yüksel

5 Nisan 2018 Perşembe

ŞİNASİ GÜLCÜOĞLU (1964 - )



1.1.1964 Yılında Bünyan Sümer mahallesinde doğdu.  İlk, orta ve lise tahsilini Bünyan’da tamamladı. İşletme Yüksek lisans mezunu olarak üniversiteyi tamamladı.

1988’de Kayseri PTT Başmüdürlüğünde göreve başladı. Kayseri’ de görev yaptığı süre içeresinde Sivil Toplum Örgütleri ile düzenli ilişkileri oldu.  Bu çerçevede Kayseri Aydınlar Ocağı’ nda Genel Sekreterlik dahil değişik görevlerde bulundu. Yine bu çerçevede Memur - Sen Konfederasyonuna bağlı ve Haberleşme Hizmet Kolunda faaliyet Gösteren Birlik Haber - Sen sendikası Kayseri Şubesini kurdu.

2009 yılında PTT Genel Müdürlüğü Otomasyon daire başkanlığına yazılım uzmanı olarak tayin oldu.

Gerek Kayseri’de gerekse Ankara’da PTT Genel Müdürlüğü’ nde çalışırken başta PTT Bank projesi olmak üzere bütün yurtta çalışan bütünleşmiş projelerin yazılım ve yönetiminde yer aldı.

2011 yılı Şubat ayında yapılan Birlik Haber – Sen Olağan Genel Kurulunda Sendikanın Genel Başkanlığı görevine seçildi. Genel Başkanlık görevini yaptığı bu süre içerisinde Birlik Haber Sen’ in 20 yıllık yapısal, ekonomik ve sayısal değerlerini hızla yukarı çıkararak 5.300 üye sayısı ile 2011 yılında devir aldığı Birlik Haber Sen’ i, 2013 yılı Mayıs ayı itibarı ile 13.005’e şu an itibarı ile de 13.500 üye sayısına çıkararak tüm Hizmet Kolunda Genel Yetkili sendika olmasını sağladı.

Bu çerçevede gerek PTT A.Ş ile ilgili, gerekse TRT’ de çalışan sözleşmeli personelin kadroya alınması ile ilgili Torba Kanununda ve son olarak ta Çalışma Bakanlığı ile yapılan Toplu Sözleşme ile ilgili değişik konularda bir çok kanunun çıkartılmasında öncülük ettim.

Yine Genel Başkanlık süresi içeresin de çalışma hayatına yönelik ve kendi hizmet koluna ilişkin birçok proje hazırlayıp ilgili kurumlara ve AB Bakanlığına verdi. Bunlardan bir tanesi olan “ Haberleşme Sektöründe Çalışanların Mesleki Risklerinin Azaltılması “ konulu proje halen uygulanmakta olup bu proje kapsamında 01.11.2013 tarihi itibarı ile sendikanın 60 il başkanı İngiltere, Almanya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’nde araştırma ve inceleme gezisinde bulunmuşlardır.

Bu güne kadar bürokrasiden, Sivil Toplum örgütlerinden edindiği bilgi birikimi ve tecrübesi, yazılı ve görsel basınla olan iyi ilişkilerinden elde ettiği birikimi ile Adalet ve Kalkınma Partisi çatısı altında 30 mart 2014 yılı yerel seçimlerinde Bünyan Belediye Başkanlığına aday oldu ve kazandı.

31 Mart 1919 yılında yapılan yerel seçimlerde başkanlık görevini bırakan Gülcüoğlu, 31 Mart 2024 yılında yapılacak olan yerel seçimlerde Yeniden Refah Partisi'nden Bünyan Belediye Başkanlığı için yeniden aday olmuştur.  Gülcüoğlu  orta derecede İngilizce ve Almanca bilmekte olup, mezun olduğu işletme dalında doktora yapmaktadır. Evli ve 3 çocuk babasıdır

4 Mart 2018 Pazar

EGE ARAR (1996 - )


1996 yılında ailesinin görevi  nedeniyle bulundukları Adana'da dünyaya gelmiştir. Bünyan'ın Konaklı ailesinden merhum Nafiz Arara'ın torunu olup, babası  makine Mühendisi Tarık Neşet Arar, Annesi Dr. Füsun Arar'dır.  Eğitimine 2002 yılında Adana Çağ kolejinde başlamıştır. 2007 yılında buradan mezun olduktan sonra Tarsus Amerikan Koleji'ne geçerek orta öğretimine devam etmiş olup buradan da 2010 yılında mezun olmuştur. Yüksek öğretimine  İstanbul Aydın Üniversitesi'nde devam etmektedir.

Basketbol hayatına ilk okul çağında başlamıştır. İlk ve orta okul yıllarında okul basketbol takımlarında başarılı sezonlar geçirmiştir.  Aynı yıl 2.07 cm boyu ile  Galatasaray kulübünün  açmış olduğu basketbol seçmelerine katılmış  ve seçilen tek oyuncu olarak ciddi anlamdaki basketbol kariyeri başlamıştır. Bu vesileyle ailesinin desteği ile İstanbul'a taşınılmış ve lise öğremine de burada Doğa Kolejinde devam etmiştir. Eğitimi ile birlikte Galatasaray kulübünde önce yıldız takımında daha sonra genç takımında basketbol kariyerine devam etmiştir.  Galatasaray takımında iyi bir lider ve şutör olarak kendini ortaya koymuş ,  boyunun uzunluğunun yanında ayaklarının çabuk olması savunmada çok büyük avantaj sağlıyor. olması ve sıçrarken zamanlaması çok iyi olması, bu yüzden blok ve ribaund ortalamalarının  güzelliği ile dikkat çekmiştir.

Bu süreç  federasyon yetkililerinin de dikkatini çekerek önce yıldız milli takımı ve daha sonra genç milli takıma kabul edilmiş ve bu takımların önemli bir parçası haline gelmiştir. Milli takım ile 2012 ve 2014 yıllarında Avrupa şampiyonluğu , 2015 yılında dünya üçüncülüğü ve yine 2015 yılında Avrupa üçüncülüğü madalyalarını kazanmıştır. Galatasaray genç takımında 2014 yılındaki son senesinde kulübünde 25 yıl sonra gelen ilk İstanbul şampiyonluğu ve Türkiye 3. lüğü kazandırmakta önemli rol oynayarak o yıl Türkiye'nin en iyi pivotu ödülüne layık görülmüştür. Bu gelen başarılar sonrası altyapıdan profesyonelliğe geçerek Galatasaray basketbol A takımına kabul edilmiş olup, halen Galatasaray ve A milli takımda oynamaktadır.
Hasan Yüksel.

1 Mart 2018 Perşembe

FUAT GÜLDAL (1956 - 2018)



1956 yılında Kayseri’nin Bünyan İlçesi Cami-i Cedit Mahallesinden makine Mühendisi Ömer Lütfi Güldal ve Kayseri eski bayındırlık il müdürlerinden Darsiyak’lı Mehmet Ali Polatkan’ın ablası, Neriman Güldal’ın evlatları olarak Kayseri’de dünyaya geldi. Bünyan'ın tanınmış simalarından Fuat Ağanın torunudur.


Çocukluğu babasının işi nedeniyle Bünyan dışında geçti. Lise öğrenimini 1974 yılında Ankara TED Kolejinde tamamladıktan sonra, Hacettepe Üniversitesine bağlı Kayseri Gevher Nesibe Tıp Fakültesi'nde öğrenimine başladı. Dönemin şartlarından dolayı öğrenimini yarım bırakan Güldal, Ege Üniversitesinin, okullarına devam edemeyen öğrencileri kabul etmesiyle yarım kalan öğrenimini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde devam ettirdi. Buradan 1982 yılında mezun oldu. 1989 yılında da İzmir Atatürk Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nde Radyoloji İhtisasını tamamladı.


1995 yılına kadar çeşitli özel sektör kuruluşlarında çalıştıktan sonra, İzmir Alsancak’ta Barış Tıbbi Görüntüleme Merkezini kurdu. Meslektaşı Prof. Dr. Azize Dilek Güldal hanımla evli olan Fuat Güldal vefat edene kadar kendi iş yerinde çalışmıştır.


Güldal, Çakıl adında bir kız evladı ve Ömercan adında bir oğlan evladı sahibidir.

Hasan Yüksel

25 Şubat 2018 Pazar

ÖZLEM ÜNALDI (1982 - )



Kökeni Kayseri'nin Yahyalı  ve Yeşilhisar  İlçelerinden  olup, Mustafa ve Yasemin çiftinin  çocukları olarak 1982 yılında Ankara'da dünyaya gelmiştir. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü mezunu olup, sonrasında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Anasanat Dalı Oyunculuk Bölümü'nü de bitirmiştir. Ayrıca 2012 yılında Paris Drama Sanat Yüksek Okulu CSGM Uluslararası Yüksek Lisans Seviyesi Oyunculuk Eğitimi Eğitim Programını tamamlamıştır.

Tüm eğitimini ve üstün yeteneğini de birleştirerek tiyatro ve dizi oyunculuğu dalında iyi bir seviyeye  gelmeyi başarmıştır. Bir çok dizi de ve  tiyatro oyununda sahne almış, bir kısım makale ve söyleşileri çeşitli yayınlanmıştır.  Özlem Ünaldı son olarak Kanal D'nin sevilen dizilerinden, "Vatanım Sensin" dizisinde "Madam Babet" rolünde oynamaktadır.

Tüm bu başarılarının yanı sıra Melih Cevdet Anday'dan etkilenerek ve çocukluk hayalini gerçekleştirerek  "Ah" isimli ilk kitabını "Çınar" yayınlarından çıkartmayı başarmıştır.

İyi bir oyuncu ve yazar olmakla birlikte on parmağında on marifet sözünü yerine getirir gibi müzisyende olan Ünaldı, iyi derecede yüzme dans ve yoga bilmektedir.


Yer Aldığı Televizyon Dizileri:
2006 Mavi Kuş
2007 Yaralı Yürek  Show Tv.
2012 Merhaba Hayat Fox Tv.
2013 Muhteşem Yüzyıl Star Tv.
2013 Aşkın Bedeli Star Tv.
2014 Tanıklar TRT 1
2014 Yedi Güzel Adam TRT 1

Yer Aldığı Tiyatro Oyunları:
2004 Kes ve Kaç
2005 Cadı Kazanı
2005 Vahşi Batı
2009 La Fon Tain Masalları
2009 Ölü Canlar
2010 -2011-2012 Karanlık İşler
2012 Tiyatro Öldü

Yer Aldığı Sinema:
2008 Kıskanmak (Yan Rol -Emel) Zeki Demirbukuz)
2016 Kayseri Aslanı (Havva)

Yer Aldığı Reklamlar:
2008 Finansbank (Ana Rol Ezel Akay)
2014 Piri (Yan Rol)

Kitap:
2017 Ah (Çınar Yayınları)

Hasan Yüksel



31 Ocak 2018 Çarşamba

Bünyan Dostları Derneği Kış Yüzme Şenliği ve Doğa Yürüyüşü

Bünyan sever bir gurup tarafından kurulan "Bünyan Dostları Derneği" nin geleneksel hale getirdiği ve her sene Ocak ayının üçüncü haftasında gerçekleştirilen açık hava yüzme şenliği ve doğa yürüyüşü bu senede, Türkiye'nin bir çok ilinden bir çok katılımcı ile gerçekleştirildi. Eksi 6 derecede önce yedi kilometrelik zorlu bir doğa yürüyüşü ve ardından Pınarbaşı mevkiinde yüzme yarışları gerçekleştirildi. Bayanlar ve erkekler olmak üzere iki kategoride gerçekleştirilen yarışlarda zorlu bir mücadele yaşandı.
Şenliğe Bünyan Belediyesi ve Bünyan Kaymakamlığının da destekleriyle yardımcı oldu.

Yarışma sonunda derece alanlara ve cesaret göstererek suya girenlere madalyaları törenle verildi. Ayrıca doğa yürüyüşüne katılan bütün katılımcılara katılım belgesi verilerek onurlandırıldılar. Oldukça soğuk bir havada gerçekleştirilen yarışlara oldukça fazla sayıda seyirci de büyük bir destek verdi.